YUHANNA 10:1-42

YUHANNA 10:1-42 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

“Size doğrusunu söyleyeyim, koyun ağılına kapıdan girmeyip başka yoldan giren kişi hırsız ve hayduttur. Kapıdan giren ise koyunların çobanıdır. Kapıyı bekleyen ona kapıyı açar. Koyunlar çobanın sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı götürür. Kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider, koyunlar da onu izler. Çünkü onun sesini tanırlar. Bir yabancının peşinden gitmezler, ondan kaçarlar. Çünkü yabancıların sesini tanımazlar.” İsa onlara bu örneği anlattıysa da, ne demek istediğini anlamadılar. Bunun için İsa yine, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Ben koyunların kapısıyım. Benden önce gelenlerin hepsi hırsız ve hayduttu, ama koyunlar onları dinlemedi. Kapı Ben'im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur. Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim. Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir. Koyunların çobanı ve sahibi olmayan ücretli adam, kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp kaçar. Kurt da onları kapar ve dağıtır. Adam kaçar. Çünkü ücretlidir ve koyunlar için kaygı duymaz. Ben iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba'yı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm. Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak. Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babam'dan aldım.” Bu sözlerden dolayı Yahudiler arasında yine ayrılık doğdu. Birçoğu, “O'nu cin çarpmış, delidir. Niçin O'nu dinliyorsunuz?” diyordu. Başkaları ise, “Bunlar, cin çarpmış bir adamın sözleri değil” dediler. “Cin, körlerin gözlerini açabilir mi?” O sırada Yeruşalim'de Tapınağın Açılışını Anma Bayramı kutlanıyordu. Mevsim kıştı. İsa tapınağın avlusunda, Süleyman'ın Eyvanı'nda yürüyordu. Yahudi yetkililer O'nun çevresini sararak, “Bizi daha ne kadar zaman kuşkuda bırakacaksın?” dediler. “Eğer Mesih isen, bize açıkça söyle.” İsa onlara şu karşılığı verdi: “Size söyledim, ama iman etmiyorsunuz. Babam'ın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba'nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.” Yahudi yetkililer O'nu taşlamak için yerden yine taş aldılar. İsa onlara, “Size Baba'dan kaynaklanan birçok iyi işler gösterdim” dedi. “Bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz?” Şöyle yanıt verdiler: “Seni iyi işlerden ötürü değil, küfrettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun.” İsa şu karşılığı verdi: “Yasanızda, ‘Siz ilahlarsınız, dedim’ diye yazılı değil mi? Tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri ilahlar diye adlandırır. Kutsal Yazı da geçerliliğini yitirmez. Baba beni kendine ayırıp dünyaya gönderdi. Öyleyse ‘Tanrı'nın Oğlu'yum’ dediğim için bana nasıl ‘Küfrediyorsun’ dersiniz? Eğer Babam'ın işlerini yapmıyorsam, bana iman etmeyin. Ama yapıyorsam, bana iman etmeseniz bile, yaptığım işlere iman edin. Öyle ki, Baba'nın bende, benim de Baba'da olduğumu bilesiniz ve anlayasınız.” O'nu yine yakalamaya çalıştılarsa da, ellerinden sıyrılıp kurtuldu. Tekrar Şeria Irmağı'nın karşı yakasına, Yahya'nın başlangıçta vaftiz ettiği yere gitti ve orada kaldı. Birçokları, “Yahya hiç mucize yapmadı, ama bu adam için söylediklerinin hepsi doğru çıktı” diyerek İsa'ya geldiler. Ve orada birçokları O'na iman etti.

YUHANNA 10:1-42 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

D OĞRUSU ve doğrusu size derim: Koyun ağılına kapıdan girmiyip başka yerden aşan, hırsız ve hayduttur. Fakat kapıdan giren koyunların çobanıdır. Kapıcı ona açar, ve koyunlar onun sesini işitirler; o da kendi koyunlarını adları ile çağırır, ve onları çıkarır. Bütün kendininkileri dışarı çıkarınca onların önünde yürür; ve koyunlar ardınca giderler; zira sesini tanırlar. Ve yabancının ardınca gitmezler, fakat ondan kaçarlar; çünkü yabancıların sesini tanımazlar. İsa bu meseli onlara söyledi; fakat kendilerine söyledikleri ne idiğini anlamadılar. Ve İsa yine onlara dedi: Doğrusu ve doğrusu size derim: Ben koyunların kapısıyım. Benden evel gelenlerin hepsi hırsız ve haydutturlar; fakat koyunlar onları dinlemediler. Ben kapıyım; eğer bir kimse benden girerse, kurtulur; girer, çıkar, ve otlak bulur. Hırsız, ancak çalıp öldürmek ve telef etmek için gelir. Ben onlarda hayat olsun, çok hayat olsun diye geldim. Ben iyi çobanım; iyi çoban koyunlar uğruna canını verir. Çoban olmıyan ücretli adam, kurdun geldiğini görür, koyunlar kendisinin olmadığı için, onları bırakıp kaçar (kurt da onları kapar, ve dağıtır), çünkü ücretlidir, ve koyunlar için kaygı çekmez. Ben iyi çobanım; benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Babayı tanıdığım gibi, benimkiler de beni tanırlar; ve koyunlar uğruna canımı veririm. Ve bu ağıldan olmıyan başka koyunlarım var ki, onları da getirmeliyim, benim sesimi işitecekler; ve tek sürü, tek çoban olacak. Bunun için Baba beni sever; çünkü ben canımı veririm, ta ki, onu tekrar alayım. Onu benden kimse almaz; fakat onu kendiliğimden veririm. Onu vermeğe kudretim var; ve onu yine almağa kudretim vardır. Bu emri Babamdan aldım. Bu sözlerden dolayı Yahudiler arasında yine ayrılık oldu. Ve onlardan çoğu dediler: Onda cin var, delidir; niçin onu dinliyorsunuz? Başkaları dediler: Bunlar cine tutulmuş bir adamın sözleri değil. Körlerin gözlerini cin açabilir mi? Yeruşalimde Takdis bayramı oldu; kış idi; ve İsa mabette Süleymanın eyvanında geziyordu. Ve Yahudiler etrafını alıp kendisine dediler: Ne vakte kadar yüreğimizi tereddütte bırakacaksın? Eğer Mesih isen, bize açıkça söyle. İsa onlara cevap verdi: Size dedim, ve iman etmiyorsunuz. Babamın ismile yaptığım işler, benim için onlar şehadet ediyor. Fakat siz iman etmiyorsunuz; çünkü koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitirler, ben de onları tanırım, ve ardımca gelirler; ben onlara ebedî hayat veririm; onlar da ebediyen helâk olmazlar; ve kimse onları elimden kapmaz. Onları bana veren Babam hepsinden büyüktür; Babanın elinden kapmağa kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz. Yahudiler onu taşlamak için yine yerden taş kaldırdılar. İsa onlara cevap verdi: Size Babadan bir çok iyi işler gösterdim; bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz? Yahudiler ona cevap verdiler: Seni iyi işten dolayı değil, fakat küfürden dolayı, ve sen insan iken, kendini Allah ettiğinden dolayı taşlıyoruz. İsa onlara cevap verdi: “Ben dedim: Siz ilâhlarsınız,” diye şeriatinizde yazılı değil mi? Kendilerine Allah sözü gelenlere, ilâhlar dediği halde (ve kitap bozulamaz), Allahın Oğluyum, dediğim için siz Babanın takdis edip dünyaya gönderdiği zata mı: Küfrediyorsun, diyorsunuz? Eğer Babamın işlerini yapmıyorsam, bana iman etmeyin. Fakat yaptığım halde, siz bana iman etmezseniz bile, işlere iman edin ki, Babanın bende, ve benim Babada olduğumu bilip anlıyasınız. Yine onu tutmağa çalıştılar; İsa da onların elinden çıktı. İsa Erden ötesine, Yahyanın önceleri vaftiz ettiği yere yine gitti; ve orada kaldı. Çok kimseler ona gelip dediler: Gerçi Yahya hiç alâmet yapmadı; fakat Yahyanın bu adam için hep dedikleri doğru idi. Ve bir çokları kendisine orada iman ettiler.

