100 Günde Kutsal Kitap'ın Asıl MesajıÖrnek

Tanrı adalet, acı ve hayatta neyin önemli olduğu hakkında ne düşünüyor? İsa, Dağdaki Vaaz olarak adlandırılan bu bölümde işte bize bu konuları açıyor. İsa hizmetinin başlarında bu geniş kapsamlı öğretiyi kendisini izleyenlerle paylaşıyor. Geniş başlıklarla ifade edecek olursak, gerçek mutluluk, yaşam ilkeleri ve bunlarla bağlantılı olarak Tanrı ve insanlarla ilişkiler üzerine öğretiyor. Bu öğreti bir yandan adalet ve doğrulukla ilgili birçok kişinin idealini betimliyor. Ne var ki, zulüm, merhamet ve teselli ihtiyacı, doğruluğa acıkmak, yoksulluğun devamı gibi durumlarla ilgili söyledikleriyle adalet ve doğrulukla ilgili beklentilerin gerçekleşmeyeceği birçok durum olacağı gerçeğini de ortaya koyuyor. Bu açıdan bakıldığında derin ve kaçınılmaz bir gerginliği içinde barındıran ve ayakları yere basan bir öğreti.

İsa’nın gerçek mutluluğa ilişkin sözleri, diye adlandırılan ve “Ne mutlu…” sözleriyle başlayan ifadeleri “gerçek mutluluğu” veya “iyi olma halini”, göklerin egemenliğinde bulunmak, teselli edilmek, yeryüzünü miras almak, doğruluğa doymak, merhamet bulmak, Tanrı’yı görmek, Tanrı oğlu/kızı olarak tanınmak olarak betimliyor. Acaba bu haliyle dünyada kaç kişinin mutluluk resmiyle uyumlu bu betimleme? İsa’nın bu sözleri insanı mutluluk veya iyi olma hali üzerine daha derin düşünmeye davet ediyor. İyi bir iş, iyi bir kariyer, iyi bir evlilik, başarı veya dindarlık yerine, Tanrı’yla ve insanla barışma, doğruluğa yönelme, merhamet gösterme ve merhameti tatma ve ayrıca göklerin egemenliğinde bulunma insana mutluluk verecek durum ve eylemler olarak sıralanıyor. Acaba hiç merhamet buldunuz mu? Acaba göklerin egemenliğini ve yeryüzünü miras almak nasıl bir şey?

İsa, Tanrı’nın yaşam ilkeleri konusunda düşüncelerini açmaya devam ediyor ve bunu yaparken Kutsal Yasa’ya gönderme yapıyor – açıkça bu kuralları geçersiz kılmak için değil bunları tamamlamak için geldiğini söylüyor. Tanrı’nın Musa’ya, Musa’nın da Tanrı’nın halkına verdiği On Buyruğu açıyor. İlk bakışta standardı daha da yükseltiyor ve şöyle diyor: “’Adam öldürmeyeceksin’ dendiğini duydunuz, ama ben size kardeşine öfkelenen herkes yargılanacak, ‘zina etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz, ama ben size bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur diyorum”. Ant içme ve insanları sevme, kötüye karşı direnmeme, sağ yanağına vurana sol yanağını da çevirme gibi konularda da İsa neredeyse gerçekleştirilmesi olanaksız bir çerçeve çiziyor. Bu sözler Tanrı’nın düşüncelerini açıklıyor bize. İnsan ister istemez şu gerilim içinde buluyor kendini, ne güzel, bu şekilde bana davranılmasını isterim ama her zaman böyle olmaktan veya bu şekilde davranmaktan da bir o kadar uzağım.

İsa Kutsal Yasa’yı tamamlamaya geldiği gibi, Dağdaki Vaaz’da anlatılan yaşamı da bize gösterdi. Kendisini dinleyenleri de bu sözleri uygulamaya ve “evini kaya üzerine kurmaya” (Matta 7:24) davet etti. Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz, sorusunun yanıtı ise İsa’ya yakın olmaktan geçiyor. Tıpkı Yuhanna 15:1-17 ayetlerinde anlatılan asma ve çubukların birbirine bağlı olması gibi “Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez”.                              Mine

Sizi neyin mutlu edeceğini düşünüyorsunuz? Acaba düşündükleriniz İsa’nın gerçekten insanı mutlu edeceğini söylediği değerlerle ne kadar örtüşüyor? Acaba gerçek mutluluğun en güzel ve en zor yanı nedir? İsa’nın insanları davet ettiği gibi bir yaşam sürdürmek ister misiniz?