İsraillilerin sıkıntısı

Kıtlık yüzünden Yakup’la ailesi Mısır’a (Egipet’e) yaşamaya gittiler. Yakup’un soyundan gelenler toplam yetmiş kişiydi. Yusuf zaten Mısır’daydı. Allah’ın Yakup’a verdiği yeni ad İsrail’di. Onun için ondan gelen halkın adı İsraillilerdi.

Zaman geçti Yusuf, kardeşleri ve o kuşaktan hepsi öldü. Ama soyları sayı olarak çoğaldı. Mısır (Egipet) onlarla dolup taştı.

Sonra Yusuf hakkında bilgisi olmayan Mısırda yeni bir kral baş oldu. Halkına, “Bakın, İsrailliler sayıca bizden daha çok” dedi, “Gelin, aklımızı kullanalım, yoksa daha çok olacaklar; eğer bir savaş çıkarsa, düşmanlarımıza katılıp bize karşı savaşacaklar.”

Böylece Mısırlılar İsrailliler’i çalıştırarak ağır işlerle zorladılar. Ama Mısırlılar baskı yaptıkça İsrailliler daha da çoğaldılar. Mısırlılar korktukları için İsrailliler’i acımadan çok çalıştırdılar. Her türlü tarla işi, harç (horosan) ve kerpiç yapımı gibi ağır işlerle hayatlarını zehir ettiler. Her çeşit ağır işi onlara yaptırdılar İsrallileri hiç acımadan kullandılar.

Mısır Kralı, Şifra ve Pua adındaki İsrailli ebelere (akuşerkalara) şöyle dedi: “İsrailli kadınlarını doğurturken iyi bakın; bebek erkekse öldürün, kız ise dokunmayın.” Ama ebeler (akuşerkalar) Allah’tan korkan kadınlardı, Mısır Kralı’nın buyruğuna uymadılar erkek olan bebekleri sağ bıraktılar. Bunun için Mısır Kralı ebeleri (akuşerkaları) çağırtıp, “Niçin yaptınız bunu?” diye sordu, “Neden erkek bebekleri sağ bıraktınız?”

Ebeler (akuşerkalar), “İsrailli kadınlar Mısırlı kadınlara benzemiyor” cevap verdiler, “Çok güçlüler. Daha ebe (akuşerka) gelmeden yardım almadan doğum yapıyorlar.”

Allah ebeleri (akuşerkaları) kraldan ceza almasınlar diye korudu. İsraililer çoğaldıkça çoğaldı. Bunun üzerine kral bütün halkına buyruk verdi: “Doğan her İsrailli erkek bebek Nil deresine atılacak, kızlar sağ bırakılacak.” Onun için Musa Peygamber bebekken Nil deresinden kurtuldu.

Maalesef bu dünyada insanlar çoğu zaman yabancılardan korkuyorlar. Yabancılar hiçbir şey yapmadan bile korkuyorlar. Yabancıları tanımadan onlar hakkında kötü şeyler düşünüyorlar. Biz böyle şeyler yaşamış olabiliriz ama Allah’ı suçlamayalım. Allah görüyor ve bu meselede İsraillilere acıdığı gibi bize de acıyor. Ayırım yaşadığımız zaman bu meseledeki ebeler (akuşerkalar) gibi insandan değil Allah’tan korkup onun istediğini yerine getirelim.

Allah’ın önünde ayırım yok. Musa’nın zamanında gibi o Mısırlı kral gibi olmayalım. Yabancılara karşı iyi niyetli olalım ve onları önce tanıyıp anlayış sevgi ve saygı gösterelim.