İBRANİLER 9:1-10
İBRANİLER 9:1-10 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
İlk antlaşmanın tapınma kuralları ve dünyasal tapınağı vardı. Bir çadır kurulmuştu. Kutsal Yer denen birinci bölmede kandillik, masa ve adak ekmekleri bulunurdu. İkinci perdenin arkasında En Kutsal Yer denen bir bölme vardı. Altın buhur sunağıyla her yanı altınla kaplanmış Antlaşma Sandığı buradaydı. Sandığın içinde altından yapılmış man testisi, Harun'un filizlenmiş değneği ve antlaşma levhaları vardı. Sandığın üstünde Bağışlanma Kapağı'nı gölgeleyen yüce Keruvlar dururdu. Ama şimdi bunların ayrıntılarına giremeyiz. Her şey böyle düzenlendikten sonra kâhinler her zaman çadırın ilk bölmesine girer, tapınma görevlerini yerine getirirler. Ama iç bölmeye yılda bir kez yalnız başkâhin girebilir. Üstelik kendisi için ve halkın bilmeden işlediği suçlar için sunacağı kurban kanı olmaksızın giremez. Kutsal Ruh bununla çadırın ilk bölmesi durdukça, kutsal yere giden yolun henüz açıkça gösterilmediğini belirtiyor. Bu, şimdiki çağ için bir örnektir; sunulan kurbanlarla sunuların tapınan kişinin vicdanını yetkinleştiremediğini gösteriyor. Bunlar yalnız yiyecek, içecek, çeşitli dinsel yıkanmalarla ilgilidir; yeni düzenin başlangıcına kadar geçerli olan bedensel kurallardır.
İBRANİLER 9:1-10 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
İ MDİ birinci ahdin de ibadet hükümleri ve dünyevî makdisi vardı. Çünkü kurulmuş çadır vardı; Kudus denilen birinci kısımda şamdan ve sofra ve huzur ekmekleri vardı. Ve ikinci perdeden sonra Kudsülakdas denilen çadır olup onda altın buhur mezbahı, ve her tarafından altınla kaplı ahit sandığı vardı; bunun içinde manı havi altın testi, ve Harunun filizlenmiş asası, ve ahit levhaları vardı; ve kefaretgâha gölge salan izzet kerubileri onun üstünde bulunurdu; şimdi bunlar hakkında ayrı ayrı söylemek mümkün değildir. Ve bunlar böyle tertip edilmiş olup kâhinler daima ibadetleri ifa ederek birinci çadıra girerler; fakat ikinci çadıra senede bir defa yalnız başkâhin girer; kendisi için ve kavmın suçları için takdim ettiği kan olmaksızın girmez; Ruhülkudüs bunu gösteriyor ki birinci çadır hâlâ durdukça, akdesin yolu henüz belli olmamıştır; bu, şimdiki vakit için misaldir; buna göre ibadet edeni vicdanca kemale erdirmeğe kadir olmıyan hediyeler ve kurbanlar takdim olunuyor, (yiyecekler, içecekler ve türlü türlü yıkanmalarla) ancak ıslahat vaktine kadar konulmuş cismanî hükümlerdirler.
İBRANİLER 9:1-10 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Önceki antlaşmanın da ruhsal hizmete özgü kuralları ve yeryüzünde bir tapınağı vardı. Bir çadır kurulmuştu. 'Kutsal Yer' denen dış bölümde şamdan, masa, kutsal sunu ekmekleri bulunurdu. İkinci perdenin gerisinde 'En Kutsal Yer' denen iç çadır vardı. İçinde buhur yakılan altın sunakla 'Antlaşma Sandığı' orada dururdu. Baştan başa altın kaplı 'Antlaşma Sandığı'nda içinde man saklanan altın testi, Harun'un filizlenen asası ve antlaşma levhaları vardı. Sandığın üzerindeki 'Yücelik Keruvları' Bağışlanma Kapağı'na gölge salardı. Şu anda bunları ayrıntılarıyla konuşamayız. Bunların böylece kurulmasıyla, kâhinler her zaman dış bölüme girip ruhsal hizmetlerini uygularlar. Ama 'İç Çadır'a yılda ancak bir kez, yalnız başkâhin girer. O da, hem kendisinin, hem de halkın bilmeden işlediği günahlara karşı sunmak üzere kurban kanı getirmeden giremez. Kutsal Ruh bununla, dış bölüm durdukça, 'En Kutsal Yer'e giden yolun daha açıklanmadığını belirtiyor. Bu, şimdiki zamana ilişkin bir simgedir. Buna göre, getirilen armağanların ve sunuların ruhsal hizmet sunanın vicdanını yetkinliğe eriştirmediği anlaşılıyor. Yalnızca yiyecekleri, içecekleri, çeşitli yıkanma kurallarını ve bedene ilişkin buyrukları kapsayan bu uygulamalar ancak tanrısal düzen gelinceye dek geçerlidir.