YUHANNA 10:1-42 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

“Size doğrusunu söyleyeyim: Koyun ağılına kapıdan girmeyip başka yerden giren kişi hırsız ve eşkıyadır. Kapıdan girense koyunların çobanıdır. Kapıcı ona kapıyı açar ve koyunlar onun sesini işitirler. O da koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı çıkarır. Kendi koyunlarının hepsini yola koyunca onların önünden yürür, koyunlar da ardından giderler. Çünkü sesini tanırlar. Bir yabancının ardından gitmezler. Tersine, ondan kaçarlar. Çünkü yabancıların sesini tanımazlar.” İsa onlara bu örneği anlattı. Ama O'nun ne demek istediğini anlamadılar. Bunun üzerine İsa yeniden anlattı: “Size doğrusunu söyleyeyim, ben koyunların kapısıyım. Benden önce gelenlerin tümü hırsız ve eşkıyadır. Ama koyunlar onları dinlemedi. Kapı Ben'im. Benim aracılığımla giren kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur. Hırsız ancak çalmak, öldürmek, yok etmek amacıyla gelir. Bense onlarda yaşam olsun, hem de bol yaşam olsun diye geldim. “Ben İyi Çoban'ım. İyi Çoban koyunlar için canını verir. Parayla tutulan, gerçekte çoban olmayan ve koyunlara sahip çıkmayan kişi kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp kaçar. Kurt da onları kapar, darmadağın eder. Kaçar, çünkü para karşılığı tutulmuştur ve koyunlar için kaygılanmaz. Ben İyi Çoban'ım ve benim olanları tanırım. Benim olanlar da beni tanırlar. Baba'nın beni tanıdığı, benim de Baba'yı tanıdığım gibi. Koyunlar için canımı veririm. Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım da var. Onları da getirmeliyim. Sesimi duyacaklar; böylece tek sürü, tek Çoban olacak. “Baba beni bunun için sever. Çünkü canımı veririm; öyle ki, onu yeniden alayım. Canımı benden kimse alamaz. Onu kendi isteğimle veriyorum. Canımı vermeye de, yeniden almaya da yetkim vardır. Bu buyruğu Babam'dan aldım.” Bu sözler yüzünden Yahudi yetkililer arasında yeniden ayrılık doğdu. Birçoğu şöyle diyordu: “O cinlidir, hem de deli! Niçin O'nu dinliyorsunuz?” Başkaları ise, “Bunlar cine tutulmuş birinin sözleri değil!” diyorlardı, “Cin körlerin gözlerini açabilir mi hiç?” Yeruşalim'de Tapınağın Açılışını Anma Bayramı kutlanıyordu. Mevsim kıştı. İsa tapınakta Süleyman'ın eyvanında dolaşıyordu. Yahudi yetkililer çevresini sarıp sordular: “Daha ne vakte dek bizi kararsızlık içinde bırakacaksın? Eğer Mesih'sen bize açıkça bildir!” İsa, “Size bildirdim, ama bana inanmıyorsunuz” diye yanıtladı, “Babam'ın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitirler, ben de onları tanırım ve ardımdan gelirler. Onlara sonsuz yaşam veririm. Onlar sonsuza dek yok olmayacaklar. Hiç kimse de onları elimden kapamayacak. Onları bana veren Babam her varlıktan üstündür. Baba'nın elinden onları kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.” Yahudi yetkililer yine O'nu taşlamak için taşlara sarıldılar. İsa onlara şöyle dedi: “Size Baba'dan gelen sayısız değerli işler gösterdim. Bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz?” Yahudi yetkililer, “Seni değerli bir iş yüzünden değil, sövdüğünden taşlıyoruz” diye karşılık verdiler, “Çünkü sen bir insanken kendini Tanrı yerine koyuyorsun.” İsa şöyle yanıtladı: “Kutsal Yasanız'da, Tanrı'nın, ‘Ben buyurdum: Siz ilahlarsınız’ dediği yazılı değil mi? O'nun Tanrı'nın sözünün iletildiği kişiler için İlahlar sözünü kullandığını ve Kutsal Yazı'nın bozulamayacağını biliyoruz. ‘Tanrı'nın Oğlu'yum’ dediğim için, Baba'nın kutsayıp dünyaya gönderdiği kişiye mi sövüyorsun diyorsunuz siz? Eğer Babam'ın işlerini yapmıyorsam, bana iman etmeyin. Yok eğer yapıyorsam, bana iman etmeseniz bile yapılan işlere inanın. Öyle ki, Baba'nın bende, benim de Baba'da olduğumu bilip anlayasınız.” Bunun üzerine, O'nu yine yakalamaya yeltendiler. Ama İsa ellerinden sıyrılıp gitti. İsa yine Ürdün Irmağı'nın öbür yakasında Yahya'nın başlangıçta vaftiz ettiği yere gitti ve orada kaldı. Birçok kişi O'na geldi. “Yahya hiçbir mucize yapmadı; ama Yahya'nın bu adam için söylediği her şey doğru çıktı” diyorlardı. Orada birçokları O'na iman etti.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz