MATTA 13:24-52

MATTA 13:24-52 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

İsa onlara başka bir benzetme anlattı: “Göklerin Egemenliği, tarlasına iyi tohum eken adama benzer” dedi. “Herkes uyurken, adamın düşmanı geldi, buğdayın arasına delice ekip gitti. Ekin gelişip başak salınca, deliceler de göründü. “Mal sahibinin köleleri gelip ona şöyle dediler: ‘Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Bu deliceler nereden çıktı?’ “Mal sahibi, ‘Bunu bir düşman yapmıştır’ dedi. “ ‘Gidip deliceleri toplamamızı ister misin?’ diye sordu köleler. “ ‘Hayır’ dedi adam. ‘Deliceleri toplarken belki buğdayı da sökersiniz. Bırakın biçim vaktine dek birlikte büyüsünler. Biçim vakti orakçılara, önce deliceleri toplayın diyeceğim, yakmak için demet yapın. Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun.’ ” İsa onlara bir benzetme daha anlattı: “Göklerin Egemenliği, bir adamın tarlasına ektiği hardal tanesine benzer” dedi. “Hardal tohumların en küçüğü olduğu halde, gelişince bahçe bitkilerinin boyunu aşar, ağaç olur. Böylece kuşlar gelip dallarında barınır.” İsa onlara başka bir benzetme anlattı: “Göklerin Egemenliği, bir kadının üç ölçek una karıştırdığı mayaya benzer. Sonunda bütün hamur kabarır.” İsa bütün bunları halka benzetmelerle anlattı. Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Bu, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “Ağzımı benzetmeler anlatarak açacağım, Dünyanın kuruluşundan beri Gizli kalmış sırları dile getireceğim.” Bundan sonra İsa halktan ayrılıp eve gitti. Öğrencileri yanına gelip, “Tarladaki delicelerle ilgili benzetmeyi bize açıkla” dediler. İsa, “İyi tohumu eken, İnsanoğlu'dur” diye karşılık verdi. “Tarla ise dünyadır. İyi tohum, göksel egemenliğin oğulları, deliceler de kötü olanın oğullarıdır. Deliceleri eken düşman, İblis'tir. Biçim vakti, çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir. “Deliceler nasıl toplanıp yakılırsa, çağın sonunda da böyle olacaktır. İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Doğru kişiler o zaman Babaları'nın egemenliğinde güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin!” “Göklerin Egemenliği, tarlada saklı bir defineye benzer. Onu bulan yeniden sakladı, sevinçle koşup gitti, varını yoğunu satıp tarlayı satın aldı. “Yine Göklerin Egemenliği, güzel inciler arayan bir tüccara benzer. Tüccar, çok değerli bir inci bulunca gitti, varını yoğunu satıp o inciyi satın aldı.” “Yine Göklerin Egemenliği, denize atılan ve her çeşit balığı toplayan ağa benzer. Ağ dolunca onu kıyıya çekerler. Oturup işe yarayan balıkları kaplara koyar, yaramayanları atarlar. Çağın sonunda da böyle olacak. Melekler gelecek, kötü kişileri doğruların arasından ayırıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.” İsa, “Bütün bunları anladınız mı?” diye sordu. “Evet” karşılığını verdiler. O da onlara, “İşte böylece Göklerin Egemenliği için eğitilmiş her din bilgini, hazinesinden hem yeni hem eski değerler çıkaran bir mal sahibine benzer” dedi.

MATTA 13:24-52 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

İsa onların önüne başka bir mesel koyup dedi: Göklerin melekûtu, tarlasına iyi tohum eken bir adama benzer; fakat adamlar uyurken, onun düşmanı gelerek buğdayların arasına delice ekip gitti. Ve ekin büyüyüp semere verdiği zaman, deliceler de göründü. Ve ev sahibinin hizmetçileri gelip ona dediler: Efendi, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? öyle ise, delice nereden oldu? Ve hizmetçilere: Bunu bir düşman yapmıştır, dedi. Hizmetçiler de ona: Öyle ise, ister misin, gidip onları toplıyalım? dediler. Fakat o dedi: Hayır, belki deliceleri toplarken, onlarla beraber buğdayı da sökersiniz. Hasada kadar bırakın, ikisi beraber büyüsün; hasat vaktinde ben orakçılara diyeceğim: Önce deliceleri toplayın, ve yakmak için onları demet yapın; fakat buğdayı ambarıma toplayın. İsa onların önüne başka bir mesel koyup dedi: Göklerin melekûtu, bir adamın alıp tarlasına ektiği bir hardal tanesine benzer, o tane ki, bütün tohumların gerçi en küçüğüdür; fakat büyüyünce, sebzelerden daha büyüktür, ve ağaç olur; şöyle ki, gökün kuşları gelip onun dallarında yerleşirler. İsa onlara başka bir mesel söyledi: Göklerin melekûtu hamur mayasına benzer; bunu bir kadın almış ve üç ölçek un içine, hepsi mayalanıncıya kadar gizlemiştir. İsa bütün bu şeyleri halka mesellerle söyledi; ve onlara meselsiz hiç bir şey söylemezdi; ta ki, peygamber vasıtası ile: “Ağzımı mesellerle açacağım, Dünya kurulalıdan beri gizli olan şeyleri beyan edeceğim,” diye söylenen söz yerine gelsin. O zaman İsa halkı bırakıp eve gitti. Ve şakirtleri ona: Tarlanın deliceleri meselini bize anlat, diyerek geldiler. Ve İsa cevap verip dedi: İyi tohumu eken İnsanoğludur; tarla ise, dünyadır; ve iyi tohum melekûtun oğullarıdır; ve deliceler şeririn oğullarıdır; onları ekmiş olan düşman İblistir; hasat dahi dünyanın sonudur; ve orakçılar meleklerdir. İmdi, delicelerin toplanıp ateşle yakıldığı gibi, dünyanın sonunda da böyle olacaktır. İnsanoğlu meleklerini gönderecektir, ve onlar sürçmeğe sebep olan bütün şeyleri, ve fesat işliyenleri onun melekûtundan toplıyacaklar; ve onları fırın ateşine atacaklar; orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. O zaman salihler Babalarının melekûtunda güneş gibi parlıyacaklardır. Kulakları olan işitsin. Göklerin melekûtu tarlada saklı bir hazineye benzer. Onu bir adam bulup gizledi; ve sevinçle gitti, bütün varını satıp o tarlayı satın aldı. Yine, göklerin melekûtu güzel inciler arıyan bir tacire benzer; ve o, değeri büyük bir inci bularak gitti, bütün varını satıp inciyi satın aldı. Yine, göklerin melekûtu denize atılan ve her çeşitten toplıyan bir ağa benzer; dolduğu zaman, onu kıyıya çektiler, ve yere oturup iyileri kaplara koydular, fakat kötüleri dışarı attılar. Dünyanın sonunda böyle olacaktır; melekler gelip kötüleri salihlerin arasından ayıracaklar; onları fırın ateşine atacaklar; orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Bütün bu şeyleri anladınız mı? Onlar İsaya: Evet, dediler. O da onlara dedi: İmdi göklerin melekûtu kendisine öğretilmiş olan her yazıcı, hazinesinden yeni ve eski şeyler çıkaran ev sahibi adama benzer.

MATTA 13:24-52 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

İsa onlara başka bir simgesel öykü anlattı: “Göklerin Hükümranlığı tarlasına iyi tohum eken bir adama benzetilebilir. Gece vakti herkes uyumaktayken düşman geldi, buğdaylar arasına delice ekip gitti. Uzun sürgünler büyüyüp ürün verince deliceler de aradan göründü. “Çiftlik sahibinin köleleri gelip, ‘Efendimiz’ dediler, ‘Tarlana iyi tohum ekmedin mi? Bu deliceler de nereden çıktı?’ Adam, ‘Bu işi yapan bir düşmandır’ diye yanıtladı. Köleler de kendisine bir öneride bulundular: ‘Gidip onları toplayalım. İster misin?’ Ama o, ‘Sakın’ dedi, ‘Deliceleri toplayalım derken onlarla birlikte buğdayı da kökünden sökersiniz. Bırakın, biçim vaktine dek bir arada büyüsünler. Biçim vakti biçicilere buyruk vereceğim. Önce deliceleri toplayın; yakmak için demet yapıp bağlayın, buğdayı da ambarıma koyun diyeceğim.’ ” Onlara yine başka bir simgesel öykü anlattı: “Göklerin Hükümranlığı bir hardal tohumuna benzer. Adamın biri onu alıp tarlasına eker. Tüm tohumların en küçüğü olmasına karşın, gelişince bitkilerin en büyüğü olur. Ağaçlaşır. Öyle ki, ‘göğün kuşları’ gelip ‘dallarına tünerler.’ ” Onlara başka bir simgesel öykü anlattı: “Göklerin Hükümranlığı maya gibidir. Bir kadın onu alıp üç ölçek unun içine koydu; böylece tüm hamur mayalandı.” Bunların tümünü İsa simgesel öyküler kullanarak halka anlattı. Simgesel öykü kullanmadan onlara bir şey anlatmadı. Bu, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “Ağzımı simgeler kullanarak açacağım. Dünyanın kuruluşundan bu yana Gizli kalmış gerçekleri açıklayacağım.” İsa halkı gönderip eve gitti. Öğrencileri gelip, “Bizi tarlada büyüyen deliceler simgesi konusunda aydınlat” dediler. O da şöyle yanıtladı: “İyi tohum eken İnsanoğlu'dur. Tarla dünyadır. İyi tohum hükümranlığın oğullarıdır. Deliceler de kötü olanın oğullarıdır. Bunları eken düşmana gelince, o iblistir. Biçim günü çağın sonudur. Orakçılar da meleklerdir. Bu olayda deliceler nasıl toplanıp yakıldıysa, çağın sonunda da tıpkı öyle olacaktır. İnsanoğlu meleklerini gönderecek. Hükümranlığından ‘insanları günaha düşüren her şeyi ve kötülük yapan herkesi’ toplayıp yanan ocağa atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak. O zaman ‘doğru kişiler’ Babaları'nın hükümranlığında güneş gibi ‘parlayacaklar’. “Kulağı olan işitsin.” “Göklerin Hükümranlığı tarlada saklı hazine gibidir. Bulan onu gizleyiverir, sevincinden koşup varını yoğunu satar ve o tarlayı satın alır. “Yine Göklerin Hükümranlığı iyi inciler arayan bir tüccara benzer. Çok değerli bir inci bulunca gidip varını yoğunu satar, onu satın alır.” “Yine Göklerin Hükümranlığı, denize atılan ve her tür avı bir araya toplayan balıkçı ağına benzer. İyice dolduğunda onu kıyıya çekerler, oturup işe yarayanları kaplara toplarlar, yaramayanları ise dışarı atarlar. Çağın sonunda durum bu olacak. Melekler çıkıp kötüleri doğrular arasından ayıracak ve yanan ocağa atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak.” İsa, “Bunların tümünü anladınız mı?” diye sorunca, “Evet” diye karşılık verdiler. O da şunu belirtti: “Bu nedenle Göklerin Hükümranlığı konusunda eğitilmiş her dinsel yorumcu, hazinesinden eski ve yeni değerleri çıkaran bir ev sahibine benzer.”