Kutsal Kitap'taki Kişiler - Mısır'dan Çıkış, Çölde Sayım, Yasa'nın TekrarıÖrnek

Kutsal Kitap'taki Kişiler - Mısır'dan Çıkış, Çölde Sayım, Yasa'nın Tekrarı

30 günden 11. gün

Mısırlıların yaşadıkları belalar

Rab Musa’nın aracılığıyla firavuna(Mısırlıların kralına) kendisi Allah olduğunu gösterdi. Firavunun inatçılığı yüzünden Mısırlılar çok bela gördüler. Birinci bela sular kana döndü.

2.Bela: Kurbağa Belası

Rab Musa’ya şöyle dedi: “Firavunun (Mısırlıların kralının) yanına git ve ona de ki, ‘Rab şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapınsınlar. Eğer halkımı salıvermeyi kabul etmezsen, bütün memleketini kurbağalarla cezalandıracağım. Dere kurbağalarla dolup taşacak. Kurbağalar çıkıp sarayına, yatak odana, yatağına, görevlilerinin ve halkının evlerine, fırınlarına, hamur teknelerine girecekler. Senin, halkının, bütün görevlilerinin üstüne atlayacaklar.’

Harun’a de ki, ‘Elindeki değneği (çoban sopasını) derelerin, kanalların, havuzların üzerine uzatıp kurbağaları çıkart; Mısır’ı kurbağalar kaplasın.’ ”

Böylece Harun elini Mısır’ın suları üzerine uzattı; kurbağalar çıkıp bütün Mısır’ı kapladı. Ancak büyücüler de kendi büyüleriyle aynı şeyi yaptılar ve memlekete kurbağaları saldılar.

Firavun Musa’yla Harun’u çağırtıp, “Rab’be dua edin, benim ve halkımın üzerinden kurbağaları uzaklaştırsın” dedi, “O zaman halkınızı Rab’be kurban kessinler diye salıvereceğim.”

Musa’yla Harun firavunun yanından ayrıldılar. Musa Rab’bin firavunun başına getirdiği kurbağa belası için Rab’be dua etti. Rab Musa’nın isteğini yerine getirdi. Kurbağalar evlerde, avlularda, tarlalarda öldüler. Kurbağaları öbek öbek topladılar. Memleket kokudan geçilmez oldu. Ancak firavun memleketin rahatladığını görünce, Rab’bin söylediği gibi inatçılık etti ve Musa’yla Harun’u dinlemedi.

3.Bela: Sivrisinek Belası

Rab Musa’ya şöyle dedi: “Harun’a de ki, ‘Değneğini uzatıp yere vur, yerdeki toz sivrisineğe dönüşsün, bütün Mısır’ı kaplasın.’ ” Öyle yaptılar. İnsanlarla hayvanların üzerine sivrisinekler yürüdü. Mısır’da yerin bütün tozu sivrisineğe dönüştü. Büyücüler de kendi büyüleriyle tozu sivrisineğe dönüştürmek istedilerse de başaramadılar. İnsanların, hayvanların üzerini sivrisinek kapladı.

Büyücüler firavuna, “Bu işte Allah’ın parmağı var” dediler. Ne var ki, Rab’bin söylediği gibi firavun inat etti, Musa’yla Harun’u dinlemedi.

4.Bela: At Sineği Belası

Rab Musa’ya şöyle dedi: “Sabah erkenden kalk, firavun dereye inerken onu karşıla ve şöyle de: ‘Rab diyor ki, halkımı salıver, bana tapsınlar. Halkımı salıvermezsen senin, görevlilerinin, halkının, evlerinin üzerine at sineği yağdıracağım. Mısırlıların evleri ve üzerinde yaşadıkları topraklar at sinekleriyle dolup taşacak. Ama o gün halkımın yaşadığı Goşen bölgesinde farklı davranacağım. Orada at sineği olmayacak. Böylece bileceksin ki, bu memlekette Rab benim. Kendi halkımla senin halkın arasına fark koyacağım. Yarın bu belirti gerçekleşecek.’ ”

Rab dediğini yaptı. Firavunun sarayına, görevlilerinin evlerine sürü sürü at sineği gönderdi. Mısır at sineği yüzünden baştan sona ziyan oldu.

Firavun Musa’yla Harun’u çağırtıp, “Gidin, bu memlekette Allah’ınıza kurban kesin” dedi.

