MARKOS 9:2-29

MARKOS 9:2-29 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yuhanna'yı alarak yüksek bir dağa çıktı. Onların gözü önünde İsa'nın görünümü değişti. Giysileri göz kamaştırıcı bir beyazlığa büründü; yeryüzünde hiçbir çamaşırcının erişemeyeceği bir beyazlıktı bu. O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa'yla konuşuyorlardı. Petrus İsa'ya, “Rabbî, burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a” dedi. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Çünkü çok korkmuşlardı. Bu sırada bir bulut gelip onlara gölge saldı. Buluttan gelen bir ses, “Sevgili Oğlum budur, O'nu dinleyin!” dedi. Öğrenciler birden çevrelerine baktılar, ama bu kez yanlarında İsa'dan başka kimseyi göremediler. Dağdan inerlerken İsa, İnsanoğlu ölümden dirilmeden orada gördüklerini hiç kimseye söylememeleri için onları uyardı. Bu uyarıya uymakla birlikte kendi aralarında, “Ölümden dirilmek ne demek?” diye tartışıp durdular. İsa'ya, “Din bilginleri neden önce İlyas'ın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?” diye sordular. O da onlara şöyle dedi: “Gerçekten de önce İlyas gelir ve her şeyi yeniden düzene koyar. Ama nasıl oluyor da İnsanoğlu'nun çok acı çekeceği ve hiçe sayılacağı yazılmıştır? Size şunu söyleyeyim, İlyas geldi bile, onun hakkında yazılmış olduğu gibi, ona yapmadıklarını bırakmadılar.” Öteki öğrencilerin yanına döndüklerinde, onların çevresinde büyük bir kalabalığın toplandığını, birtakım din bilginlerinin onlarla tartıştığını gördüler. Kalabalık İsa'yı görünce büyük bir şaşkınlığa kapıldı ve koşup O'nu selamladı. İsa öğrencilerine, “Onlarla ne tartışıyorsunuz?” diye sordu. Halktan biri O'na, “Öğretmenim” diye karşılık verdi, “Dilsiz bir ruha tutulan oğlumu sana getirdim. Ruh onu nerede yakalarsa yere çarpıyor. Çocuk ağzından köpükler saçıyor, dişlerini gıcırdatıyor ve kaskatı kesiliyor. Ruhu kovmaları için öğrencilerine başvurdum, ama başaramadılar.” İsa onlara, “Ey imansız kuşak!” dedi. “Sizinle daha ne kadar kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu bana getirin!” Çocuğu kendisine getirdiler. Ruh, İsa'yı görür görmez çocuğu şiddetle sarstı; çocuk yere düştü, ağzından köpükler saçarak yuvarlanmaya başladı. İsa çocuğun babasına, “Bu hal çocuğun başına geleli ne kadar oldu?” diye sordu. “Küçüklüğünden beri böyle” dedi babası. “Üstelik ruh onu öldürmek için sık sık ateşe, suya attı. Elinden bir şey gelirse, bize yardım et, halimize acı!” İsa ona, “Elimden gelirse mi? İman eden biri için her şey mümkün!” dedi. Çocuğun babası hemen, “İman ediyorum, imansızlığımı yenmeme yardım et!” diye feryat etti. İsa, halkın koşuşup geldiğini görünce kötü ruhu azarlayarak, “Sana buyuruyorum, dilsiz ve sağır ruh, çocuğun içinden çık ve ona bir daha girme!” dedi. Bunun üzerine ruh bir çığlık attı ve çocuğu şiddetle sarsarak çıktı. Çocuk ölü gibi hareketsiz kaldı, öyle ki oradakilerin birçoğu, “Öldü!” diyordu. Ama İsa elinden tutup kaldırınca, çocuk ayağa kalktı. İsa eve girdikten sonra öğrencileri özel olarak O'na, “Biz kötü ruhu neden kovamadık?” diye sordular. İsa onlara, “Bu tür ruhlar ancak duayla kovulabilir” yanıtını verdi.

