2.KORİNTLİLER 7:5-16

2.KORİNTLİLER 7:5-16 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Makedonya'ya geldiğimizde de hiç rahat yüzü görmedik. Her bakımdan sıkıntı çekiyorduk. Dışarıda kavgalar, yüreğimizde korkular vardı. Ama yüreği ezik olanları teselli eden Tanrı, Titus'un yanımıza gelişiyle –yalnız gelişiyle değil, sizden aldığı teselliyle de– bizi teselli etti. Titus beni özlediğinizi, benim için üzülüp gayret ettiğinizi bize anlatınca sevincim bir kat daha arttı. Mektubumla size acı verdiysem bile pişman değilim. Aslında pişman olmuştum –kısa bir süre için de olsa, o mektubun size acı verdiğini görüyorum– ama şimdi seviniyorum; acı duymanıza değil, bu acınızın sizi tövbeye yöneltmesine seviniyorum. Tanrı'nın isteğine uygun olarak acı çektiniz. Böylece hiçbir şekilde bizden zarar görmediniz. Tanrı'nın isteğiyle çekilen acı, kişiyi kurtuluşla sonuçlanan ve pişmanlık doğurmayan tövbeye götürür. Dünyanın acılarıysa ölüm getirir. Bakın bu acılar, Tanrı'nın isteğiyle çektiğiniz bu acılar sizde ne büyük ciddiyet, paklanmak için ne büyük istek yarattı! Sizde ne büyük öfke, korku, özlem, gayret ve suçluyu cezalandırma arzusu uyandırdı! Bu konuda her bakımdan masum olduğunuzu kanıtladınız. Size o mektubu yazdımsa da, haksızlık edeni ya da haksızlık göreni düşünerek yazmadım; bize ne denli adanmış olduğunuzu Tanrı önünde açıkça görmenizi istiyordum. Bütün bunlarla teselli buluyoruz. Tesellimize ek olarak Titus'un sevinci bizi daha da çok sevindirdi. Çünkü hepiniz onun yüreğini ferahlattınız. Sizleri ona övdüm, beni utandırmadınız. Size söylediğimiz her şey nasıl doğru idiyse, sizi Titus'a övmemiz de öylece doğru çıktı. Hepinizin nasıl söz dinlediğini, kendisini nasıl saygı ve korkuyla kabul ettiğinizi anımsadıkça size olan sevgisi daha da artıyor. Size her bakımdan güvenebildiğim için seviniyorum.

2.KORİNTLİLER 7:5-16 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Çünkü Makedonyaya geldiğimiz zaman bile, bedenimizin hiç rahatı yoktu, fakat her veçhile sıkılıyorduk; dışardan kavgalar, içerden korkular vardı. Fakat hakirleri teselli eden Allah, Titusun gelmesile, ve yalnız onun gelmesile değil, fakat hakkımdaki özlemenizi, mateminizi ve gayretinizi haber vererek, tarafınızdan teselli edilmiş olduğu teselli ile bizi teselli etti; bu suretle daha ziyade sevindim. Çünkü mektubumla sizi mahzun ettimse de, nadim değilim; eğer nadim oldumsa (çünkü o mektubun sizi bir müddet için olmakla beraber, mahzun ettiğini görüyorum), şimdi seviniyorum; mahzun olduğunuzdan değil, fakat tövbe için mahzun olduğunuzdan seviniyorum; çünkü Allaha göre mahzun oldunuz, ta ki, hiç bir şeyde bizden ziyan çekmiyesiniz. Çünkü Allaha göre olan hüzün kurtuluş için nedametsiz tövbeyi hasıl eder; fakat dünyanın hüznü ölüm hasıl eder. Çünkü işte, bu ayni şey, yani, Allaha göre mahzun olmanız, sizde ne gayret, ve daha ne itizar, ne gücenme, ne korku, ne özleyiş, ne himmet, ne intikam hasıl etti! Bu şeyde pak olduğunuzu her veçhile gösterdiniz. İmdi ne haksızlık eden için, ne de haksızlık gören için değil, fakat hakkımızda olan gayretinizin Allah nazarında size izhar olunması için size yazdım. Bunun için teselli olunduk; ve Titusun sevinci üzerine tesellimizde daha çok sevindik; çünkü onun ruhu hepiniz tarafından rahat buldu. Çünkü eğer kendisine hakkınızda bir şeyle övündümse, mahçup olmadım; fakat her şeyi size hakikatle söylediğimiz gibi, Titusun önünde övünmemiz de hakikat bulundu. Ve hepinizin itaatini, nasıl korku ve titreme ile kendisini kabul ettiğinizi, hatırladıkça size olan sevgisi daha ziyade artıyor. Her şeyde hakkınızda itimadım olduğundan seviniyorum.

2.KORİNTLİLER 7:5-16 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Makedonya'ya vardığımızda bedenimiz rahatlık nedir bilmedi. Tam tersine, dışarıdaki çatışmalar, yüreğimizdeki korkular nedeniyle her yönden acı çekiyorduk. Ama ezik yüreklileri teselli eden Tanrı, Titus'un gelmesiyle bizleri teselli etti. Yalnız onun gelmesiyle değil, sizde bulduğu teselliyle de teselli bulduk. Bizi özlediğinizi, yas tutup dövündüğünüzü, bana ilişkin çabanızı bildirdiğinde sevincim kat kat arttı. Bu nedenle, mektubumla sizi üzdüysem de, pişmanlık duymuyorum. Gerçi o mektubun bir süre için sizi üzdüğünü görerek pişmanlık duymadım değil. Ama şimdi sevinçliyim; üzüldüğünüz için değil, üzüntünüz tövbe etmenizi sağladığı için. Çünkü Tanrı'nın özlediği ölçüde üzüldünüz. Öyle ki, bizden ötürü hiçbir zarara uğramadınız. Çünkü Tanrı'nın özlediği ölçüde üzülmek tövbe etmeyi sağlar. Bu da pişmanlığa yol açmayan kurtuluşa yöneltir. Oysa dünyasal üzüntü ölüme yol açar. Bakınız, Tanrı'nın özlediği ölçüde üzülmek sizde nasıl etkin bir içtenlik oluşturdu! Kendinizi arıtmak için nasıl canla başla çabaladınız, nasıl öfkelendiniz, nasıl korktunuz, nasıl özlem duydunuz, nasıl gerçek isteğiyle doldunuz, nasıl adaletin hakkını aradınız! Bu konuda her bakımdan suçsuzluğunuzu kanıtladınız. Size yazdıysam, bunu haksızlık edeni de, haksızlığa uğrayanı da göz önünde tutarak yapmadım. Tanrı önünde bizim için gösterdiğiniz çabanın size açıklanması için böyle davrandım. Tesellimizin nedeni budur. Tesellimizin yanı sıra, Titus'un sevinci bizi daha da çok sevindirdi. Çünkü hepiniz onun ruhunu dinlendirdiniz. Bu konuda ona sizlerle övündüğüm için utanç duymadım. Size söylediğimiz her şey nasıl doğruysa, Titus'a övünmemiz de doğrulandı. Hepinizin buyruğa uyduğunu kendisini korkuyla, titreyerek kabul ettiğinizi anımsadığında, bağrının derininde size ayırdığı yer daha da genişledi. Seviniyorum, çünkü her konuda size büyük güvenim var.