LUKA 23:26-56

LUKA 23:26-56 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Askerler İsa'yı götürürken, kırdan gelmekte olan Simun adında Kireneli bir adamı yakaladılar, çarmıhı sırtına yükleyip İsa'nın arkasından yürüttüler. Büyük bir halk topluluğu da İsa'nın ardından gidiyordu. Aralarında İsa için dövünüp ağıt yakan kadınlar vardı. İsa bu kadınlara dönerek, “Ey Yeruşalim kızları, benim için ağlamayın” dedi. “Kendiniz ve çocuklarınız için ağlayın. Çünkü öyle günler gelecek ki, ‘Kısır kadınlara, hiç doğurmamış rahimlere, emzirmemiş memelere ne mutlu!’ diyecekler. O zaman dağlara, ‘Üzerimize düşün!’ ve tepelere, ‘Bizi örtün!’ diyecekler. Çünkü yaş ağaca böyle yaparlarsa, kuruya neler olacaktır?” İsa'yla birlikte idam edilmek üzere ayrıca iki suçlu da götürülüyordu. Kafatası denilen yere vardıklarında İsa'yı, biri sağında öbürü solunda olmak üzere, iki suçluyla birlikte çarmıha gerdiler. İsa, “Baba, onları bağışla” dedi. “Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.” O'nun giysilerini aralarında paylaşmak için kura çektiler. Halk orada durmuş, olanları seyrediyordu. Yöneticiler İsa'yla alay ederek, “Başkalarını kurtardı; eğer Tanrı'nın Mesihi, Tanrı'nın seçtiği O ise, kendini de kurtarsın” diyorlardı. Askerler de yaklaşıp İsa'yla eğlendiler. O'na ekşi şarap sunarak, “Sen Yahudiler'in Kralı'ysan, kurtar kendini!” dediler. Başının üzerinde şu yafta vardı: YAHUDİLER'İN KRALI BUDUR Çarmıha asılan suçlulardan biri, “Sen Mesih değil misin? Haydi, kendini de bizi de kurtar!” diye küfretti. Ne var ki, öbür suçlu onu azarladı. “Sende Tanrı korkusu da mı yok?” diye karşılık verdi. “Sen de aynı cezayı çekiyorsun. Nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı.” Sonra, “Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an” dedi. İsa ona, “Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi. Öğleyin on iki sularında güneş karardı, üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. Tapınaktaki perde ortasından yırtıldı. İsa yüksek sesle, “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum!” diye seslendi. Bunu söyledikten sonra son nefesini verdi. Olanları gören yüzbaşı, “Bu adam gerçekten doğru biriydi” diyerek Tanrı'yı yüceltmeye başladı. Olayı seyretmek için biriken halkın tümü olup bitenleri görünce göğüslerini döve döve geri döndüler. Ama İsa'nın bütün tanıdıkları ve Celile'den O'nun ardından gelen kadınlar uzakta durmuş, olanları seyrediyorlardı. Yüksek Kurul üyelerinden Yusuf adında iyi ve doğru bir adam vardı. Bir Yahudi kenti olan Aramatya'dan olup Tanrı'nın Egemenliği'ni umutla bekleyen Yusuf, Kurul'un kararını ve eylemini onaylamamıştı. Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Cesedi çarmıhtan indirip keten beze sardı, hiç kimsenin konulmadığı, kayaya oyulmuş bir mezara yatırdı. Hazırlık Günü'ydü ve Şabat Günü başlamak üzereydi. İsa'yla birlikte Celile'den gelen kadınlar da Yusuf'un ardından giderek mezarı ve İsa'nın cesedinin oraya nasıl konulduğunu gördüler. Evlerine dönerek baharat ve güzel kokulu yağlar hazırladılar. Ama Şabat Günü, Tanrı'nın buyruğu uyarınca dinlendiler.

