MATTA 6:1-34

MATTA 6:1-34 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

“Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız. “Bu nedenle, birisine sadaka verirken bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İkiyüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.” “Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız'a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O'ndan dilemeden önce bilir. “Bunun için siz şöyle dua edin: ‘Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın. Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun. Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla. Ayartılmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik Sonsuzlara dek senindir! Amin’. “Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz.” “Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanız'a oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.” “Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır. “Bedenin ışığı gözdür. Gözünüz sağlamsa, bütün bedeniniz aydınlık olur. Gözünüz bozuksa, bütün bedeniniz karanlık olur. Buna göre, içinizdeki ‘ışık’ karanlıksa, ne korkunçtur o karanlık! “Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz.” “Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey kıt imanlılar? “Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?’ ‘Ne içeceğiz?’ ya da ‘Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. Siz öncelikle O'nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir. O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.”

MATTA 6:1-34 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

S AKININ, insanlara salâhınızı onların önünde gösteriş için yapmayın; yoksa göklerde olan Babanızın önünde karşılığınız olmaz. İmdi, sen sadaka verdiğin zaman, ikiyüzlü adamların insanlardan hürmet görmek için, havralarda ve sokaklarda yaptıkları gibi, önünde boru öttürme. Doğrusu size derim: Onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sadaka verdiğin zaman, sol elin sağ elinin ne yaptığını bilmesin de, sadakan gizlide olsun; gizlide gören Baban da sana ödiyecektir. Dua ettiğiniz zaman da ikiyüzlüler gibi olmayın; çünkü insanlar kendilerini görsünler diye, havralarda ve köşe başlarında durup dua etmeği severler. Doğrusu size derim: Onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sen dua ettiğin zaman, kendi iç odana gir, ve kapını kapıyarak gizlide olan Babana dua et; gizlide gören Baban sana ödiyecektir. Dua ederken putperestlerin ettiği gibi boş tekrarlar yapmayın; zira onlar sanırlar ki, çok söylemelerile işitilecekler. Bundan dolayı, onlara benzemeyin; çünkü Babanız nelere ihtiyacınız olduğunu siz ondan dilemeden önce bilir. İmdi siz şöyle dua edin: Ey göklerde olan Babamız, İsmin mukaddes olsun; Melekûtun gelsin; Gökte olduğu gibi yerde de senin iraden olsun; Gündelik ekmeğimizi bize bugün ver; Ve bize borçlu olanlara bağışladığımız gibi, bizim borçlarımızı bize bağışla; Ve bizi iğvaya götürme, fakat bizi şerirden kurtar; Çünkü melekût ve kudret ve izzet ebedlere kadar senindir. Amin. Çünkü insanlara suçlarını bağışlarsanız, semavî Babanız da size bağışlar. Fakat siz insanlara suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz. Ve oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın; zira onlar oruç tuttuklarını insanlar görsünler diye, suratlarını asarlar. Doğrusu size derim: Onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sen oruç tuttuğun zaman, başına yağ sür, ve yüzünü yıka; ta ki, insanlara değil, gizlide olan Babana oruçlu görünesin; ve gizlide gören Baban sana ödiyecektir. Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin ki, orada güve ve pas yiyip bozar; ve orada hırsızlar delip girerler ve çalarlar. Fakat kendinize gökte hazineler biriktirin ki, orada ne güve ne de pas yiyip bozar, ve hırsızlar orada ne delerler, ne de çalarlar. Çünkü hazinen nerede ise, yüreğin de orada olacaktır. Bedenin ışığı gözdür; imdi, gözün saf olursa, bütün bedenin aydın olur. Fakat gözün kötü olursa, bütün bedenin karanlık olur. İmdi, sendeki ışık karanlıksa, o karanlık ne büyüktür! Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez; çünkü ya birinden nefret eder ve ötekini sever, yahut da birini tutar, ötekini hor görür. Siz Allaha ve mammona kulluk edemezsiniz. Bunun için size diyorum: Ne yiyeceksiniz, yahut ne içeceksiniz diye hayatınız için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için de kaygı çekmeyin. Hayat yiyecekten ve beden giyecekten daha üstün değil midir? Gökün kuşlarına bakın, onlar ne ekerler, ne biçerler, ne de ambarlara toplarlar; ve semavî Babanız onları besler. Siz onlardan daha değerli değil misiniz? Ve sizden kim kaygı çekmekle boyunun ölçüsüne bir arşın katabilir? Ve niçin esvaptan ötürü kaygı çekiyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüklerine iyi bakın; ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler; size derim: Süleyman bile, bütün izzetinde bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. Fakat bugün mevcut olup yarın fırına atılan kır otunu Allah böyle giydirirse, sizi daha çok giydirmez mi, ey az imanlılar? İmdi: Ne yiyeceğiz? yahut: Ne içeceğiz? yahut: Ne giyeceğiz? diye kaygı çekmeyin. Çünkü Milletler bütün bu şeyleri ararlar; çünkü semavî Babanız bütün bu şeylere muhtaç olduğunuzu bilir. Fakat önce onun melekûtunu ve salâhını arayın; ve bütün bu şeyler size artırılacaktır. Bundan dolayı, yarın için kaygı çekmeyin; zira yarınki gün kendisi için kaygı çekecektir. Kendi derdi güne yeter.

