MATTA 5:1-32
MATTA 5:1-32 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturunca öğrencileri yanına geldi. İsa konuşmaya başlayıp onlara şunları öğretti: “Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır. Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar teselli edilecekler. Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar. Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar. Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Tanrı'yı görecekler. Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek. Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır. “Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşayan peygamberlere de böyle zulmettiler.” “Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp ayak altında çiğnenmekten başka işe yaramaz. “Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepeye kurulan kent gizlenemez. Kimse kandil yakıp tahıl ölçeğinin altına koymaz. Tersine, kandilliğe koyar; evdekilerin hepsine ışık sağlar. Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerdeki Babanız'ı yüceltsinler!” “Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak. Bu nedenle, bu buyrukların en küçüğünden birini kim çiğner ve başkalarına öyle öğretirse, Göklerin Egemenliği'nde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliği'nde büyük sayılacak. Size şunu söyleyeyim: Doğruluğunuz din bilginleriyle Ferisiler'inkini aşmadıkça, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz!” “Atalarımıza, ‘Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'da yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir. Bu yüzden, sunakta adak sunarken kardeşinin sana karşı bir şikâyeti olduğunu anımsarsan, adağını orada, sunağın önünde bırak, git önce kardeşinle barış; sonra gelip adağını sun. Senden davacı olanla daha yoldayken çabucak anlaş. Yoksa o seni yargıca, yargıç da gardiyana teslim edebilir; sonunda da hapse atılabilirsin. Sana doğrusunu söyleyeyim, borcunun son kuruşunu ödemeden oradan asla çıkamazsın.” “ ‘Zina etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur. Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir. Eğer sağ elin günah işlemene neden olursa, onu kes at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir. “ ‘Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin’ denmiştir. Ama ben size diyorum ki, karısını fuhuş dışında bir nedenle boşayan onu zinaya itmiş olur. Boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur.”
MATTA 5:1-32 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
V E İsa kalabalıkları görüp, dağa çıktı; ve oturunca, şakirtleri yanına geldiler; ve ağzını açıp onlara öğreterek dedi: Ne mutlu ruhta fakir olanlara; çünkü göklerin melekûtu onlarındır. Ne mutlu yaslı olanlara; çünkü onlar teselli edilecekler. Ne mutlu halim olanlara; çünkü onlar yeri miras alacaklar. Ne mutlu salâha acıkıp susıyanlara; çünkü onlar doyurulacaklar. Ne mutlu merhametli olanlara; çünkü onlara merhamet edilecek. Ne mutlu yüreği temiz olanlara; çünkü onlar Allahı görecekler. Ne mutlu sulh edicilere; çünkü onlar Allah oğulları çağırılacaklar. Ne mutlu salâh uğrunda eza çekmiş olanlara; çünkü göklerin melekûtu onlarındır. Benim uğruma insanlar size sitem edecekleri, eza eyliyecekleri, ve size karşı yalan yere her türlü fenalığı söyliyecekleri zaman, size ne mutlu! Sevinin, ve meserretle coşun; çünkü göklerde karşılığınız büyüktür; çünkü sizden önceki peygamberlere de böyle eza ettiler. Dünyanın tuzu sizsiniz; fakat tuz tatsız olmuşsa, o ne ile tuzlanır? Artık dışarı atılıp insanların ayağı altında ezilmekten başka bir şeye yaramaz. Dünyanın ışığı sizsiniz. Dağ üzerindeki şehir gizlenemez. İnsanlar da ışık yakıp kile altına komazlar, ancak onu şamdana korlar; ve evde bulunanların hepsini aydınlatır. Sizin ışığınız insanların önünde böyle parlasın da, sizin iyi işlerinizi görsünler, ve göklerde olan Babanıza hamdetsinler. Sanmayın ki, ben şeriati yahut peygamberleri yıkmağa geldim; ben yıkmağa değil, fakat tamam etmeğe geldim. Çünkü doğrusu size derim: Gök ve yer geçip gitmeden, her şey vaki oluncıya kadar, şeriatten en küçük bir harf veya bir nokta bile yok olmıyacaktır. Bundan dolayı bu en küçük emirlerden birini kim bozar ve insanlara öylece öğretirse, göklerin melekûtunda kendisine en küçük denilecektir; ve onları kim yapar ve öğretirse, göklerin melekûtunda kendisine büyük denilecektir. Zira size derim ki, salâhınız yazıcılar ve Ferisilerinkinden ziyade olmazsa, göklerin melekûtuna hiç girmiyeceksiniz. İşittiniz ki, eski zaman adamlarına denildi: “Katletmiyeceksin;” ve: “Kim katlederse, hükme müstahak olacaktır.” Fakat ben size derim: Kardeşine kızan her adam hükme müstahak olacaktır; ve kardeşine: Raka, derse, Millet meclisinin hükmüne müstahak olacaktır; ve kim: Ahmak, derse, cehennem ateşine müstahak olacaktır. İmdi, takdimeni mezbahta arzederken, kardeşinin sana karşı bir şeyi olduğu hatırına orada gelirse, takdimeni orada mezbahın önünde bırak, ve git, önce kardeşin ile barış, ve o vakit gel, takdimeni arzet. Hasmınla yolda beraber iken onunla çabuk uyuş da, hasmın seni hâkime, hâkim de seni memura vermesin, ve zindana atılmıyasın. Doğrusu sana derim: Son mangırı ödeyinciye kadar oradan çıkmazsın. “Zina etmiyeceksin,” denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir. Ve eğer sağ gözün sürçmene sebep oluyorsa, onu çıkar, ve kendinden at; çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedeninin cehenneme atılmasından iyidir. Ve eğer sağ elin sürçmene sebep oluyorsa, onu kes, ve kendinden at; çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedeninin cehenneme gitmesinden iyidir. Ve: “Kim karısını boşarsa, ona boş kâğıdını versin,” denilmiştir. Fakat ben size derim ki, zinadan başka bir sebeple karısını boşıyan adam onu zaniye eder; ve kim boşanmış kadınla evlenirse, zina eder.
