HÂKİMLER 6:11-32

HÂKİMLER 6:11-32 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

RAB'bin meleği gelip Aviezerli Yoaş'ın Ofra Kenti'ndeki yabanıl fıstık ağacının altında oturdu. Yoaş'ın oğlu Gidyon, buğdayı Midyanlılar'dan kurtarmak için üzüm sıkma çukurunda dövüyordu. RAB'bin meleği ona görünerek, “Ey yiğit savaşçı, RAB seninledir” dedi. Gidyon, “Ey Efendim, eğer RAB bizimleyse bütün bunlar neden başımıza geldi?” diye karşılık verdi, “Atalarımız RAB'bin bizi Mısır'dan çıkardığını söylemediler mi? Bize anlattıkları RAB'bin bütün o harikaları nerede? RAB bizi terk etti, Midyanlılar'ın eline teslim etti.” RAB Gidyon'a dönüp, “Kendi gücünle git, İsrail'i Midyanlılar'ın elinden kurtar” dedi, “Seni ben gönderiyorum.” Gidyon, “Ey Efendim, ben İsrail'i nasıl kurtarabilirim?” diye karşılık verdi, “Ait olduğum boy Manaşşe oymağının en zayıf boyudur. Ben de ailemin en genç adamıyım.” RAB, “Ben seninle olacağım” dedi, “Midyanlılar'ı tek bir adamı yener gibi bozguna uğratacaksın.” Gidyon, “Benden hoşnutsan, benimle konuşanın sen olduğuna dair bana bir belirti göster” dedi, “Lütfen gelip sana adağımı sununcaya, önüne koyuncaya dek buradan ayrılma.” RAB, “Sen dönünceye dek kalırım” diye yanıtladı. Gidyon eve gidip bir oğlak kesti, bir efa undan mayasız pide yaptı. Eti sepete, et suyunu tencereye koydu; bunları getirip yabanıl fıstık ağacının altında meleğe sundu. Tanrı'nın meleği, “Eti ve mayasız pideleri al, şu kayanın üzerine koy. Et suyunu ise dök” dedi. Gidyon söyleneni yaptı. RAB'bin meleği elindeki değneğin ucuyla ete ve mayasız pidelere dokununca kayadan ateş fışkırdı. Ateş eti ve mayasız pideleri yakıp kül etti. Sonra RAB'bin meleği gözden kayboldu. Gidyon, gördüğü kişinin RAB'bin meleği olduğunu anlayınca, “Eyvah, Egemen RAB! Meleğinin yüzünü gördüm” dedi. RAB ona, “Sana esenlik olsun. Korkma, ölmeyeceksin” dedi. Gidyon orada RAB için bir sunak yaptı. Sunağa “Yahve şalom” adını verdi. Sunak bugün de Aviezerliler'in Ofra Kenti'nde duruyor. Aynı gece RAB, Gidyon'a, “Babanın boğasını, yedi yaşındaki ikinci boğayı al” dedi, “Sonra babanın Baal için yaptırdığı sunağı yık. Sunağın yanındaki Aşera putunu kes. Tanrın RAB için bu höyüğün üstünde uygun bir sunak yap. İkinci boğayı al, keseceğin Aşera putunun odunlarıyla yakmalık sunu olarak sun.” Gidyon adamlarından onunu yanına alarak RAB'bin kendisine buyurduklarını yerine getirdi. Ne var ki, ailesinden ve kent halkından korktuğu için bunu gündüz yerine gece yaptı. Sabah erkenden kalkan kent halkı, Baal'a ait sunağın yıkıldığını, yanındaki Aşera putunun kesildiğini, ikinci boğanın yeni yapılan sunak üzerinde sunulduğunu gördü. Birbirlerine, “Bu işi kim yaptı?” diye sordular. Araştırıp soruşturduktan sonra, bu işi Yoaş oğlu Gidyon'un yaptığını anladılar. Bunun üzerine Yoaş'a, “Oğlunu dışarı çıkar” dediler, “Ölmesi gerek. Çünkü Baal'ın sunağını yıktı, yanındaki Aşera putunu kesti.” Yoaş çevresindeki öfkeli kalabalığa, “Baal'ı savunmak size mi düştü?” dedi, “Siz mi onu kurtaracaksınız? Onu savunan şafak sökmeden ölecek. Baal tanrıysa, bırakın kendini savunsun. Yıkılan sunak onun!” O gün Yoaş, “Baal kendini savunsun, yıkılan sunak onun sunağıdır” diyerek Gidyon'a Yerubbaal adını verdi.