MARKOS 9:2-29 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

İsa altı gün sonra, Petrus, Yakub ve Yuhannayı yanına aldı, ve onları ayrıca yalnız başlarına yüksek bir dağa çıkardı; ve önlerinde heyeti değişildi. Onun esvabı parlak, gayetle ak oldu, ki, yeryüzünde hiç bir çırpıcı onları böyle ağartamaz. İlya ve Musa kendilerine göründüler, ve onlar İsa ile konuşuyorlardı. Ve Petrus İsaya cevap verip dedi: Rabbi, bizim için burada bulunmak iyidir; biri sana, biri Musaya, ve biri İlyaya üç çardak kuralım. Çünkü ne cevap vereceğini bilmiyordu; çünkü çok korkmuşlardı. Bir bulut gelip onlara gölge saldı; ve buluttan: Sevgili Oğlum budur; onu dinleyin, diye bir ses geldi. Birdenbire çevrelerine bakıp yalnız İsadan başka artık yanlarında kimseyi görmediler. Dağdan inerlerken, İnsanoğlu ölülerden kıyam etmeden evel gördüklerini kimseye söylemesinler diye, onlara tenbih etti. Onlar da bu sözü aralarında saklayıp ölülerden kıyam etmek ne olduğunu birbirlerinden sorarlardı. Ve ondan sorup dediler: Yazıcılar niçin: Önce İlya gelmelidir, diyorlar? O da onlara dedi: Gerçi İlya önce gelip her şeyi yerine kor; ve çok şeyler çekip tahkir olunacak, diye İnsanoğlu hakkında nasıl yazılmıştır? Fakat ben size derim: Hem İlya geldi, hem de kendi hakkında yazılmış olduğu gibi, her istediklerini ona yaptılar. Şakirtlerin yanına geldikleri zaman, çevrelerinde bir büyük kalabalık, ve onlarla mubahase eden yazıcılar gördüler. Hemen bütün kalabalık onu görünce, çok şaştılar, ve ona seğirdip kendisini selâmladılar. İsa onlara sordu: Bunlar ile ne mubahase ediyorsunuz? Halktan biri ona cevap verdi: Muallim, ben sana dilsiz ruhu olan oğlumu getirdim; ruh onu her nerede tutarsa, kendisini yere çarpıyor; o köpürüyor, dişlerini gıcırdatıyor, ve kuruyor. Senin şakirtlerine: Ruhu çıkarın, dedim, yapamadılar. İsa da onlara cevap verip dedi: Ey imansız nesil, ne vakte kadar sizinle beraber olacağım? ne vakte kadar size dayanacağım? çocuğu bana getirin. Onu kendisine getirdiler; ve onu görünce, hemen ruh çocuğu çok sarstı, ve yere düşüp köpürerek yuvarlanıyordu. İsa babasına sordu: Bu hal başına geleli ne kadar zamandır? O da dedi: Çocukluktan beri. Ve helâk etsin diye bir çok defa onu hem ateşe, hem suya attı; fakat eğer bir şey yapabilirsen, bize acı, ve yardım et. İsa ona dedi: Eğer yapabilirsen! İman edene her şey mümkündür. Çocuğun babası hemen bağırıp dedi: İman ederim; benim imansızlığıma yardım eyle. İsa da halkın koşuşup geldiğini görünce, murdar ruhu azarlıyıp ona dedi: Ey dilsiz ve sağır ruh, sana emrediyorum, ondan çık, ve artık ona girme. Ruh da bağırıp onu şiddetle sarsarak çıktı; çocuk ölü gibi oldu; şöyle ki, çoğu: Öldü, dediler. Fakat İsa onu elinden tutup kaldırdı, ve çocuk kalktı. İsa eve girdikten sonra, şakirtleri ondan ayrıca sordular: Niçin biz onu çıkaramadık? Onlara dedi: Bu cins duadan başka bir şey ile çıkarılamaz.

MARKOS 9:2-29 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Aradan altı gün geçince İsa Petrus'u, Yakup'u ve Yuhanna'yı yanına aldı; onları öbürlerinden ayrı olarak yüksek bir dağa çıkardı. Onların gözü önünde görünüşü değişti. Giysileri ışıl ışıl bembeyaz oldu. Yeryüzünde hiçbir çamaşırcının ulaşamayacağı bir beyazlıktı bu. O sırada İlyas'la Musa onlara göründü. İsa'yla konuşuyorlardı. Petrus İsa'ya, “Ya Rabbi” dedi, “Burada bulunmamız ne iyi! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.” Ne dediğini kendi de bilmiyordu. Çünkü çok korkmuşlardı. Derken bir bulut inip onlara gölge saldı. Buluttan bir ses geldi: “Sevgili Oğlum budur, O'nu dinleyin!” Öğrenciler hemen çevreye bakındılar, ama İsa'dan başkasını göremediler. Dağdan inerlerken, İnsanoğlu ölüler arasından dirilinceye dek gördüklerini kimseye anlatmamaları için İsa onları uyardı. Öğrenciler bu öğüdü tuttular. Ölülerden dirilmenin ne anlama gelebileceğini aralarında tartıştılar. İsa'ya bir soru sordular: “Dinsel yorumcular acaba neden, önce İlyas'ın gelmesi gerekir, diyorlar?” İsa, “Evet” dedi, “Önce İlyas gelir ve her şeyi düzene koyar. Ama neden İnsanoğlu'na ilişkin çok işkence çekecek ve hor görülecek diye yazılmıştır? Gerçi İlyas gelmiş bulunuyor. Ama size derim ki, kendisine ilişkin yazılmış olduğu gibi, her istediklerini ona yaptılar.” Öğrencilerin yanına döndüklerinde, onların çevresini büyük bir kalabalığın sardığını ve dinsel yorumcuların onlarla tartıştığını gördüler. Orada toplananların tümü İsa'yı görünce şaşkınlığa düştüler, koşup O'nu karşıladılar. İsa onlara, “Aranızda ne tartışıyorsunuz?” diye sordu. Kalabalığın içinden bir adam O'nu yanıtladı: “Öğretmen, içinde dilsiz bir ruh bulunan oğlumu sana getirdim. Onu nerede tutarsa yere atıyor. Çocuğun ağzı köpürüyor, dişlerini gıcırdatıyor, kaskatı kesiliyor. Öğrencilerinden kötü ruhu çıkarmalarını diledim, ama güçleri yetmedi.” İsa, “Ey imansız kuşak!” dedi, “Daha ne kadar sizlerle kalacağım? Daha ne kadar sizlere katlanacağım? Onu bana getirin.” Çocuğu İsa'ya getirdiler. Kötü ruh O'nu görür görmez çocuğu sarstı. Çocuk yere düştü, ağzı köpürerek debelendi. İsa çocuğun babasına sordu: “Ne zamandan beri böyle?” Baba, “Çocukluğundan beri” diye yanıtladı, “Kötü ruh onu yok etmek için pek çok kez ateşe de attı, suya da. Bir şey yapabilirsen, bize acı ve yardım et!” İsa onu yanıtladı: “Bir şey yapabilirsen mi? İman edene her şey olanaklıdır.” Çocuğun babası o anda bağırdı: “İman ediyorum; yetersiz imanıma yardım et!” Halkın yanlarında toplandığını gören İsa, kötü ruhu azarladı: “Dilsiz ve sağır ruh, sana buyuruyorum: Çocuktan çık ve bir daha ona girme.” Ruh çığlık atarak ve çocuğu sarsarak çıktı. Çocuk ölü gibi yığıldı. Çoğunluk, “Öldü” diyordu. Ama İsa onu elinden tutup kaldırdı. Çocuk ayağa kalktı. İsa eve girince, öğrencileri özel olarak kendisine sordular: “Biz neden onu çıkaramadık?” İsa, “Bu tür kötü ruhlar ancak duayla ve [oruçla] çıkabilir” diye yanıtladı.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz