100 Günde Kutsal Kitap'ın Asıl MesajıÖrnek

100 Günde Kutsal Kitap'ın Asıl Mesajı

100 günden 37. gün

Kral Davut’un ölümüyle birlikte İsrail tarihinde önemli bir devir kapandı ve yerine oğlu Süleyman geçti. Davut, Tanrı’ya yürekten bağlılığı, itaati ve halkına olan sevgisi nedeniyle Rab’bin bereketlerini hem hayatında hem de ülkesinde görmüştü. Öyle ki, babası “Davut'un tahtına geçen Süleyman'ın krallığı çok sağlam temellere oturmuştu” (1Kr.2:12).

Kral Süleyman’ın babası Davut’tan miras aldığı taht, herhangi bir taht değildir. Kralların Kralı olan İsa Mesih’in gelecekte oturacağı tahtta oturmakta, O’nun halkına önderlik etmektedir. Nitekim Süleyman, en azından krallığının bir döneminde “babası Davut'un kurallarına uyarak RAB'be olan sevgisini gösterdi.” (1. Kr.3:3). Ancak krallığının başladığı günlerde öyle bir deneyim yaşadı ki hem kendisinin bütün hayatı hem de ülkenin geleceği tümüyle değişti.

Kral Givon şehrinde bulunduğu bir gün Tanrı ona görünerek çok kısa ama çok sarsıcı bir soru sordu: “Sana ne vermemi istersin?” Hiç beklenmedik bir zamanda, hiç umulmadık bu soruyu Tanrı’dan duymak her insanın en muhteşem hayalidir. Birçok kişi, “Keşke Kral Süleyman gibi ben de böyle bir soru duysam! Herhalde sevinçten ne yapacağımı bilemem!” der. Böyle bir soruya cevaben dile getirdiğimiz dileğimizin, her şeye gücü yeten Tanrı tarafından gerçekleştirileceğinden emin olmak kadar büyük bir heyecan olabilir mi?

Herkesin hayalini kurabileceği bu soru, aslında son derece korkutucu bir deneme ve çok çetin bir sınavdır. Çünkü bu soruya vereceğimiz cevap, yüreğimizin en büyük arzusunu ortaya koyacaktır. Bizi bu hayatta en büyük isteğimizin ne olduğu gerçeğiyle yüzleştirecektir. Acaba en büyük dileğimiz bu dünyanın gelip geçici hevesleri, zenginliği ve varlığı mı olacak? Mal mülk ve gösteriş mi isteyeceğiz? Bedenimizin bir tutkusunu, bencilliğimizin bir talebini ya da belki bir intikam temennisini mi dileyeceğiz? Yoksa sonsuz değer taşıyan, Tanrı’yı gerçekten hoşnut eden ve O’nun isteğine uygun bir şey mi dileyeceğiz!

Tanrı ansızın bize görünüp de böyle bir soru sorsa, belki çoğumuz derin düşüncelere dalarız. “Ben gerçekten en çok ne istiyorum?” diye epey bir duraksarız. Kendi yüreğimizle yüzleşeceğimiz için bunun bizim için ne kadar büyük bir sınav olduğunu fark ederiz. Oysa Kral Süleyman, herhangi bir tereddüt göstermedi. Çünkü en büyük isteğinin ne olduğunu zaten biliyordu: “Şimdi bu halkı yönetebilmem için bana bilgi ve bilgelik ver. Başka türlü senin bu büyük halkını kim yönetebilir!” (2Ta.1:10).

Kralın bilgelik dilemekteki amacı, bilge biri olarak şöhret yapmak değildir. Tanrı’nın büyük halkını yönetebilmek için en büyük ihtiyacın Tanrı’nın bilgeliği olduğunun farkındadır. Kral Süleyman’ın yüreğindeki en büyük arzu Tanrı’nın halkını Tanrı’ya yaraşan bir şekilde yönetmek ve böylece Tanrı’yı hoşnut etmektir. Bu dilekten hoşnut olan Tanrı, Süleyman’a sadece bilgelik değil, bundan çok daha fazlasını vereceğini söyler.                                   Levent Kınran

Yüreğinizin en büyük arzusunu biliyor musunuz? Tanrı ansızın size görünüp “Sana ne vermemi istersin?” diye sorsa, buna ne cevap verirsiniz?

Lütfen yüreğinizin en büyük arzusunu Kral Davut’un dileğiyle karşılaştırın. (Mez 27:4)

Gün 36Gün 38

Okuma Planı Hakkında

100 Günde Kutsal Kitap'ın Asıl Mesajı

Bu okuma planı Kutsal Kitap’ı baştan sona okurken size Tanrı’nın nihai planını da anlamanızı sağlayacaktır. Her günün okuma parçalarına ait ayetlerin açıklamalarının tamamı Türk Kilisesi’nden çeşitli önder, öğretmen ve saygın kardeşler tarafından o kaleme alındı. Planın içindeki derin düşünme sorularıyla Kutsal Kitap’ı 100 gün içinde okurken onu derin bir şekilde düşünme fırsatını da bulacaksınız.

More

Bu planı sağlayan Kutsal Kitap’ın Esas Mesajı'na teşekkür ederiz. Daha fazla bilgi için lütfen ziyaret edin: https://derindegisim.com/