HÂKİMLER 6:11-32 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Ve RABBİN meleği geldi, ve Abiezrî Yoaşın Ofra şehrindeki meşe ağacı altında oturdu; ve Yoaşın oğlu Gideon Midyanîlerden kaçırmak için şarap mâsarasında buğday dövüyordu. Ve kendisine RABBİN meleği görünüp ona dedi: Ey cesur yiğit, RAB seninle beraberdir. Ve Gideon dedi: Ah, efendim, eğer RAB bizimle beraberse, niçin bütün bu şeyler başımıza geldi? ve atalarımızın: RAB bizi Mısırdan çıkarmadı mı? diyerek bize anlattıkları bütün onun hârikaları nerededir? Fakat RAB şimdi bizi attı, ve bizi Midyanın eline verdi. Ve RAB ona bakıp dedi: Bu kuvvetinle git, ve İsraili Midyanın elinden kurtar; seni göndermedim mi? Ve ona dedi: Ah, efendim, İsraili ne ile kurtarayım? İşte, benim ailem Manassede en fakiridir, ve ben babamın evinde en küçüğüyüm. Ve RAB ona dedi: Mutlaka seninle beraber olacağım, ve Midyanîleri bir adammış gibi vuracaksın. Ve ona dedi: Eğer şimdi gözünde lûtuf buldumsa, benimle söyleşen sen olduğuna dair bana alâmet göster. Rica ederim, ben sana gelip hediyemi çıkarıncıya kadar, ve onu senin önüne koyuncıya kadar, buradan ayrılma. Ve dedi: Sen geri gelinciye kadar kalırım. Ve Gideon içeri girdi, ve bir oğlakla, bir efa undan mayasız pideler hazırladı; ve eti bir sepete koydu, ve et suyunu tencereye koydu, ve meşe ağacı altına, onun yanına getirip takdim etti. Ve Allahın meleği ona dedi: Eti ve mayasız pideleri al, ve şu kayanın üzerine koy, ve et suyunu dök. Ve böyle yaptı. Ve RABBİN meleği elinde olan değneğin ucunu oraya uzattı, ve etle mayasız pidelere dokundu; ve kayadan ateş çıktı, ve eti ve mayasız pideleri yiyip bitirdi; ve RABBİN meleği onun gözünden kayboldu. Ve Gideon RABBİN meleği olduğunu gördü; ve Gideon dedi: Eyvah, ya RAB Yehova! çünkü RABBİN meleğini yüz yüze gördüm. Ve RAB ona dedi: Sana selâmet olsun; korkma; ölmiyeceksin. Ve Gideon orada RABBE bir mezbah yaptı, ve onun adını Yehova-şalom koydu; bugüne kadar hâlâ Abiezrîlerin Ofra şehrindedir. Ve vaki oldu ki, o gece RAB ona dedi: Babanın boğasını, yedi yaşında olan ikinci boğayı al, ve babanın Baal mezbahını yık, ve yanındaki Aşerayı kes; ve bu hisarın tepesinde Allahın RABBE usulü üzre bir mezbah yap, ve ikinci boğayı al, ve keseceğin Aşeranın odunları ile yakılan takdimeyi arzet. Ve Gideon kullarından on adam aldı, ve RABBİN kendisine söylediği gibi yaptı; ve vaki oldu ki, babasının ev halkı, ve şehrin adamları korkusundan bu şeyi gündüz yapamadığı için geceleyin yaptı. Ve şehrin adamları sabahlayın erken kalktılar, ve işte, Baalın mezbahı yıkılmıştı, ve onun yanında olan Aşera kesilmişti, ve yapılmış olan mezbah üzerinde ikinci boğa arzolunmuştu. Ve birbirlerine dediler: Bu işi kim yaptı? Ve aradılar, ve araştırdılar ve dediler: Bu işi Yoaşın oğlu Gideon yaptı. Ve şehrin adamları Yoaşa dediler: Oğlunu çıkar da ölsün, çünkü Baalın mezbahını yıktı, ve çünkü onun yanında olan Aşerayı kesti. Ve Yoaş kendisine karşı duranların hepsine dedi: Baal için siz mi dava edeceksiniz? yahut siz mi onu kurtaracaksınız? onun için dava edecek olan kim ise sabahlayın öldürülecektir; eğer ilâh ise, biri onun mezbahını yıktı diye kendisi dava etsin. Ve: Baal ona karşı dava etsin, çünkü onun mezbahını yıktı, diyerek, o gün onun adını Yerubbaal koydu.

HÂKİMLER 6:11-32 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

RAB'bin meleği gelip Aviezerli Yoaş'ın Ofra Kenti'ndeki yabanıl fıstık ağacının altında oturdu. Yoaş'ın oğlu Gidyon, buğdayı Midyanlılar'dan kurtarmak için üzüm sıkma çukurunda dövüyordu. RAB'bin meleği ona görünerek, “Ey yiğit savaşçı, RAB seninledir” dedi. Gidyon, “Ey Efendim, eğer RAB bizimleyse bütün bunlar neden başımıza geldi?” diye karşılık verdi, “Atalarımız RAB'bin bizi Mısır'dan çıkardığını söylemediler mi? Bize anlattıkları RAB'bin bütün o harikaları nerede? RAB bizi terk etti, Midyanlılar'ın eline teslim etti.” RAB Gidyon'a dönüp, “Kendi gücünle git, İsrail'i Midyanlılar'ın elinden kurtar” dedi, “Seni ben gönderiyorum.” Gidyon, “Ey Efendim, ben İsrail'i nasıl kurtarabilirim?” diye karşılık verdi, “Ait olduğum boy Manaşşe oymağının en zayıf boyudur. Ben de ailemin en genç adamıyım.” RAB, “Ben seninle olacağım” dedi, “Midyanlılar'ı tek bir adamı yener gibi bozguna uğratacaksın.” Gidyon, “Benden hoşnutsan, benimle konuşanın sen olduğuna dair bana bir belirti göster” dedi, “Lütfen gelip sana adağımı sununcaya, önüne koyuncaya dek buradan ayrılma.” RAB, “Sen dönünceye dek kalırım” diye yanıtladı. Gidyon eve gidip bir oğlak kesti, bir efa undan mayasız pide yaptı. Eti sepete, et suyunu tencereye koydu; bunları getirip yabanıl fıstık ağacının altında meleğe sundu. Tanrı'nın meleği, “Eti ve mayasız pideleri al, şu kayanın üzerine koy. Et suyunu ise dök” dedi. Gidyon söyleneni yaptı. RAB'bin meleği elindeki değneğin ucuyla ete ve mayasız pidelere dokununca kayadan ateş fışkırdı. Ateş eti ve mayasız pideleri yakıp kül etti. Sonra RAB'bin meleği gözden kayboldu. Gidyon, gördüğü kişinin RAB'bin meleği olduğunu anlayınca, “Eyvah, Egemen RAB! Meleğinin yüzünü gördüm” dedi. RAB ona, “Sana esenlik olsun. Korkma, ölmeyeceksin” dedi. Gidyon orada RAB için bir sunak yaptı. Sunağa “Yahve şalom” adını verdi. Sunak bugün de Aviezerliler'in Ofra Kenti'nde duruyor. Aynı gece RAB, Gidyon'a, “Babanın boğasını, yedi yaşındaki ikinci boğayı al” dedi, “Sonra babanın Baal için yaptırdığı sunağı yık. Sunağın yanındaki Aşera putunu kes. Tanrın RAB için bu höyüğün üstünde uygun bir sunak yap. İkinci boğayı al, keseceğin Aşera putunun odunlarıyla yakmalık sunu olarak sun.” Gidyon adamlarından onunu yanına alarak RAB'bin kendisine buyurduklarını yerine getirdi. Ne var ki, ailesinden ve kent halkından korktuğu için bunu gündüz yerine gece yaptı. Sabah erkenden kalkan kent halkı, Baal'a ait sunağın yıkıldığını, yanındaki Aşera putunun kesildiğini, ikinci boğanın yeni yapılan sunak üzerinde sunulduğunu gördü. Birbirlerine, “Bu işi kim yaptı?” diye sordular. Araştırıp soruşturduktan sonra, bu işi Yoaş oğlu Gidyon'un yaptığını anladılar. Bunun üzerine Yoaş'a, “Oğlunu dışarı çıkar” dediler, “Ölmesi gerek. Çünkü Baal'ın sunağını yıktı, yanındaki Aşera putunu kesti.” Yoaş çevresindeki öfkeli kalabalığa, “Baal'ı savunmak size mi düştü?” dedi, “Siz mi onu kurtaracaksınız? Onu savunan şafak sökmeden ölecek. Baal tanrıysa, bırakın kendini savunsun. Yıkılan sunak onun!” O gün Yoaş, “Baal kendini savunsun, yıkılan sunak onun sunağıdır” diyerek Gidyon'a Yerubbaal adını verdi.