Musa, “Bu doğru olmaz” diye karşılık verdi, “Çünkü Mısırlılar Allah’ımız Rab’be kurban kesmeyi iğrenç sayıyorlar. İğrenç saydıkları bu şeyi gözlerinin önünde yaparsak bizi taşlamazlar mı? Allah’ımız Rab’be kurban kesmek için, bize buyurduğu gibi üç gün çölde yol gitmeliyiz.”

Firavun Musa’ya, “Çölde Allah’ınız Rab’be kurban kesmeniz için sizi salıveriyorum” dedi, “Yalnız çok uzağa gitmeyeceksiniz. Şimdi benim için dua edin.”

Musa firavuna, “Yarın firavunun, görevlilerinin ve halkının üzerinden at sineklerini uzaklaştırsın diye, yanından ayrılır ayrılmaz Rab’be dua edeceğim” dedi, “Yalnız Rab’be kurban kesmek için halkın gitmesini önleyerek bizi firavun yine aldatmamalı.”

Musa firavunun yanından çıkıp Rab’be dua etti. Rab Musa’nın isteğini yerine getirdi; firavunun, görevlilerinin ve halkının üzerinden at sineklerini uzaklaştırdı. Tek sinek bile kalmadı. Öyleyken, firavun bir kez daha inatçılık etti ve halkı salıvermedi.

5.Bela: Hayvanların Ölümü

Rab Musa’ya şöyle dedi: “Firavunun yanına git ve ona de ki, ‘İsraillilerin Allah’ı Rab şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapınsınlar. Salıvermeyip, onları tutmaya devam edersen, Rab’bin eli kırda olan hayvanlarınızı – atları, eşekleri, develeri, sığırları ve bütün büyük hayvanlarınızı – öldürecek sizi cezalandıracak. Rab İsraillilerle Mısırlıların hayvanlarına farklı davranacak. İsraillilerin hayvanlarından hiçbiri ölmeyecek.’ ”

Ertesi gün Rab dediğini yaptı: Mısırlıların hayvanları çoğu öldü. Ama İsraillilerin hayvanlarından hiçbiri ölmedi. Firavun adam gönderdi, İsraillilerin bir tek hayvanının bile ölmediğini öğrendi. Öyleyken, inat etti ve halkı salıvermedi.

6.Bela: Çıban Belası

Rab Musa’yla Harun’a, “Yanınıza iki pança dolusu ocak kurumu alın” dedi, “Musa kurumu firavunun önünde göğe doğru savursun. Kurum bütün Mısır’ın üzerinde ince bir toza dönüşecek; memleketin her yerinde insanların, hayvanların bedenlerinde irinli çıbanlar çıkacak.”

Böylece Musa’yla Harun ocak kurumu alıp firavunun önünde durdular. Musa kurumu göğe doğru savurdu. İnsanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar çıktı.

Büyücüler çıbandan ötürü Musa’nın karşısında duramadılar. Çünkü bütün Mısırlılarda olduğu gibi onlarda da çıbanlar çıkmıştı. Rab firavunu inatçı yaptı, Rab’bin Musa’ya söylediği gibi, firavun Musa’yla Harun’u dinlemedi.

7.Bela: Dolu Belası

Rab Musa’ya şöyle dedi: “Sabah erkenden kalkıp firavunun huzuruna çık, de ki, ‘İsraillilerin Allah’ı Rab şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar. Yoksa bu kez senin, görevlilerinin, halkının üzerine bütün belalarımı yağdıracağım. Öyle ki, bu dünyada benim gibisi olmadığını öğrenesin. Çünkü elimi kaldırıp seni ve halkını bulaşıcı hastalıkla vurmuş olsaydım, yeryüzünden silinmiş olurdun. Gücümü sana göstermek, adımı bütün dünyaya tanıtmak için seni ayakta tuttum. Hâlâ halkımı salıvermiyor, onlara üstünlük gösteriyorsun. Bu yüzden, yarın bu saatlerde Mısır’ın tarihinde görülmemiş ağır bir tolu yağdıracağım. Şimdi buyruk ver, hayvanların ve kırda neyin varsa hepsini koruntu bir yere konsun. Tolu yağınca, eve getirilmeyen, kırda kalan bütün insanlarla hayvanlar ölecek.’ ”

Firavunun görevlileri arasında Rab’bin uyarısından korkanlar köleleriyle hayvanlarını çabucak evlerine topladılar. Rab’bin uyarısına kulak asmayan bazı köleler hayvanlarını tarlada bıraktılar.

Rab Musa’ya, “Elini göğe doğru uzat” dedi, “Mısır’ın her yerine, insanların, hayvanların, kırdaki bütün tarlaların üzerine tolu yağsın.” Musa değneğini göğe doğru uzatınca Rab gök gürlemeleri ve tolu gönderdi. Yıldırım düştü. Rab Mısır’a tolu yağdırdı. Şiddetli tolu yağıyor, sürekli şimşek çakıyordu. Mısır olalı böyle bir tolu görmemişti. Tolu Mısır’da insandan hayvana dek kırdaki her şeyi, bütün tarlaları mahvetti, bütün ağaçları kırdı. Yalnız İsraillilerin yaşadığı Goşen bölgesine tolu düşmedi.

Keten ve arpa mahvolmuştu; çünkü arpa başak vermiş, keten çiçek açmıştı. Ama buğday ve kızıl buğday henüz büyümedi için zarar görmemişti.

Firavun Musa’yla Harun’u çağırttı ve dedi, “Bu kez günah işledim. Rab haklı, ben ve halkım haksızız. Rab’be dua edin, yeter bu gök gürlemeleri ve tolu. Sizi salıvereceğim, artık burada kalmayacaksınız.”

Musa firavuna, “Kasabadan çıkınca, ellerimi Rab’be uzatacağım” dedi, “Gök gürlemeleri duracak, artık tolu yağmayacak. Böylece dünyanın Rab’be ait olduğunu bileceksin. Ama biliyorum, sen ve görevlilerin Rab Allah’tan hâlâ korkmuyorsunuz.”

Musa firavunun yanından ayrılıp kasabadan çıktı. Ellerini Rab’be uzattı. Gök gürlemesi ve tolu durdu, yağmur dindi. Firavun yağmurun, tolunun, gök gürlemesinin kesildiğini görünce, yine günah işledi. Hem kendisi, hem görevlileri inat ettiler. Rab’bin Musa aracılığıyla söylediği gibi, firavun inat ederek İsraillileri salıvermedi.

8.Bela: Çekirge Belası

Musa’yla Harun firavunun yanına varıp şöyle dediler: “İsraillilerin Allah’ı Rab diyor ki, ‘Ne zamana kadar baş kaldırıp sözümü dinlemeyeceğin? Halkımı salıver, bana tapınsınlar. Halkımı salıvermek razı olmak istemezsen, yarın memlekete çekirge göndereceğim.

(Zıplayan ve uçabilen bir tür böcektir. Ayaklarına kanatlarını sürterek sesler çıkartıyor. Yeşil yaprağı olan her şeyi yiyor). Yeryüzünü öylesine kaplayacaklar ki, toprak görünmez olacak. Toludan kurtulan yemişler, kırda ekilmiş ne varsa ve bütün ağaçlarınızı yiyecekler. Evlerine, bütün görevlilerinin, bütün Mısırlıların evlerine çekirge dolacak. Ne dedeleriniz ne de babalarınız böylesini görmediler.’ ” Sonra Musa dönüp firavunun yanından ayrıldı.

Görevlileri firavuna, “Ne zamana dek bu adam bize bela olacak?” dediler, “Bırak gitsinler, Allahları Rab’be tapınsınlar. Mısır mahvoldu, hâlâ anlamıyor musun?”

Böylece, Musa’yla Harun’u firavunun yanına geri getirdiler.

Firavun, “Gidin, Allah’ınız Rab’be tapın” dedi, “Ama kimler gidecek?”

Musa, “Genç, yaşlı hepimiz birlikte gideceğiz” dedi, “Oğullarımızı, kızlarımızı, bütün hayvanlarımızı bizimle alacağız. Çünkü Rab’be bayram yapmalıyız.”

Firavun Musa’ya, “Alın çoluk çocuğunuzu, gidin gidebilirseniz, Rab yardımcınız olsun!”. Ama sonra şöyle dedi “Bakın, kötü niyetiniz ne kadar açık. Yok olmaz. Sadece erkekler gidip Rab’be tapınsınlar. Zaten istediğiniz de bu.” Sonra Musa’yla Harun firavunun yanından kovuldular.

Rab Musa’ya, “Elini Mısır’ın üzerine uzat” dedi, “Çekirge yağsın; memleketin bütün ekilmiş tarlalara, toludan kurtulan her şeyi yesinler.”

