MATTA 12:1-50

MATTA 12:1-50 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

O sıralarda, bir Şabat Günü İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri acıkınca başakları koparıp yemeye başladılar. Bunu gören Ferisiler İsa'ya, “Bak, öğrencilerin Şabat Günü yasak olanı yapıyor” dediler. İsa onlara, “Davut'la yanındakiler acıkınca Davut'un ne yaptığını okumadınız mı?” diye sordu. “Tanrı'nın evine girdi, kendisinin ve yanındakilerin yemesi yasak olan, ancak kâhinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini yedi. Ayrıca kâhinlerin her hafta tapınakta Şabat Günü'yle ilgili buyruğu çiğnedikleri halde suçlu sayılmadıklarını Kutsal Yasa'da okumadınız mı? Size şunu söyleyeyim, burada tapınaktan daha üstün bir şey var. Eğer siz, ‘Ben kurban değil, merhamet isterim’ sözünün anlamını bilseydiniz, suçsuzları yargılamazdınız. Çünkü İnsanoğlu Şabat Günü'nün de Rabbi'dir.” İsa oradan ayrılıp onların havrasına gitti. Orada eli sakat bir adam vardı. İsa'yı suçlamak amacıyla kendisine, “Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur?” diye sordular. İsa onlara şu karşılığı verdi: “Hanginizin bir koyunu olur da Şabat Günü çukura düşerse onu tutup çıkarmaz? İnsan koyundan çok daha değerlidir! Demek ki, Şabat Günü iyilik yapmak Yasa'ya uygundur.” Sonra adama, “Elini uzat” dedi. Adam elini uzattı. Eli öteki gibi yine sapasağlam oluverdi. Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa'yı yok etmek için anlaştılar. İsa bunu bildiği için oradan ayrıldı. Birçok kişi ardından gitti. İsa hepsini iyileştirdi. Kim olduğunu açıklamamaları için onları uyardı. Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “İşte Kulum, O'nu ben seçtim. Gönlümün hoşnut olduğu sevgili Kulum O'dur. Ruhum'u O'nun üzerine koyacağım, O da adaleti uluslara bildirecek. Çekişip bağırmayacak, Sokaklarda kimse O'nun sesini duymayacak. Ezilmiş kamışı kırmayacak, Tüten fitili söndürmeyecek, Ve sonunda adaleti zafere ulaştıracak. Uluslar da O'nun adına umut bağlayacak.” Daha sonra İsa'ya kör ve dilsiz bir cinli getirdiler. İsa adamı iyileştirdi. Adam konuşmaya, görmeye başladı. Bütün kalabalık şaşırıp kaldı. “Bu, Davut'un Oğlu olabilir mi?” diye soruyorlardı. Ferisiler bunu duyunca, “Bu adam cinleri, ancak cinlerin önderi Baalzevul'un gücüyle kovuyor” dediler. Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: “Kendi içinde bölünen ülke yıkılır. Kendi içinde bölünen kent ya da ev ayakta kalamaz. Eğer Şeytan Şeytan'ı kovarsa, kendi içinde bölünmüş demektir. Bu durumda onun egemenliği nasıl ayakta kalabilir? Eğer ben cinleri Baalzevul'un gücüyle kovuyorsam, sizin adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Bu durumda sizi kendi adamlarınız yargılayacak. Ama ben cinleri Tanrı'nın Ruhu'yla kovuyorsam, Tanrı'nın Egemenliği üzerinize gelmiş demektir. “Bir kimse güçlü adamın evine girip malını nasıl çalabilir? Ancak onu bağladıktan sonra evini soyabilir. “Benden yana olmayan bana karşıdır. Benimle birlikte toplamayan dağıtıyor demektir. Bunun için size diyorum ki, insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak; ama Ruh'a edilen küfür bağışlanmayacaktır. İnsanoğlu'na karşı bir söz söyleyen, bağışlanacak; ama Kutsal Ruh'a karşı bir söz söyleyen, ne bu çağda, ne de gelecek çağda bağışlanacaktır. “Ya ağacı iyi, meyvesini de iyi sayın; ya da ağacı kötü, meyvesini de kötü sayın. Çünkü her ağaç meyvesinden tanınır. Sizi engerekler soyu! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler söyleyebilirsiniz? Çünkü ağız yürekten taşanı söyler. İyi insan içindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan içindeki kötülük hazinesinden kötülük çıkarır. Size şunu söyleyeyim, insanlar söyledikleri her boş söz için yargı günü hesap verecekler. Kendi sözlerinizle aklanacak, yine kendi sözlerinizle suçlu çıkarılacaksınız.” Bunun üzerine bazı din bilginleri ve Ferisiler, “Öğretmenimiz, senden doğaüstü bir belirti görmek istiyoruz” dediler. İsa onlara şu karşılığı verdi: “Kötü ve vefasız kuşak bir belirti istiyor! Ama ona Peygamber Yunus'un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecektir. Yunus, nasıl üç gün üç gece o koca balığın karnında kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında kalacaktır. Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler. Bakın, Yunus'tan daha üstün olan buradadır. Güney Kraliçesi, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü kraliçe, Süleyman'ın bilgece sözlerini dinlemek için dünyanın ta öbür ucundan gelmişti. Bakın, Süleyman'dan daha üstün olan buradadır. “Kötü ruh insandan çıkınca kurak yerlerde dolanıp huzur arar, ama bulamaz. O zaman, ‘Çıktığım eve, kendi evime döneyim’ der. Eve gelince orayı bomboş, süpürülmüş, düzeltilmiş bulur. Bunun üzerine gider, yanına kendisinden kötü yedi ruh daha alır ve eve girip yerleşirler. Böylece o kişinin son durumu ilkinden beter olur. Bu kötü kuşağın başına gelecek olan da budur.” İsa daha halka konuşurken, annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda durmuş, O'nunla konuşmak istiyorlardı. Birisi İsa'ya, “Bak, annenle kardeşlerin dışarıda duruyor, seninle görüşmek istiyorlar” dedi. İsa, kendisiyle konuşana, “Kimdir annem, kimdir kardeşlerim?” karşılığını verdi. Eliyle öğrencilerini göstererek, “İşte annem, işte kardeşlerim!” dedi. “Göklerdeki Babam'ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.”

MATTA 12:1-50 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

O zaman İsa Sebt günü ekinlerden geçti; şakirtleri aç idiler, ve başakları koparıp yemeğe başladılar. Fakat Ferisiler bunu görerek ona dediler: İşte, şakirtlerin Sebt günü yapılması caiz olmıyanı yapıyorlar. İsa da onlara dedi: Davudun, acıktığı zaman, kendisile beraber olanlarla ne yaptığını; Allahın evine nasıl girdiğini, ve yenilmesi ne kendisine ne de beraberinde olanlara değil, ancak kâhinlere caiz olan huzur ekmeklerini yediğini okumadınız mı? Yahut şeriatte okumadınız mı ki, kâhinler mabette Sebti bozarlar, ve suçlu değildirler? Fakat size derim ki, mabetten daha büyüğü buradadır. Fakat siz: “Ben kurban değil, merhamet isterim,” sözünün ne demek olduğunu bilmiş olsaydınız, suçsuzları mahkûm etmezdiniz. Çünkü İnsanoğlu Sebt gününün Rabbidir. Ve İsa oradan ayrılıp, onların havrasına girdi. Ve işte, eli kurumuş bir adam vardı. İsayı itham edebilmek için kendisinden: Sebt günü şifa vermek caiz midir? diye sordular. Ve İsa onlara dedi: Sizden kim vardır ki, onun bir koyunu olup da Sebt günü çukura düşerse, onu tutup çıkarmasın? İmdi, insan koyundan ne kadar ziyade değerlidir! Bunun için Sebt günü iyilik etmek caizdir. O zaman İsa adama: Elini uzat, dedi; ve adam elini uzattı, ve öteki eli gibi eski sağlam haline geldi. Ve Ferisiler dışarı çıkıp İsayı nasıl helâk etsinler diye, ona karşı öğütleştiler. İsa bunu bilerek oradan çekildi, ve çokları onun ardınca gittiler. İsa onların hepsini iyi etti. Ve kendisini belli etmesinler diye, onlara tenbih etti; ta ki, İşaya peygamber vasıtası ile söylenen söz yerine gelsin: “İşte, benim seçtiğim kulum; Canımın kendisinden razı olduğu sevgilim; Ruhumu onun üzerine koyacağım, Ve