ÇÖLDE SAYIM 14:1-45

ÇÖLDE SAYIM 14:1-45 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

O gece bütün topluluk yüksek sesle bağrışıp ağladı. Bütün İsrail halkı Musa'yla Harun'a karşı söylenmeye başladı. Onlara, “Keşke Mısır'da ya da bu çölde ölseydik!” dediler, “RAB neden bizi bu ülkeye götürüyor? Kılıçtan geçirilelim diye mi? Karılarımız, çocuklarımız tutsak edilecek. Mısır'a dönmek bizim için daha iyi değil mi?” Sonra birbirlerine, “Kendimize bir önder seçip Mısır'a dönelim” dediler. Bunun üzerine Musa'yla Harun İsrail topluluğunun önünde yüzüstü yere kapandılar. Ülkeyi araştıranlardan Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev giysilerini yırttılar. Sonra bütün İsrail topluluğuna şöyle dediler: “İçinden geçip araştırdığımız ülke çok iyi bir ülkedir. Eğer RAB bizden hoşnut kalırsa, süt ve bal akan o ülkeye bizi götürecek ve orayı bize verecektir. Ancak RAB'be karşı gelmeyin. Orada yaşayan halktan korkmayın. Onları ekmek yer gibi yiyip bitireceğiz. Koruyucuları onları bırakıp gitti. Ama RAB bizimledir. Onlardan korkmayın!” Topluluk onları taşa tutmayı düşünürken, ansızın RAB'bin görkemi Buluşma Çadırı'nda bütün İsrail halkına göründü. RAB Musa'ya şöyle dedi: “Ne zamana dek bu halk bana saygısızlık edecek? Onlara gösterdiğim bunca belirtiye karşın, ne zamana dek bana iman etmeyecekler? Onları salgın hastalıkla cezalandıracağım, mirastan yoksun bırakacağım. Ama seni onlardan daha büyük, daha güçlü bir ulus kılacağım.” Musa, “Mısırlılar bunu duyacak” diye karşılık verdi, “Çünkü bu halkı gücünle onların arasından sen çıkardın. Kenan topraklarında yaşayan halka bunu anlatacaklar. Ya RAB, bu halkın arasında olduğunu, onlarla yüz yüze görüştüğünü, bulutunun onların üzerinde durduğunu, gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu içinde onlara yol gösterdiğini duymuşlar. Eğer bu halkı bir insanmış gibi yok edersen, senin ününü duymuş olan bu uluslar, ‘RAB ant içerek söz verdiği ülkeye bu halkı götüremediği için onları çölde yok etti’ diyecekler. “Şimdi gücünü göster, ya Rab. Demiştin ki, ‘RAB tez öfkelenmez, sevgisi engindir, suçu ve isyanı bağışlar. Ancak suçluyu cezasız bırakmaz; babaların işlediği suçun hesabını üçüncü, dördüncü kuşak çocuklarından sorar.’ Mısır'dan çıkışlarından bugüne dek bu halkı nasıl bağışladıysan, büyük sevgin uyarınca onların suçunu bağışla.” RAB, “Dileğin üzerine onları bağışladım” diye yanıtladı, “Ne var ki, varlığım ve yeryüzünü dolduran yüceliğim adına ant içerim ki, yüceliğimi, Mısır'da ve çölde gösterdiğim belirtileri görüp de beni on kez sınayan, sözümü dinlemeyen bu kişilerden hiçbiri atalarına ant içerek söz verdiğim ülkeyi görmeyecek. Beni küçümseyenlerden hiçbiri orayı görmeyecek. Ama kulum Kalev'de başka bir ruh var, o bütün yüreğiyle ardımca yürüdü. Araştırmak için gittiği ülkeye onu götüreceğim, onun soyu orayı miras alacak. Amalekliler'le Kenanlılar ovada yaşıyorlar. Siz yarın geri dönün, Kamış Denizi yolundan çöle gidin.” RAB Musa'yla Harun'a da, “Bu kötü topluluk ne zamana dek bana söylenecek?” dedi, “Bana söylenen İsrail halkının yakınmalarını duydum. Onlara RAB şöyle diyor de: ‘Varlığım adına ant içerim ki, söylediklerinizin aynısını size yapacağım: Cesetleriniz bu çöle serilecek. Bana söylenen, yirmi ve daha yukarı yaşta sayılan herkes çölde ölecek. Sizi yerleştireceğime ant içtiğim ülkeye Yefunne oğlu Kalev'le Nun oğlu Yeşu'dan başkası girmeyecek. Ama tutsak edilecek dediğiniz çocuklarınızı oraya, sizin reddettiğiniz ülkeye götüreceğim; orayı tanıyacaklar. Size gelince, cesetleriniz bu çöle serilecek. Çocuklarınız, hepiniz ölünceye dek kırk yıl çölde çobanlık edecek ve sizin sadakatsizliğiniz yüzünden sıkıntı çekecekler. Ülkeyi araştırdığınız günler kadar –kırk gün, her gün için bir yıldan kırk yıl– suçunuzun cezasını çekeceksiniz. Sizden yüz çevirdiğimi bileceksiniz!’ Ben RAB söyledim; bana karşı toplanan bu kötü topluluğa bunları gerçekten yapacağım. Bu çölde yıkıma uğrayacak, burada ölecekler.” Musa'nın ülkeyi araştırmak üzere gönderdiği adamlar geri dönüp ülke hakkında kötü haber yayarak bütün topluluğun RAB'be söylenmesine neden oldular. Ülke hakkında kötü haber yayan bu adamlar RAB'bin önünde ölümcül hastalıktan öldüler. Ülkeyi araştırmak üzere gidenlerden yalnız Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev sağ kaldı. Musa bu sözleri İsrail halkına bildirince, halk yasa büründü. Sabah erkenden kalkıp dağın tepesine çıktılar. “Günah işledik” dediler, “Ama RAB'bin söz verdiği yere çıkmaya hazırız.” Bunun üzerine Musa, “Neden RAB'bin buyruğuna karşı geliyorsunuz?” dedi, “Bunu başaramazsınız. Savaşa gitmeyin, çünkü RAB sizinle olmayacak. Düşmanlarınızın önünde yenilgiye uğrayacaksınız. Amalekliler'le Kenanlılar sizinle orada karşılaşacak ve sizi kılıçtan geçirecekler. Çünkü RAB'bin ardınca gitmekten vazgeçtiniz. RAB de sizinle olmayacak.” Öyleyken, kendilerine güvenerek dağlık bölgenin tepesine çıktılar. RAB'bin Antlaşma Sandığı da Musa da ordugahta kaldı. Dağlık bölgede yaşayan Amalekliler'le Kenanlılar üzerlerine saldırdılar, Horma Kenti'ne dek onları kovalayıp bozguna uğrattılar.

ÇÖLDE SAYIM 14:1-45 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E bütün cemaat seslerini yükseltip bağırdılar; ve kavm o gece ağladı. Ve bütün İsrail oğulları Musaya karşı ve Haruna karşı söylendiler; ve bütün cemaat onlara dediler: Keşke Mısır diyarında ölse idik! yahut keşke bu çölde ölse idik! Ve kılıçla düşelim diye RAB niçin bizi bu diyara götürüyor? Kadınlarımız ve çocuklarımız ganimet olacaklar; Mısıra dönmek bizim için daha iyi değil mi? Ve birbirine dediler: Kendimize birini baş edelim, ve Mısıra dönelim. O zaman Musa ile Harun bütün İsrail oğulları cemaatinin cümhuru önünde yüzüstü düştüler. Ve memleketi çaşıtlamış olanlardan Nun oğlu Yeşu, ve Yefunne oğlu Kaleb esvaplarını yırttılar; ve bütün İsrail oğulları cemaatine söyliyip dediler: Çaşıtlamak için içinden geçtiğimiz memleket çok, çok iyi bir memlekettir. Eğer RAB bizden razı olursa, o zaman bizi o diyara getirecek ve onu bize verecektir; bir diyar ki süt ve bal akıyor. Ancak RABBE karşı isyan etmeyin, ve siz memleketin kavmından korkmayın; çünkü onlar bizim ekmeğimizdirler; onları koruyan gölge üzerlerinden sıyrılmıştır; ve RAB bizimledir; onlardan korkmayın. Fakat bütün cemaat: Onları taşlıyalım, dediler. Ve RABBİN izzeti toplanma çadırında bütün İsrail oğullarına göründü. Ve RAB Musaya dedi: Ne vakte kadar bu kavm beni hor görecek? ve aralarında yapmış olduğum bütün alâmetlere rağmen ne vakte kadar bana iman etmiyecekler? Onları veba ile vuracağım, onları mirastan mahrum edeceğim, ve seni onlardan büyük ve kuvvetli bir millet edeceğim. Ve Musa RABBE dedi: O zaman Mısırlılar işitecekler; çünkü onların arasından bu kavmı kudretinle çıkardın; ve bu diyarın ahalisine anlatacaklar. İşittiler ki sen, RAB, bu kavmın arasındasın; çünkü sen, RAB, yüz yüze görünüyorsun; ve senin bulutun onların üzerinde duruyor, ve sen önlerinden gündüzün bulut direğinde, ve geceleyin ateş direğinde yürüyorsun. Ve eğer bu kavmı bir adam gibi öldürürsen, o zaman senin şöhretini işitmiş olan milletler söyliyip diyecekler: RAB kendilerine and ettiği diyara bu kavmı götüremediği için onları çölde öldürdü. Ve şimdi niyaz ederim, RABBİN kudreti büyük olsun, nasıl ki sen söyliyip dedin: RAB çok sabırlıdır, ve merhameti çoktur, fesadı ve günahı bağışlar, ve suçluyu asla tebriye etmez, babaların fesadını, üçüncü ve dördüncü nesle kadar, çocuklarda arar. Niyaz ederim, Mısırdan buraya kadar bu kavmı nasıl bağışladınsa, bu kavmın fesadını merhametinin büyüklüğüne göre bağışla. Ve RAB dedi: Senin sözüne göre bağışladım; ve gerçek, varlığım hakkı için, bütün dünya RABBİN izzetile dolacaktır; mademki izzetimi, ve Mısırda ve çölde yaptığım alâmetleri gören bütün bu adamlar, böyle iken beni on kere denediler, ve benim sözümü dinlemediler; gerçek, atalarına and etmiş olduğum diyarı görmiyecekler, ve beni hor görenlerden hiç biri onu görmiyecektir; ancak kulum Kalebi girmiş olduğu diyara onu götüreceğim; ve zürriyeti onu miras alacaktır, çünkü kendisinde başka bir ruh vardı, ve tamamen ardımca yürümüştür. Amalekîler, ve Kenânlılar vadide oturuyorlar; yarın dönün, ve Kızıl Deniz yolundan çöle gidin. Ve RAB Musaya ve Haruna söyliyip dedi: Bana karşı söylenen bu kötü cemaate ne vakte kadar dayanacağım? İsrail oğullarının bana karşı olan söylenmelerini işittim. Onlara de: RAB diyor: Varlığım hakkı için, bana söylediğiniz gibi, gerçek size öyle edeceğim; leşleriniz bu çölde düşecek; ve sizden bütün sayılanlar, bütün sayınıza göre bana karşı söylenen yirmi yaşında ve ondan yukarı olanlar, gerçekten size, orada sizi oturtmağa yemin ettiğim diyara, Yefunne oğlu Kalebden, ve Nun oğlu Yeşudan başkası girmiyeceksiniz. Fakat ganimet olacaklar dediğiniz çocuklarınızı oraya götüreceğim, ve sizin reddettiğiniz diyarı onlar tanıyacaklar. Fakat size gelince, sizin leşleriniz bu çölde düşecek. Ve çocuklarınız kırk yıl çölde çoban olacaklar, ve leşleriniz çölde telef oluncıya kadar sizin sadakatsizliğinizi taşıyacaklar. Memleketi çaşıtladığınız günlerin sayısına göre, kırk gün, her gün için bir yıl, kırk yıl fesatlarınızı taşıyacaksınız, ve yüz çevirdiğimi bileceksiniz. Ben, RAB, söyledim, bana karşı toplanan bütün bu kötü cemaate gerçekten bunu yapacağım; bu çölde telef olacaklar, ve orada ölecekler. Ve Musanın memleketi çaşıtlamak üzre gönderdiği, ve geri gelip memleket hakkında fena haber getirerek bütün cemaati ona karşı söylendiren adamlar, memleket hakkında fena haber getiren bu adamlar, RABBİN önünde veba ile öldüler. Fakat memleketi çaşıtlamak için giden o adamlardan Nun oğlu Yeşu, ve Yefunne oğlu Kaleb sağ kaldılar. Ve Musa bu sözleri bütün İsrail oğullarına söyledi; ve kavm büyük yas tuttular. Ve sabahlayın erken kalktılar, ve dağın tepesine çıkıp dediler: İşte biz, ve RABBİN dediği yere çıkacağız; çünkü suç işledik. Ve Musa dedi: Bu iyi gitmez, niçin şimdi RABBİN emrini tecavüz ediyorsunuz? Çıkmayın, çünkü RAB aranızda değildir; düşmanlarınızın önünde vurulmıyasınız. Çünkü Amalekîler ve Kenânlılar orada önünüzdedir, ve kılıçla düşeceksiniz; mademki RABBİN ardınca gitmekten döndünüz, RAB sizinle beraber olmıyacaktır. Fakat dağın tepesine çıkmak için kendilerine güvendiler; fakat RABBİN ahit sandığı ve Musa ordugâhın ortasından ayrılmadılar. O zaman o dağda oturan Amalekîler ve Kenânlılar indiler, ve Hormaya kadar onları vurup kırdılar.

ÇÖLDE SAYIM 14:1-45 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

O gece bütün topluluk yüksek sesle bağrışıp ağladı. Bütün İsrail halkı Musa'yla Harun'a karşı söylenmeye başladı. Onlara, “Keşke Mısır'da ya da bu çölde ölseydik!” dediler, “RAB neden bizi bu ülkeye götürüyor? Kılıçtan geçirilelim diye mi? Karılarımız, çocuklarımız tutsak edilecek. Mısır'a dönmek bizim için daha iyi değil mi?” Sonra birbirlerine, “Kendimize bir önder seçip Mısır'a dönelim” dediler. Bunun üzerine Musa'yla Harun İsrail topluluğunun önünde yüzüstü yere kapandılar. Ülkeyi araştıranlardan Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev giysilerini yırttılar. Sonra bütün İsrail topluluğuna şöyle dediler: “İçinden geçip araştırdığımız ülke çok iyi bir ülkedir. Eğer RAB bizden hoşnut kalırsa, süt ve bal akan o ülkeye bizi götürecek ve orayı bize verecektir. Ancak RAB'be karşı gelmeyin. Orada yaşayan halktan korkmayın. Onları ekmek yer gibi yiyip bitireceğiz. Koruyucuları onları bırakıp gitti. Ama RAB bizimledir. Onlardan korkmayın!” Topluluk onları taşa tutmayı düşünürken, ansızın RAB'bin görkemi Buluşma Çadırı'nda bütün İsrail halkına göründü. RAB Musa'ya şöyle dedi: “Ne zamana dek bu halk bana saygısızlık edecek? Onlara gösterdiğim bunca belirtiye karşın, ne zamana dek bana iman etmeyecekler? Onları salgın hastalıkla cezalandıracağım, mirastan yoksun bırakacağım. Ama seni onlardan daha büyük, daha güçlü bir ulus kılacağım.” Musa, “Mısırlılar bunu duyacak” diye karşılık verdi, “Çünkü bu halkı gücünle onların arasından sen çıkardın. Kenan topraklarında yaşayan halka bunu anlatacaklar. Ya RAB, bu halkın arasında olduğunu, onlarla yüz yüze görüştüğünü, bulutunun onların üzerinde durduğunu, gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu içinde onlara yol gösterdiğini duymuşlar. Eğer bu halkı bir insanmış gibi yok edersen, senin ününü duymuş olan bu uluslar, ‘RAB ant içerek söz verdiği ülkeye bu halkı götüremediği için onları çölde yok etti’ diyecekler. “Şimdi gücünü göster, ya Rab. Demiştin ki, ‘RAB tez öfkelenmez, sevgisi engindir, suçu ve isyanı bağışlar. Ancak suçluyu cezasız bırakmaz; babaların işlediği suçun hesabını üçüncü, dördüncü kuşak çocuklarından sorar.’ Mısır'dan çıkışlarından bugüne dek bu halkı nasıl bağışladıysan, büyük sevgin uyarınca onların suçunu bağışla.” RAB, “Dileğin üzerine onları bağışladım” diye yanıtladı, “Ne var ki, varlığım ve yeryüzünü dolduran yüceliğim adına ant içerim ki, yüceliğimi, Mısır'da ve çölde gösterdiğim belirtileri görüp de beni on kez sınayan, sözümü dinlemeyen bu kişilerden hiçbiri atalarına ant içerek söz verdiğim ülkeyi görmeyecek. Beni küçümseyenlerden hiçbiri orayı görmeyecek. Ama kulum Kalev'de başka bir ruh var, o bütün yüreğiyle ardımca yürüdü. Araştırmak için gittiği ülkeye onu götüreceğim, onun soyu orayı miras alacak. Amalekliler'le Kenanlılar ovada yaşıyorlar. Siz yarın geri dönün, Kamış Denizi yolundan çöle gidin.” RAB Musa'yla Harun'a da, “Bu kötü topluluk ne zamana dek bana söylenecek?” dedi, “Bana söylenen İsrail halkının yakınmalarını duydum. Onlara RAB şöyle diyor de: ‘Varlığım adına ant içerim ki, söylediklerinizin aynısını size yapacağım: Cesetleriniz bu çöle serilecek. Bana söylenen, yirmi ve daha yukarı yaşta sayılan herkes çölde ölecek. Sizi yerleştireceğime ant içtiğim ülkeye Yefunne oğlu Kalev'le Nun oğlu Yeşu'dan başkası girmeyecek. Ama tutsak edilecek dediğiniz çocuklarınızı oraya, sizin reddettiğiniz ülkeye götüreceğim; orayı tanıyacaklar. Size gelince, cesetleriniz bu çöle serilecek. Çocuklarınız, hepiniz ölünceye dek kırk yıl çölde çobanlık edecek ve sizin sadakatsizliğiniz yüzünden sıkıntı çekecekler. Ülkeyi araştırdığınız günler kadar –kırk gün, her gün için bir yıldan kırk yıl– suçunuzun cezasını çekeceksiniz. Sizden yüz çevirdiğimi bileceksiniz!’ Ben RAB söyledim; bana karşı toplanan bu kötü topluluğa bunları gerçekten yapacağım. Bu çölde yıkıma uğrayacak, burada ölecekler.” Musa'nın ülkeyi araştırmak üzere gönderdiği adamlar geri dönüp ülke hakkında kötü haber yayarak bütün topluluğun RAB'be söylenmesine neden oldular. Ülke hakkında kötü haber yayan bu adamlar RAB'bin önünde ölümcül hastalıktan öldüler. Ülkeyi araştırmak üzere gidenlerden yalnız Nun oğlu Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev sağ kaldı. Musa bu sözleri İsrail halkına bildirince, halk yasa büründü. Sabah erkenden kalkıp dağın tepesine çıktılar. “Günah işledik” dediler, “Ama RAB'bin söz verdiği yere çıkmaya hazırız.” Bunun üzerine Musa, “Neden RAB'bin buyruğuna karşı geliyorsunuz?” dedi, “Bunu başaramazsınız. Savaşa gitmeyin, çünkü RAB sizinle olmayacak. Düşmanlarınızın önünde yenilgiye uğrayacaksınız. Amalekliler'le Kenanlılar sizinle orada karşılaşacak ve sizi kılıçtan geçirecekler. Çünkü RAB'bin ardınca gitmekten vazgeçtiniz. RAB de sizinle olmayacak.” Öyleyken, kendilerine güvenerek dağlık bölgenin tepesine çıktılar. RAB'bin Antlaşma Sandığı da Musa da ordugahta kaldı. Dağlık bölgede yaşayan Amalekliler'le Kenanlılar üzerlerine saldırdılar, Horma Kenti'ne dek onları kovalayıp bozguna uğrattılar.