LUKA 2:25-52
LUKA 2:25-52 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
O sırada Yeruşalim'de Şimon adında bir adam vardı. Doğru ve dindar biriydi. İsrail'in avutulmasını özlemle bekliyordu. Kutsal Ruh onun üzerindeydi. Rab'bin Mesihi'ni görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti. Böylece Şimon, Ruh'un yönlendirmesiyle tapınağa geldi. Küçük İsa'nın annesi babası, Kutsal Yasa'nın ilgili kuralını yerine getirmek üzere O'nu içeri getirdiklerinde, Şimon O'nu kucağına aldı, Tanrı'yı överek şöyle dedi: “Ey Rabbim, verdiğin sözü tuttun; Artık ben, kulun huzur içinde ölebilirim. Çünkü senin sağladığın, Bütün halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu, Ulusları aydınlatıp Halkın İsrail'e yücelik kazandıracak ışığı Gözlerimle gördüm.” İsa'nın annesiyle babası, O'nun hakkında söylenenlere şaştılar. Şimon onları kutsayıp çocuğun annesi Meryem'e şöyle dedi: “Bu çocuk, İsrail'de birçok kişinin düşmesine ya da yükselmesine yol açmak ve aleyhinde konuşulacak bir belirti olmak üzere belirlenmiştir. Senin kalbine de adeta bir kılıç saplanacak. Bütün bunlar, birçoklarının yüreğindeki düşüncelerin açığa çıkması için olacak.” Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Aşer oymağından Fanuel'in kızıydı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl yaşadıktan sonra dul kalmıştı. Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan ayrılmaz, oruç tutup dua ederek gece gündüz Tanrı'ya tapınırdı. Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrı'ya şükrederek Yeruşalim'in kurtuluşunu bekleyen herkese İsa'dan söz etmeye başladı. Yusuf'la Meryem, Rab'bin Yasası'nda öngörülen her şeyi yerine getirdikten sonra Celile'ye, kendi kentleri Nasıra'ya döndüler. Çocuk büyüyor, güçleniyor ve bilgelikte yetkinleşiyordu. Tanrı'nın lütfu O'nun üzerindeydi. İsa'nın annesi babası her yıl Fısıh Bayramı'nda Yeruşalim'e giderlerdi. İsa on iki yaşına gelince, bayram geleneğine uyarak yine gittiler. Bayramdan sonra eve dönerlerken küçük İsa Yeruşalim'de kaldı. Bunu farketmeyen annesiyle babası, çocuğun yol arkadaşlarıyla birlikte olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra O'nu akrabalar ve dostlar arasında aramaya başladılar. Bulamayınca O'nu araya araya Yeruşalim'e döndüler. Üç gün sonra O'nu tapınakta buldular. Din öğretmenleri arasında oturmuş, onları dinliyor, sorular soruyordu. O'nu dinleyen herkes, zekâsına ve verdiği yanıtlara hayran kalıyordu. Annesiyle babası O'nu görünce şaşırdılar. Annesi, “Çocuğum, bize bunu niçin yaptın? Bak, babanla ben büyük kaygı içinde seni arayıp durduk” dedi. O da onlara, “Beni niçin arayıp durdunuz?” dedi. “Babam'ın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?” Ne var ki onlar ne demek istediğini anlamadılar. İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya döndü. Onların sözünü dinlerdi. Annesi bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı. İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor, Tanrı'nın ve insanların beğenisini kazanıyordu.
LUKA 2:25-52 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Ve işte, Yeruşalimde Şimeon adında bir adam vardı; salih ve dindar olup İsrailin teselli bulmasını beklerdi; ve Ruhülkudüs onun üzerinde idi. Ve Rabbin Mesihini görmeden önce, ölüm görmiyeceği kendisine Ruhülkudüs tarafından bildirilmişti. Ruhun sevkile mabede geldi; anası babası onun için şeriate göre âdet olanı yapmak üzre, İsa çocuğu mabede götürdükleri zaman, Simeon onu kucağına alıp Allaha hamdederek dedi: Ya Rab, sözüne göre Şimdi kulunu selâmetle salıverirsin; Çünkü, bütün kavmların önünde hazırlamış olduğun, Milletleri aydınlatacak ışığı, Ve kavmın İsrailin izzeti olan kurtuluşunu gözlerim gördü. Anası babası onun için söylenen şeylere şaşıyorlardı. Şimeon onlara hayırdua edip anası Meryeme dedi: İşte, bu çocuk İsrailde bir çokların düşmesi ve kalkması, ve aleyhinde söylenecek bir alâmet olarak konulmuştur; senin canını da bir kılıç delecek; ta ki, çok yüreklerin düşünceleri meydana çıksın. Aşer sıptından Fanuelin kızı Anna isminde bir peygamber vardı (ki, çok yaşlı idi, ve kızlığından sonra kocası ile yedi yıl geçinmişti, ve hemen seksen dört yıldan beri dul idi), mabetten hiç ayrılmaz, gece gündüz oruç tutup dua ederek ibadet eylerdi. O da hemen ayni saatte gelerek Rabbe şükreyliyip Yeruşalimin kurtuluşunu bekliyenlerin hepsine onun hakkında söyledi. Rabbin şeriatine göre bütün şeyleri tamam edince, Galileye, kendi şehirleri Nâsıraya, döndüler. Çocuk büyüyor, kuvvetleniyor ve hikmetle doluyordu; Allahın inayeti de onun üzerinde idi. Anası babası her yıl Fısıh bayramında Yeruşalime giderlerdi. Çocuk on iki yaşına varınca, bayram âdeti üzre, oraya çıktılar; ve bayram günlerini bitirip evlerine döndükleri zaman, İsa çocuk Yeruşalimde kaldı; anası babası bunu farketmediler; onu yoldaşlar arasında sanıp bir günlük yol yürüdüler; akrabaları ve bildikleri arasında onu arıyorlardı; ve bulmayınca, onu araştırarak Yeruşalime döndüler. Ve vaki oldu ki, üç gün sonra onu mabette, muallimlerin arasında oturmakta, onları dinlemekte, onlara sualler sormakta buldular; onu dinliyenlerin hepsi anlayışına ve cevaplarına şaşıyorlardı. Onu gördükleri zaman, şaştılar, ve anası ona dedi: Ey oğul, neden bize böyle ettin? İşte, babanla ben yüreğimiz çok sıkılarak, seni aradık. Onlara dedi: Neden beni aradınız? bilmiyor mı idiniz ki, benim için Babamın evinde bulunmak gerektir? Onlar ise, kendilerine söylediği sözü anlamadılar. Onlarla beraber indi, Nâsıraya geldi; ve onlara itaatli oldu; anası da bütün bu sözleri yüreğinde saklardı. İsa hikmette ve kamette, Allah ve insanlar indinde inayette terakki ediyordu.