MATTA 6:1-34 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

“Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla uygulamaktan sakının. Yoksa göklerdeki Babanız'ın katında karşılığınız olmaz. Öyleyse birine yardım ederken önünde boru öttürme. İkiyüzlülerin sinagoglarda, sokaklarda insanlarca övülmek amacıyla takındıkları tutumdur bu. Doğrusu size derim ki, onlar karşılıklarını aldılar. Birine yardım elini uzatırken, sol elin sağ elinin ne yaptığını bilmesin. Yardımını gizlice yap. Gizlilikte gören Baban da seni ödüllendirecektir.” “Dua ederken ikiyüzlüler gibi davranmayın. Onlar sinagoglarda, sokak köşelerinde dikilip dua etmeyi severler. Amaçları gösteriştir. Doğrusu size derim ki, onlar karşılıklarını aldılar. Ama sen dua ederken iç odana çekil, kapını örtüp gizlide olan Baban'a dua et. Gizlilikte gören Baban da seni ödüllendirecektir. “Dua ederken, putperestler gibi, boş tekerlemelerden kaçının. Çünkü onlar çok söyledikleri için Tanrı'nın kendilerini işiteceğini sanırlar. Onlar gibi olmayın. Çünkü Babanız size gerekli olanı, siz daha O'ndan dilemeden önce bilir. Şöyle dua edin: “ ‘Göklerdeki Babamız! Adın kutsansın. Hükümranlığın gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun. Gündelik ekmeğimizi bize bugün ver Ve bize karşı suç işleyenlerin suçunu bağışladığımız gibi sen de bizleri bağışla! Ayartılmamıza izin verme, Bizleri kötü olandan kurtar. (Çünkü hükümranlık da, güçlülük de, yücelik de sonsuzlara dek senindir. Amin.)’ “İnsanların suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizleri bağışlar. Ama bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamayacaktır.” “Oruç tutarken ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Çünkü onlar insanlara oruçlu görünmek için suratlarını asarlar. Doğrusu size derim ki, onlar karşılıklarını aldılar. Ama sen oruç tutarken saçına başına çeki düzen ver, yüzünü yıka. Öyle ki insanlara değil, gizlide olan Baban'a oruçlu görünesin. Gizlilikte gören Baban da seni ödüllendirecektir.” “Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas yok eder; hırsızlar da delip çalar. Bunun yerine gökte hazineler biriktirin kendinize. Orada ne güve yok edebilir, ne de pas. Hırsızlar da delip çalamaz. Çünkü hazineniz neredeyse yüreğiniz de orada olacaktır.” “Bedenin ışığı gözdür. Bu nedenle, gözün sağlamsa tüm bedenin aydınlıktadır. Oysa gözün bozuksa tüm bedenin karanlıktadır. Eğer sendeki ışık gerçekte karanlık ise, ne denli korkunçtur o karanlık!” “Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Çünkü ya birine kin besler, öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü küçümser. Hem Tanrı'ya, hem de zenginlik ilahına kulluk edemezsiniz.” “Bu nedenle size derim ki, ne yiyeceğiz, ne içeceğiz diye canınız konusunda ve ne giyeceğiz diye bedeniniz konusunda kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha üstün değil mi? Bakın göğün kuşlarına! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlara biriktirirler. Öyleyken göksel Babanız doyurur onları. Siz kuşlardan daha değerli değil misiniz? İçinizden hanginiz kaygılanmakla boyuna bir arşın katabilir? “Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarını göz önüne getirin: Ne güzel serpilip büyürler! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Size diyorum ki, Süleyman bile tüm görkeminin içinde bunlardan biri gibi giyinip kuşanmamıştı. Ey kıt imanlılar, bugün var olan, yarın fırına atılan kır otunu böylesi özenle giydirip kuşatan Tanrı, sizi daha çok giydirip kuşatmaz mı! Öyleyse ne yiyeceğiz, ne içeceğiz, ya da ne giyeceğiz diyerek kaygılanmayın. Tanrısızlar durup dinlenmeden hep bunları ararlar. Göksel Babanız bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. Siz her şeyden önce Tanrı'nın Hükümranlığı'nı ve doğruluğunu arayın, bunların tümü size sağlanacaktır. “Bu nedenle, yarın için kaygılanmayın. Çünkü yarın kendi payına düşen kaygıyı taşıyacaktır. Her günün tasası kendine yeter.”

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz