YUHANNA 11:1-45
YUHANNA 11:1-45 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Meryem ile kızkardeşi Marta'nın köyü olan Beytanya'dan Lazar adında bir adam hastalanmıştı. Meryem, Rab'be güzel kokulu yağ sürüp saçlarıyla O'nun ayaklarını silen kadındı. Hasta Lazar ise Meryem'in kardeşiydi. İki kızkardeş İsa'ya, “Rab, sevdiğin kişi hasta” diye haber gönderdiler. İsa bunu işitince, “Bu hastalık ölümle sonuçlanmayacak; Tanrı'nın yüceliğine, Tanrı Oğlu'nun yüceltilmesine hizmet edecek” dedi. İsa Marta'yı, kızkardeşini ve Lazar'ı severdi. Bu nedenle, Lazar'ın hasta olduğunu duyunca bulunduğu yerde iki gün daha kaldıktan sonra öğrencilere, “Yahudiye'ye dönelim” dedi. Öğrenciler, “Rabbî” dediler, “Yahudi yetkililer demin seni taşlamaya kalkıştılar. Yine oraya mı gidiyorsun?” İsa şu karşılığı verdi: “Günün on iki saati yok mu? Gündüz yürüyen sendelemez. Çünkü bu dünyanın ışığını görür. Oysa gece yürüyen sendeler. Çünkü kendisinde ışık yoktur.” Bu sözleri söyledikten sonra, “Dostumuz Lazar uyudu” diye ekledi, “Onu uyandırmaya gidiyorum.” Öğrenciler, “Ya Rab” dediler, “Uyuduysa iyileşecektir.” İsa Lazar'ın ölümünden söz ediyordu, ama onlar olağan uykudan söz ettiğini sanmışlardı. Bunun üzerine İsa açıkça, “Lazar öldü” dedi. “İman edesiniz diye, orada bulunmadığıma sizin için seviniyorum. Şimdi onun yanına gidelim.” “İkiz” diye anılan Tomas öbür öğrencilere, “Biz de gidelim, O'nunla birlikte ölelim!” dedi. İsa Beytanya'ya yaklaşınca Lazar'ın dört gündür mezarda olduğunu öğrendi. Beytanya, Yeruşalim'e on beş ok atımı kadar uzaklıktaydı. Birçok Yahudi, kardeşlerini yitiren Marta'yla Meryem'i avutmaya gelmişti. Marta İsa'nın geldiğini duyunca O'nu karşılamaya çıktı, Meryem ise evde kaldı. Marta İsa'ya, “Ya Rab” dedi, “Burada olsaydın, kardeşim ölmezdi. Şimdi bile, Tanrı'dan ne dilersen Tanrı'nın onu sana vereceğini biliyorum.” İsa, “Kardeşin dirilecektir” dedi. Marta, “Son gün, diriliş günü onun dirileceğini biliyorum” dedi. İsa ona, “Diriliş ve yaşam Ben'im” dedi. “Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek. Buna iman ediyor musun?” Marta, “Evet, ya Rab” dedi. “Senin, dünyaya gelecek olan Tanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman ettim.” Bunu söyledikten sonra gidip kızkardeşi Meryem'i gizlice çağırdı. “Öğretmen burada, seni çağırıyor” dedi. Meryem bunu işitince hemen kalkıp İsa'nın yanına gitti. İsa henüz köye varmamıştı, hâlâ Marta'nın kendisini karşıladığı yerdeydi. Meryem'le birlikte evde bulunan ve kendisini teselli eden Yahudiler, onun hızla kalkıp dışarı çıktığını gördüler. Ağlamak için mezara gittiğini sanarak onu izlediler. Meryem İsa'nın bulunduğu yere vardı. O'nu görünce ayaklarına kapanarak, “Ya Rab” dedi, “Burada olsaydın, kardeşim ölmezdi.” Meryem'in ve onunla gelen Yahudiler'in ağladığını gören İsa'nın içini hüzün kapladı, yüreği sızladı. “Onu nereye koydunuz?” diye sordu. O'na, “Ya Rab, gel gör” dediler. İsa ağladı. Yahudiler, “Bakın, onu ne kadar