LUKA 23:26-56 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Onu götürdükleri zaman, kırdan gelmekte olan Kirineli Simun denilen birini tuttular, ve İsanın ardından taşımak üzre haçı ona yüklediler. Halktan, ve ona ağlıyan ve dövünen kadınlardan büyük bir kalabalık ardı sıra gidiyordu. İsa onlara dönüp dedi: Ey Yeruşalim kızları, benim için ağlamayın, fakat kendiniz, ve çocuklarınız için ağlayın. Çünkü işte, günler geliyor ki, o günlerde: Ne mutlu kısırlara, doğurmamış rahimlere, ve emzirmemiş memelere! diyecekler. O zaman dağlara: Üzerimize düşün; ve tepelere: Bizi örtün, demeğe başlıyacaklar. Zira yaş ağaçta bunları yaparlarsa, kuruda ne olacaktır? Ve suçlu olan diğer iki kişi de idam edilmek üzre onunla beraber götürülüyordu. Ve Kafa Kemiği denilen yere geldikleri zaman, onu, ve biri sağında, öteki solunda olarak suçluları haça gerdiler. İsa: Ey Baba, onlara bağışla; çünkü ne ettiklerini bilmiyorlar, dedi. Onun esvabını aralarında paylaşarak, kura attılar. Halk durup bakıyorlardı. Reisler de: O başkalarını kurtardı; eğer bu adam Allahın seçtiği Mesihi ise, kendisini kurtarsın, diye onunla eğleniyorlardı. Askerler de ona yaklaşıp kendisine sirke sunarak: Eğer sen Yahudilerin Kıralı isen, kendini kurtar, diye onunla eğlendiler. Onun üstünde de şu yazı vardı: YAHUDİLERİN KIRALI BUDUR. Asılmış olan suçlulardan biri ona: Sen Mesih değil misin? Kendini ve bizi kurtar, diye sövüyordu. Fakat öteki cevap verdi, ve onu azarlıyıp dedi: Sen ayni hüküm altında olduğun halde, Allahtan korkmıyor musun? Gerçi biz hak üzre, çünkü yaptıklarımıza lâyık cezayı çekiyoruz, fakat o, yolsuz hiç bir şey yapmadı. Ve: Ey İsa, sen melekûtunda geldiğin zaman, beni an, dedi. İsa da ona: Doğrusu sana derim: Bugün sen benimle beraber cennette olacaksın, dedi. Saat altı suları olmuştu, ve saat dokuza kadar güneş kararıp bütün memleket üzerine karanlık çöktü; ve mabedin perdesi ortasından yarıldı. İsa yüksek sesle nida ederek dedi: Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum; ve bunu dedikten sonra ruhunu verdi. Yüzbaşı vaki olanı gördüğü zaman: Gerçek bu salih bir adamdı, diye Allaha hamdetti. Bunu görmeğe toplanan bütün halk da vaki olan şeyleri gördükleri zaman, göğüslerini döverek geri döndüler. Fakat bütün onun tanıdıkları, ve Galileden onun ardınca gelen kadınlar, bu şeyleri görerek uzakta durdular. Ve işte, meclis azasından Yusuf adlı (ki onların dileklerine ve işlerine razı olmamıştı), Yahudilerin Arimatea şehrinden olan, ve Allahın melekûtunu bekliyen iyi ve salih bir adam vardı; bu adam Pilatusa gidip İsanın cesedini istedi. Onu indirip bir keten bezine sardı, kayada oyulmuş ve içine hiç kimse konulmamış olan bir kabre yatırdı. O gün Hazırlık günü idi; Sebt günü de ağarmak üzre idi. Galileden onunla beraber gelmiş olan kadınlar, ardınca gittiler, kabri ve onun cesedinin nasıl konulduğunu gördüler. Ve dönüp baharlar ve kıymetli yağlar hazırladılar. Ve Sebt günü, emre göre istirahat ettiler.

LUKA 23:26-56 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

İsa'yı götürürlerken, Kireneli Simun adında bir adam çiftlikten dönüyordu. Onu tuttular; İsa'nın ardından taşısın diye haçı sırtına yüklediler. Halktan büyük bir topluluk ve O'nun için ağlayıp dövünen kadınlar kendisini izliyordu. İsa kadınlara dönüp, “Yeruşalim kızları!” dedi, “Benim için gözyaşı dökmeyin. Kendiniz için ve çocuklarınız için gözyaşı dökün. Çünkü, ‘Kısırlara, hiç çocuk doğurmamış rahimlere, hiç süt emzirmemiş memelere ne mutlu!’ diyecekleri günler işte geliyor. “O zaman dağlara, ‘Üzerimize kapanın’ tepelere, ‘Bizi örtün’ demeye başlayacaklar. Çünkü ağaç yaşken bunu yapanlar, kuru ağaca ne yapmazlar?” İdam edilmek üzere İsa'nın yanısıra başka iki kişi –iki katil– de götürüyorlardı. Kafatası denilen yere varınca, O'nu ve biri sağda, öbürü solda olarak katilleri çarmıha gerdiler. İsa, “Baba, onları bağışla” dedi, “Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.” “Kura çektiler, O'nun giysilerini aralarında paylaştılar.” Halk durmuş seyrediyordu. Yöneticiler alay ederek şöyle diyorlardı: “Başkalarını kurtardı. Eğer gerçekten Tanrı'nın Mesihi, seçilmiş kişisiyse kendini kurtarsın bakalım!” Askerler de yaklaşıp sirke vererek O'nunla alay ettiler. “Eğer Yahudiler'in kralıysan kendini kurtar!” diye laf atıyorlardı. İsa'nın başının üzerinde şu yazı asılıydı: YAHUDİLER'İN KRALI BUDUR. Asılmış katillerden biri O'nu aşağılıyordu: “Mesih değil misin sen? Kendini de, bizi de kurtar!” Ama öbürü onu kınadı. “Senin Tanrı'dan korkun yok mu?” dedi, “Kendin de aynı yargıyla ceza görmektesin. Bizimki hak edilmiş cezadır. Yaptıklarımıza yaraşan karşılığı alıyoruz. Ama O hiçbir yolsuz iş yapmadı.” Sonra, “Ey İsa!” dedi, “Hükümranlığına girdiğinde beni anımsa!” İsa ona, “Doğrusu sana derim ki, bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi. Öğleyin yaklaşık on ikiden on beşe dek tüm ülkeyi karanlık kapladı. Güneş tutuldu. Tapınağın iç bölümünü ayıran perde ortadan yırtıldı. İsa yüksek sesle bağırdı: “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum!” Bunu dedikten sonra ruhunu teslim etti. Olayı gören yüzbaşı Tanrı'yı yücelterek, “Bu adam gerçekten doğru biriydi” dedi. Olayı görmek için oraya biriken kalabalığın tümü olup biteni görünce göğüslerini döverek geri döndü. İsa'nın bütün tanıdıkları ve kendisiyle birlikte Galile'den gelmiş olan kadınlar da uzakta durup olaylara tanık oldular. Yüksek Kurul üyesi bir adam vardı, adı Yusuf'tu. İyi ve doğru biriydi. Kurul'un amacına ve yaptıklarına da karşı çıkmıştı. Yahudiye'de Arimatea kasabasından olan bu adam, Tanrı'nın Hükümranlığı'nın gelişini bekliyordu. Yusuf Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. O'nu aşağıya indirdi, keten bir beze sarıp kaya kovuğuna oyulmuş bir mezara yatırdı. Oraya daha önce hiç kimse gömülmemişti. Hazırlık Günü'ydü, Şabat başlıyordu. İsa'yla birlikte Galile'den gelmiş olan kadınlar Yusuf'un ardından gittiler. Mezarı ve O'nun cesedinin nasıl yatırıldığını gördüler. Sonra geri dönüp kokular, sümbül yağları hazırladılar. Şabat Günü Kutsal Yasa uyarınca dinlendiler.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz