LUKA 6:17-42

LUKA 6:17-42 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

İsa bunlarla birlikte aşağı inip düzlük bir yerde durdu. Öğrencilerinden büyük bir kalabalık ve bütün Yahudiye'den, Yeruşalim'den, Sur'la Sayda yakınlarındaki kıyı bölgesinden gelen büyük bir halk topluluğu da oradaydı. İsa'yı dinlemek ve hastalıklarına şifa bulmak için gelmişlerdi. Kötü ruhlar yüzünden sıkıntı çekenler de iyileştiriliyordu. Kalabalıkta herkes İsa'ya dokunmak için çabalıyordu. Çünkü O'nun içinden akan bir güç herkese şifa veriyordu. İsa, gözlerini öğrencilerine çevirerek şöyle dedi: “Ne mutlu size, ey yoksullar! Çünkü Tanrı'nın Egemenliği sizindir. Ne mutlu size, şimdi açlık çekenler! Çünkü doyurulacaksınız. Ne mutlu size, şimdi ağlayanlar! Çünkü güleceksiniz. İnsanoğlu'na bağlılığınız yüzünden İnsanlar sizden nefret ettikleri, Sizi toplum dışı edip aşağıladıkları Ve adınızı kötüleyip sizi reddettikleri zaman Ne mutlu size! O gün sevinin, coşkuyla zıplayın! Çünkü gökteki ödülünüz büyüktür. Nitekim onların ataları da Peygamberlere böyle davrandılar. Ama vay halinize, ey zenginler, Çünkü tesellinizi almış bulunuyorsunuz! Vay halinize, şimdi karnı tok olan sizler, Çünkü açlık çekeceksiniz! Vay halinize, ey şimdi gülenler, Çünkü yas tutup ağlayacaksınız! Bütün insanlar sizin için iyi sözler söyledikleri zaman, Vay halinize! Çünkü onların ataları da Sahte peygamberlere böyle davrandılar.” “Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza vurana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin. Sizden bir şey dileyen herkese verin, malınızı alandan onu geri istemeyin. İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. “Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever. Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile böyle yapar. Geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile verdiklerini geri almak koşuluyla günahkârlara ödünç verirler. Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak, Yüceler Yücesi'nin oğulları olacaksınız. Çünkü O, nankör ve kötü kişilere karşı iyi yüreklidir. Babanız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli olun.” “Başkasını yargılamayın, siz de yargılanmazsınız. Suçlu çıkarmayın, siz de suçlu çıkarılmazsınız. Başkasını bağışlayın, siz de bağışlanırsınız. Verin, size verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.” İsa onlara şu benzetmeyi de anlattı: “Kör köre kılavuzluk edebilir mi? İkisi de çukura düşmez mi? Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini tamamlayan her öğrenci öğretmeni gibi olacaktır. “Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği farketmezsin? Kendi gözündeki merteği görmezken, kardeşine nasıl, ‘Kardeş, izin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.”

LUKA 6:17-42 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Onlarla beraber aşağı indi, ve düzlük bir yerde durdu. Şakirtlerinden büyük bir kalabalık, ve bütün Yahudiyeden, Yeruşalimden, Sayda ve Sur kıyılarından onu dinlemeğe ve hastalıklarından iyi edilmeğe gelmiş çok halk vardı; ve murdar ruhlardan sıkıntıda olanlar iyi olurlardı. Bütün halk da ona dokunmağa çalışıyorlardı; çünkü ondan kuvvet çıkar, hepsini iyi ederdi. İsa gözlerini şakirtlerine kaldırıp dedi: Ne mutlu size, fakirler; çünkü Allahın melekûtu sizindir. Ne mutlu size, şimdi aç olanlar; çünkü tok olacaksınız. Ne mutlu size, şimdi ağlıyanlar; çünkü güleceksiniz. İnsanoğlundan dolayı insanların sizden nefret edecekleri, ve sizi cemiyetlerinden ayıracakları, size hakaret eyliyecekleri, adınızı kötü diye yayacakları vakit, ne mutlu sizlere! O günde sevinin ve sevinçten sıçrayın; çünkü, işte, gökte karşılığınız büyüktür; çünkü onların babaları da peygamberlere böyle ederlerdi. Fakat vay size, ey zenginler! çünkü siz tesellinizi almışsınız. Ey şimdi tok olanlar, vay size! çünkü acıkacaksınız. Ey şimdi gülenler, vay size! çünkü yas tutacak, ve ağlıyacaksınız. Bütün insanlar sizin için iyi söyledikleri vakit, vay size! çünkü onların babaları yalancı peygamberlere de böyle ederlerdi. Fakat, ey dinliyenler, size diyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik edin, size lânet edenlere hayırdua edin, ve size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağına vurana obirini de uzat, ve senin abanı alandan gömleğini de esirgeme. Senden her istiyene ver, ve senin eşyanı alandan geri isteme. İnsanların size ne yapmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle yapın. Eğer sizi sevenleri severseniz, ne mukâfatınız olur? Çünkü günahkârlar da kendilerini sevenleri severler. Eğer size iyilik edenlere iyilik ederseniz, ne mükâfatınız olur? Çünkü günahkârlar da öyle yaparlar. Eğer kendilerinden almağı ümit ettiğiniz kimselere ödünç verirseniz, ne mükâfatınız olur? Günahkarlar bile günahkârlara karşılığını almak üzre ödünç verirler. Fakat düşmanlarınızı sevin, onlara iyilik edin, ve hiç ümitsiz olmıyarak ödünç verin; karşılığınız büyük olacaktır; ve siz Yüce Olanın oğulları olacaksınız; çünkü o, nankörlere ve kötülere karşı nimet vericidir. Babanız nasıl merhametli ise, siz de merhametli olun. Hükmetmeyin, size de hükmolunmıyacaktır; mahkûm etmeyin, siz de mahkûm olmıyacaksınız; bağışlayın, size de bağışlanacaktır; verin, size de verilecektir; sizin kucağınıza güzelce basılmış, ve silkelenmiş, taşkın, iyi ölçekle verilecektir; zira hangi ölçekle ölçerseniz, o ölçekle size ölçülecektir. İsa onlara bir de mesel söyledi: Kör körü yedebilir mi? İkisi de çukura düşmezler mi? Şakirt mualliminden üstün değildir; fakat kemale eren her şakirt muallimi gibi olur. Ve niçin kardeşinin gözündeki çöpü görürsün, fakat kendi gözündeki merteği seçmezsin? Sen kendin, gözündeki merteği görmezsin de nasıl kardeşine: Ey kardeş, bırak gözündeki çöpü çıkarayım, diyebilirsin? Ey ikiyüzlü! önce kendi gözünden merteği çıkar, kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için o vakit iyi göreceksin.

LUKA 6:17-42 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

İsa Haberciler'le birlikte dağdan inip düzlüğe geldi. Öğrencilerinden oluşan büyük bir kalabalıkla tüm Yahudiye, Yeruşalim ve deniz kıyısında Sur ile Sayda'dan kopup gelen büyük bir halk topluluğu çevresini sardı. O'nu dinlemek, hastalıklarından kurtulup iyi olmak için gelmişlerdi. Kötü ruhlar yüzünden sıkıntı çekenler de iyileşiyorlardı. Tüm halk O'na dokunmaya çalışıyordu. Çünkü kendisinden güç çıkıyor ve herkesi iyi ediyordu. İsa gözlerini öğrencilerine kaldırarak şunları söyledi: “Ne mutlu siz yoksullara! Çünkü Tanrı'nın Hükümranlığı sizindir. Ne mutlu şu anda açlık çeken sizlere! Çünkü doyurulacaksınız. Ne mutlu şu anda ağlayan sizlere! Çünkü güleceksiniz. İnsanlar sizden nefret ettiği, sizi aralarından attıkları, aşağıladıkları, İnsanoğlu'na bağlılığınız yüzünden adınızı kötü diye lekeledikleri zaman ne mutlu size! O gün sevinçle dolun, sıçrayıp coşun. Çünkü gökte karşılığınız büyüktür. Onların ataları da peygamberlere aynısını yaptılar. Ama vay size, zenginler! Çünkü tesellinizi buldunuz. Vay sizlere, şu anda karnı tok olanlar! Çünkü aç kalacaksınız. Vay sizlere, şu anda gülenler! Çünkü yas tutup ağlayacaksınız. Herkes sizin için övücü sözler söylediği zaman vay size! Çünkü onların ataları yalancı peygamberlere de aynı biçimde davrandılar.” “Ama siz dinleyenlere söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik edin. Sizi lanetleyenlere iyilik dileyin. Size kötülük edenler yararına dua edin. Bir yanağına vurana öbürünü de çevir ve abanı alandan gömleğini de esirgeme. Senden bir dilekte bulunana ver ve malını alandan onu geri isteme. İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Yalnız sizi sevenleri severseniz ne yararınız olur? Çünkü günahlı kişiler bile kendilerini sevenleri severler. Yalnız size iyilik edenlere iyilik ederseniz, ne yararınız olur? Günahlılar da aynı şeyi yapıyorlar. Yalnız geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, ne yararınız olur? Günahlılar da geri almayı umarak günahlılara ödünç verirler. “Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik edin, hiçbir şey beklemeden ödünç verin. Karşılığınız büyük olacak ve sizlere Yüce Olan'ın oğulları denecek. Çünkü O iyilik bilmezlere ve kötülere karşı da iyi yüreklidir. Babanız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli olun.” “Başkalarını yargılamayın ki yargılanmayasınız. Suçlamayın ki suçlanmayasınız. Bağışlayın, size bağışlanacaktır. Verin, size verilecektir. Büyük ölçekle, bastırılıp silkelenmiş, tepeleme dolup taşmış olarak kucağınıza boşaltılacaktır. Çünkü hangi ölçüyle ölçerseniz aynı ölçü sizlere de uygulanacaktır.” İsa onlara simgesel bir öykü anlattı: “Kör köre yol gösterebilir mi? İkisi birden çukura düşmezler mi? Öğrenci öğretmeninden üstün değildir. Ama iyi hazırlanan herkes öğretmeni gibi olur. Neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de, kendi gözündeki merteği görmezlikten gelirsin? Ya da kendi gözündeki merteği görmeden kardeşine nasıl, ‘Kardeş, bırak gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Ey ikiyüzlü! Önce kendi gözünden merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözünden çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.”

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz