AĞITLAR 1:1-22

AĞITLAR 1:1-22 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

O kent ki, insan doluydu, Nasıl da tek başına kaldı şimdi! Büyüktü uluslar arasında, Dul kadına döndü! Soyluydu iller arasında, Angarya altına düştü! Geceleyin acı acı ağlıyor, Yanaklarında gözyaşı; Avutan tek kişi bile yok Bunca oynaşı arasında. Dostları ona hainlik etti, Düşman oldu. Yahuda acı çekip ağır kölelik ettikten sonra Sürgün edildi, Ulusların arasında oturuyor, Ama rahat bulamıyor. O sıkıntıdayken ardına düşenler ona yetişti. Siyon'a giden yollar yas tutuyor, Çünkü bayramlara gelen yok. Bütün kapıları ıssız, kâhinleri inliyor, Erden kızları sıkıntıda, kendisi de acı çekiyor. Hasımları başa geçti, düşmanları rahat içinde. Çok isyan ettiği için RAB ona acı çektiriyor, Yavruları hasımlarının gözü önünde sürgüne gitti. Siyon kızının bütün güzelliği uçtu, Önderleri otlak bulamayan geyiklere döndü, Dermanları kesildi Kendilerini kovalayanların önünde. Yeruşalim sıkıntı içinde başıboş dolaşırken Eski günlerdeki varlığını anımsıyor. Halkı hasmının eline düşüp de Yardımına koşan çıkmayınca, Hasımları haline bakıp Yıkılışına güldüler. Yeruşalim büyük günah işledi, Bu yüzden kirlendi. Ona saygı duyanların hepsi Şimdi onu hor görüyor, Çünkü onu çıplak gördüler. O da inleyip öbür yana dönüyor. Kirliliği eteklerindeydi, Sonunu düşünmedi; Bu yüzden düşüşü korkunç oldu, Avutanı yok. “Ya RAB, düşkün halimi gör, Çünkü düşmanım kazandı!” Değerli her şeyine düşman el uzattı. Tapınağına başka ulusların girdiğini gördü, Topluluğuna girmesini yasakladığın uluslar. Halkı inleyip ekmek arıyor, Yeniden güçlerine kavuşmak için Değerli neleri varsa ekmekle değiştiler; “Bak da gör, ya RAB, ne kadar sefil oldum.” “Ey sizler, yoldan geçenler, Sizin için önemi yok mu bunun? Bakın da görün, başıma gelen dert gibisi var mı? Öyle bir dert ki, RAB öfkesinin alevlendiği gün Başıma yağdırdı onu. Ateş saldı yukarıdan, Kemiklerimin içine işledi ateş; Ağ serdi ayaklarıma, Geri çevirdi beni; Mahvetti, baygın kaldım bütün gün. İsyanlarım boyunduruğa döndü, RAB'bin eliyle birbirine tutturulup Boynuma geçirildi, gücüm tükendi. Rab karşı duramadığım İnsanların eline verdi beni. Hiçe saydı beni savunan yiğitleri, Gençlerimi kırıp geçirmek için çağrı yaptı ordulara, Rab erden Yahuda kızını Üzüm sıkma çukurunda çiğnedi adeta. “Ağlıyorum bunlara, Gözlerimden yaşlar boşanıyor; Çünkü beni avutan, Canımı tazeleyen benden uzak. Çocuklarım şaşkına döndü, Çünkü düşmanım üstün çıktı.” Siyon ellerini açmış, Ama onu avutan yok. RAB Yakup soyuna karşı buyruk verdi, Komşuları ona hasım olsun, dedi. Yeruşalim aralarında paçavraya döndü. “RAB haklıdır, çünkü buyruğuna karşı geldim. Şimdi dinleyin, ey halklar, çektiğim acıyı görün; Erden kızlarım, gençlerim sürgüne gitti. Oynaşlarımı çağırdım, Ama aldattılar beni. Yeniden güçlerine kavuşmak için yiyecek ararken Kâhinlerimle önderlerim kentte can verdi. Gör, ya RAB, ne sıkıntılar çektiğimi, İçim kanıyor, yüreğim buruk, Çünkü çok asilik ettim; Dışarıda kılıç beni çocuklarımdan ayırmakta, İçerdeyse ölüm kol gezmekte. İnlediğimi duydular, Beni avutan olmadı. Bütün düşmanlarım başıma gelen felaketi duydu, Sen yaptın diye sevinçten coştular. İlan ettiğin günü getir, Onlar da benim gibi olsunlar. Yaptıkları her kötülüğü anımsa, İsyanlarımdan ötürü bana ne yaptınsa onlara da yap; Çünkü sürekli inliyor, baygınlık geçiriyorum.”