Musa değneğini Mısır’ın üzerine uzattı. Bütün o gün ve gece Rab memlekette doğu rüzgarı estirdi. Sabah olunca da doğu rüzgarı çekirge böcekleri getirdi. Mısır’ın üzerinde toplanan çekirgeler memleketi boydan boya kapladı. Öyle çoktular ki, böylesi hiçbir zaman görülmedi, kuşaklar boyu da görülmeyecek. Toprağın üzerini öyle kapladılar ki, memleket kapkara oldu. Bütün ekilmiş tarlaları, tolunun zarar vermediği ağaçlarda kalan meyvelerin hepsini yediler. Mısır’ın hiçbir yerinde ne ağaçlarda, ne de kırdaki tarlalarda yeşillik kalmadı.

Firavun acele Musa’yla Harun’u çağırttı. “Allah’ınız Rab’be ve size karşı günah işledim” dedi, “Rica ederim bir kez daha günahımı bağışlayın ve Allah’ınız Rab’be dua edin; bu ölümcül belayı üzerimden uzaklaştırsın.”

Musa firavunun yanından çıkıp Rab’be dua etti. Rab rüzgarı çok şiddetli batı rüzgarına döndürdü. Rüzgar çekirgeleri sürükleyip denize döktü. Mısır’da tek çekirge kalmadı. Ama Rab firavunu inatçı yaptı. Firavun İsraillileri salıvermedi.

9.Bela: Karanlık Belası

Rab Musa’ya, “Elini göğe doğru uzat” dedi, “Mısır’ı hissedilebilir bir karanlık kaplasın.” Musa elini göğe doğru uzattı, Mısır üç gün koyu karanlığa gömüldü. Üç gün boyunca kimse kimseyi göremez, yerinden kıpırdayamadı. Yalnız İsraillilerin yaşadığı yerler aydınlıktı.

Firavun Musa’yı çağırttı. “Gidin, Rab’be tapının” dedi, “Hayvanlarınız burada kalacak. Çoluk çocuğunuz sizinle birlikte gidebilir.”

Musa, “Ama Allah’ımız Rab’be kurban kesmemiz için bize kurbanlık ve yakmalık sunular da vermelisin” diye karşılık verdi, “Hayvanlarımızı da yanımıza almalıyız. Bir tırnak bile kalmamalı burada. Çünkü Allah’ımız Rab’be tapınmak için bazı hayvanları kullanacağız. Oraya varmadıkça hangi hayvanları Rab’be sunacağımızı bilemeyiz.”

Ancak Rab firavunu inatçı yaptı, firavun İsraillileri yine salıvermek istemedi. Musa’ya, “Git başımdan” dedi, “Sakın bir daha karşıma çıkma. Yüzümü gördüğün gün ölürsün.”

Musa firavuna, “Dediğin gibi olsun” dedi, “Bir daha yüzünü görmeyeceğim.”

SON DÜŞÜNCE

Firavun Allah’ın gücünü gördü. Allah firavuna çok fırsatlar verdi Allah’ın sözünü dinlemek için. Ama firavun inatçı olup Allah’ın sözünü aldırmadı. Çok belalarla memleketi zarar gördü. Hem firavun hem de halkı çok sıkıntı yaşadı. Biz firavun gibi inatçı olmayalım. Eğer Allah’ın sözünü aldırmazsak hem kendimiz hem de bizim insanlarımız zarar görebilir. Sıkıntıdan kurtulmanın yolu Allah’ın sözünü dinlemektir.

Gün 10Gün 12

Okuma Planı Hakkında

Kutsal Kitap'taki Kişiler - Mısır'dan Çıkış, Çölde Sayım, Yasa'nın Tekrarı

Bu plan Kutsal Kitap’taki olan insanları tanıtıyor. Onları sırayla yaşadıkları zamana göre anlatıyor. Onların hayatlarını ve yaşadıkları zorlukları öğreniyoruz. Onlar bizim gibi sıradan normal insanlar olduklarını görüyoruz. Onların yanlış ve doğru yaptıklarından örnek alıp öğreniyoruz. Onlar bize kuraj (cesaret) veriyor ki Allah’a güvenelim ve anlayışta büyüyelim. Onların yaşadıklarından her birimiz kendi hayatımızda örnek alıp nasıl davranmamız lazım olduğunu yardım bulabiliriz.

More

Bu planı sağladığı için Kutsal Kitap Dersleri'e teşekkür ederiz. Daha fazla bilgi için lütfen ziyaret edin: https://kutsalkitapdersleri.home.blog/butun-ders-listesi/