YUHANNA 12:1-31

YUHANNA 12:1-31 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

İsa, Fısıh Bayramı'ndan altı gün önce, ölümden dirilttiği Lazar'ın bulunduğu Beytanya'ya geldi. Orada kendisi için bir ziyafet düzenlediler. Marta hizmet ediyordu. İsa'yla birlikte sofrada oturanlardan biri de Lazar'dı. Meryem, çok değerli saf hintsümbülü yağından yarım litre kadar getirerek İsa'nın ayaklarına sürdü ve saçlarıyla ayaklarını sildi. Ev yağın güzel kokusuyla doldu. Ama öğrencilerinden biri, İsa'ya sonradan ihanet eden Yahuda İskariot, “Bu yağ neden üç yüz dinara satılıp parası yoksullara verilmedi?” dedi. Bunu, yoksullarla ilgilendiği için değil, hırsız olduğu için söylüyordu. Ortak para kutusu ondaydı ve kutuya konulandan aşırıyordu. İsa, “Kadını rahat bırak” dedi. “Bunu benim gömüleceğim gün için saklasın. Yoksullar her zaman aranızdadır, ama ben her zaman aranızda olmayacağım.” Yahudiler'den büyük bir kalabalık İsa'nın Beytanya'da bulunduğunu öğrendi ve yalnız İsa için değil, O'nun ölümden dirilttiği Lazar'ı da görmek için oraya geldi. Başkâhinler ise Lazar'ı da öldürmeyi tasarladılar. Çünkü onun yüzünden birçok Yahudi gidip İsa'ya iman ediyordu. Ertesi gün, bayramı kutlamaya gelen büyük kalabalık İsa'nın Yeruşalim'e gelmekte olduğunu duydu. Hurma dalları alarak O'nu karşılamaya çıktılar. “Hozana! Rab'bin adıyla gelene, İsrail'in Kralı'na övgüler olsun!” diye bağırıyorlardı. İsa bir sıpa bulup üzerine bindi. Yazılmış olduğu gibi, “Korkma, ey Siyon kızı! İşte, Kralın sıpaya binmiş geliyor.” Öğrencileri ilkin bunları anlamadılar. Ama İsa yüceltildikten sonra bu sözlerin O'nun hakkında yazıldığını, halkın bunları O'nun için yaptığını hatırladılar. Lazar'ı mezardan çağırıp ölümden dirilttiği sırada İsa'yla birlikte bulunan kalabalık buna tanıklık etti. İsa'nın bu doğaüstü belirtiyi gerçekleştirdiğini duyan halk O'nu karşılamaya çıktı. Ferisiler ise birbirlerine, “Görüyorsunuz, elinizden hiçbir şey gelmiyor. Bütün dünya O'nun peşine takıldı” dediler. Bayramda tapınmak üzere Yeruşalim'e gidenler arasında bazı Grekler vardı. Bunlar, Celile'nin Beytsayda Kenti'nden olan Filipus'a gelerek, “Efendimiz, İsa'yı görmek istiyoruz” diye rica ettiler. Filipus gitti, bunu Andreas'a bildirdi. Andreas ve Filipus da gidip İsa'ya haber verdiler. İsa, “İnsanoğlu'nun yüceltileceği saat geldi” diye karşılık verdi. “Size doğrusunu söyleyeyim, buğday tanesi toprağa düşüp ölmedikçe yalnız kalır. Ama ölürse çok ürün verir. Canını seven onu yitirir. Ama bu dünyada canını gözden çıkaran onu sonsuz yaşam için koruyacaktır. Bana hizmet etmek isteyen, ardımdan gelsin. Ben neredeysem bana hizmet eden de orada olacak. Baba, bana hizmet edeni onurlandıracaktır. Şimdi yüreğim sıkılıyor, ne diyeyim? ‘Baba, beni bu saatten kurtar’ mı diyeyim? Ama ben bu amaç için bu saate geldim. Baba, adını yücelt!” Bunun üzerine gökten bir ses geldi: “Adımı yücelttim ve yine yücelteceğim.” Orada duran ve bunu işiten kalabalık, “Gök gürledi” dedi. Başkaları, “Bir melek O'nunla konuştu” dedi. İsa, “Bu ses benim için değil, sizin içindi” dedi. “Bu dünya şimdi yargılanıyor. Bu dünyanın egemeni şimdi dışarı atılacak.

