100 Günde Kutsal Kitap'ın Asıl MesajıÖrnek

Musa yaklaşık 2 milyon İsraillinin başındadır ve onları vaat edilmiş topraklara götürmektedir. Tanrı önlerine bir bulut ve ateş koyar, onlara belirli bir yolda rehberlik eder. Tanrı’nın onları yönlendirdiği yol aslında İsrail halkı için en uygun olandı; daha kısa olan diğer yol, büyük ihtimalle onlardan daha güçlü düşmanlarla savaşacakları anlamına geliyordu.

Ama önlerinde Kızıldeniz vardı! Üstelik arkalarından firavun ve ordusu savaş arabalarıyla geliyordu. Tanrı firavunun yüreğini bir daha inatçı kıldı ki ordusunu yendiğinde yüceliği görülsün. Oysa halk Tanrı’nın onurunu veya yüceliğini hiç umursamadı, sadece hayatta kalmak istedi. Sık sık yaptığı şeyi tekrar yaptı: Yakındı! Dahası halk tekrar Mısır’a dönmek istedi, yani ‘kurtuluş’tan önceki duruma; bir Hristiyan’ın ‘kurtuluşu’nu bırakıp eski günahlı hayatına dönmeyi istemesi gibi.
Yahve’nin bu isteğe verdiği karşılık harikadır: ‘Korkmayın, durun, sizi kurtardığımı göreceksiniz.’ Tanrı bir daha mucizevi şekilde onları kurtarır: Kızıldeniz’i ikiye ayırır, halkı kupkuru toprak üzerinde yürüttükten sonra firavunun ordusunu boğar. Tanrı tam anlamıyla Miryam’ın söylediği gibidir: savaş eridir, sağ eli (zafer sağlayan ve koruyan el!) güçlüdür, harikalar yaratandır, kutsallıkta görkemli ve heybetiyle övgüye değerdir.                                                                                    Ken Wiest

Tanrı belalar aracılığıyla kendini açıklamıştı, şimdi de halkını kurtararak kendini açıklamıştır. Bu bölümlerde (15. bölümü de dahil edebilirsiniz) Tanrı’nın hangi sıfatlarını görürüz?

Bu olaylardan HEMEN sonra halk tekrar günah işlemeye başlar, özellikle şikayet eder. Sizce neden öyle yaptılar? Bizler de aynı şekilde neler yapıyoruz?