AĞITLAR 5:1-22

AĞITLAR 5:1-22 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Anımsa, ya RAB, başımıza geleni, Bak da utancımızı gör. Mülkümüz yabancılara geçti, Evlerimiz ellere. Öksüz kaldık, babasız, Annelerimiz dul kadınlara döndü. Suyumuzu parayla içtik, Odunumuzu parayla almak zorunda kaldık. Bizi kovalayanlar ensemizde, Yorgun düştük, rahatımız yok. Ekmek için Mısır'a, Asur'a el açtık. Atalarımız günah işledi, Ama artık onlar yok; Suçlarının cezasını biz yüklendik. Köleler üstümüzde saltanat sürüyor, Bizi ellerinden kurtaracak kimse yok. Çöldeki kılıçlı haydutlar yüzünden Ekmeğimizi canımız pahasına kazanıyoruz. Kıtlığın yakıcı sıcağından Derimiz fırın gibi kızardı. Siyon'da kadınların, Yahuda kentlerinde erden kızların ırzına geçtiler. Önderler ellerinden asıldı, Yaşlılar saygı görmedi. Değirmen taşını gençler çevirdi, Çocuklar odun yükü altında tökezledi. Yaşlılar kent kapısında oturmaz oldu, Gençler saz çalmaz oldu. Yüreğimizin sevinci durdu, Oyunumuz yasa döndü. Taç düştü başımızdan, Vay başımıza! Çünkü günah işledik. Bu yüzden yüreğimiz baygın, Bunlardan ötürü gözlerimiz karardı. Viran olan Siyon Dağı'nın üstünde Çakallar geziyor! Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB, Egemenliğin kuşaklar boyu sürer. Niçin bizi hep unutuyorsun, Neden bizi uzun süre terk ediyorsun? Bizi kendine döndür, ya RAB, döneriz, Eski günlerimizi geri ver. Bizi büsbütün attıysan, Bize çok öfkelenmiş olmalısın.

AĞITLAR 5:1-22 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Anımsa, ya RAB, başımıza geleni, Bak da utancımızı gör. Mülkümüz yabancılara geçti, Evlerimiz ellere. Öksüz kaldık, babasız, Annelerimiz dul kadınlara döndü. Suyumuzu parayla içtik, Odunumuzu parayla almak zorunda kaldık. Bizi kovalayanlar ensemizde, Yorgun düştük, rahatımız yok. Ekmek için Mısır'a, Asur'a el açtık. Atalarımız günah işledi, Ama artık onlar yok; Suçlarının cezasını biz yüklendik. Köleler üstümüzde saltanat sürüyor, Bizi ellerinden kurtaracak kimse yok. Çöldeki kılıçlı haydutlar yüzünden Ekmeğimizi canımız pahasına kazanıyoruz. Kıtlığın yakıcı sıcağından Derimiz fırın gibi kızardı. Siyon'da kadınların, Yahuda kentlerinde erden kızların ırzına geçtiler. Önderler ellerinden asıldı, Yaşlılar saygı görmedi. Değirmen taşını gençler çevirdi, Çocuklar odun yükü altında tökezledi. Yaşlılar kent kapısında oturmaz oldu, Gençler saz çalmaz oldu. Yüreğimizin sevinci durdu, Oyunumuz yasa döndü. Taç düştü başımızdan, Vay başımıza! Çünkü günah işledik. Bu yüzden yüreğimiz baygın, Bunlardan ötürü gözlerimiz karardı. Viran olan Siyon Dağı'nın üstünde Çakallar geziyor! Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB, Egemenliğin kuşaklar boyu sürer. Niçin bizi hep unutuyorsun, Neden bizi uzun süre terk ediyorsun? Bizi kendine döndür, ya RAB, döneriz, Eski günlerimizi geri ver. Bizi büsbütün attıysan, Bize çok öfkelenmiş olmalısın.

