1.KORİNTLİLER 12:14-31

1.KORİNTLİLER 12:14-31 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

İşte beden tek üyeden değil, birçok üyeden oluşur. Ayak, “El olmadığım için bedene ait değilim” derse, bu onu bedenden ayırmaz. Kulak, “Göz olmadığım için bedene ait değilim” derse, bu onu bedenden ayırmaz. Bütün beden göz olsaydı, nasıl duyardık? Bütün beden kulak olsaydı, nasıl koklardık? Gerçek şu ki, Tanrı bedenin her üyesini dilediği biçimde bedene yerleştirmiştir. Eğer hepsi bir tek üye olsaydı, beden olur muydu? Gerçek şu ki, çok sayıda üye, ama tek beden vardır. Göz ele, “Sana ihtiyacım yok!” ya da baş ayaklara, “Size ihtiyacım yok!” diyemez. Tam tersine, bedenin daha zayıf görünen üyeleri vazgeçilmezdir. Bedenin daha az değerli saydığımız üyelerine daha çok değer veririz. Böylece gösterişsiz üyelerimiz daha gösterişli olur. Gösterişli üyelerimizin özene ihtiyacı yoktur. Ama Tanrı, değeri az olana daha çok değer vererek bedende birliği sağladı. Öyle ki, bedende ayrılık olmasın, üyeler birbirini eşit biçimde gözetsin. Bir üye acı çekerse, bütün üyeler birlikte acı çeker; bir üye yüceltilirse, bütün üyeler birlikte sevinir. Sizler Mesih'in bedenisiniz, bu bedenin ayrı ayrı üyelerisiniz. Tanrı kilisede ilkin elçileri, ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri, sonra mucize yapanları, hastaları iyileştirme armağanlarına sahip olanları, başkalarına yardım edenleri, yönetme yeteneği olanları ve çeşitli dillerle konuşanları atadı. Hepsi elçi mi? Hepsi peygamber mi? Hepsi öğretmen mi? Hepsi mucize yapar mı? Hepsinin hastaları iyileştirme armağanları var mı? Hepsi bilmediği dilleri konuşabilir mi? Hepsi bu dilleri çevirebilir mi? Ama siz daha üstün armağanları gayretle isteyin. Şimdi size en iyi yolu göstereyim.

1.KORİNTLİLER 12:14-31 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Çünkü beden de bir uzuv değil, fakat çok azadır. Eğer ayak: El olmadığım için bedenden değilim, derse, bundan dolayı bedende yok değildir. Ve eğer kulak: Göz olmadığım için bedenden değilim, derse, bundan dolayı bedende yok değildir. Eğer bütün beden göz olsaydı, işitme nerede kalırdı? Eğer hepsi işitme olsaydı, koklama nerede kalırdı? Fakat şimdi Allah azanın her birini bedende istediği gibi koydu. Ve eğer hepsi bir uzuv olsaydı, beden nerede kalırdı? Fakat şimdi çok aza, fakat bir beden var. Ve göz ele: Sana ihtiyacım yoktur, yahut baş da ayaklara: Size ihtiyacım yoktur, diyemez. Fakat daha ziyade, bedenin daha zayıf görünen azası lüzumludur; ve daha itibarsız saydığımız bedenin azasına daha ziyade itibar veririz; ve güzel olmıyan azamızın daha ziyade güzelliği vardır; fakat güzel azamızın ihtiyacı yoktur; ancak Allah eksik olana ziyade itibar vererek bedeni imtizaç ettirdi; ta ki bedende ayrılık olmasın; fakat aza ayni derecede birbirini kayırsınlar. Eğer bir uzuv elem çekerse, bütün aza beraber elem çeker; eğer bir uzuv şeref bulursa, bütün aza beraber sevinirler. İmdi siz Mesihin bedeni, ve ayrı ayrı azasısınız. Ve Allah kilisede bazıları, önce resuller; ikinci, peygamberler; üçüncü, muallimler; sonra kudretli işler, sonra şifa mevhibeleri, yardımlar, idareler, dillerin cinslerini koydu. Hepsi resul mü? hepsi peygamber mi? hepsi muallim mi? hepsi kudretli işler yapar mı? hepsinin şifa mevhibeleri var mı? hepsi dillerle söylerler mi? hepsi tercüme ederler mi? Fakat daha iyi mevhibeleri gayretle isteyin. Ve yine size daha âlâ bir yol göstereyim.

1.KORİNTLİLER 12:14-31 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Beden tek üyeden değil, birçok üyeden oluşur. Ayak, “Ben el değilim, onun için bedene bağlı sayılmam!” dese bile, bu onun bedenle ilişkisini kesmez. Kulak, “Ben göz değilim, onun için bedene bağlı sayılmam!” dese bile, bu onun bedenle ilişkisini kesmez. Tüm beden bir göz olsaydı, nasıl duyardık? Ya da tüm beden bir kulak olsaydı, nasıl koklardık? Ama gerçek şudur ki, Tanrı kendi isteği uyarınca üyelerden her birini bedenin gerekli yerine koymuştur. Tümü bir tek beden üyesi olsaydı, beden diye bir şey kalmazdı. Ama gerçek şudur ki, birçok üye olmakla birlikte, tek beden vardır. Göz ele, “Sana gereksinmem yok!” diyemez. Bunun gibi, baş ayaklara, “Size gereksinmem yok!” diyemez. Tam tersine, bedenin daha zayıf görünen üyelerine duyulan gereksinme en önde gelir. Bedenin en az saygıdeğer saydığımız üyelerine daha üstün saygı gösteririz. Güzel olmayan üyelerimiz düzenli bakımı gerektirir. Oysa düzeni yerinde olan üyelerin buna gereksinmesi yoktur. Ama Tanrı bedeni birleştirirken, geride kalan üyeye daha üstün onur ayırmıştır. Öyle ki, bedende ayrılık olmasın; üyeler birbirleri için aynı kaygıyı taşısın. Bir üye acı çekerse, üyelerin tümü birlikte acı çeker. Bir üye yücelirse, üyelerin tümü birlikte sevinir. Sizlere gelince, Mesih'in bedeni ve teker teker O'nun üyelerisiniz. Tanrı kilisesinde ilkin bazılarını haberci atadı; ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri atadı. Sonra mucize yapanları, sonra hastaları iyileştirmek için ruhsal armağanla donatılanları, başkalarına yardım edenleri, yöneticileri, bilinmeyen dilde konuşanları atadı. Tümü haberci mi? Tümü peygamber mi? Tümü öğretmen mi? Tümü mucize mi yapıyor? Tümü hastaları iyileştirmek için ruhsal armağanlarla mı donatıldı? Tümü bilinmeyen dilde mi konuşuyor? Tümü bu dili mi çeviriyor? Daha üstün ruhsal armağanları gayretle isteyin. Ama ben size daha da üstün bir yol göstereceğim.