MARKOS 6:18-29

MARKOS 6:17-29 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Hirodes'in kendisi, kardeşi Filipus'un karısı Hirodiya'nın yüzünden adam gönderip Yahya'yı tutuklatmış, zindana attırıp zincire vurdurmuştu. Çünkü Hirodes bu kadınla evlenince Yahya ona, “Kardeşinin karısıyla evlenmen Kutsal Yasa'ya aykırıdır” demişti. Hirodiya bu yüzden Yahya'ya kin bağlamıştı; onu öldürtmek istiyor, ama başaramıyordu. Çünkü Yahya'nın doğru ve kutsal bir adam olduğunu bilen Hirodes ondan korkuyor ve onu koruyordu. Yahya'yı dinlediği zaman büyük bir şaşkınlık içinde kalıyor, yine de onu dinlemekten zevk alıyordu. Ne var ki, Hirodes'in kendi doğum gününde saray büyükleri, komutanlar ve Celile'nin ileri gelenleri için verdiği şölende beklenen fırsat doğdu. Hirodiya'nın kızı içeri girip dans etti. Bu, Hirodes'le konuklarının hoşuna gitti. Kral genç kıza, “Dile benden, ne dilersen veririm” dedi. Ant içerek, “Benden ne dilersen, krallığımın yarısı da olsa, veririm” dedi. Kız dışarı çıkıp annesine, “Ne isteyeyim?” diye sordu. “Vaftizci Yahya'nın başını iste” dedi annesi. Kız hemen koşup kralın yanına girdi, “Vaftizci Yahya'nın başını bir tepsi üzerinde hemen bana vermeni istiyorum” diyerek dileğini açıkladı. Kral buna çok üzüldüyse de, konuklarının önünde içtiği anttan ötürü kızı reddetmek istemedi. Hemen bir cellat gönderip Yahya'nın başını getirmesini buyurdu. Cellat zindana giderek Yahya'nın başını kesti. Kesik başı bir tepsi üzerinde getirip genç kıza verdi, kız da annesine götürdü. Yahya'nın öğrencileri bunu duyunca gelip cesedi aldılar ve mezara koydular.

MARKOS 6:18-29 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Yahya Herodes'e, “Yengenle evlenmen doğru değil” diyordu. Herodya Yahya'ya kin bağlamış, onu öldürmeyi amaçlıyordu. Ama bunu başaramıyordu. Çünkü Herodes Yahya'dan korkuyordu. Yahya'nın doğru, kutsal bir insan olduğunu bildiğinden onu koruyordu. Onun sözlerini duyduğu zaman büyük bir şaşkınlık içinde kalıyor, yine de beğenerek onu dinliyordu. En sonunda uygun zaman geldi. Herodes doğum gününde ileri gelenlere, komutanlara ve Galile'nin önderlerine bir şölen verdi. Herodya'nın kızı içeri girip dans etti. Herodes'le sofrada oturan konuklar onu öylesine beğendiler ki, kral kıza, “Dile benden ne dilersen, vereceğim” dedi, “Benden ne dilersen vereceğim, krallığımın yarısını bile!” diyerek ant içti. Kız annesine koşup, “Ne dileyeyim?” diye sordu. O da, “Vaftizci Yahya'nın başını!” dedi. Kız vakit yitirmeden koşup krala dileğini açıkladı: “Hemen şimdi bir tepside Vaftizci Yahya'nın başını bana vermeni istiyorum.” Kral buna çok üzüldü. Ne var ki, andına ve konuklara karşı duyduğu sorumluluk yüzünden kıza verdiği sözü tutmamazlık edemedi. Hemen bir cellat gönderip Yahya'nın başını getirmesini buyurdu. Cellat cezaevine gidip Yahya'nın başını kesti. Kesik başı bir tepside getirip kıza sundu, kız da annesine verdi. Yahya'nın öğrencileri olayı duyunca gelip cesedi aldılar, bir mezara gömdüler.