VAHİY 15:1-8
VAHİY 15:1-8 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Gökte büyük ve şaşılası başka bir belirti gördüm: Son yedi belayı taşıyan yedi melekti. Çünkü Tanrı'nın öfkesi bu belalarla son buluyordu. Ateşle karışık camdan deniz gibi bir şey gördüm. Canavara, heykeline ve adını simgeleyen sayıya karşı zafer kazananlar, ellerinde Tanrı'nın verdiği lirlerle cam denizin üzerinde durmuşlardı. Tanrı kulu Musa'nın ve Kuzu'nun ezgisini söylüyorlardı: “Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, Senin işlerin büyük ve şaşılası işlerdir. Ey ulusların kralı, Senin yolların doğru ve adildir. Ya Rab, senden kim korkmaz, Adını kim yüceltmez? Çünkü kutsal olan yalnız sensin. Bütün uluslar gelip sana tapınacaklar. Çünkü adil işlerin açıkça görüldü.” Bundan sonra gökteki tapınağın, yani Tanıklık Çadırı'nın açıldığını gördüm. Yedi belayı taşıyan yedi melek temiz, parlak keten giysiler giymiş, göğüslerine altın kuşaklar sarınmış olarak tapınaktan çıktı. Dört yaratıktan biri yedi meleğe, sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrı'nın öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi. Tapınak Tanrı'nın yüceliğinden ve gücünden ötürü dumanla doldu. Yedi meleğin yedi belası sona erinceye dek kimse tapınağa giremedi.
VAHİY 15:1-8 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
V E gökte başka büyük ve acîp bir alâmet, kendilerinde yedi son belâ olan yedi melek gördüm, çünkü Allahın gazabı onlarla itmam olunur. Ve ateşle karışık sanki camdan bir deniz; ve canavarı ve onun suretini ve isminin sayısını yenenleri, Allahın çenkleri ellerinde olarak camdan deniz üzerinde durmakta gördüm. Ve Allahın kulu Musanın ilâhisini ve Kuzunun ilâhisini terennüm ederek diyorlar: Ey her şeye kadir olan Rab Allah, senin işlerin büyük ve acîptir; ey milletlerin Kıralı, senin yolların doğru ve hakikîdir. Ya Rab, kim korkmıyacak, ve senin ismini taziz etmiyecektir? çünkü yalnız sen kuddûssun, çünkü bütün milletler gelecekler, ve senin önünde secde kılacaklardır, çünkü senin âdil işlerin izhar olundular. Ve bu şeylerden sonra gördüm, ve gökte şehadet çadırı mabedi açıldı; ve kendilerinde yedi belâ olan yedi melek temiz ve parlak ketenle giyinmiş ve göğüslerine altın kuşaklar kuşanmış olarak mabetten çıktılar. Ve dört canlı mahlûktan biri yedi meleğe ebetler ebedince hay olan Allahın gazabı ile dolu yedi altın tas verdi. Ve mabet, Allahın izzetinin ve kudretinin dumanı ile doldu; ve yedi meleğin yedi belâsı itmam olununcıya kadar kimse mabede giremedi.
VAHİY 15:1-8 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Sonra gökte görkemli, olağanüstü başka bir belirti gördüm: Ellerinde en son yedi büyük sıkıntıyı taşıyan yedi melek. Çünkü Tanrı'nın kızgınlığı bunlarla sona eriyordu. Sonra cam gibi, ateşle karışık bir deniz gördüm. Cam denizin üstünde, ellerinde Tanrı'nın harplarını tutanlar duruyordu. Bunlar canavara, benzerine ve adını simgeleyen sayıya karşı zafer kazanmış olanlardır. Tanrı kulu Musa'nın ve Kuzu'nun ezgisini söylüyorlardı: “Yaptıkların görkemli ve olağanüstüdür, Ey Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı. Yolların hak ve gerçektir, Ey ulusların Kralı. Adından kim korkmaz? Seni kim yüceltmez, ya Rab! Çünkü Kutsal Olan bir tek sensin. Tüm uluslar gelip önünde tapınacak, Çünkü adil yargın gözüktü.” Bu olaylardan sonra tapınağın gökteki tanıklık çadırının açıldığını gördüm. Tapınaktan yedi büyük sıkıntıyı taşıyan yedi melek çıktı. Tertemiz, parlak keten kuşanmışlardı. Göğüslerinde altın kuşaklar sarılıydı. Dört yaratıktan biri yedi meleğe, sonsuza dek diri olan Tanrı'nın kızgınlığıyla dolu yedi altın tas verdi. Tapınak Tanrı'nın yüceliğinden ve gücünden ötürü dumanla doldu. Yedi meleğin yedi büyük sıkıntısı sonuçlanıncaya dek hiç kimse tapınağa giremiyordu.