YEŞAYA 38:1-22
YEŞAYA 38:1-22 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
O günlerde Hizkiya ölümcül bir hastalığa yakalandı. Amots oğlu Peygamber Yeşaya ona gidip şöyle dedi: “RAB diyor ki, ‘Ev işlerini düzene sok. Çünkü iyileşmeyecek, öleceksin.’ ” Hizkiya yüzünü duvara dönüp RAB'be yalvardı: “Ya RAB, yürekten bir sadakatle önünde nasıl yaşadığımı, gözünde iyi olanı yaptığımı anımsa lütfen.” Sonra acı acı ağlamaya başladı. Bunun üzerine RAB Yeşaya'ya seslendi: “Git, Hizkiya'ya şunu söyle: ‘Atan Davut'un Tanrısı RAB diyor ki: Duanı işittim, gözyaşlarını gördüm. Bak, ömrünü on beş yıl daha uzatacağım. Bu kenti savunacak, seni de kenti de Asur Kralı'nın elinden kurtaracağım. Sözümü gerçekleştireceğime ilişkin sana vereceğim belirti şu olacak: RAB, batmakta olan güneşin Ahaz'ın inşa ettiği basamakların üzerine düşen gölgesini on basamak kısaltacak.’ ” Böylece batmakta olan güneşin gölgesi on basamak kısaldı. Yahuda Kralı Hizkiya hastalanıp iyileştikten sonra şunları yazdı: “Hayatımın baharında ölüler diyarının kapılarından geçip Ömrümün geri kalan yıllarından yoksun mu kalmalıyım?” demiştim, “Yaşayanlar diyarında RAB'bi, evet, RAB'bi bir daha görmeyeceğim, Bu dünyada yaşayanlar gibi insan yüzü görmeyeceğim bir daha. Evim bir çoban çadırı gibi bozuldu, alındı elimden. Dokumacı gibi dürdüm yaşamımı, RAB tezgahtan beni kesti, Bir gün içinde sonumu getiriverdi. Sabırla bekledim sabaha kadar, RAB bir aslan gibi kırdı bütün kemiklerimi, Bir gün içinde sonumu getiriverdi. Kırlangıç gibi, turna gibi acı acı öttüm, Güvercin gibi inledim, gözlerim yoruldu yukarı bakmaktan. Ya Rab, eziyet çekiyorum, Yardım et bana. “Ne diyeyim? Bana seslenen de bunu yapan da Rab'dir. Tattığım bu acılardan sonra daha dikkatli yaşayacağım. Ya Rab, insanlar bunlarla yaşarlar. Canım da bunların sayesinde yaşıyor. İyileştirdin, yaşattın beni! Çektiğim bunca acı esenlik bulmam içindi. Beni sevdiğin için yıkım çukuruna düşmekten alıkoydun, Günahlarımı arkana attın. Çünkü ölüler diyarı sana şükredemez, Ölüm övgüler sunmaz sana. Ölüm çukuruna inenler senin sadakatine umut bağlayamaz. Diriler, yalnız diriler Bugün benim yaptığım gibi sana şükreder; Babalar senin sadakatini çocuklarına anlatır. Beni kurtaracak olan RAB'dir. Ömrümüz boyunca O'nun tapınağında Telli çalgılarımızı çalacağız.” Yeşaya, “İncir pestili getirin, Hizkiya'nın çıbanına koyun, iyileşir” demişti. Hizkiya da, “RAB'bin Tapınağı'na çıkacağıma ilişkin belirti nedir?” diye sormuştu.
YEŞAYA 38:1-22 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
O günlerde Hizkiya ölüm derecesinde hastalandı. Ve Amotsun oğlu peygamber İşaya ona gelip dedi: RAB şöyle diyor: Evine vasiyet et, çünkü öleceksin, yaşamıyacaksın. Ve Hizkiya yüzünü duvara çevirdi, ve RABBE yalvarıp dedi: Ah, ya RAB, niyaz ederim, senin önünde hakikatla ve bütün yürekle nasıl yürüdüğümü, ve senin gözünde iyi olanı yaptığımı hatırla. Ve Hizkiya çok ağladı. Ve İşayaya RABBİN şu sözü geldi: Git, ve Hizkiyaya söyle: Atan Davudun Allahı, RAB şöyle diyor: Senin duanı işittim, gözyaşlarını gördüm; işte, günlerinin üzerine on beş yıl katacağım. Ve Aşur kıralının avucundan seni, ve bu şehri kurtaracağım; ve bu şehri koruyacağım. Ve RABBİN söylemiş olduğu bu şeyi yapacağına RAB tarafından sana alâmet şu olacak; işte, Ahazın güneş saatinde güneşle dereceler üzerinde inmiş olan gölgeyi on derece geri alacağım. Böylece güneş, üzerinde inmiş olduğu güneş saatinde on derece geri geldi. Yahuda kıralı Hizkiya, hasta olup hastalığından şifa bulunca şunu yazdı: Günlerimin öğle vaktinde ölüler diyarının kapılarına inmek üzreyim; Yıllarımın bakiyesinden mahrum kaldım, dedim. RABBİ, yaşıyanlar diyarında RABBİ görmiyeceğim; Dünyada oturanlar arasında artık insan görmiyeceğim, dedim. Yurdum göç etti, ve