Öyle sanıyorum ki, içinde bulunduğumuz şu dönemin sıkıntıları bize açıklanacak olan yücelikle karşılaştırılamaz bile. Çünkü yaradılış Tanrı oğullarının açıklanışını büyük özlemle bekliyor. Çünkü yaradılış kendi istemiyle değil, Tanrı'nın istemiyle yozlaşmaya bırakıldı. Ama yine de umut vardır. Çünkü yaradılış çürüme boyunduruğundan kurtulup Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulacaktır.
Tüm yaradılışın şu ana dek birlikte inlediğini ve doğum sancısı çekercesine birlikte kıvrandığını biliyoruz. Hem yalnız yaradılış değil! Ruh'un ilk ürününe sahip olan bizler de oğulluğa alınmayı ve bedenimizin kurtuluş bulmasını bekleyerek içimizden inliyoruz.
Çünkü bu umutla kurtuluş bulduk. Ama umut bağlanan şey görülseydi ona umut denemezdi. Çünkü kim gördüğü şeye umut bağlar? Oysa görmediğimiz şeye umut bağlarsak, onu sabırla bekleriz.
Tıpkı bunun gibi, Ruh da biz güçsüzken yardım elini uzatır. Çünkü nasıl dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz. Ama Ruh'un kendisi sözle anlatılamaz iniltilerle bizim için Tanrı'ya yakarır. Yürekleri araştıran Tanrı, Ruh'un düşüncesini bilir. Çünkü Ruh kutsallar yararına, Tanrı istemi uyarınca yakarmaktadır.
Tanrı'nın kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılanlarla birlikte her durumda iyilik için işlediğini biliriz. Çünkü Tanrı önceden bildiği kişileri, Oğlu'nun benzerliğinde olsunlar diye önceden belirledi. Öyle ki, Oğul birçok kardeş arasında ilk-doğan olsun. Tanrı önceden belirlediklerini çağırdı. Çağırdığı kişileri doğrulukla donattı. Doğrulukla donattıklarını yüceliğe kavuşturdu.
Bunlar karşısında ne dememiz gerekir? Tanrı bizimle birlikteyse, kim bize karşı çıkabilir? Öz Oğlu'nu esirgemeyip O'nu hepimizin yararına sunan Tanrı O'nunla birlikte bize her şeyi bağışlamayacak mı?
Tanrı'nın seçilmişlerini kim suçlayabilir? Onları doğrulukla donatan Tanrı'dır. Öyleyse suçlu çıkaran kimdir? Ölen, hem de dirilen Mesih İsa Tanrı'nın sağındadır ve O bizim için yakarmaktadır.
Mesih'in sevgisinden bizleri kim ayırabilir? Acı mı, üzüntü mü, baskı mı, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? Kitapta yazılı olduğu gibi:
“Senin uğruna her gün öldürülüyoruz,
Kasaplık koyun sayılıyoruz.”
Ama bizleri sevenin aracılığıyla bütün bunlarda kesin zafer bizimdir. Şuna eminim: Ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek durumlar, ne dünya yetkileri, ne yükseklik ne derinlik, ne de kurulu düzende başka bir etken bizleri Rabbimiz Mesih İsa bağlılığında açıklanan Tanrı sevgisinden ayırabilir!