YAKUP 3:1-13

YAKUP 3:1-13 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Kardeşlerim, biz öğretmenlerin daha titiz bir yargılamadan geçeceğini biliyorsunuz; bu nedenle çoğunuz öğretmen olmayın. Çünkü hepimiz çok hata yaparız. Sözleriyle hata yapmayan kimse, bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir kişidir. Bize boyun eğmeleri için atların ağzına gem vururuz, böylece bütün bedenlerini yönlendiririz. Düşünün, gemiler de o kadar büyük olduğu, güçlü rüzgarlar tarafından sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye isterse küçücük bir dümenle o yöne çevrilirler. Bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür. Düşünün, küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturabilir. Dil de bir ateş, bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir. Cehennemden alevlenmiş olarak yaşamımızın gidişini alevlendirir. İnsan soyu, her tür yabanıl hayvanı, kuşu, sürüngeni ve deniz yaratığını evcilleştirmiş ve evcilleştirmektedir. Ama dili hiçbir insan evcilleştiremez. Dil öldürücü zehirle dolu, dinmeyen bir kötülüktür. Dilimizle Rab'bi, Baba'yı överiz. Yine dilimizle Tanrı'ya benzer yaratılmış insana söveriz. Övgü ve sövgü aynı ağızdan çıkar. Kardeşlerim, bu böyle olmamalı. Bir pınar aynı gözden tatlı ve acı su akıtır mı? Kardeşlerim, incir ağacı zeytin ya da asma incir verebilir mi? Bunun gibi, tuzlu su kaynağı tatlı su veremez. Aranızda bilge ve anlayışlı olan kim? Olumlu yaşayışıyla, bilgelikten doğan alçakgönüllülükle iyi eylemlerini göstersin.

YAKUP 3:1-13 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

E Y kardeşlerim, bizim daha büyük hükme uğrıyacağımızı bilerek çoğunuz muallim olmayın. Çünkü hepimiz çok şeylerde sürçeriz. Eğer bir kimse kelâmda sürçmezse, o adam kâmil olup bütün bedenini de zaptedebilir. Bize itaat etmeleri için atların ağızlarına gem vurmakla onların bütün bedenini de çeviriyoruz. İşte, gemiler de o kadar büyük, ve sert yellerle sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye isterse, çok küçük bir dümenle oraya çevrilir. Böylece de dil küçük bir uzuvdur ve büyük şeylerle övünür. İşte, ne kadar az ateş, ne kadar çok odun tutuşturur! Ve dil ateştir; dil azamızda bütün bedeni lekeliyen ve cehennemden alevlenerek tabiatin devranını alevlendiren fesat âlemidir. Çünkü her çeşit vahşi hayvanlar ve kuşlar, haşarat ve denizdekiler, insanlar tarafından zaptolunur ve zaptolunmuştur; fakat insanlardan kimse dili zaptetmeğe kadir değildir; durdurulmaz bir kötülüktür, öldürücü zehirle doludur. Onunla Rabbi ve Babayı takdis ederiz, ve onunla Allahın benzeyişinde yaratılmış olan insanlara lânet ederiz; takdis ve lânet ayni ağızdan çıkıyorlar. Ey kardeşlerim, bunlar böyle olmamalıdır. Acaba bir pınar, ayni gözden tatlı ve acı su çıkarır mı? Ey kardeşlerim, incir ağacı zeytin, yahut asma incirler hasıl edebilir mi? tuzlu su da tatlı su veremez. Aranızda hikmetli ve anlayışlı olan kimdir? iyi yaşayışla kendi işlerini hikmet hilminde göstersin.

YAKUP 3:1-13 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Kardeşlerim, daha büyük bir yargıya uğrayacağımızı bilerek, çoklarınız öğretmen olmayın. Hepimiz çok hata yaparız. Sözleriyle hata yapmayan kişi tüm bedenine gem vurabilen, yetkin bir kişidir. İsteğimize göre davransınlar diye atların ağızlarına gem vururuz. Böylece onların tüm bedenini yönlendiririz. Bir de gemileri göz önüne getirin. O denli büyük olmalarına ve sert rüzgarların etkisiyle sürüklenmelerine karşın, dümencinin gönlü nereyi isterse küçücük bir dümenle oraya yöneltilirler. Dil de tıpkı böyledir. Bedenin küçücük bir üyesi olmasına karşın çok büyük işlerle övünür. Bakın! Küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturmaya yetmez mi? Dil de bir ateştir. Bedenimizin üyeleri arasında bütün bedeni lekeleyen ve cehennemden aldığı kıvılcımlarla doğanın akışını alevlere boğan kötülük evrenidir. Bütün yabanıl hayvanlar, kuşlar, sürüngenler ve denizdeki yaratıklar denetim altına alınabilir. Nitekim insanlarca denetim altına alınabilmişlerdir. Ama dili denetleyebilecek insan yoktur. Öldürücü zehirle dolu, uslanmak bilmez bir kötülük kaynağıdır dil. Rab'bi ve Baba'yı dille kutsadığımız gibi, yine aynı dille 'Tanrı benzeyişinde' yaratılmış insanı lanetleriz. Kutsama ve lanetleme aynı ağızdan çıkar. Kardeşlerim, bu böyle olmamalı. Bir pınarın aynı gözünden hem tatlı, hem de acı su akar mı? Kardeşlerim, incir ağacı zeytin, ya da üzüm asması incir verebilir mi? Tıpkı bunun gibi, tuzlu pınar da tatlı su veremez. Aranızda bilge ve akıllı olan kimdir? Bilgeliğe özgü yumuşak huylulukla iyi eylemlerini göstersin.