seviyormuş!” dediler. Ama içlerinden bazıları, “Körün gözlerini açan bu kişi, Lazar'ın ölümünü de önleyemez miydi?” dediler. İsa yine derinden hüzünlenerek mezara vardı. Mezar bir mağaraydı, girişinde de bir taş duruyordu. İsa, “Taşı çekin!” dedi. Ölenin kızkardeşi Marta, “Rab, o artık kokmuştur, öleli dört gün oldu” dedi. İsa ona, “Ben sana, ‘İman edersen Tanrı'nın yüceliğini göreceksin’ demedim mi?” dedi. Bunun üzerine taşı çektiler. İsa gözlerini gökyüzüne kaldırarak şöyle dedi: “Baba, beni işittiğin için sana şükrediyorum. Beni her zaman işittiğini biliyordum. Ama bunu, çevrede duran halk için, beni senin gönderdiğine iman etsinler diye söyledim.” Bunları söyledikten sonra yüksek sesle, “Lazar, dışarı çık!” diye bağırdı. Ölü, elleri ayakları sargılarla bağlı, yüzü peşkirle sarılmış olarak dışarı çıktı. İsa oradakilere, “Onu çözün, bırakın gitsin” dedi. O zaman, Meryem'e gelen ve İsa'nın yaptıklarını gören Yahudiler'in birçoğu İsa'ya iman etti.
YUHANNA 11:1-45 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
B EYTANYADAN, Meryem ile kızkardeşi Martanın köyünden, Lazar adlı bir adam hasta idi. Değerli yağla Rabbi meshederek ayaklarını saçları ile silmiş olan bu Meryem idi; onun kardeşi Lazar hasta idi. İmdi İsaya: Ya Rab, işte, sevdiğin hastadır, diye iki kızkardeş haber gönderdiler. İsa işittiği zaman, dedi: Bu hastalık ölüm için değil, fakat Allahın Oğlu bununla taziz olunsun, diye Allahın izzeti içindir. İsa Martayı, onun kızkardeşini, ve Lazarı severdi. Ve hasta olduğunu işitince, o vakit bulunduğu yerde iki gün kaldı. Ondan sonra şakirtlerine: Yine Yahudiyeye gidelim, dedi. Şakirtler ona dediler: Rabbi, şimdi Yahudiler seni taşlamağa uğraşıyorlardı; yine oraya mı gidiyorsun? İsa cevap verdi: Günde on iki saat yok mu? Eğer insan gündüz gezerse, sürçmez; çünkü bu dünyanın nurunu görür. Fakat insan geceleyin gezerse, sürçer; çünkü kendinde nur yoktur. İsa bu şeyleri söyledi; ve ondan sonra onlara dedi: Dostumuz Lazar uyumuştur; ancak onu uyandırmak için gidiyorum. İmdi şakirtler ona dediler: Ya Rab, eğer uyumuşsa, iyi olacaktır. İsa onun ölümü için söylemişti; fakat onlar sandılar ki, uyku uyumak için söyliyor. İmdi o vakit İsa onlara açıkça dedi: Lazar ölmüştür. Ve iman edesiniz diye orada bulunmadığıma seviniyorum; fakat yanına gidelim. Didimos denilen Tomas, şakirt arkadaşlarına dedi: Biz de onunla ölmek için gidelim. İmdi İsa gelip Lazarı dört gündür kabirde yatmakta buldu. Ve Beytanya Yeruşalime on beş ok atımı kadar yakındı. Yahudilerden bir çoğu, kardeşleri için onları teselli etsinler diye Marta ve Meryeme gelmişlerdi. Ve Marta, İsanın gelmekte olduğunu işitince, onu karşıladı; fakat Meryem evde oturuyordu. Marta İsaya dedi: Ya Rab, eğer burada olsaydın, kardeşim ölmezdi. Şimdi de bilirim ki, Allahtan her ne istersen, Allah sana verecektir. İsa ona: Kardeşin kıyam edecektir, dedi. Marta ona dedi: Bilirim ki, kıyamette, son günde, kıyam edecektir. İsa ona dedi: Kıyamet ve hayat benim; bana iman eden ölmüş olsa da, yaşar; ve kim yaşar, ve bana iman ederse, ebediyen ölmez. Buna iman ediyor musun? Ona dedi: Evet, ya Rab, iman ettim ki, dünyaya gelen Allahın Oğlu Mesih sensin. Bunu söyledikten sonra gitti, ve kızkardeşi, Meryemi, gizlice çağırıp dedi: Muallim buradadır, ve seni çağırıyor. O bunu işitince, çabuk kalkıp İsanın yanına gitti. İsa daha köye varmamıştı, ve henüz Martanın kendisini karşıladığı yerde idi. İmdi Meryem ile beraber evde bulunan ve kendisini teselli eden Yahudiler, kadının acele kalkıp dışarı çıktığını görünce, ağlamak için kabre gitmekte olduğunu sandılar, ve ardınca gittiler. İmdi Meryem, İsanın olduğu yere gelince, onu gördü ve ayaklarına kapanıp ona dedi: Ya Rab, eğer burada olsaydın, kardeşim ölmezdi. İsa onu ağlamakta ve onunla gelen Yahudileri de ağlamakta görünce, ruhunda inledi, ve yüreği çok sıkıldı, ve dedi: Onu nereye koydunuz? Ona: Ya Rab, gel de bak, dediler. İsa ağladı. İmdi Yahudiler: Bak, onu ne kadar seviyormuş! dediler. Fakat onlardan bazıları dediler: Körün gözlerini açan bu zat, bir şey yapamazmıydı ki, bu adam da ölmesin? O vakit İsa yine içinden inliyerek kabre geldi. O bir mağara idi; ve önünde bir taş vardı. İsa: Taşı kaldırın, dedi. Ölenin kızkardeşi Marta ona dedi: Ya Rab, artık kokmuştur, çünkü dört günlüktür. İsa dedi: Sana: Eğer iman edersen, Allahın izzetini göreceksin, demedim mi? Bundan sonra taşı kaldırdılar. İsa da gözlerini yukarıya kaldırıp dedi: Ey Baba, beni işittiğin için sana şükrederim. Ve beni daima işittiğini bilirdim; fakat çevrede duran halk için söyledim; ta ki, beni sen gönderdiğine iman etsinler. Bu şeyleri söyledikten sonra, yüksek sesle: Lazar, dışarı gel! diye bağırdı. Ölü de, elleri ve ayakları sargılarla bağlanmış ve yüzü mendille sarılmış olarak çıktı. İsa onlara: Onu çözün, ve bırakın gitsin, dedi. İmdi Meryeme gelen, ve İsanın ettiği işi gören Yahudilerden bir çoğu kendisine iman ettiler.
YUHANNA 11:1-45 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Beytanya'dan Lazar adlı bir adam hasta düşmüştü. Meryem'le kız kardeşi Marta da oralıydılar. Hasta Lazar, Rab'be güzel kokulu yağ sürüp saçlarıyla ayaklarını silen Meryem'in kardeşiydi. Kız kardeşler, “Ya Rab, sevdiğin kişi hasta” diye İsa'ya haber gönderdiler. İsa bunu duyunca, “Bu hastalık ölümle sonuçlanmayacak” dedi, “Ama Tanrı'nın yücelmesi içindir. Öyle ki, bu hastalıkla Tanrı'nın Oğlu yüceltilsin.” İsa Marta'yı, kız kardeşini ve Lazar'ı severdi. Öyleyken, Lazar'ın hasta olduğunu duyunca bulunduğu yerde iki gün daha kaldı. Sonra öğrencilerine, “Yine Yahudiye'ye gidelim” dedi. Öğrenciler, “Öğretmen” dediler, “Daha kısa süre önce Yahudiler seni taşa tutmak istediler. Yine mi oraya gidiyorsun?” İsa şu yanıtı verdi: “Günde on iki saat yok mu? Gündüz gezen sendelemez. Çünkü bu dünyanın ışığını görür. Oysa gece gezen sendeler. Çünkü kendisinde ışık yoktur.” Bunu belirttikten sonra ekledi: “Dostumuz Lazar uyuyor, ben onu uyandırmaya gidiyorum.” Öğrenciler, “Ya