LUKA 7:11-35
LUKA 7:11-35 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti. Öğrencileriyle büyük bir kalabalık O'na eşlik ediyordu. İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul annesinin tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük bir kalabalık da kadınla birlikteydi. Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, “Ağlama” dedi. Yaklaşıp cenaze sedyesine dokununca sedyeyi taşıyanlar durdu. İsa, “Delikanlı” dedi, “Sana söylüyorum, kalk!” Ölü doğrulup oturdu ve konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri verdi. Herkesi bir korku almıştı. “Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı!” ve “Tanrı, halkının yardımına geldi!” diyerek Tanrı'yı yüceltmeye başladılar. İsa'yla ilgili bu haber bütün Yahudiye'ye ve çevre bölgelere yayıldı. Yahya'nın öğrencileri bütün bu olup bitenleri kendisine bildirdiler. Öğrencilerinden ikisini yanına çağıran Yahya, “Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?” diye sormaları için onları Rab'be gönderdi. Adamlar İsa'nın yanına gelince şöyle dediler: “Bizi sana Vaftizci Yahya gönderdi. ‘Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?’ diye soruyor.” Tam o sırada İsa, çeşitli hastalıklara, illetlere ve kötü ruhlara tutulmuş birçok kişiyi iyileştirdi, birçok körün gözünü açtı. Sonra Yahya'nın öğrencilerine şöyle karşılık verdi: “Gidin, görüp işittiklerinizi Yahya'ya bildirin. Körlerin gözleri açılıyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve Müjde yoksullara duyuruluyor. Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne mutlu!” Yahya'nın gönderdiği haberciler gittikten sonra İsa, halka Yahya'dan söz etmeye başladı. “Çöle ne görmeye gittiniz?” dedi. “Rüzgarda sallanan bir kamış mı? Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Pahalı giysiler giymiş bir adam mı? Oysa şahane giysiler giyip bolluk içinde yaşayanlar kral saraylarında bulunur. Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Size şunu söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür. ‘İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum; O önden gidip senin yolunu hazırlayacak’ diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir. Size şunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında Yahya'dan daha üstün olanı yoktur. Bununla birlikte, Tanrı'nın Egemenliği'nde en küçük olan ondan üstündür.” Yahya tarafından vaftiz edilen halk, hatta vergi görevlileri bile bunu duyunca Tanrı'nın adil olduğunu doğruladılar. Oysa Yahya tarafından vaftiz edilmeye yanaşmayan Ferisiler'le Kutsal Yasa uzmanları, Tanrı'nın kendileriyle ilgili tasarısını reddettiler. İsa, “Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Bunlar neye benziyorlar?” dedi. “Çarşı meydanında oturup birbirlerine, ‘Size kaval çaldık, oynamadınız; Ağıt yaktık, ağlamadınız’ diye seslenen çocuklara benziyorlar. Vaftizci Yahya geldiği zaman oruç tutup şaraptan kaçındı, ona ‘cinli’ diyorsunuz. İnsanoğlu geldiği zaman yiyip içti. Bu kez de diyorsunuz ki, ‘Şu obur ve ayyaş adama bakın! Vergi görevlileri ve günahkârlarla dost oldu!’ Ne var ki bilgelik, onu benimseyen herkes tarafından doğrulanır.”
LUKA 7:11-35 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Ve vaki oldu ki, biraz sonra, İsa Nain denilen bir şehre gitti; şakirtleri ve ahaliden büyük bir kalabalık kendisile beraber gidiyorlardı. Şehrin kapısına yaklaştığı zaman, işte, anasının bir tanecik oğlunun cenazesi çıkarılıyordu; ve kadın dul idi; şehrin bir çok halkı onunla beraberdi. Rab anayı görünce, ona acıdı, ve kendisine: Ağlama, dedi. Yaklaşıp tabuta dokundu; ve taşıyanlar durdular. İsa dedi: Ey genç, sana diyorum: Kalk. Ölü kalktı, oturdu, ve konuşmağa başladı. İsa onu anasına verdi. Herkesi korku aldı; ve: Aramızda büyük bir peygamber çıktı; ve: Allah kendi kavmını ziyaret etti, diyerek Allaha hamdediyorlardı. İsa hakkındaki bu söz bütün Yahudiyede ve bütün çevrede yayıldı. Yahyanın şakirtleri de bütün bu şeyleri kendisine söylediler. Yahya şakirtlerinden ikisini yanına çağırıp: Gelecek olan sen misin, yoksa başkasını mı bekliyelim? demek için onları Rabbe gönderdi. O adamlar da İsaya gelip dediler: Vaftizci Yahya sana: Gelecek olan sen misin, yoksa başkasını mı bekliyelim? demek için bizi gönderdi. O saatte İsa bir çok kimseleri hastalıklardan, dertlerden, ve kötü ruhlardan iyi etti; kör olanlardan bir çoğunun gözlerini açtı. Ve cevap verip onlara dedi: Gidin, gördüğünüz ve işittiğiniz şeyleri Yahyaya bildirin; körlerin gözleri açılıyor, topallar yürüyor, cüzamlılar temizleniyor, sağırlar işitiyor, ölüler kıyam ediyorlar, fakirlere iyi haber vâzolunuyor. Ve kim bende sürçmezse, mutludur. Yahyanın habercileri gittikten sonra, halka Yahya hakkında söylemeğe başladı: Çöle ne görmeğe çıktınız? Yelin salladığı bir kamış mı? Fakat ne görmeğe çıktınız? Yumuşak esvap giymiş bir adam mı? İşte, süslü giyinip zevk içinde yaşıyanlar kıral saraylarında bulunur. Fakat ne görmeğe çıktınız? Bir peygamber mi? Evet, size derim, ve bir peygamberden ziyadesini. “İşte, senin yüzünün önünde habercimi gönderiyorum, Senin önünde yolunu hazırlıyacaktır,” diye hakkında yazılmış olan budur. Size diyorum: Kadından doğanlar arasında Yahyadan büyüğü yoktur; fakat Allahın melekûtunda daha küçük olan ondan daha büyüktür. Yahyanın vaftizi ile vaftizlenmiş olan bütün halk ve vergi mültezimleri bunu işittikleri zaman, Allahı tasdik ettiler. Fakat onun tarafından vaftizlenmemiş olan Ferisiler ve fakihler kendileri için Allahın muradını reddettiler. İmdi bu neslin insanlarını neye benzeteyim? ve neye benzerler? Çarşı meydanında oturan çocuklara benzerler ki: Biz size kaval çaldık, siz oynamadınız; biz yas tuttuk, siz ağlamadınız, diye birbirine çağırırlar. Zira Vaftizci Yahya, ekmek yemiyerek ve şarap içmiyerek gelmiştir: Onda cin var, diyorsunuz. İnsanoğlu yiyerek ve içerek gelmiştir: İşte, obur ve ayyaş adam, mültezimlerin ve günahkârların dostu! diyorsunuz. Ve hikmet bütün kendi oğulları tarafından tasdik olundu.
LUKA 7:11-35 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
İsa bundan sonra Nain denen kente gitti. Öğrencileriyle büyük bir kalabalık kendisine eşlik ediyordu. Kentin kapısına yaklaştıklarında bir cenaze alayı gördüler. Dul bir annenin tek oğlu ölmüştü. Büyük bir kalabalık kadınla birlikte gidiyordu. Rab kadını görünce acıyarak, “Ağlama” dedi. Yaklaşıp tabuta dokundu. Taşıyanlar duruverdi. İsa, “Delikanlı, sana söylüyorum, kalk!” dedi. Ölü kalkıp oturdu, konuşmaya başladı. İsa onu annesine verdi. Herkesi korku sardı. Tanrı'ya şükrederek, “Aramızdan yüce bir peygamber yükseldi” diyorlardı, “Tanrı, halkının yardımına koştu.” İsa'ya ilişkin bu söz tüm Yahudiye'ye ve çevresine yayıldı. Yahya'nın öğrencileri bütün bu olaylara ilişkin ona bilgi verdiler. Yahya da öğrencilerinden ikisini çağırıp Rab'bin yanına göndererek, “Gelecek olan sen misin, yoksa başka birini mi beklemeliyiz?” diye sordu. Adamlar gidip İsa'ya sordular: “Bizi sana Vaftizci Yahya gönderdi. ‘Gelecek olan sen misin, yoksa başka birini mi beklemeliyiz?’ diye soruyor.” İsa o saatte birçok kişiyi hastalıktan, sakatlıktan, kötü ruhlardan kurtarıp iyileştirdi ve çok sayıda körün görmesini sağladı. Sonra, ulaklara, “Gidin, gördüklerinizi, işittiklerinizi Yahya'ya bildirin” dedi, “Körler görüyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar paklanıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor, yoksullar Sevindirici Haber'i duyuyor. Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne mutlu.” Yahya'dan gelen ulaklar gidince, İsa kalabalığa Yahya ile ilgili açıklama yaptı: “Çöle ne görmeye çıktınız? Rüzgarın etkisiyle sallanan bir kamış mı? Yok bu değilse, ne görmeye çıktınız? Yumuşak giysilere bürünmüş bir adam mı? Bakın, parlak giysiler kuşanıp göz kamaştırıcı ortamda yaşayanlar kral saraylarındadır. Öyleyse ne görmeye çıktınız? Bir peygamber mi? Evet, size derim ki, peygamberden de üstün olanı gördünüz. Kendisine ilişkin yazılmış olandır o: “ ‘İşte, senin önünden habercimi gönderiyorum. O önden gidip senin yolunu hazırlayacak.’ “Size söylüyorum: Kadınlardan doğanlar içinde Yahya'dan üstünü yoktur. Ama Tanrı'nın Hükümranlığı'nda en küçük olan ondan üstündür.” Bu sözleri duyunca, bütün halk ve gümrük vergisi toplayanlar Tanrı'yı doğruladılar. Çünkü Yahya'nın vaftiziyle vaftiz edilmişlerdi. Ama Ferisiler'le yasa yorumcuları Tanrı'nın kendileriyle ilgili tasarısını reddederek Yahya tarafından vaftiz edilmeye yanaşmamışlardı. İsa konuşmayı sürdürdü: “Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Onlar neye benzerler? Çarşı yerinde oturup birbirine şöyle bağrışan çocuklara benzerler: – Biz size kaval çaldık, Ama siz kalkıp oynamadınız! – Biz ağıt yaktık, Ama siz ağlamadınız! “Çünkü Vaftizci Yahya geldi. Ne ekmek yiyor, ne şarap içiyor. ‘Onda cin var!’ diyorsunuz. İnsanoğlu geldi. Yiyor da, içiyor da. ‘İşte obur, şaraba düşkün biri!’ diyorsunuz, ‘Vergi toplayanların, günahlıların dostu!’ Ama bilgelik bütün çocukları tarafından doğrulandı.”