100 Günde Kutsal Kitap'ın Asıl MesajıÖrnek
İsrail kralı Ahav, kendisinden önceki bütün krallardan daha çok kötülük yapmış ve Tanrı’yı öfkelendirmişti. Baal’a tapınmasının yanı sıra, Sayda kralının putperest kızı İzebel ile evlenmiş ve Rab’bin peygamberlerinin öldürülmesine aracı olmuştu. Tanrı’nın aynı dönemde, gelmiş geçmiş en güçlü peygamberlerden biri olan İlyas’ı görevlendirmesi tesadüf değildir. Karanlığın ve kötülüğün en yoğun olduğu günler, Tanrı’nın gerçeğinin ve lütfunun da en çok parladığı günlerdir.
İlyas peygamber, Tanrı’ya olan sarsılmaz adanmışlığı, doğruluğu ve mucizeleriyle, muhteşem bir tanıklık verdi. Fakat gün geldi, bitmek bilmeyen, amansız kötülüklerle mücadele etmekten ve bunların değişmediğini görmekten yılıp tükendi. O zaman, son derece ağır bir bunalıma giren İlyas, ölmek istedi. İsrail’de sadece kendisinin gerçek Tanrı’ya bağlı kaldığını düşünüyordu. Verdiği onca emeğin, hizmetinin ve gayretinin boşa gittiğini sanıyordu. Kutsal Ruh’la dolu bir peygamber; görünmeyeni gören, duyulmayı duyan, geleceği bilen, ölüyü dirilten, göğü kapatan, gökten ateş indiren bir peygamber… Dedi ki: “Yalnız ben kaldım.”
Ne var ki İlyas yanılıyordu, çünkü yalnız değildi. İsrail’de Rab’be bağlı olan yedi bin kişi daha vardı. Ancak İlyas, bütün bilgisine rağmen bunu bilmiyordu, bütün görüsüne rağmen bunu görememişti. Böyle bir şey olabilir mi? Bu denli büyük bir peygamber, böyle bir konuda yanılabilir mi?
Ne kadar büyük, güçlü, olgun ve etkili olursa olsun, her imanlı tükenebilir. İlyas peygamberi bu denli yanıltan, bunalıma sokan, kuvvetini ve dermanını tüketen şey umutsuzluktu. O kadar umutsuzdu ki yemeyi içmeyi bırakmıştı, hatta ölmek için dua ediyordu. İsa Mesih’in yolunda yürüyen bir imanlının baş etmesi gereken en büyük sorun, yokluklar değildir, cevapsız dualar değildir, sıkıntılar değildir, umutsuzluktur. İmanımızla en yüksek dağa tırmanırız, en büyük engelleri aşarız, en büyük yokluklara katlanırız, ama umudumuz çalınmışsa, imanımız etkisiz hale gelmiştir. İçimizdeki imanı etkisiz hale getiren en büyük etkenlerden biri umutsuzluktur.
Romalılar 15:13, Tanrı’nın muhteşem bir vasfını açıklayarak O’nu “Umut kaynağı olan Tanrı” adlandırır. Tanrı da umutsuzluğa yer yoktur. İlyas her şeyin bittiğini düşünürken Tanrı, 7000 İsrailliyle, yeni bir kralla, yeni bir peygamberle yoluna devam etmeyi çoktan planlamıştır. Tanrı’yla yürüyenler için O’nun tasarısı asla boşa çıkmaz, Tanrı asla kaybetmez, asla hata yapmaz, asla pes etmez. Bir kral işe yaramaz mı çıktı, Tanrı’nın tasarısında başka bir kral vardır, bir peygamber artık tükendi mi, onu yeniden umutla doldurmanın bir yolu vardır. Bir kapı kapandı mı, Tanrı için kapıların sayısı sonsuzdur. Ne müthiş Tanrımız var! O’na yönelenler, O’na güvenenler, O’nu bekleyenler için Tanrı’nın tasarısı asla çıkmaz bir sokağa sapmıyor.
Yeşaya peygamber, umudumuzu kaybetmemenin sırrını şöyle açıkladı: “Rab'be umut bağlayanlarsa taze güce kavuşur, Kanat açıp yükselirler kartallar gibi. Koşar ama zayıf düşmez, Yürür ama yorulmazlar” (Yşa.40:31). Elçi Pavlus, bu açıklamaya şu sözleri ekledi: “Oysa görmediğimize umut bağlarsak, sabırla bekleyebiliriz” (Rom.8:25). Levent Kınran
Geçmişe dönüp baktığınızda, sizi en çok umutsuzluğa düşüren hangi etkenler oldu?
Romalılar 15:13’e göre, umudunuzu nasıl tazelersiniz?
Okuma Planı Hakkında
Bu okuma planı Kutsal Kitap’ı baştan sona okurken size Tanrı’nın nihai planını da anlamanızı sağlayacaktır. Her günün okuma parçalarına ait ayetlerin açıklamalarının tamamı Türk Kilisesi’nden çeşitli önder, öğretmen ve saygın kardeşler tarafından o kaleme alındı. Planın içindeki derin düşünme sorularıyla Kutsal Kitap’ı 100 gün içinde okurken onu derin bir şekilde düşünme fırsatını da bulacaksınız.
More
Bu planı sağlayan Kutsal Kitap’ın Esas Mesajı'na teşekkür ederiz. Daha fazla bilgi için lütfen ziyaret edin: https://derindegisim.com/