Rab, uyuyorsa kurtulacaktır” diye karşılık verdiler. İsa onun ölümünden söz ediyordu. Ama onlar uykuya daldığından söz ettiğini sandılar. Bunun üzerine İsa açıkça, “Lazar öldü” dedi, “Ve ben orada bulunmadığıma sizin açınızdan seviniyorum: İman edesiniz diye… Şimdi kalkın, ona gidelim.” İkiz denilen Tomas öğrenci arkadaşlarına, “Haydi, biz de gidelim” dedi, “Böylece O'nunla birlikte ölelim.” İsa oraya vardığında Lazar'ı dört gün önce mezara konmuş buldu. Beytanya Yeruşalim'e yakındı; yaklaşık üç kilometre uzaklıktaydı. Yahudiler'den birçoğu, erkek kardeşlerini yitiren Marta ile Meryem'i avutmaya gelmişlerdi. Marta İsa'nın geldiğini duyunca O'nu karşılamaya çıktı. Meryem evde oturuyordu. Marta İsa'ya, “Ya Rab” dedi, “Burada olsaydın kardeşim ölmeyecekti. Şimdi de her ne dilersen Tanrı'nın sana vereceğini biliyorum.” İsa, “Kardeşin dirilecek” dedi. Marta, “Son gün, ölülerin dirilişinde yeniden dirileceğini biliyorum” diye yanıtladı. İsa, “Diriliş ve yaşam Ben'im” dedi, “Bana iman eden ölmüş olsa da yaşayacaktır. Yaşamakta olan herhangi bir kimse bana iman ederse sonsuzluk boyunca hiç ölmeyecektir. Buna iman ediyor musun?” Marta, “Evet, ya Rab” dedi, “Senin Tanrı'nın Oğlu, dünyaya gelecek Mesih olduğuna iman ettim.” Bunu söyledikten sonra gitti, gizlice kız kardeşi Meryem'i çağırarak haber verdi: “Öğretmen burada. Seni çağırıyor.” Meryem bunu işitince kalkıp İsa'yı karşılamaya çıktı. İsa daha kasabaya varmamıştı, Marta'nın kendisini karşıladığı yerdeydi. Evde Meryem'le oturup onu avutan Yahudiler, Meryem'in ivedilikle ayağa kalkıp sokağa çıktığını görünce, ağlamak için mezara gittiğini sanarak ardından gittiler. Meryem İsa'nın bulunduğu yere varıp O'nu gördü. Ayaklarına kapanarak, “Ya Rab” dedi, “Burada olsaydın kardeşim ölmeyecekti.” İsa hem onun, hem de onunla birlikte gelen Yahudiler'in ağladıklarını görünce inledi, ruhu derin üzüntüyle sarsıldı. “Onu nereye yatırdınız?” diye sordu. “Gel de gör, ya Rab!” dediler. İsa ağladı. Bunu gören Yahudiler, “Bakın, ne denli seviyormuş onu!” dediler. İçlerinden bazıları da, “Körün gözlerini açan, bunun ölümünü önleyemez miydi?” yolunda konuştular. Bunun üzerine İsa yine derin derin inledi ve mezara yaklaştı. Mezar bir mağaraydı, önüne de bir taş koymuşlardı. İsa, “Taşı kaldırın” diye buyurdu. Ölünün kız kardeşi Marta, “Ya Rab, artık kokmuştur; öleli dört gün oldu” dedi. İsa, “Sana, iman edersen Tanrı'nın yüceliğini göreceksin demedim mi?” diye yanıtladı. Taşı kaldırdılar. İsa gözlerini yukarı kaldırarak, “Ey Baba, beni işittiğin için sana şükrederim” dedi, “Beni her zaman işittiğini biliyorum. Ancak çevrede duran halk için bu sözleri söylüyorum; beni senin gönderdiğine iman etsinler diye.” Bunları söyledikten sonra yüksek sesle bağırdı: “Lazar, dışarı gel!” Ölü, elleri ayakları sargılarla bağlı, yüzü bir bezle örtülü, dışarı çıktı. İsa, “Onu çözün, bırakın gitsin” dedi. Bunun üzerine, Meryem'e gelen ve İsa'nın yaptığı işi gören Yahudiler'den birçoğu O'na iman etti.