AĞITLAR 1:1-22 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

O şehir ki, halkla dolu idi, tek başına nasıl oturuyor! Milletler arasında büyüktü, dul kadın gibi oldu! Ülkeler arasında bir emîre idi, haraç veren oldu! Geceleyin acı acı ağlıyor, ve gözyaşları yanaklarının üzerindedir; Bütün onu sevenlerden kendisini teselli eden yok; Bütün dostları ona hainlik ettiler; düşmanı oldular. Yahuda cefa çekmek, ve ağır kölelik etmek için sürgüne gitti; Milletler arasında oturuyor, rahat yeri bulmuyor; Darlıkta iken ardını kovanların hepsi ona eriştiler. Sionun yolları yas tutuyor, çünkü belli bayramlara gelen yok; Bütün kapıları ıssız, kâhinleri inliyor; Ere varmamış kızları sıkılmada, kendisi de acılar içinde. Hasımları başa geçtiler, düşmanlarının işi yolundadır; Çünkü günahlarının çokluğundan ötürü RAB onu sıkıntıya koydu; Yavruları hasmın önünde sürgüne gittiler. Ve Sion kızının bütün güzelliği üzerinden kaçtı; Reisleri, otlak bulmıyan geyikler gibi oldular, Ve ardı kovanın önünde takatsiz yürüyorlar. Yeruşalim eski günlerdeki bütün güzel şeylerini, cefa ve perişanlık günlerinde anıyor; Kavmı, yardımcısı yokken hasmın eline düşünce, Hasımlar onu gördüler, onun yıkılmasına güldüler. Yeruşalim ağır suç işledi; bundan ötürü murdar oldu; Onu sayanların hepsi kendisini hor görüyorlar, çünkü çıplaklığını gördüler; O da inliyip arkaya dönüyor. Murdarlığı eteklerinde; kendi sonunu hatırına getirmedi; Aşağı düşmesi de şaşılacak şeydir; onu teselli eden yok; Ya RAB, düşkünlüğümü gör; çünkü düşman kibirlendi. Bütün onun güzel şeyleri üzerine hasım elini uzattı; Çünkü kendi makdisine milletlerin girdiğini gördü, O milletler ki, senin cemaatine girmesinler diye onlar için emretmiştin. Bütün kavmı inliyor, ekmek arıyorlar; Canı yerine getirmek için güzel şeylerini yiyeceğe verdiler; Bak, ya RAB, ve gör; çünkü sefil oldum. Ey bütün sizler, yoldan geçenler, sizin için bu bir şey değil mi? İyi bakın da görün, başıma getirilen dert gibi bir dert var mı? O dert ki, RAB kızgın öfkesi gününde onunla bana cefa etti. Kemiklerimin içine yukarıdan ateş saldı, ve onları yendi; Ayaklarım için ağ serdi, beni yüz geri etti; Beni harap etti, bütün gün baygınım. Günahlarımın boyunduruğu onun elile bağlandı; Onlardan bir örgü yapılıp boynuma geçirildi; kuvvetimi tüketti; Karşı durmağa gücüm yetmiyenlerin ellerine Rab beni verdi. İçimde bütün zorlu adamlarımı Rab hiçe saydı; Gençlerimi kırmak için üzerime bir cemaat çağırdı; Ere varmamış Yahuda kızını, Rab sanki mâsarada çiğnedi. Ben bunlara ağlıyorum; gözüm, benim gözüm, yaşlar döküyor; Çünkü canımı yerine getiren tesellici benden uzak; Oğullarım harap oldular, çünkü düşman galebe çaldı. Sion ellerini açmış; onu teselli eden yok; Çevresindekiler onun hasmı olsunlar diye RAB Yakub için emretti; Aralarında Yeruşalim murdar bir şey oldu. RAB âdildir; çünkü emrine karşı âsi oldum; Şimdi, ey kavmlar, hepiniz dinleyin ve derdimi görün; Ere varmamış kızlarımla gençlerim sürgüne gittiler. Beni sevenleri çağırdım, fakat onlar beni aldattılar; Canlarını yerine getirmek için kendilerine yiyecek ararken, Kâhinlerimle ihtiyarlarım şehirde can verdiler. Bak, ya RAB; çünkü sıkıntım var; içim kanıyor; İçimde yüreğim alt üst oldu; çünkü çok âsi oldum; Dışarıda kılıç beni çocuklarımdan etmede, evde ölüm gibi. İnlediğimi işittiler de beni teselli eden olmadı; Bütün düşmanlarım felâketimi işittiler; bunu sen ettin diye meserretle coştular; İlân ettiğin günü getireceksin, onlar da benim gibi olacaklar. Onların her kötülüğü senin önüne gelsin; Ve bütün günahlarımdan ötürü bana ne ettinse, onlara da et; Çünkü iniltilerim çok, yüreğim de baygındır.