AĞITLAR 5:1-22 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Y A RAB, başımıza geleni an; Bak da utancımızı gör. Mirasımız yabancılara geçti, Evlerimiz ecnebilere. Öksüzler olduk, baba yok; Analarımız dul kadınlar gibi. Gümüş verip suyumuzu içtik; Odunumuz para ile geliyor. Bizi kovanlar ensemizde; Yorgun düştük, bize rahat yok. Ekmeğe doymak için, Mısıra ve Aşura el uzattık. Babalarımız suç ettiler, ve artık onlar yok; Onların fesatlarını biz yüklendik. Üzerimizde köleler saltanat sürmede; Onların elinden kurtaran yok. Çöldeki kılıcın yüzünden, Ekmeğimizi canlarımız pahasına elde etmekteyiz. Kıtlığın yakıcı sıcağından, Derimiz fırın gibi karardı. Sionda kadınları, Yahuda şehirlerinde ere varmamış kızları alçalttılar. Reisler ellerinden asıldılar; İhtiyarları saymadılar. Değirmen taşını gençler taşıdılar; Ve odunun altında çocuklar tökezledi. İhtiyarlar şehir kapısında oturmadan, Gençler ise sazlarından kesildiler. Yüreğimizin meserreti kesildi; Raksımız yasa döndü. Başımızdan taç düştü; Vay başımıza! çünkü suç işledik. Bunun için yüreğimiz baygın; Bunlardan ötürü gözlerimiz karardı; Virane olan Sion dağından ötürüdür; Onun üzerinde tilkiler geziyor. Sen, ya RAB, tahtında ebediyen oturursun; Senin tahtın nesilden nesle sürer. Niçin bizi ebediyen unutuyorsun, Günlerin devamınca neden bizi bırakıyorsun? Bizi kendine döndür, ya RAB, ve biz döneriz; Eskisi gibi günlerimizi yenile. Fakat sen bizi bütün bütün kendinden attın; Bize karşı çok öfkelisin.

AĞITLAR 5:1-22 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Anımsa, ya RAB, başımıza geleni, Bak da utancımızı gör. Mülkümüz yabancılara geçti, Evlerimiz ellere. Öksüz kaldık, babasız, Annelerimiz dul kadınlara döndü. Suyumuzu parayla içtik, Odunumuzu parayla almak zorunda kaldık. Bizi kovalayanlar ensemizde, Yorgun düştük, rahatımız yok. Ekmek için Mısır'a, Asur'a el açtık. Atalarımız günah işledi, Ama artık onlar yok; Suçlarının cezasını biz yüklendik. Köleler üstümüzde saltanat sürüyor, Bizi ellerinden kurtaracak kimse yok. Çöldeki kılıçlı haydutlar yüzünden Ekmeğimizi canımız pahasına kazanıyoruz. Kıtlığın yakıcı sıcağından Derimiz fırın gibi kızardı. Siyon'da kadınların, Yahuda kentlerinde erden kızların ırzına geçtiler. Önderler ellerinden asıldı, Yaşlılar saygı görmedi. Değirmen taşını gençler çevirdi, Çocuklar odun yükü altında tökezledi. Yaşlılar kent kapısında oturmaz oldu, Gençler saz çalmaz oldu. Yüreğimizin sevinci durdu, Oyunumuz yasa döndü. Taç düştü başımızdan, Vay başımıza! Çünkü günah işledik. Bu yüzden yüreğimiz baygın, Bunlardan ötürü gözlerimiz karardı. Viran olan Siyon Dağı'nın üstünde Çakallar geziyor! Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB, Egemenliğin kuşaklar boyu sürer. Niçin bizi hep unutuyorsun, Neden bizi uzun süre terk ediyorsun? Bizi kendine döndür, ya RAB, döneriz, Eski günlerimizi geri ver. Bizi büsbütün attıysan, Bize çok öfkelenmiş olmalısın.