LUKA 22:13-28

LUKA 22:13-28 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Onlar da gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar. Yemek saati gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu ve onlara şöyle dedi: “Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizinle birlikte yemeyi çok arzulamıştım. Size şunu söyleyeyim, Fısıh yemeğini, Tanrı'nın Egemenliği'nde yetkinliğe erişeceği zamana dek, bir daha yemeyeceğim.” Sonra kâseyi alarak şükretti ve, “Bunu alın, aranızda paylaşın” dedi. “Size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği gelene dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.” Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın” dedi. Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse, sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. Ama bana ihanet edecek kişinin eli şu anda benimkiyle birlikte sofradadır. İnsanoğlu, belirlenmiş olan yoldan gidiyor. Ama O'na ihanet eden adamın vay haline!” Elçiler, aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya başladılar. Ayrıca aralarında hangisinin en üstün sayılacağı konusunda bir çekişme oldu. İsa onlara, “Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen kesilirler. İleri gelenleri de kendilerine iyiliksever unvanını yakıştırırlar” dedi. “Ama siz böyle olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan, en küçük gibi olsun; yöneten, hizmet eden gibi olsun. Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı, hizmet eden mi? Sofrada oturan değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden biri gibi oldum. Denendiğim zamanlar benimle birlikte dayanmış olanlar sizlersiniz.

LUKA 22:13-28 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Ve gidip İsanın kendilerine dediği gibi buldular; ve Fıshı hazırladılar. Saati gelince, İsa resullerle beraber oturdu. Ve onlara dedi: Ben elem çekmezden önce bu Fıshı sizinle beraber yemeği çok arzuladım; zira ben size derim: Allahın melekûtunda tamam oluncıya kadar, onu yemiyeceğim. İsa bir kâse aldı, ve şükreyledikten sonra: Bunu alın, aranızda paylaşın, dedi; çünkü ben size derim: Allahın melekûtu gelinciye kadar, ben artık asmanın mahsulünden içmiyeceğim. Ve İsa ekmek aldı, ve şükrettikten sonra onu kırdı: Bu sizin için verilen benim bedenimdir; bunu benim anılmam için yapın, diyerek onlara verdi. Ve akşam yemeğinden sonra: Bu kâse sizin için dökülen benim kanımla olan yeni ahittir, diyerek ayni suretle kâseyi de onlara verdi. Fakat işte, beni ele verenin eli benimle beraber sofradadır. Çünkü İnsanoğlu mukadder olduğu üzre gerçi gider; fakat vay o adama ki, onun vasıtası ile ele verilir! Ve kendilerinden kim bu işi yapacak diye aralarında soruşmağa başladılar. Kendilerinden kim daha büyük sayılacak diye aralarında çekişme oldu. İsa onlara dedi: Milletlerin kıralları onlar üzerinde saltanat sürerler; ve üzerlerine hâkim olanlara Velinimet denilir. Siz böyle olmıyacaksınız; fakat sizin aranızda daha büyük olan, en küçük gibi olsun; ve baş olan, hizmetçi gibi olsun. Çünkü hangisi daha büyüktür, sofrada oturan mı, yoksa hizmet eden mi? Sofrada oturan değil mi? Ben ise, sizin aranızda hizmet eden gibiyim. Fakat geçirdiğim imtihanlarda benimle beraber dayanmış olanlar sizsiniz

LUKA 22:13-28 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Gittiler, her şeyi O'nun bildirdiği gibi buldular ve Fısıh yemeğini hazırladılar. Yemek zamanı gelince İsa sofraya oturdu. Haberciler de O'nunla birlikte oturdular. İsa onlara şöyle dedi: “İşkence çekmeden önce, bu Fısıh yemeğini sizlerle birlikte yemek için dayanılmaz bir istek duydum. Çünkü size derim ki, Tanrı'nın Hükümranlığı'nda anlamı tamamlanıncaya dek, bir daha böyle bir yemeğe oturmayacağım.” Sonra bir kâse aldı. Teşekkür sunarak, “Bunu alın ve aranızda paylaşın” dedi, “Size derim ki, Tanrı'nın Hükümranlığı gelinceye dek, bundan böyle bağın bu ürününden içmeyeceğim.” Sonra ekmeği aldı. Teşekkür sunarak böldü, onlara verdi. “Bu sizler için verilen bedenimdir” dedi, “Beni anmak için böyle yapın.” Yemekten sonra onlara kâseyi de verdi. “Bu kâse sizler için akıtılan kanımla olan yeni antlaşmadır” dedi, “Ancak, beni ele verenin eli işte benimle birlikte sofradadır. Çünkü İnsanoğlu kararlaştırıldığı gibi gidiyor. Ama O'nu ele verenin vay başına!” Bunun üzerine öğrenciler aralarında bu işi yapacak adamın kim olabileceğini tartışmaya başladılar. İçlerinden kimin daha üstün olduğu üzerinde de aralarında bir sürtüşme oldu. İsa, “Ulusların kralları onlar üzerinde egemen kesilirler” dedi, “Onları yönetenler yaptıkları iyiliklerle tanınırlar. Ama sizin durumunuz böyle olmayacak. Tam tersine, en üstününüz en küçük, yöneteniniz ise hizmetkâr sayılsın. Kimdir üstün olan? Sofrada oturan mı, yoksa hizmet sunan mı? Sofrada oturan, değil mi? Ama ben sizin aranızda hizmet sunan gibiyim. Sizler denendiğimde benimle birlikte duranlarsınız.