AĞITLAR 1:1-22 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

O kent ki, insan doluydu, Nasıl da tek başına kaldı şimdi! Büyüktü uluslar arasında, Dul kadına döndü! Soyluydu iller arasında, Angarya altına düştü! Geceleyin acı acı ağlıyor, Yanaklarında gözyaşı; Avutan tek kişi bile yok Bunca oynaşı arasında. Dostları ona hainlik etti, Düşman oldu. Yahuda acı çekip ağır kölelik ettikten sonra Sürgün edildi, Ulusların arasında oturuyor, Ama rahat bulamıyor. O sıkıntıdayken ardına düşenler ona yetişti. Siyon'a giden yollar yas tutuyor, Çünkü bayramlara gelen yok. Bütün kapıları ıssız, kâhinleri inliyor, Erden kızları sıkıntıda, kendisi de acı çekiyor. Hasımları başa geçti, düşmanları rahat içinde. Çok isyan ettiği için RAB ona acı çektiriyor, Yavruları hasımlarının gözü önünde sürgüne gitti. Siyon kızının bütün güzelliği uçtu, Önderleri otlak bulamayan geyiklere döndü, Dermanları kesildi Kendilerini kovalayanların önünde. Yeruşalim sıkıntı içinde başıboş dolaşırken Eski günlerdeki varlığını anımsıyor. Halkı hasmının eline düşüp de Yardımına koşan çıkmayınca, Hasımları haline bakıp Yıkılışına güldüler. Yeruşalim büyük günah işledi, Bu yüzden kirlendi. Ona saygı duyanların hepsi Şimdi onu hor görüyor, Çünkü onu çıplak gördüler. O da inleyip öbür yana dönüyor. Kirliliği eteklerindeydi, Sonunu düşünmedi; Bu yüzden düşüşü korkunç oldu, Avutanı yok. “Ya RAB, düşkün halimi gör, Çünkü düşmanım kazandı!” Değerli her şeyine düşman el uzattı. Tapınağına başka ulusların girdiğini gördü, Topluluğuna girmesini yasakladığın uluslar. Halkı inleyip ekmek arıyor, Yeniden güçlerine kavuşmak için Değerli neleri varsa ekmekle değiştiler; “Bak da gör, ya RAB, ne kadar sefil oldum.” “Ey sizler, yoldan geçenler, Sizin için önemi yok mu bunun? Bakın da görün, başıma gelen dert gibisi var mı? Öyle bir dert ki, RAB öfkesinin alevlendiği gün Başıma yağdırdı onu. Ateş saldı yukarıdan, Kemiklerimin içine işledi ateş; Ağ serdi ayaklarıma, Geri çevirdi beni; Mahvetti, baygın kaldım bütün gün. İsyanlarım boyunduruğa döndü, RAB'bin eliyle birbirine tutturulup Boynuma geçirildi, gücüm tükendi. Rab karşı duramadığım İnsanların eline verdi beni. Hiçe saydı beni savunan yiğitleri, Gençlerimi kırıp geçirmek için çağrı yaptı ordulara, Rab erden Yahuda kızını Üzüm sıkma çukurunda çiğnedi adeta. “Ağlıyorum bunlara, Gözlerimden yaşlar boşanıyor; Çünkü beni avutan, Canımı tazeleyen benden uzak. Çocuklarım şaşkına döndü, Çünkü düşmanım üstün çıktı.” Siyon ellerini açmış, Ama onu avutan yok. RAB Yakup soyuna karşı buyruk verdi, Komşuları ona hasım olsun, dedi. Yeruşalim aralarında paçavraya döndü. “RAB haklıdır, çünkü buyruğuna karşı geldim. Şimdi dinleyin, ey halklar, çektiğim acıyı görün; Erden kızlarım, gençlerim sürgüne gitti. Oynaşlarımı çağırdım, Ama aldattılar beni. Yeniden güçlerine kavuşmak için yiyecek ararken Kâhinlerimle önderlerim kentte can verdi. Gör, ya RAB, ne sıkıntılar çektiğimi, İçim kanıyor, yüreğim buruk, Çünkü çok asilik ettim; Dışarıda kılıç beni çocuklarımdan ayırmakta, İçerdeyse ölüm kol gezmekte. İnlediğimi duydular, Beni avutan olmadı. Bütün düşmanlarım başıma gelen felaketi duydu, Sen yaptın diye sevinçten coştular. İlan ettiğin günü getir, Onlar da benim gibi olsunlar. Yaptıkları her kötülüğü anımsa, İsyanlarımdan ötürü bana ne yaptınsa onlara da yap; Çünkü sürekli inliyor, baygınlık geçiriyorum.”