MATTA 20:18-34
MATTA 20:17-34 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
İsa Yeruşalim'e giderken, yolda on iki öğrencisini bir yana çekip onlara özel olarak şunu söyledi: “Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz. İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek, onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracaklar. O'nunla alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için O'nu öteki uluslara teslim edecekler. Ne var ki O, üçüncü gün dirilecek.” O sırada Zebedi oğullarının annesi oğullarıyla birlikte İsa'ya yaklaştı. Önünde yere kapanarak kendisinden bir dileği olduğunu söyledi. İsa kadına, “Ne istiyorsun?” diye sordu. Kadın, “Buyruk ver, senin egemenliğinde bu iki oğlumdan biri sağında, biri solunda otursun” dedi. “Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz” diye karşılık verdi İsa. “Benim içeceğim kâseden siz içebilir misiniz?” “Evet, içebiliriz” dediler. İsa onlara, “Elbette benim kâsemden içeceksiniz” dedi, “Ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Babam bu yerleri belirli kişiler için hazırlamıştır.” Bunu işiten on öğrenci iki kardeşe kızdılar. Ama İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: “Bilirsiniz ki, ulusların önderleri onlara egemen kesilir, ileri gelenleri de ağırlıklarını hissettirirler. Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkârı olsun. Aranızda birinci olmak isteyen, ötekilerin kulu olsun. Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.” Eriha'dan ayrılırlarken büyük bir kalabalık İsa'nın ardından gitti. Yol kenarında oturan iki kör, İsa'nın oradan geçmekte olduğunu duyunca, “Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!” diye bağırdılar. Kalabalık onları azarlayarak susturmak istediyse de onlar, “Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!” diyerek daha çok bağırdılar. İsa durup onları çağırdı. “Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?” diye sordu. Onlar da, “Ya Rab, gözlerimiz açılsın” dediler. İsa onlara acıdı, gözlerine dokundu. O anda yeniden görmeye başladılar ve O'nun ardından gittiler.
MATTA 20:18-34 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
İşte, Yeruşalime çıkıyoruz; İnsanoğlu başkâhinlerin ve yazıcıların eline verilecek; onlar onu ölüme mahkûm edeceklerdir. Ve onunla eğlensinler, kamçı ile dövsünler, ve haça gersinler diye, onu Milletlere verecekler; ve üçüncü gün kıyam edecektir. O zaman Zebedinin oğullarının anası, oğulları ile beraber onun yanına gelip secde kılarak kendisinden bir şey diledi. Ve İsa kadına dedi: Sen ne istiyorsun? Kadın ona dedi: Emret ki, bu benim iki oğlum senin melekûtunda biri sağında, ve biri solunda otursunlar. Fakat İsa cevap verip dedi: Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz. Benim içmek üzre olduğum kâseyi içebilir misiniz? Onlar İsaya: Edebiliriz, dediler. İsa onlara dedi: Gerçi siz benim kâsemi içeceksiniz; fakat sağımda veya solumda oturmağı vermek benim elimde değil; fakat Babam tarafından hazırlanmış olanlar içindir. Ve on şakirt bunu işittikleri zaman, iki kardeşe gücendiler. Fakat İsa onları yanına çağırıp dedi: Bilirsiniz ki, Milletlerin reisleri onlara saltanat ederler, ve büyükleri üzerlerine hâkimiyet sürerler. Sizin aranızda böyle olmıyacaktır; fakat aranızda kim büyük olmak isterse, hizmetçiniz olsun. Ve aranızda kim birinci olmak isterse, kulunuz olsun. Nitekim İnsanoğlu kendisine hizmet edilmeğe değil, ancak hizmet etmeğe ve bir çokları için canını fidye vermeğe geldi. Ve onlar Erihadan çıktıkları zaman, büyük bir kalabalık İsanın ardınca gitti. Ve işte, yol kenarında oturan iki kör, İsanın geçtiğini işitince: Ya Rab, bize merhamet eyle, sen, ey Davud oğlu! diye bağırdılar. Ve sussunlar diye kalabalık onları azarladı. Fakat onlar: Ya Rab, bize merhamet eyle, sen, ey Davud oğlu! diye, daha çok bağırdılar. İsa durup onları çağırarak dedi: Size ne yapmamı istiyorsunuz? Onlar kendisine: Ya Rab, gözlerimiz açılsın, dediler. Ve İsa acıyarak, gözlerine dokundu; ve hemen gözleri açılıp onun ardınca gittiler.
MATTA 20:18-34 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
“Bakın” dedi, “Yeruşalim'e çıkıyoruz. İnsanoğlu başkâhinlerin ve dinsel yorumcuların eline teslim edilecek. Kendisini ölümle yargılayacaklar. Sonra da alay etmek, kamçılamak ve çarmıha germek için O'nu ulusların eline teslim edecekler. Üçüncü gün dirilecek.” Bunun üzerine, Zebedi oğullarının annesi çocuklarıyla birlikte İsa'ya yaklaşıp yere kapandı ve O'ndan bir dilekte bulundu. İsa ona, “Ne istiyorsun?” diye sordu. Kadın, “Hükümranlığında şu iki oğlumdan biri sağında, öteki de solunda otursun diye buyruk ver!” dedi. İsa şu yanıtı verdi: “Ne dilediğinizi bilmiyorsunuz. Siz benim içeceğim kâseden içebilir misiniz?” Onlar, “İçebiliriz” dediler. İsa, “Kâsemden gerçekten içeceksiniz” dedi, “Ne var ki, sağımda ve solumda oturabilme yetkisini vermek bana düşmez. Bu ancak Babam tarafından kendilerine hazırlananlar içindir.” On öğrenci bunları işitince iki kardeşe öfkelendiler. İsa onları yanına çağırıp, “Bilirsiniz ki, ulusların başındakiler onlara egemen kesilirler ve üsttekiler tüm yetkilerini onlara uygularlar” dedi, “Durum sizin aranızda böyle olmayacak. Tam tersine, aranızda en üstün olmak isteyen, sizlere hizmet etmekle yükümlüdür. Aranızda her kim birinci olmak istiyorsa, sizlere hizmet etmekle yükümlüdür. İnsanoğlu da kendisine hizmet edilsin diye gelmedi. Tam tersine, hizmet etmeye ve canını pek çok kişi yararına kurtulmalık olarak vermeye geldi.” Onlar Eriha Kenti'nden ayrılırken büyük bir kalabalık İsa'nın ardından gitti. Yol kenarında oturan iki kör, İsa'nın oradan geçtiğini duyunca yüksek sesle, “Bize acı, ya Rab, Davut Oğlu!” diye bağırdılar. Halk ağızlarını kapamaları için onları payladı. Ama onlar seslerini daha da yükselterek, yine, “Bize acı, ya Rab, Davut Oğlu!” diye bağırdılar. İsa durup onları çağırdı. “Size ne yapmamı istiyorsunuz?” diye sordu. “Ya Rab, gözlerimiz açılsın!” diye yanıtladılar. İsa'nın yüreği acımayla doldu. Onların gözlerine dokundu. O anda gördüler ve O'nun ardından gittiler.