YUHANNA 12:1-31 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

B ÖYLECE Fısıhtan altı gün önce, İsa Beytanyaya geldi; İsanın ölülerden kaldırdığı Lazar orada idi. Orada İsaya ziyafet ettiler; Marta hizmet ediyordu; İsa ile sofrada oturanlardan biri de Lazar idi. Meryem ise, bir litre çok kıymetli halis nardin yağı alıp İsanın ayaklarını meshetti, ayaklarını saçları ile sildi; ve yağın kokusu ile ev doldu. Fakat şakirtlerden biri, onu ele verecek olan Yahuda İskariyot, dedi: Niçin bu yağ üç yüz dinara satılıp fakirlere verilmedi? Bunu da fakirleri kayırdığı için değil, ancak hırsız olduğu için, ve kese kendisinde olup içine konulanı aşırdığı için söyledi. İmdi İsa dedi: Kadını bırak, bunu benim gömüleceğim gün için saklasın. Çünkü fakirler her vakit sizinle beraberdir; fakat ben her vakit sizinle beraber değilim. Yahudilerden büyük bir kalabalık İsanın orada olduğunu anladılar; ve yalnız İsa için değil, fakat ölülerden kaldırdığı Lazarı da görmek için geldiler. Başkâhinler Lazarı da öldürmek için aralarında öğütleştiler; çünkü onun yüzünden bir çok Yahudiler gidip İsaya iman ediyorlardı. Ertesi gün, bayrama gelen büyük kalabalık İsanın Yeruşalime gelmekte olduğunu işittikleri zaman, hurma dalları alarak onu karşılamağa çıktılar, ve: Osanna, Rabbin ismile gelen İsrailin Kıralı mubarek olsun! diye bağırıyorlardı. Ve İsa bir sıpa bulup üzerine bindi, nasıl ki: “Korkma, ey Sion kızı; işte, Kıralın bir eşek sıpasına binmiş, geliyor,” diye yazılmıştır. Şakirtleri bu şeyleri önceden anlamadılar; fakat İsa taziz olunduğu zaman, bu şeyler onun için yazılmış olduğunu, ve bu şeyleri ona kendileri yaptıklarını, o vakit hatırladılar. İmdi Lazarı kabirden çağırdığı, ve onu ölülerden kaldırdığı zaman, yanında bulunan halk şehadet ediyordu. Halk da bundan dolayı onu karşıladılar; çünkü onun bu alâmeti yapmış olduğunu işittiler. Bunun için Ferisiler birbirlerine dediler: Görüyorsunuz ki, hiç bir şeye yaramıyorsunuz; işte, dünya onun ardınca gitti. Bayramda tapınmak için Yeruşalime çıkanlar arasında bazı Yunanlılar vardı. İmdi bunlar Galilenin Beytsayda şehrinden olan Filipusa geldiler, ve: Efendi, İsayı görmek istiyoruz, diye ondan sordular. Filipus gelip Andreasa söyledi; Andreas ile Filipus da gelip İsaya söylediler. İsa onlara cevap verip dedi: İnsanoğlunun taziz olunacağı saat geldi. Doğrusu ve doğrusu size derim: Buğday tanesi yere düşüp ölmezse, o yalnız kalır; fakat ölürse, çok mahsul verir. Canını seven onu zayeder; ve bu dünyada canından nefret eden ebedî hayat için onu saklar. Bir adam bana hizmet edecekse, ardımca gelsin; ben nerede olursam hizmetçim de orada olacaktır; bir kimse bana hizmet ederse, Baba onu saydırır. Şimdi canım çok sıkılmaktadır; ve ne diyeyim? Ey Baba, beni bu saatten kurtar mı? fakat bunun için bu saate geldim. Ey Baba, ismini taziz eyle. Bunun üzerine gökten: Hem taziz ettim, hem de taziz edeceğim, diye bir ses geldi. O vakit duran ve işiten halk: Gök gürledi, diyordu; başkaları: Ona bir melek söyledi, diyorlardı. İsa cevap verip dedi: Bu ses benim için değil, ancak sizin için geldi. Bu dünyanın hükmü şimdidir; bu dünyanın reisi şimdi dışarı atılacaktır.

YUHANNA 12:1-31 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Fısıh'tan altı gün önce, İsa ölülerden dirilttiği Lazar'ın yaşadığı Beytanya'ya geldi. Orada kendisine bir şölen düzenlediler. Marta da hizmet ediyordu. Lazar da İsa'yla birlikte sofrada oturanlar arasındaydı. Bu arada Meryem çok değerli katıksız sümbül kokusundan bir litre kadar alıp İsa'nın ayaklarına sürdü, sonra da saçlarıyla ayaklarını kuruladı. Tüm ev sümbül yağının kokusuyla doldu. Öğrencilerden biri, İsa'yı ele verecek olan Yahuda İşkaryot, “Neden bu sümbül kokusu üç yüz dinara satılıp karşılığı yoksullara verilmedi?” dedi. Bunu yoksulları kayırdığından değil, hırsız olduğundan söylemişti. Para kesesi ondaydı ve içine konulanı aşırmaktaydı. İsa, “Kadını bırak” dedi, “Bunu gömüleceğim gün için saklasın. Çünkü yoksullar her zaman aranızda olacaktır. Ama beni her zaman aranızda bulmayacaksınız.” Yahudiler'den oluşan büyük bir kalabalık İsa'nın orada olduğunu öğrenince yalnız İsa için değil, ölülerden dirilttiği Lazar'ı da görmek için oraya geldi. Bunun üzerine başkâhinler Lazar'ı öldürmeyi tasarladılar. Çünkü onun yüzünden Yahudiler'den birçoğu gidip İsa'ya iman ediyordu. Ertesi gün bayrama gelen büyük bir kalabalık, İsa'nın Yeruşalim'e gelmekte olduğunu işitince, hurma dalları alıp bağırarak O'nu karşılamaya çıktı: “Hozana! Rab'bin adıyla gelene, İsrail'in Kralı'na övgüler olsun!” İsa bir sıpa bulup bindi. Tıpkı yazılı olduğu gibi: “Korkma, ey Siyon kızı. İşte Kralın Eşeğin yavrusu sıpaya binmiş geliyor.” Öğrencileri ilkin bu olanları anlamadılar. Ama İsa yüceltilince, bunların O'na ilişkin yazılı olduğunu ve kendisini yazılı olduğu biçimde karşıladıklarını anımsadılar. Lazar'ı mezardan çağırıp ölüler arasından kaldırdığı zaman kendisiyle birlikte bulunanlar olaya tanıklık ediyordu. Bu nedenle halk İsa'yı karşılamaya çıktı. Çünkü O'nun bu mucizeyi yaptığını duymuşlardı. Bunun üzerine Ferisiler birbirlerine, “Görüyorsunuz ya” dediler, “Hiçbir işe yaramıyorsunuz. İşte tüm dünya O'nun ardından gidiyor!” Bayramda tapınmak için Yeruşalim'e çıkanlar arasında bazı Yunanlılar vardı. Bunlar Galile'nin Beytsayda Kenti'nden olan Filipus'a yaklaşıp, “Efendimiz, İsa'yı görmek istiyoruz” dediler. Filipus varıp Andreas'a söyledi. Andreas'la Filipus gelip İsa'ya bildirdiler. İsa, “İnsanoğlu'nun yüceltileceği saat geldi” dedi, “Size doğrusunu söyleyeyim: Yere düşüp de ölmeyen buğday tanesi tek başına kalır. Ama ölürse bol ürün verir. Canını seven onu yitirir. Bu dünyada canını hiçe sayan ise onu sonsuz yaşam için saklar. Bana hizmet etmek isteyen ardımdan gelsin. Öyle ki, ben neredeysem, bana hizmet eden de orada bulunsun. Kim bana hizmet ederse Baba onu onurlandıracaktır. “Şu anda yüreğim üzüntüyle sarsılıyor. Ne demeliyim? ‘Ey Baba, beni bu durumdan kurtar’ mı? Ama ben bunun için gelmiş bulunuyorum. Ey Baba, adını yücelt!” Bunun üzerine, gökten bir ses geldi: “Yücelttim ve yücelteceğim.” Orada oturup bunu duyan halk, “Gök gürledi” dedi. Kimisi de, “Bir melek O'nunla konuştu” diyordu. Ama İsa, “Bu ses benim için değil, sizin için geldi” dedi, “Bu dünyanın yargısı şimdidir. Bu dünyanın başkanı şimdi dışarı atılacaktır.