MATTA 5:1-32 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
İsa kalabalığı görünce dağın yamacına çıktı. Oturunca öğrencileri kendisine yaklaştılar. İsa konuşmaya başlayarak onlara şunları öğretti: “Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Hükümranlığı onlarındır. Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar avutulacaklar. Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar. Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar. Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Tanrı'yı görecekler. Ne mutlu barışçılara! Çünkü onlara Tanrı çocukları denecek. Ne mutlu doğruluk uğruna baskı görenlere! Çünkü Göklerin Hükümranlığı onlarındır. Sizleri aşağıladıkları, size baskı yaptıkları, Benim yüzümden yalan yere size her tür kötü sözü Söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin ve coşun! Çünkü göklerde büyük armağanınız vardır. Çünkü sizlerden önceki peygamberlere de Bu yolda baskı yaptılar.” “Sizler yeryüzünün tuzusunuz. Ama tuz tadını yitirirse, ona bir daha nasıl tuz tadı verilebilir? Artık sokağa atılıp ayaklar altında çiğnenmekten başka hiçbir işe yaramaz. “Sizler dünyanın ışığısınız. Dağ üstündeki kent gizlenemez. Kimse bir ışık yakıp da onu tahıl ölçeğinin altına koymaz. Bunun yerine onu şamdana koyar. Böylece evdekilerin hepsi aydınlanır. Işığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görsünler ve göklerdeki Babanız'ı yüceltsinler.” “Kutsal Yasa'yı ya da peygamberleri ortadan kaldırmaya geldiğimi sanmayın. Ortadan kaldırmaya değil, tamamlamaya geldim. Doğrusu sizlere derim ki, yer ve gök yok oluncaya, bildirilen her şey yerine gelinceye dek Kutsal Yasa'dan küçücük bir nokta ya da bir harf bile kaldırılmayacaktır. Bu nedenle, bu buyruklardan en küçüğünü bile kim bozar ve insanlara öylece öğretirse, Göklerin Hükümranlığı'nda ona en küçük denecektir. Öte yandan, kim uygular ve başkalarına da öğretirse, Göklerin Hükümranlığı'nda ona büyük denecektir. Öyleyse size derim ki, doğruluğunuz dinsel yorumcuların ve Ferisiler'in doğruluğunu aşmıyorsa, Göklerin Hükümranlığı'na girmeyeceksiniz.” “Atalara ‘Adam öldürmeyeceksin’ dendiğini duydunuz. Her kim öldürürse yargılanmayı hak edecektir. Ama ben size derim ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanmayı hak edecektir. Öte yandan, her kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'un tümüne karşı sorumlu tutulmayı hak edecektir. ‘Ahmak’ diyense cehennem ateşini hak edecektir. Bu nedenle, sunakta adağını sunarken, kardeşinin sana dargın olduğu aklına gelirse, adağını olduğu yere, sunağın önüne bırak, git önce kardeşinle barış. Ondan sonra dönüp adağını sun. Sana karşı dava açanla mahkemeye giderken, çabuk davranıp onunla anlaş. Yoksa seni yargıca teslim eder, yargıç da tutuklayanın eline bırakır ve cezaevine atılabilirsin. Doğrusu sana derim ki, en son meteliğini ödemeden oradan çıkamazsın.” “ ‘Zina etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama size derim ki, bir kadına şehvetle bakan herkes o anda yüreğinde onunla zina etmiş olur. Eğer sağ gözün seni suç işlemeye sürüklerse, onu çıkar at! Çünkü senin için bedeninin üyelerinden birinin yok olması, tüm bedeninin cehenneme atılmasından daha iyidir. Eğer sağ elin seni suç işlemeye sürüklerse, onu kes at! Çünkü senin için bedeninin üyelerinden birinin yok olması tüm bedeninin cehenneme atılmasından daha iyidir.” “Denmiştir ki, ‘Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin.’ Ama ben size derim ki, her kim karısını zina dışında bir nedenle boşarsa, onu zinaya itmiş olur. Her kim boşanmış bir kadınla evlenirse zina etmiş olur.”