Nuh

Yeryüzünde insanlar çoğaldı ama yaptıkları kötülük çoktu, şimdiki zaman gibi aklı fikri hep kötülükteydi. Rab insanı yarattığına pişman oldu. Tek iyi bir adam vardı. Adı Nuh’tu. Nuh Allah’ın yolunda yürüdü.

Bunun için Allah bütün dünyada olan insanları yok etmeye karar verdi. Sadece Nuh’la hanesini kurtarmak için planı vardı.

Rab Nuh’a, “İnsanları yok edeceğim çünkü onlar yüzünden dünya kötülükle doldu. Onlarla birlikte yeryüzünde ne varsa her şeyi yok edeceğim. Kendine büyük bir gemi yap. Büyük tufan göndereceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama sana söz veriyorum: sen ve ailen kurtulacaksınız. Bunun için ailenle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için hayvanları, kuşlar ve sürüngenler çift çift sana gelecekler. Onları gemiye alacaksın” dedi.

Nuh Allah’ın bütün buyruklarını yerine getirdi. Komşular alay ettiyse de gemiyi yaptı. Hanesiyle hayvanlar için suyla yemek toplayıp geminin içine koydu.

Nuh gemiyi yaptıktan sonra Rab ona dedi, “Ailenle hayvanlarla birlikte gemiye bin çünkü kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım” dedi.

Nuh gemiye bindi ve Rab kendisi geminin kapısını kapattı. Yağmur kırk gün kırk gece yağdı. Bütün yeryüzünde soluk alan bütün canlılar öldü. Sadece Nuh’un gemisinde bulunan canlılar kurtuldu. Sular 150 gün yeryüzünü kapladı. Ondan sonra sular yavaş yavaş azalmayı başladı. Gemiye bindikten bir seneden fazla sonra ancak Nuh’la hanesi gemiden çıkabildi. Başka yaşayan hiç kimse yoktu.

Allah Nuh’a söz verdi. Bir daha yeryüzünü yok eden bir tufan olmayacak. Bunu göstermek için bir nişan olarak Rab gökkuşağı göğe koydu. Rab, “Ne zaman gökkuşağı görünse sonsuza dek verdiğim bu söz geçerli olduğunu hatırlayacağım” dedi.

Nuh gemiyi yaparken hiç kimse Allah’ın sözünü ciddiye almadı. Herhalde çok zaman aldı bu kadar büyük bir gemiyi yapmak için. Herhalde çok kişi Nuh’a, “Niçin bunu yapıyorsun?” diye alay ettiler ama Nuh tekrar tekrar Allah’ın sözünü anlatmaya devam etti. Ama karısı, oğulları ve gelinlerinden başka hiç kimse Nuh’u aldırmadı.

Biz kimin gibi olalım? Nuh gibi Allah’ı dinleyip buyruklarını yerine getiriyor muyuz? Yoksa öbür kişiler gibi Allah’ın buyruklarını aldırmayıp ölüm tehlikesinde miyiz?