MATTA 17:14-27
MATTA 17:14-27 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Kalabalığın yanına vardıklarında bir adam İsa'ya yaklaşıp önünde diz çöktü. “Ya Rab” dedi, “Oğlumun haline acı! Sarası var, çok acı çekiyor. Sık sık ateşe, suya düşüyor. Onu senin öğrencilerine getirdim, ama iyileştiremediler.” İsa, “Ey imansız ve sapmış kuşak!” dedi. “Sizinle daha ne kadar kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu buraya, bana getirin.” İsa cini azarlayınca, cin çocuktan çıktı, çocuk o anda iyileşti. Sonra öğrenciler tek başlarına İsa'ya gelip, “Biz cini neden kovamadık?” diye sordular. İsa, “İmanınız kıt olduğu için” karşılığını verdi. “Size doğrusunu söyleyeyim, bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa, ‘Buradan şuraya göç’ derseniz, göçer; sizin için imkânsız bir şey olmayacaktır.” Celile'de bir araya geldiklerinde İsa onlara, “İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama üçüncü gün dirilecek” dedi. Öğrenciler buna çok kederlendiler. Kefarnahum'a geldiklerinde, iki dirhemlik tapınak vergisini toplayanlar Petrus'a gelip, “Öğretmeniniz tapınak vergisini ödüyor, değil mi?” diye sordular. Petrus, “Ödüyor” dedi. Petrus eve gelince, daha kendisi bir şey söylemeden İsa ona, “Simun, ne dersin?” dedi. “Dünya kralları gümrük ya da vergiyi kimlerden alır? Kendi oğullarından mı, yabancılardan mı?” Petrus'un, “Yabancılardan” demesi üzerine İsa, “O halde oğullar muaftır” dedi. “Ama vergi toplayanları gücendirmeyelim. Göle gidip oltanı at. Tuttuğun ilk balığı çıkar, onun ağzını aç, dört dirhemlik bir akçe bulacaksın. Parayı al, ikimizin vergisi olarak onlara ver.”
MATTA 17:14-27 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Halkın yanına döndüklerinde, bir adam İsa'ya yaklaşıp önünde diz çökerek yalvardı: “Ya Rab, oğluma acı. Sarası var, şiddetli nöbetler geçiriyor. Sık sık ateşe, suya düşüyor. Onu öğrencilerine getirdim, ama iyileştiremediler.” İsa, “Ey imansız ve sapmış kuşak!” dedi, “Daha ne kadar sizlerle kalacağım? Daha ne kadar sizlere katlanacağım? Onu buraya, bana getirin.” İsa cini azarladı, cin çocuktan çıktı. Hemen o saatte çocuk iyileşti. Bunun üzerine, öğrenciler İsa'ya özel olarak yaklaşıp sordular: “Biz neden cini çıkaramadık?” İsa, “İmanınız kıt olduğundan” diye yanıtladı, “Doğrusu size derim ki, hardal tohumu kadar imanınız olsa, şu dağa, ‘Buradan git, öteye çekil’ deseniz o çekilecektir. Sizler için olanaksız hiçbir şey kalmayacaktır.” (“Ama böylesi duadan ve oruçtan başka yolla çıkmaz.”) Öğrencilerle birlikte Galile'deyken İsa onlara, “İnsanoğlu insanların eline teslim edilecek” dedi, “O'nu öldürecekler, ama üçüncü gün dirilecek.” Öğrenciler bunu derin bir üzüntüyle karşıladılar. Kafernahum'a vardıklarında tapınağın bakımı için vergi toplayanlar Petrus'a yaklaşıp, “Sizin öğretmeniniz tapınağa vergi ödemiyor mu?” diye sordular. O da, “Elbette ödüyor” dedi. Petrus eve dönünce İsa ondan önce konuşup, “Ey Simun, ne dersin?” diye sordu, “Yeryüzünün kralları vergi ve gümrük parasını kimden toplarlar? Kendi oğullarından mı, yoksa yabancılardan mı?” Petrus, “Yabancılardan” deyince, İsa ona şunu bildirdi: “Demek oluyor ki, oğullar serbesttir. Ama onların tökezlemesine neden olmamak için denize gidip oltayı at. Oltaya takılan ilk balığı çek. Ağzını açınca gümüş bir para bulacaksın. Onu alıp vergiyi öde. Hem benim, hem de senin için.”