Filistliler gerçek Allah’la karşılaşıyor

İsrailliler Allah’ı unuttular. Bunun için Allah onları düşmanları olan Filistinlilerin ellerine teslim etti. Filistliler İsraillileri yendiler ve Allah’ın kutsal sandığını İsraillilerden aldılar.

Filistliler gerçek Allah’ı tanımadılar. Allah’ın kutsal sandığını kuvvetli bir put olduğunu düşündüler.

Filistlilerin en büyük putun adı Dagon’du. Gerçek Allah’ı tanımadıkları için Allah’ın yerine Dagon’a güvendiler. Dagon’u yüceltmek ve ona tapınmak için güzel bir bina yaptılar. Orada Dagon’a tapındılar. O bina bir tapınaktı.

Filistliler Allah’ın kutsal sandığını Dagon’un tapınağına getirdiler. Dagon putunun yanına koydular.

Ertesi sabah kalktılar ve Dagon’un putu Allah’ın kutsal sandığının önünde yüzüstü yere düşmüş olarak buldular. Dagon’un putunu kaldırıp yerine koydular. Ama ertesi sabah Dagon’un putu yine Allah’ın kutsal sandığının önünde yüzüstü yere düşmüş olarak buldular. Bu kez Dagon’un putu başıyla iki eli kırılmıştı.

Rab Filistlileri ağır biçimde cezalandırdı. İnsanların üstünde tümörlerle dolu bir çeşit hastalıkla sıkıntıya soktu. Filistliler gerçek Allah’tan korktukları için Allah’ın kutsal sandığı memleketin baş kasabasında kalmasını istemediler. Başka bir kasabaya götürdüler. Ama sandık o kasabaya götürüldükten sonra Rab o kasabayı da cezalandırdı. Başka bir kasabaya götürdüler. Son götürülen kasabanın halkı çok korktu. Allah onlara verdiği ceza çok ağırdı. Kasaba halkının bağırması göklere yetişti. “Bizi ve halkımızı yok etmek için İsrail Allah’ın kutsal sandığını bize getirdiler!” diye bağırdılar.

Bütün Filist halkının başları toplandılar. “İsrail’in Allah’ın kutsal sandığı yerine geri götürülsün; öyle ki bizi de halkımızı da yok etmesin” diye karar verdiler. Dagon putun hizmetçilerini ve falcıları çağırdılar. “Allah’ın kutsal sandığını nasıl yerine götürebiliriz bize söyleyin” dediler. Dagon putun hizmetçileri ve falcılar bir suç cezası lazım ödensin dediler. Suç cezası olarak beş altın tümör ve beş altın fare hazırladılar.

Allah’ın kutsal sandığı suç cezasıyla beraber yeni bir öküz arabasına koydular. Sonra öküzleri yalnız gitsinler diye bıraktılar. Öküz arabasını hiç kimse sürmedi . Öküzler dosdoğru İsrail memleketine gittiler. Sağa sola sapmadan ana yoldan gittiler. Filist halkın başları onları İsrail sınırına kadar izlediler. Böylece Filistliler Rab’bin cezasından kurtuldular.

Bu meselede Rab Filistlilere bir ders vermek istedi. Gerçek Allah bütün putlardan daha kuvvetlidir. İsraillileri yenmek için Filistliler düşünebilirdi ki onların putu (Dagon) yardımcı oldu. Ama Rab İsraillileri cezalandırdığı için düşmanları olan Filistinlilerin ellerine teslim etti. Her şey Rab’bin kontrolün altındaydı. Rab Dagon’u kırdı, insanları sıkıntıya soktu, öküzleri yürüttü. Her şey onun elindeydi. İsrailliler Allah’ı unuttular. Filistliler Allah’ı tanımazdılar ve sonra ondan çok korktular. Biz İsraillilerle Filistliler gibi olmayalım. Rab’bi tanısak da tanımasak da Rab bütün insanların hayatlarını yürütüyor. Allah’ın elinde olduğumuzu her zaman hatırlayalım.