LUKA 22:29-46
LUKA 22:29-46 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Babam bana nasıl bir egemenlik verdiyse, ben de size bir egemenlik veriyorum. Öyle ki, egemenliğimde benim soframda yiyip içesiniz ve tahtta oturarak İsrail'in on iki oymağını yargılayasınız. “Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır. Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir.” Simun İsa'ya, “Ya Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de gitmeye hazırım” dedi. İsa, “Sana şunu söyleyeyim, Petrus, bu gece horoz ötmeden beni tanıdığını üç kez inkâr edeceksin” dedi. Sonra İsa onlara, “Ben sizi kesesiz, torbasız ve çarıksız gönderdiğim zaman, herhangi bir eksiğiniz oldu mu?” diye sordu. “Hiçbir eksiğimiz olmadı” dediler. O da onlara, “Şimdi ise kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın” dedi. “Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın. Size şunu söyleyeyim, yazılmış olan şu sözün yaşamımda yerine gelmesi gerekiyor: ‘O, suçlularla bir sayıldı.’ Gerçekten de benimle ilgili yazılmış olanlar yerine gelmektedir.” “Ya Rab, işte burada iki kılıç var” dediler. O da onlara, “Yeter!” dedi. İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağı'na gitti. Öğrenciler de O'nun ardından gittiler. Oraya varınca İsa onlara, “Dua edin ki ayartılmayasınız” dedi. Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle dua etti: “Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.” Gökten bir melek İsa'ya görünerek O'nu güçlendirdi. Derin bir acı içinde olan İsa daha hararetle dua etti. Teri, toprağa düşen kan damlalarını andırıyordu. İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden uyumuş buldu. Onlara, “Niçin uyuyorsunuz?” dedi. “Kalkıp dua edin ki ayartılmayasınız.”
LUKA 22:29-46 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
ve Babam bana melekût tahsis ettiği gibi, ben de melekûtumda soframda yiyesiniz ve içesiniz, ve İsrailin on iki sıptına hükmederek tahtlar üzerinde oturasınız diye size bir melekût tahsis ediyorum. Simun, Simun, işte, buğday gibi kalburlamak için Şeytan sizi istedi; fakat senin imanın tükenmesin diye senin için ben dua ettim; ve yine döndüğün zaman, kardeşlerine kuvvet ver. O da İsaya dedi: Ya Rab, seninle hem zindana, hem ölüme gitmeğe hazırım. İsa dedi: Petrus, sana diyorum: Beni tanıdığını üç kere sen inkâr etmeden, bugün horoz ötmiyecek. İsa onlara dedi: Ben sizi kesesiz, torbasız, ve çarıksız olarak gönderdiğim zaman, bir şeyiniz eksik mi idi? Onlar ise: Hiç bir şeyimiz, dediler. İsa da onlara dedi: Fakat şimdi, kesesi olan onu alsın, ve torbası olan da alsın; ve olmıyan esvabını satsın, ve kılıç satın alsın. Çünkü ben size derim: Bu yazılmış olan: “Ve günahkârlarla sayıldı,” sözü bende tamamlanmak gerektir; çünkü benim hakkımdaki sözlerin yerine gelmesi gerektir. Ve onlar: Ya Rab, işte, burada iki kılıç, dediler. İsa onlara: Yeter, dedi. Dışarı çıkıp âdeti üzre Zeytinlik dağına gitti; şakirtler de onun ardınca gittiler. Oraya varınca, İsa onlara dedi: Dua edin ki, iğvaya düşmiyesiniz. Kendilerinden bir taş atımı kadar ayrıldı; diz çöktü ve: Ey Baba, eğer istiyorsan, bu kâseyi benden geçir; lâkin benim iradem değil, seninki olsun, diye dua etti. Ve İsaya, gökten bir melek görünüp ona kuvvet verdi. Şiddetli ıstırapta olarak, ziyade hararetle dua etti; teri toprağın üzerine düşen büyük kan damlaları gibi idi. Duasından kalktığı zaman, şakirtlere geldi, onları kederden uyumakta bulup kendilerine dedi: Neden uyuyorsunuz? Kalkın, dua edin ki, iğvaya düşmiyesiniz.
LUKA 22:29-46 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Ben de size bir hükümranlık veriyorum; tıpkı Babam'ın bana verdiği gibi. Öyle ki, hükümranlığımda soframda oturup yiyip içesiniz ve tahtlara oturup İsrail'in On İki Soyu'nu yargılayasınız.” “Simun, Simun! İşte şeytan buğdayı samandan ayırır gibi sizi elemek için izin istedi. Ama imanın sarsılmasın diye senin için dua ettim. Sen de geri döndüğünde kardeşlerini destekle.” Petrus, “Efendim” dedi, “Seninle birlikte cezaevine de, ölüme de gitmeye hazırım!” İsa, “Sana derim ki, Petrus” dedi, “Bugün horoz ötmeden önce, üç kez beni tanıdığını yadsıyacaksın.” İsa sözünü sürdürdü: “Ben sizi para kesesiz, torbasız, ayakkabısız gönderdiğimde hiç eksiklik çektiniz mi?” Onlar, “Hiç çekmedik” diye yanıtladılar. İsa, “Ama şimdi para kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın” dedi, “Kılıcı olmayan giysisini satsın, bir kılıç satın alsın. Çünkü size derim ki, bana ilişkin şu Yazı yerine gelmeli: ‘O suçlularla bir sayıldı.’ “Çünkü benim için yazılanlar yerine gelecektir.” Onlar, “Efendimiz, işte burada iki kılıç duruyor” dediler. İsa, “Yeter artık!” diye yanıtladı. İsa kentten ayrıldı, alıştığı üzere Zeytinlik Dağı'na çıktı. Öğrenciler de O'nu izlediler. Oraya varınca onlara, “Dua edin ki denenmeyesiniz” dedi. Onlardan ayrılıp bir taş atımı uzağa gitti, diz çöküp dua etmeye koyuldu: “Baba! Eğer istersen bu kâseyi benden uzaklaştır. Ama benim istemim değil, senin istemin olsun.” Gökten bir melek belirip O'nu güçlendirdi. Derin acı duyarak daha içtenlikle duaya koyuldu. Teri iri kan damlaları gibi toprağa dökülüyordu. Duadan kalkıp öğrencilerinin yanına geldiğinde, onları üzüntüden uyur durumda buldu. “Neden uyuyorsunuz?” dedi, “Kalkın dua edin ki, denenmeyesiniz.”