Milletlere hükmü ilân edecektir. O uğraşmıyacak, ve bağırmıyacaktır; Ve kimse meydanlarda onun sesini işitmiyecektir. Hükmü zafere eriştirinciye değin, Ezilmiş kamışı kırmıyacak, Ve tüten fitili söndürmiyecek. Ve Milletler onun ismine ümit edeceklerdir.” O zaman cine tutulmuş kör ve dilsiz birini İsaya getirdiler; ve onu iyi etti, şöyle ki, dilsiz söyledi ve gördü. Ve bütün halk şaştı, ve: Acaba Davud oğlu bu mudur? dediler. Fakat Ferisiler işitince dediler: Bu adam ancak cinlerin reisi Beelzebul ile cinleri çıkarıyor. Ve İsa düşüncelerini bilerek onlara dedi: İçinde ayrılık olan her ülke çöl olur; ve içinde ayrılık olan hiç bir şehir yahut ev durmaz. Ve eğer Şeytan Şeytanı çıkarırsa, kendisinde ayrılık olur; imdi, onun ülkesi nasıl durur? Ve eğer ben cinleri Beelzebul ile çıkarıyorsam, oğullarınız kimle çıkarıyorlar? Bundan dolayı onlar sizin hâkimleriniz olacaklardır. Fakat cinleri Allahın Ruhu ile çıkarıyorsam, bu halde Allahın melekûtu üzerinize gelmiştir. Yahut bir adam kuvvetlinin evine nasıl girip de eşyasını soyabilir? Eğer önce kuvvetliyi bağlarsa, o zaman evini yağma eder. Benimle beraber olmıyan bana karşıdır, ve benimle beraber devşirmiyen dağıtır. Bunun için size diyorum: Her günah ve küfür insanlara bağışlanacaktır; fakat Ruha karşı küfür bağışlanmıyacaktır. Kim İnsanoğluna karşı söz söylerse, ona bağışlanacaktır; fakat kim Ruhülkudüse karşı söylerse, ne bu dünyada, ve ne de gelecekte ona bağışlanmıyacaktır. Ya ağacı iyi, meyvasını da iyi edin; yahut ağacı çürük, ve meyvasını da çürük edin; çünkü ağaç meyvasından tanılır. Ey engerekler nesli, siz kötü olduğunuz halde, nasıl iyi şeyler söyliyebilirsiniz? çünkü ağız yüreğin taşmasından söyler. İyi adam iyi hazinesinden iyi şeyler çıkarır; ve kötü adam kötü hazinesinden kötü şeyler çıkarır. Ve ben size derim: İnsanlar söyliyecekleri her boş söz için hüküm gününde hesap vereceklerdir. Zira kendi sözlerinle suçsuz, ve kendi sözlerinle suçlu çıkarılırsın. O zaman yazıcılar ve Ferisilerden bazıları: Muallim, senden bir alâmet görmek isteriz, diye cevap verdiler. İsa da cevap verip onlara dedi: Kötü ve zina işleyici nesil bir alâmet arar; ona Yunus peygamberin alâmetinden başka bir alâmet verilmiyecektir. Çünkü nasıl Yunus üç gün üç gece iri balığın karnında kaldı ise, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında öyle kalacaktır. Nineve ahalisi hüküm günü bu nesil ile beraber kalkıp onu mahkûm edecekler; çünkü onlar Yunusun vâzı ile tövbe ettiler; ve işte, Yunustan daha büyüğü buradadır. Cenup kıraliçası hüküm günü bu nesil ile beraber kalkıp onu mahkûm edecektir; zira o, Süleymanın hikmetini dinlemek için dünyanın öte uçlarından geldi; ve işte, Süleymandan daha büyüğü buradadır. Fakat murdar ruh insandan çıktığı zaman, rahat arıyarak kurak yerlerden geçer, ve bulmaz. O zaman: Çıkmış olduğum evime döneyim, der; ve gelince, onu boş, süpürülmüş ve süslenmiş bulur. O zaman gider, kendisinden daha kötü başka yedi ruhu yanına alır, ve oraya girip otururlar, ve o adamın son hali ilkinden daha kötü olur. Bu kötü nesle de böylece olacaktır. İsa halka henüz söylemekte iken, işte, anası ve kardeşleri, onunla söyleşmek istiyerek dışarda durdular. Ve biri İsaya dedi: İşte, anan ve kardeşlerin seninle söyleşmek istiyerek dışarda duruyorlar. Fakat İsa cevap verip kendisine söyliyene dedi: Benim anam kimdir? ve kardeşlerim kimlerdir? Ve elini şakirtlerine doğru uzatıp dedi: İşte, benim anam ve kardeşlerim. Çünkü göklerde olan Babamın iradesini kim yaparsa, benim kardeşim, kızkardeşim ve anam odur.

MATTA 12:1-50 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

O sıralarda bir Şabat Günü İsa buğday tarlalarından geçiyordu. Öğrencileri acıktıklarından, buğday başaklarını kopararak taneleri yemeye başladılar. Bunu gören Ferisiler, “Bak” dediler, “Öğrencilerin Şabat Günü yasal olmayanı yapıyor.” İsa şöyle yanıtladı: “Davut'la yanındakilerin acıkınca ne yaptıklarını okumadınız mı? Nasıl Tanrı evine girip ‘adak ekmeklerini’ hep birlikte yediklerini! Oysa o ekmekten yemeye ne Davut'un yetkisi vardı, ne de yanındakilerin. Bu yetki yalnız kâhinlerin değil miydi? Ayrıca Kutsal Yasa'da okumadınız mı? Şabat Günü kâhinler tapınakta Şabat'a ilişkin yasayı bozarlar, yine de suçlu sayılmazlar. “Size derim ki, tapınaktan daha üstün olan buradadır. ‘Ben kurban değil, merhamet isterim’ deyişinin ne anlam taşıdığını bilmiş olsaydınız, suçsuzları yargılamazdınız. Çünkü İnsanoğlu Şabat Günü'nün Rabbi'dir.” Oradan ayrılıp onların sinagoguna gitti. Orada eli tutmayan bir adam vardı. İsa'yı suçlu çıkarmak için O'na şöyle bir soru sordular: “Şabat Günü birini iyileştirmek yasal mıdır?” İsa şöyle yanıtladı: “İçinizden hanginizin bir koyunu olur da Şabat Günü çukura düşerse elini uzatıp onu çıkarmaz? İnsan koyundan ne kadar daha değerlidir! Demek ki, Şabat Günü iyilik etmek de yasaldır.” Sonra adama, “Elini uzat” dedi. O da uzattı. Eli öteki gibi sapasağlam oluverdi. Ferisiler dışarı çıkıp İsa'yı ortadan kaldırmak için sözbirliği ettiler. İsa bunu bildiğinden oradan ayrıldı. Büyük bir kalabalık da ardından gitti. İsa hepsini iyileştirdi. Öte yandan kim olduğunu açıklamasınlar diye onları uyardı. Bu, Yeşaya Peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “İşte seçtiğim kulum, Sevdiğim, gönlümün hoşnut olduğu kulum O'dur. Ruhum'u O'nun üzerine koyacağım, O da adaleti uluslara bildirecek. Çekişip bağırmayacak, Sokaklarda kimse sesini duymayacak. Ezilmiş kamışı kırmayacak, Tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti zafere dönüştürünceye dek… Uluslar O'nun adına umut bağlayacak.” O sırada İsa'ya cine tutulduğu için kör ve sağır olan bir adam getirdiler. İsa onu iyileştirdi. Öyle ki, adam hem konuştu, hem de gördü. Tüm halk şaşkın şaşkın, “Yoksa bu Davut'un Oğlu mu?” diye soruyordu. Ne var ki, Ferisiler bunu duyduklarında, “Bu adam kendiliğinden cinleri çıkarmıyor” dediler, “Olsa olsa, cinlerin başkanı Baalzevul aracılığıyla onları çıkarıyordur.” İsa ne düşündüklerini bildiğinden, onlara şöyle dedi: “Kendi içinde bölünen her krallık yıkılır. Kendi içinde bölünen bir kent ya da ev ayakta duramaz. Ve eğer şeytan şeytanı dışarı atıyorsa, kendi içinde bölünmüş duruma düşer. Onun krallığı bundan böyle nasıl ayakta durabilir? Eğer ben Baalzevul aracılığıyla cinleri çıkarıyorsam, oğullarınız kimin aracılığıyla çıkarıyor? Bu yüzden onlar başınıza yargıç kesilecekler. Ama Tanrı'nın Ruhu'yla cinleri çıkarıyorsam, demek ki, Tanrı Hükümranlığı sizlere gelmiştir. “Biri güçlü bir adamın evine girip onun malını nasıl elinden alabilir? İlkin güçlü kişiyi bağlayıp sonra evini yağma etmesi doğal değil mi? “Benimle birlikte olmayan bana karşıdır ve benimle birlikte toplamayan dağıtır. Bu nedenle size diyorum ki, her tür günah ve sövgü insanlara bağışlanacaktır. Ama Ruh'a karşı sövgü bağışlanmayacaktır. Her kim İnsanoğlu'na karşı bir söz söylerse, bağışlanacaktır. Ama her kim Kutsal Ruh'a karşı bir söz söylerse, bağışlanmayacaktır. Ne şimdiki ne de gelecek çağda.” “Ya ağacı sağlıklı yetiştirirsiniz, ürünü de sağlıklı olur; ya da ağacı çürük yetiştirirsiniz, ürünü de çürük olur. Çünkü ağaç ürünüyle tanınır. Engerekler soyu! Kendiniz kötü kişilerken iyi sözler söyleyebilir misiniz? Çünkü ağız yüreğin taşmasından söz söyler. İyi insan içindeki iyi hazineden iyi olanları çıkarır. Kötü insan da içindeki kötü hazineden kötü olanları çıkarır. “Size diyorum ki, insanlar söyledikleri her boş söz için yargı gününde hesap verecekler. Öyle ki, sözlerin doğrultusunda suçsuz ve yine sözlerin doğrultusunda suçlu çıkarılacaksın.” Bunun üzerine, dinsel yorumculardan ve Ferisiler'den bazıları, “Öğretmen” dediler, “Senden bir belirti görmek istiyoruz.” İsa şu karşılığı verdi: “Kötü ve tanrıtanımaz bir kuşak belirti arar durur. Ama ona Yunus Peygamber'in belirtisinden başka bir belirti verilmeyecektir. Çünkü ‘Yunus o koca balığın karnında nasıl üç gün üç gece kaldıysa,’ İnsanoğlu da yerin bağrında üç gün üç gece kalacaktır. Ninovalılar yargı günü bu kuşakla birlikte ayağa kalkacak ve onu suçlu çıkaracaklar. Çünkü onlar Yunus'un sözü duyurması üzerine tövbe ettiler. İşte, Yunus'tan üstün olan buradadır. Güney'in kraliçesi yargı günü bu kuşakla birlikte ayağa kalkacak ve onu suçlu çıkaracak. Çünkü Süleyman'ın bilgeliğini duymak için dünyanın ta öbür ucundan kalkıp geldi. İşte, Süleyman'dan üstün olan buradadır.” “Kötü ruh insandan ayrılınca, rahatlık bulmak için kurak yerlerde dolaşır; ama aradığını bulamaz. Bunun üzerine, ‘Bıraktığım eve geri döneceğim’ der. Sonra gelir, onu boş, temizlenmiş, düzeltilmiş bulur. O zaman sağa sola koşup kendinden daha kötü başka yedi ruh bulup getirir; hep birlikte içeriye dalarak orada otururlar. Bu kişinin sonraki durumu öncekinden beter olur. Bu bozuk kuşağa da tıpkı böyle olacaktır.” İsa halka konuşurken annesiyle kardeşleri dışarıda bekliyor, kendisiyle görüşmek istiyorlardı. (Birisi O'na haber verdi: “Bak, annenle kardeşlerin dışarıda bekliyor, seninle görüşmek istiyorlar.”) İsa onu, “Annem kimdir, kardeşlerim kimlerdir?” diyerek yanıtladı. Sonra elini öğrencilerine doğru uzatarak sözünü sürdürdü: “İşte annemle kardeşlerim! Çünkü göklerdeki Babam'ın istemini kim uygularsa kardeşim, kız kardeşim, annem odur.”