LUKA 2:25-52 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Yeruşalim'de Simeon adında bir adam vardı. Doğru ve tanrısayar biriydi. İsrail'in avutulacağı günü bekliyordu. Kutsal Ruh onun üzerindeydi. Rab'bin Mesihi'ni görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti. Simeon Ruh yönetiminde tapınağa geldi. Yusuf'la Meryem, Kutsal Yasa'nın gereğini uygulamak üzere çocuk İsa'yı tapınağa getirdiklerinde, Simeon O'nu kucağına aldı. Tanrı'yı yücelterek şunları söyledi: “Ya Rab, verdiğin söz uyarınca, artık kulunu esenlikle bu yaşamdan ayırabilirsin. Çünkü gözlerim kurtarışını gördü. Tüm insanlığın önünde hazırladığın bu kurtarış Ulusların aydınlanmasını sağlayan ışık ve halkın İsrail'e yüceliktir.” Yusuf'la Meryem çocuk için bildirilen sözlere şaştılar. Simeon onları kutsayarak çocuğun annesi Meryem'e şöyle dedi: “İşte bu çocuk İsrail'de birçoklarının düşmesi ve yükselmesi içindir. Ayrıca karşı çıkılacak bir belirtidir. Bir kılıç senin yüreğini de delip geçecek. Böylece birçok kişinin yüreğindeki düşünceler açığa çıkacak.” Orada Anna adında bir peygamber vardı. Fanuel'in kızıydı. Aşer oğulları soyundan çok yaşlı bir kadındı. Kızlığından sonra eşiyle yalnızca yedi yıl yaşamıştı. Seksen dört yıldır da duldu. Tapınaktan hiç ayrılmaz, gece gündüz oruçla, duayla Tanrı'ya tapınırdı. Anna o saat yaklaşıp Tanrı'ya şükrederek, Yeruşalim'in kurtuluşunu bekleyen herkese İsa'dan söz etti. Meryem'le Yusuf, Rab'bin yasası uyarınca gereken her şeyi yaptıktan sonra, Galile'ye, kendi kentleri Nasıra'ya döndüler. Çocuk bilgiyle dolarak gelişiyor, güçleniyordu. Tanrı'nın iyiliği O'nun üzerindeydi. İsa'nın annesi Meryem'le Yusuf her yıl Fısıh Bayramı'nda Yeruşalim'e giderlerdi. İsa on iki yaşına girince, bayram gelenekleri uyarınca kente çıktılar. Orada gerektiği kadar kaldılar. Geri dönmek için yola koyulduklarında küçük İsa Yeruşalim'de kaldı. Meryem'le Yusuf bunu bilmiyorlardı. O'nun yolcuların arasına katıldığını sanıyorlardı. Bir günlük yol yürüdükten sonra, akrabalarla tanıdıklar arasında O'nu aradılar. Bulamayınca, O'nu aramak için gerisin geriye Yeruşalim'e döndüler. Üç gün sonra O'nu tapınakta, öğretmenler arasında oturur buldular. Onların dediklerini dinliyor, sorular soruyordu. O'nu dinleyenlerin tümü anlayışına ve verdiği yanıtlara şaşırıyordu. Meryem'le Yusuf O'nu görünce şaşırdılar. Annesi, “Çocuğum niçin bunu bize yaptın?” dedi, “Bak, babanla ben kaygı içinde seni arıyoruz.” İsa şöyle yanıtladı: “Nasıl olur da beni ararsınız? Babamın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor musunuz?” Ne var ki, söylediklerinden bir anlam çıkaramadılar. İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya gitti. Onların sözünü dinlerdi. Annesi bütün olanları yüreğinde saklıyordu. İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor, Tanrı'nın ve insanların beğenisini kazanıyordu.