bir çoban çadırı gibi yanımdan sürüldü; Hayatımı bir çulha gibi dürdüm; o beni erişten kesecek; Sabahla gece arasında beni sona erdireceksin. Sabaha kadar kendimi susturdum; aslan nasıl kırarsa, bütün kemiklerimi öyle kırıyor; Sabahla gece arasında beni sona erdireceksin. Kırlangıç yahut turna nasıl cıvıldarsa, öyle cıvıldadım; Kumru gibi inledim; gözlerim yukarı bakmaktan zayıflıyor; Ya RAB, bana gadrediyorlar, sen bana kefil ol. Ne diyeyim? bana söyliyen de odur, yapan da kendisidir. Canımdaki acılıktan ötürü bütün ömrümce ağır ağır yürüyeceğim. Ya Rab, insanlar bunlarla yaşarlar; Ve ruhumun hayatı hep bunlardadır; Bunun için beni iyi et, ve beni yaşat. İşte, bana çok acılık olması selâmetim içindi; Fakat canımı sevdiğin için çürüme çukurundan beni kurtardın; Çünkü bütün suçlarımı sırtının ardına attın. Çünkü ölüler diyarı sana hamdedemez, ölüm sana tehlil edemez; Çukura inenler senin hakikatine ümit bağlıyamazlar. Yaşıyan, yaşıyan, bugün benim ettiğim gibi sana o hamdedecek; Çocuklara senin hakikatini baba bildirecek. RAB beni kurtarmağa hazırdır, Ve RABBİN evinde ömrümüzün bütün günlerinde, İlâhilerimi sazlarla terennüm edeceğiz. Ve İşaya demişti: Kuru incir alsınlar, ve ezip çıbanın üzerine koysunlar, ve iyi olacaktır. Ve Hizkiya: RABBİN evine çıkacağıma alâmet nedir? demişti.
YEŞAYA 38:1-22 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
O günlerde Hizkiya ölümcül bir hastalığa yakalandı. Amots oğlu Peygamber Yeşaya ona gidip şöyle dedi: “RAB diyor ki, ‘Ev işlerini düzene sok. Çünkü iyileşmeyecek, öleceksin.’ ” Hizkiya yüzünü duvara dönüp RAB'be yalvardı: “Ya RAB, yürekten bir sadakatle önünde nasıl yaşadığımı, gözünde iyi olanı yaptığımı anımsa lütfen.” Sonra acı acı ağlamaya başladı. Bunun üzerine RAB Yeşaya'ya seslendi: “Git, Hizkiya'ya şunu söyle: ‘Atan Davut'un Tanrısı RAB diyor ki: Duanı işittim, gözyaşlarını gördüm. Bak, ömrünü on beş yıl daha uzatacağım. Bu kenti savunacak, seni de kenti de Asur Kralı'nın elinden kurtaracağım. Sözümü gerçekleştireceğime ilişkin sana vereceğim belirti şu olacak: RAB, batmakta olan güneşin Ahaz'ın inşa ettiği basamakların üzerine düşen gölgesini on basamak kısaltacak.’ ” Böylece batmakta olan güneşin gölgesi on basamak kısaldı. Yahuda Kralı Hizkiya hastalanıp iyileştikten sonra şunları yazdı: “Hayatımın baharında ölüler diyarının kapılarından geçip Ömrümün geri kalan yıllarından yoksun mu kalmalıyım?” demiştim, “Yaşayanlar diyarında RAB'bi, evet, RAB'bi bir daha görmeyeceğim, Bu dünyada yaşayanlar gibi insan yüzü görmeyeceğim bir daha. Evim bir çoban çadırı gibi bozuldu, alındı elimden. Dokumacı gibi dürdüm yaşamımı, RAB tezgahtan beni kesti, Bir gün içinde sonumu getiriverdi. Sabırla bekledim sabaha kadar, RAB bir aslan gibi kırdı bütün kemiklerimi, Bir gün içinde sonumu getiriverdi. Kırlangıç gibi, turna gibi acı acı öttüm, Güvercin gibi inledim, gözlerim yoruldu yukarı bakmaktan. Ya Rab, eziyet çekiyorum, Yardım et bana. “Ne diyeyim? Bana seslenen de bunu yapan da Rab'dir. Tattığım bu acılardan sonra daha dikkatli yaşayacağım. Ya Rab, insanlar bunlarla yaşarlar. Canım da bunların sayesinde yaşıyor. İyileştirdin, yaşattın beni! Çektiğim bunca acı esenlik bulmam içindi. Beni sevdiğin için yıkım çukuruna düşmekten alıkoydun, Günahlarımı arkana attın. Çünkü ölüler diyarı sana şükredemez, Ölüm övgüler sunmaz sana. Ölüm çukuruna inenler senin sadakatine umut bağlayamaz. Diriler, yalnız diriler Bugün benim yaptığım gibi sana şükreder; Babalar senin sadakatini çocuklarına anlatır. Beni kurtaracak olan RAB'dir. Ömrümüz boyunca O'nun tapınağında Telli çalgılarımızı çalacağız.” Yeşaya, “İncir pestili getirin, Hizkiya'nın çıbanına koyun, iyileşir” demişti. Hizkiya da, “RAB'bin Tapınağı'na çıkacağıma ilişkin belirti nedir?” diye sormuştu.