NEHEMYA 2:9-20

NEHEMYA 2:9-20 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Fırat'ın batı yakasındaki valilere gidip kralın mektuplarını verdim. Kral benimle birlikte komutanlar ve atlılar göndermişti. Horonlu Sanballat ile Ammonlu görevlilerden Toviya, İsrail halkının iyiliği için birinin çalışmaya geldiğini duyunca çok sıkıldılar. Yeruşalim'e gittim. Orada üç gün kaldıktan sonra, gece kalkıp birkaç adamla birlikte işe koyuldum. Yeruşalim için yapacaklarıma ilişkin Tanrı'dan aldığım esini kimseye açıklamadım. Bindiğim hayvandan başka hayvan götürmemiştim. Hâlâ karanlıktı. Dere Kapısı'ndan Ejder Pınarı'na, oradan Gübre Kapısı'na gittim. Yeruşalim'in yıkılan surlarını, yanıp kül olan kapılarını gözden geçirdim. Sonra Pınar Kapısı'na, Kral Havuzu'na doğru gittim. Ne var ki, yol bindiğim hayvanın geçmesine uygun değildi. Gece karanlığında dere boyunca ilerledim, surları gözden geçirip geri geldim. Sonunda Dere Kapısı'ndan girip yerime döndüm. Yetkililer nereye gittiğimi, ne yaptığımı bilmiyorlardı. Çünkü Yahudiler'e, kâhinlere, soylulara, yetkililere ve öteki görevlilere henüz hiçbir şey söylememiştim. Sonra onlara, “İçine düştüğümüz yıkımı görüyorsunuz” dedim, “Yeruşalim yıkılmış, kapıları ateşe verilmiş. Gelin, Yeruşalim surlarını onaralım, utancımıza son verelim.” Onlara Tanrı'nın bana nasıl destek olduğunu ve kralın söylediklerini anlattım. Onlar da, “Haydi, onarmaya başlayalım” dediler. Var güçleriyle bu hayırlı işe başladılar. Ama Horonlu Sanballat, Ammonlu görevlilerden Toviya, Arap Geşem yapacaklarımızı duyunca, bizi küçümseyip alay ettiler. “Ne yapıyorsunuz? Krala baş mı kaldırıyorsunuz?” dediler. Onları şöyle yanıtladım: “Göklerin Tanrısı bizi başarılı kılacaktır. Biz O'nun kulları olarak onarımı başlatacağız. Ama sizin Yeruşalim üzerinde ne hakkınız, ne de payınız olacak, adınız bile anılmayacak.”

NEHEMYA 2:9-20 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Ve Irmak ötesi valilerine geldim, ve onlara kıralın mektuplarını verdim. Ve kıral benimle beraber ordu başbuğları ve atlılar göndermişti. Ve Horonlu Sanballat, ve Ammonî köle Tobiya işittiler, ve İsrail oğullarının iyiliğini aramak için bir adam gelmiş olması onlara büyük dert oldu. Ve Yeruşalime gelip orada üç gün kaldım, Ve ben geceleyin yanımda bir kaç adam olarak kalktım; ve Yeruşalim için yapacağım şey hakkında Allahımın yüreğime ne koymuş olduğunu kimseye bildirmedim; ve ancak bindiğim hayvandan başka yanımda hayvan yoktu. Ve geceleyin dere kapısından, çakal kuyusuna, ve gübre kapısına doğru çıktım, ve yıkılmış olan Yeruşalimin duvarlarını, ve ateşin yiyip bitirdiği kapılarını gözden geçirdim. Ve çeşme kapısına, ve kıral havuzuna geçtim; fakat altımdaki hayvan için geçecek yer yoktu. Ve geceleyin vadi boyunca çıktım, ve duvarı gözden geçirdim; ve döndüm, ve dere kapısından girip geri geldim. Ve nereye gittiğimi ve ne yaptığımı hükûmet memurları bilmediler; ve Yahudilere, ve kâhinlere, ve ileri gelenlere, ve hükûmet memurlarına, ve iş yapan öteki adamlara henüz bildirmemiştim. Ve onlara dedim: İçinde olduğumuz felâketi görüyorsunuz, Yeruşalim haraptır, ve kapıları ateşle yakılmıştır; gelin de Yeruşalimin duvarını yapalım, ve artık utanç içinde kalmıyalım. Ve Allahımın eli üzerimde inayetli olduğunu, hem de kıralın bana söylemiş olduğu sözleri onlara bildirdim, ve: Kalkalım, ve bina edelim, dediler. Ve bu iyi iş için ellerini kuvvetlendirdiler. Fakat Horonlu Sanballat, ve Ammonî köle Tobiya, ve Arap Geşem işitip bizimle eğlendiler, ve bizi hor gördüler, ve dediler: Bu yaptığınız şey nedir? Siz kırala karşı âsi mi olacaksınız? Ve onlara cevap verdim, ve kendilerine dedim: Göklerin Allahı, işimizi o iyi edecektir; ve biz, onun kulları, kalkacağız, ve bina edeceğiz; fakat Yeruşalimde size pay, ve hak, ve anılma yoktur.

NEHEMYA 2:9-20 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Fırat'ın batı yakasındaki valilere gidip kralın mektuplarını verdim. Kral benimle birlikte komutanlar ve atlılar göndermişti. Horonlu Sanballat ile Ammonlu görevlilerden Toviya, İsrail halkının iyiliği için birinin çalışmaya geldiğini duyunca çok sıkıldılar. Yeruşalim'e gittim. Orada üç gün kaldıktan sonra, gece kalkıp birkaç adamla birlikte işe koyuldum. Yeruşalim için yapacaklarıma ilişkin Tanrı'dan aldığım esini kimseye açıklamadım. Bindiğim hayvandan başka hayvan götürmemiştim. Hâlâ karanlıktı. Dere Kapısı'ndan Ejder Pınarı'na, oradan Gübre Kapısı'na gittim. Yeruşalim'in yıkılan surlarını, yanıp kül olan kapılarını gözden geçirdim. Sonra Pınar Kapısı'na, Kral Havuzu'na doğru gittim. Ne var ki, yol bindiğim hayvanın geçmesine uygun değildi. Gece karanlığında dere boyunca ilerledim, surları gözden geçirip geri geldim. Sonunda Dere Kapısı'ndan girip yerime döndüm. Yetkililer nereye gittiğimi, ne yaptığımı bilmiyorlardı. Çünkü Yahudiler'e, kâhinlere, soylulara, yetkililere ve öteki görevlilere henüz hiçbir şey söylememiştim. Sonra onlara, “İçine düştüğümüz yıkımı görüyorsunuz” dedim, “Yeruşalim yıkılmış, kapıları ateşe verilmiş. Gelin, Yeruşalim surlarını onaralım, utancımıza son verelim.” Onlara Tanrı'nın bana nasıl destek olduğunu ve kralın söylediklerini anlattım. Onlar da, “Haydi, onarmaya başlayalım” dediler. Var güçleriyle bu hayırlı işe başladılar. Ama Horonlu Sanballat, Ammonlu görevlilerden Toviya, Arap Geşem yapacaklarımızı duyunca, bizi küçümseyip alay ettiler. “Ne yapıyorsunuz? Krala baş mı kaldırıyorsunuz?” dediler. Onları şöyle yanıtladım: “Göklerin Tanrısı bizi başarılı kılacaktır. Biz O'nun kulları olarak onarımı başlatacağız. Ama sizin Yeruşalim üzerinde ne hakkınız, ne de payınız olacak, adınız bile anılmayacak.”