LUKA 2:1-38

LUKA 2:1-38 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

O günlerde Sezar Avgustus bütün Roma dünyasında bir nüfus sayımının yapılması için buyruk çıkardı. Bu ilk sayım, Kirinius'un Suriye valiliği zamanında yapıldı. Herkes yazılmak için kendi kentine gitti. Böylece Yusuf da, Davut'un soyundan ve torunlarından olduğu için Celile'nin Nasıra Kenti'nden Yahudiye bölgesine, Davut'un kenti Beytlehem'e gitti. Orada, hamile olan nişanlısı Meryem'le birlikte yazılacaktı. Onlar oradayken, Meryem'in doğurma vakti geldi ve ilk oğlunu doğurdu. O'nu kundağa sarıp bir yemliğe yatırdı. Çünkü handa yer yoktu. Aynı yörede, sürülerinin yanında nöbet tutarak geceyi kırlarda geçiren çobanlar vardı. Rab'bin bir meleği onlara göründü ve Rab'bin görkemi çevrelerini aydınlattı. Büyük bir korkuya kapıldılar. Melek onlara, “Korkmayın!” dedi. “Size, bütün halkı çok sevindirecek bir haber müjdeliyorum: Bugün size, Davut'un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih'tir. İşte size bir işaret: Kundağa sarılmış ve yemlikte yatan bir bebek bulacaksınız.” Birdenbire meleğin yanında, göksel ordulardan oluşan büyük bir topluluk belirdi. Tanrı'yı överek, “En yücelerde Tanrı'ya yücelik olsun, Yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara Esenlik olsun!” dediler. Melekler yanlarından ayrılıp göğe çekildikten sonra çobanlar birbirlerine, “Haydi, Beytlehem'e gidelim, Rab'bin bize bildirdiği bu olayı görelim” dediler. Aceleyle gidip Meryem'le Yusuf'u ve yemlikte yatan bebeği buldular. Onları görünce, çocukla ilgili kendilerine anlatılanları bildirdiler. Bunu duyanların hepsi, çobanların söylediklerine şaşıp kaldılar. Meryem ise bütün bu sözleri derin derin düşünerek yüreğinde saklıyordu. Çobanlar, işitip gördüklerinin tümü için Tanrı'yı yüceltip överek geri döndüler. Her şeyi, kendilerine anlatıldığı gibi bulmuşlardı. Sekizinci gün, çocuğu sünnet etme zamanı gelince, O'na İsa adı verildi. Bu, O'nun anne rahmine düşmesinden önce meleğin kendisine verdiği isimdi. Musa'nın Yasası'na göre arınma günlerinin bitiminde Yusuf'la Meryem çocuğu Rab'be adamak için Yeruşalim'e götürdüler. Nitekim Rab'bin Yasası'nda, “İlk doğan her erkek çocuk Rab'be adanmış sayılacak” diye yazılmıştır. Ayrıca Rab'bin Yasası'nda buyrulduğu gibi, kurban olarak “bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu” sunacaklardı. O sırada Yeruşalim'de Şimon adında bir adam vardı. Doğru ve dindar biriydi. İsrail'in avutulmasını özlemle bekliyordu. Kutsal Ruh onun üzerindeydi. Rab'bin Mesihi'ni görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti. Böylece Şimon, Ruh'un yönlendirmesiyle tapınağa geldi. Küçük İsa'nın annesi babası, Kutsal Yasa'nın ilgili kuralını yerine getirmek üzere O'nu içeri getirdiklerinde, Şimon O'nu kucağına aldı, Tanrı'yı överek şöyle dedi: “Ey Rabbim, verdiğin sözü tuttun; Artık ben, kulun huzur içinde ölebilirim. Çünkü senin sağladığın, Bütün halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu, Ulusları aydınlatıp Halkın İsrail'e yücelik kazandıracak ışığı Gözlerimle gördüm.” İsa'nın annesiyle babası, O'nun hakkında söylenenlere şaştılar. Şimon onları kutsayıp çocuğun annesi Meryem'e şöyle dedi: “Bu çocuk, İsrail'de birçok kişinin düşmesine ya da yükselmesine yol açmak ve aleyhinde konuşulacak bir belirti olmak üzere belirlenmiştir. Senin kalbine de adeta bir kılıç saplanacak. Bütün bunlar, birçoklarının yüreğindeki düşüncelerin açığa çıkması için olacak.” Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Aşer oymağından Fanuel'in kızıydı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl yaşadıktan sonra dul kalmıştı. Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan ayrılmaz, oruç tutup dua ederek gece gündüz Tanrı'ya tapınırdı. Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrı'ya şükrederek Yeruşalim'in kurtuluşunu bekleyen herkese İsa'dan söz etmeye başladı.

LUKA 2:1-38 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E vaki oldu ki, o günlerde bütün dünyanın tahriri yapılsın diye Kayser Avgustus tarafından buyurultu çıktı. Kirinius Suriye valisi bulunduğu zamanda yapılan ilk tahrir bu idi. Herkes yazılmak için kendi şehrine gitti. Yusuf da Davud evinden ve onun soyundan bulunduğu için, Galiledeki Nâsıra şehrinden, Yahudiyede Davudun şehri olan Beytleheme, nişanlısı Meryem ile beraber, orada yazılmak üzre çıktı; Meryem de gebe idi. Ve vaki oldu ki, orada bulunurlarken, doğurması günleri geldi. İlk oğlunu doğurdu; kundağa sardı, ve onu bir yemliğe yatırdı, çünkü handa onlara yer yoktu. Ayni civarda çobanlar vardı; geceleyin kırda kalarak sürülerini nöbetle bekliyorlardı. Rabbin bir meleği onların yanında durdu, ve Rabbin izzeti onların çevresini aydınlattı; çok korktular. Melek de onlara dedi: Korkmayın, çünkü işte, ben size bütün kavma olacak büyük sevinci müjdeliyorum. Çünkü bugün Davudun şehrinde size Kurtarıcı doğdu, o da Rab Mesihtir. Yemlikte yatan, kundağa sarılmış bir çocuk bulacaksınız; size alâmet bu olsun. Ve birdenbire melek ile beraber gök ordusundan bir cümhur Allaha hamdederek dediler: En yücelerde Allaha izzet, Ve yeryüzünde razı olduğu adamlara selâmet. Ve vaki oldu ki, melekler çobanların yanından göke çekildikleri zaman, onlar birbirlerine dediler: Haydi, Beytleheme kadar gidelim, ve Rabbin bize bildirdiği vaki olan bu şeyi görelim. Ve seğirderek geldiler, Meryemi, Yusufu ve yemlikte yatan çocuğu buldular. Ve gördükleri zaman, bu çocuk hakkında kendilerine söylenen sözü bildirdiler. Bütün işitenler çobanlar tarafından kendilerine söylenen şeylere şaştılar. Fakat Meryem bütün bu sözleri derin düşünerek yüreğinde saklardı. Çobanlar, kendilerine söylendiği gibi, bütün gördükleri ve işittikleri şeylerden dolayı Allaha hamt ve sena ederek, döndüler. Çocuğu sünnet için sekiz gün tamam olunca, ana rahmine düşmeden evel melek tarafından denilmiş olduğu üzre, adını İsa koydular. Musanın şeriatine göre onların taharet günleri tamam olunca (“İlk doğan her erkek Rabbe mukaddes denilecektir,” diye Rabbin şeriatinde yazılmış olduğu üzre), çocuğu Rabbe takdim etmek için, ve Rabbin şeriatinde: “Bir çift kumru, yahut iki güvercin yavrusu,” denildiği üzre, bir kurban vermek için onu Yeruşalime götürdüler. Ve işte, Yeruşalimde Şimeon adında bir adam vardı; salih ve dindar olup İsrailin teselli bulmasını beklerdi; ve Ruhülkudüs onun üzerinde idi. Ve Rabbin Mesihini görmeden önce, ölüm görmiyeceği kendisine Ruhülkudüs tarafından bildirilmişti. Ruhun sevkile mabede geldi; anası babası onun için şeriate göre âdet olanı yapmak üzre, İsa çocuğu mabede götürdükleri zaman, Simeon onu kucağına alıp Allaha hamdederek dedi: Ya Rab, sözüne göre Şimdi kulunu selâmetle salıverirsin; Çünkü, bütün kavmların önünde hazırlamış olduğun, Milletleri aydınlatacak ışığı, Ve kavmın İsrailin izzeti olan kurtuluşunu gözlerim gördü. Anası babası onun için söylenen şeylere şaşıyorlardı. Şimeon onlara hayırdua edip anası Meryeme dedi: İşte, bu çocuk İsrailde bir çokların düşmesi ve kalkması, ve aleyhinde söylenecek bir alâmet olarak konulmuştur; senin canını da bir kılıç delecek; ta ki, çok yüreklerin düşünceleri meydana çıksın. Aşer sıptından Fanuelin kızı Anna isminde bir peygamber vardı (ki, çok yaşlı idi, ve kızlığından sonra kocası ile yedi yıl geçinmişti, ve hemen seksen dört yıldan beri dul idi), mabetten hiç ayrılmaz, gece gündüz oruç tutup dua ederek ibadet eylerdi. O da hemen ayni saatte gelerek Rabbe şükreyliyip Yeruşalimin kurtuluşunu bekliyenlerin hepsine onun hakkında söyledi.

LUKA 2:1-38 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

O günlerde Sezar Avgustus'tan, tüm dünyanın sayımını amaçlayan yazılı bir buyruk çıktı. Bu ilk sayım Kirinius'un Suriye valiliği döneminde oluyordu. Herkes sayıma katılmak üzere kendi kentine gitti. Yusuf da Galile'nin Nasıra Kenti'nden Yahudiye'de Davut'un Kenti'ne, Beytlehem diye bilinen yere gitti. Çünkü Davut'un soyundan ve ailesindendi. Amacı çocuk bekleyen nişanlısı Meryem'le birlikte sayıma katılmaktı. Onlar oradayken Meryem'in doğurma zamanı geldi. İlk oğlunu dünyaya getirdi. O'nu kundağa sarıp hayvan yemliğine yatırdı. Çünkü handa yer bulamamışlardı. Bu bölgede gece kırda nöbetleşerek sürülerine bakan çobanlar vardı. Rab'bin meleği onlara göründü ve Rab'bin görkemi çevrelerinde parladı. Büyük bir korkuyla sarsıldılar. Melek onlara, “Korkmayın” dedi, “İşte size tüm insanlığı çok sevindirecek bir haberi müjdeliyorum. Çünkü bugün size Davut'un Kenti'nde bir kurtarıcı doğdu. O Rab olan Mesih'tir. İşte size belirtisi: Hayvan yemliğinde yatan, kundağa sarılı bir bebek bulacaksınız.” O anda, Tanrı'yı öven göksel bir topluluk, meleğin yanında belirip şöyle dedi: “En yücelerdeki Tanrı'ya yücelik, Yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!” Melekler yanlarından ayrılıp göğe çekilince, çobanlar birbirlerine, “Haydi gelin” dediler, “Beytlehem'e gidelim, Rab'bin bize açıkladığı bu olayı görelim.” Koşarak geldiler. Meryem'i, Yusuf'u ve yemlikte yatan bebeği buldular. Olayı görünce çocuğa ilişkin kendilerine açıklanan haberi yaydılar. Duyanların hepsi çobanların anlattıklarına şaşıp kaldı. Öte yandan Meryem bütün bunları yüreğinde saklıyor, derin derin düşünüyordu. Çobanlar kendilerine açıklandığı gibi, duydukları, gördükleri her şey için Tanrı'yı yüceltip överek geri döndüler. Çocuğun sünneti için gerekli sekiz gün dolunca, anne rahmine düşmeden önce melek aracılığıyla bildirildiği gibi, O'na İsa adı verildi. Musa'nın Yasası'na göre arınma günü gelince, Yusuf'la Meryem çocuğu Yeruşalim'e Rab'be sunmaya götürdüler. Rab'bin Yasası'nda, “İlk doğan her erkek çocuk Rab'be adanmış sayılacak” diye yazılı olduğundan, bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu sunmaya gelmişlerdi. Bu, Rab'bin Yasası'nda belirtilmiştir. Yeruşalim'de Simeon adında bir adam vardı. Doğru ve tanrısayar biriydi. İsrail'in avutulacağı günü bekliyordu. Kutsal Ruh onun üzerindeydi. Rab'bin Mesihi'ni görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti. Simeon Ruh yönetiminde tapınağa geldi. Yusuf'la Meryem, Kutsal Yasa'nın gereğini uygulamak üzere çocuk İsa'yı tapınağa getirdiklerinde, Simeon O'nu kucağına aldı. Tanrı'yı yücelterek şunları söyledi: “Ya Rab, verdiğin söz uyarınca, artık kulunu esenlikle bu yaşamdan ayırabilirsin. Çünkü gözlerim kurtarışını gördü. Tüm insanlığın önünde hazırladığın bu kurtarış Ulusların aydınlanmasını sağlayan ışık ve halkın İsrail'e yüceliktir.” Yusuf'la Meryem çocuk için bildirilen sözlere şaştılar. Simeon onları kutsayarak çocuğun annesi Meryem'e şöyle dedi: “İşte bu çocuk İsrail'de birçoklarının düşmesi ve yükselmesi içindir. Ayrıca karşı çıkılacak bir belirtidir. Bir kılıç senin yüreğini de delip geçecek. Böylece birçok kişinin yüreğindeki düşünceler açığa çıkacak.” Orada Anna adında bir peygamber vardı. Fanuel'in kızıydı. Aşer oğulları soyundan çok yaşlı bir kadındı. Kızlığından sonra eşiyle yalnızca yedi yıl yaşamıştı. Seksen dört yıldır da duldu. Tapınaktan hiç ayrılmaz, gece gündüz oruçla, duayla Tanrı'ya tapınırdı. Anna o saat yaklaşıp Tanrı'ya şükrederek, Yeruşalim'in kurtuluşunu bekleyen herkese İsa'dan söz etti.