VAHİY 7:9-17
VAHİY 7:9-17 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve Kuzu'nun önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giymişti, ellerinde hurma dalları vardı. Yüksek sesle bağırıyorlardı: “Kurtarış, tahtta oturan Tanrımız'a Ve Kuzu'ya özgüdür!” Bütün melekler tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın çevresinde duruyordu. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Tanrı'ya tapınarak şöyle diyorlardı: “Amin! Övgü, yücelik, bilgelik, Şükran, saygı, güç, kudret, Sonsuzlara dek Tanrımız'ın olsun! Amin!” Bu sırada ihtiyarlardan biri bana sordu: “Beyaz kaftan giymiş olan bu kişiler kim, nereden geldiler?” “Sen bunu biliyorsun, efendim” dedim. Bana dedi ki, “Bunlar o büyük sıkıntıdan geçip gelenlerdir. Kaftanlarını Kuzu'nun kanıyla yıkamış, bembeyaz etmişlerdir. Bunun için, “Tanrı'nın tahtı önünde duruyor, Tapınağında gece gündüz O'na tapınıyorlar. Tahtta oturan, çadırını onların üzerine gerecek. Artık acıkmayacak, Artık susamayacaklar. Ne güneş ne kavurucu sıcak Çarpacak onları. Çünkü tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek Ve yaşam sularının pınarlarına götürecek. Tanrı gözlerinden bütün yaşları silecek.”
VAHİY 7:9-17 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Bu şeylerden sonra gördüm, ve işte, beyaz kaftanlarla giyinmiş ve ellerinde hurma dalları ile tahtın önünde ve Kuzunun önünde durmakta olan, her milletten ve sıptlardan ve kavmlardan ve dillerden, kimsenin saymağa kadir olmadığı büyük kalabalık vardı; ve büyük sesle çağırıp diyorlardı: Kurtarış, taht üzerinde oturan Allahımıza ve Kuzuya mahsustur. Ve bütün melekler tahtın ve ihtiyarların ve dört canlı mahlûkun etrafında duruyorlardı, ve tahtın önüne yüzüstü kapandılar, ve Allaha secde kılarak dediler: Amin. Bereket ve izzet ve hikmet ve şükran ve hürmet ve kuvvet ve kudret Allahımıza ebetler ebedince olsun. Amin. Ve ihtiyarlardan biri bana cevap vererek dedi: Beyaz kaftanlarla giyinmiş olan bunlar kimlerdir, ve nereden geldiler? Ve ona dedim: Ey efendim, sen bilirsin. Ve bana dedi: Bunlar o büyük sıkıntıdan gelenlerdir, ve kaftanlarını yıkadılar, ve onları Kuzunun kanında beyaz ettiler. Bunun için Allahın tahtının önündedirler, ve onun mabedinde gündüz ve gece ona hizmet ediyorlar; ve taht üzerinde oturan, çadırını onların üzerine kuracaktır. Artık acıkmıyacaklar ve artık susamıyacaklar; ve ne güneş, ne de bir sıcaklık onlara vurmıyacaktır; çünkü tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek, ve hayat sularının pınarlarına onları götürecek; ve Allah gözlerinden bütün gözyaşlarını silecektir.
VAHİY 7:9-17 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Bu olaylardan sonra baktım, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık gördüm. Tahtın ve Kuzu'nun önünde duruyorlardı. Ak giysiler kuşanmışlardı. Ellerinde hurma dalları tutuyor ve yüksek sesle bağırıyorlardı: “Kurtarış tahtta oturan Tanrımız'a Ve Kuzu'ya özgüdür.” Bütün melekler tahtın, İhtiyarlar'ın, dört yaratığın çevresinde duruyorlardı. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Tanrı'ya tapındılar. “Amin, övgü, yücelik, bilgelik, şükür, onur, güç ve güçlülük sonsuza dek Tanrımız'ındır” diyorlardı. Sonra, İhtiyarlar'dan biri bana dönerek, “Kim bu ak giysiler kuşanmış kişiler?” diye sordu, “Nereden geldiler?” “Efendim, sen bilirsin!” diye karşılık verdim. İhtiyar, “Bunlar büyük sıkıntıdan gelenlerdir” dedi, “Giysilerini yıkayıp Kuzu'nun kanında ağarttılar. Bu nedenle, Tanrı tahtının önünde duruyorlar, gece gündüz O'nun tapınağında O'na tapınıyorlar. Tahtta oturan onların barınağı olacak. Bundan böyle ne acıkacaklar, ne susayacaklar, ne güneş çarpacak onları, ne de herhangi bir ateş kavuracak. Çünkü tahtın ortasındaki Kuzu onların Çobanı olacak ve onları yaşam suyunun pınarlarına yöneltecek. Tanrı gözlerinden tüm gözyaşlarını silecek.”