YARATILIŞ 31:1-55

YARATILIŞ 31:1-55 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Lavan'ın oğulları, “Yakup babamızın sahip olduğu her şeyi aldı” dediler, “Bütün varlığını babamıza ait şeylerden kazandı.” Yakup bu sözleri duyunca, Lavan'ın kendisine karşı tutumunun eskisi gibi olmadığını anladı. RAB Yakup'a, “Atalarının topraklarına, akrabalarının yanına dön” dedi, “Seninle olacağım.” Bunun üzerine Yakup Rahel'le Lea'yı sürüsünün bulunduğu kırlara çağırttı. Onlara, “Bakıyorum, babanız bana eskisi gibi davranmıyor” dedi, “Ama babamın Tanrısı benimle birlikte. Var gücümle babanıza hizmet ettiğimi bilirsiniz. Ne yazık ki, babanız beni aldattı, ondan alacağımı on kez değiştirdi. Ama Tanrı bana kötülük etmesine izin vermedi. Babanız, ‘Ücret olarak noktalı hayvanları al’ deyince, bütün sürü noktalı doğurdu. ‘Ücret olarak çizgili olanları al’ deyince de bütün sürü çizgili doğurdu. Tanrı babanızın hayvanlarını aldı, bana verdi. “Sürülerin çiftleştiği mevsimde bir düş gördüm. Çiftleşen tekeler çizgili, noktalı, kırçıldı. Düşümde Tanrı'nın meleği bana, ‘Yakup!’ diye seslendi. ‘Buyur’ dedim. Bana, ‘Bak, bütün çiftleşen tekeler çizgili, noktalı ve kırçıl’ dedi, ‘Çünkü Lavan'ın sana yaptıklarının hepsini gördüm. Ben Beytel'in Tanrısı'yım. Hani orada bana anıt dikip meshetmiş, adak adamıştın. Kalk, bu ülkeden git, doğduğun ülkeye dön.’ ” Rahel'le Lea, “Babamızın evinde hâlâ payımız, mirasımız var mı?” dediler, “Onun gözünde artık yabancı değil miyiz? Çünkü bizi sattı. Bizim için ödenen bedelin hepsini yedi. Tanrı'nın babamızdan aldığı varlığın tümü bize ve çocuklarımıza aittir. Tanrı sana ne dediyse öyle yap.” Böylece Yakup çocuklarını, karılarını develere bindirdi. Bütün hayvanları önüne kattı; topladığı mallarla, Paddan-Aram'da kazandığı hayvanlarla birlikte Kenan ülkesine, babası İshak'ın yanına gitmek üzere yola çıktı. Lavan koyunlarını kırkmaya gidince, Rahel babasının putlarını çaldı. Yakup da kaçacağını söylemeyerek Aramlı Lavan'ı kandırdı. Böylece kendisine ait her şeyi alıp kaçtı. Fırat Irmağı'nı geçip Gilat dağlık bölgesine doğru gitti. Üçüncü gün Yakup'un kaçtığını Lavan'a bildirdiler. Lavan yakınlarını yanına alıp Yakup'un peşine düştü. Yedi gün sonra Gilat dağlık bölgesinde ona yetişti. O gece Tanrı Aramlı Lavan'ın düşüne girerek ona, “Dikkatli ol!” dedi, “Yakup'a ne iyi, ne kötü bir şey söyle.” Lavan Yakup'a yetişti. Yakup çadırını Gilat dağlık bölgesine kurmuştu. Lavan da yakınlarıyla birlikte çadırını aynı yere kurdu. Yakup'a, “Nedir bu yaptığın?” dedi, “Beni aldattın. Kızlarımı alıp savaş tutsağı gibi götürdün. Neden gizlice kaçtın? Neden beni aldattın? Niçin bana söylemedin? Seni sevinçle, ezgilerle, tefle, lirle yolcu ederdim. Torunlarımla, kızlarımla öpüşüp vedalaşmama izin vermedin. Aptallık ettin. Size kötülük yapacak güçteyim, ama babanın Tanrısı dün gece bana, ‘Dikkatli ol!’ dedi, ‘Yakup'a ne iyi, ne kötü hiçbir şey söyleme.’ Babanın evini çok özlediğin için bizden ayrıldın. Ama ilahlarımı niçin çaldın?” Yakup, “Korktum” diye karşılık verdi, “Kızlarını zorla elimden alırsın diye düşündüm. İlahlarını kimde bulursan, o öldürülecektir. Yakınlarımızın önünde kendin ara, eşyalarımın arasında sana ait ne bulursan al.” Yakup ilahları Rahel'in çaldığını bilmiyordu. Lavan Yakup'un, Lea'nın ve iki cariyenin çadırına baktıysa da ilahları bulamadı. Lea'nın çadırından çıkıp Rahel'in çadırına girdi. Rahel çaldığı putları devesinin semerine koymuş, üzerine oturmuştu. Lavan çadırını didik didik aradıysa da putları bulamadı. Rahel babasına, “Efendim, huzurunda kalkamadığım için kızma, âdet görüyorum da” dedi. Lavan her yeri aradıysa da, putları bulamadı. Yakup kendini tutamadı. Lavan'a çıkışarak, “Suçum ne?” diye sordu, “Ne günah işledim ki böyle öfkeyle peşime takıldın? Bütün eşyalarımı aradın, kendine ait bir şey buldun mu? Varsa onu buraya, yakınlarımızın önüne koy. Onlar ikimiz hakkında karar versinler. Yirmi yıl yanında kaldım. Koyunların, keçilerin hiç düşük yapmadı. Sürülerinin içinden bir tek koç yemedim. Yabanıl hayvanların parçaladığını sana göstermedim, zararını ben çektim. Gece ya da gündüz çalınan her hayvanın karşılığını benden istedin. Öyle bir durumdaydım ki, gündüz sıcak, gece kırağı yedi bitirdi beni. Gözüme uyku girmedi. Yirmi yıl evinde böyle yaşadım. İki kızın için on dört yıl, sürün için altı yıl sana hizmet ettim. On kez alacağımı değiştirdin. Babamın ve İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın taptığı Tanrı benden yana olmasaydı, beni eli boş gönderecektin. Tanrı çektiğim zorluğu, verdiğim emeği gördü ve dün gece seni uyardı.” Lavan, “Kadınlar benim kızlarım, çocuklar benim çocuklarım, sürüler benim sürülerim” diye karşılık verdi, “Burada gördüğün her şey bana ait. Kızlarıma ya da doğurdukları çocuklara bugün ne yapabilirim ki? Gel anlaşalım. Aramıza tanık koyalım.” Yakup bir taş alıp onu anıt olarak dikti. Yakınlarına, “Taş toplayın” dedi. Adamlar topladıkları taşları bir yere yığdılar. Orada, yığının yanında yemek yediler. Lavan taş yığınına Yegar-Sahaduta, Yakup ise Galet adını verdi. Lavan, “Bu yığın bugün aramızda tanık olsun” dedi. Bu yüzden yığına Galet adı verildi. Mispa diye de anılır. Çünkü Lavan, “Birbirimizden uzak olduğumuz zaman RAB aramızda gözcülük etsin” dedi, “Eğer kızlarıma kötü davranır, başka kadınlarla evlenirsen, yanımızda kimse olmasa bile Tanrı tanık olacaktır.” Sonra, “İşte taş yığını, işte aramıza diktiğim anıt” dedi, “Bu yığın ve anıt birer tanık olsun. Bu yığının ötesine geçip sana kötülük etmeyeceğim. Sen de bu yığını ve anıtı geçip bana kötülük etmeyeceksin. İbrahim'in, Nahor'un ve babalarının Tanrısı aramızda yargıç olsun.” Yakup babası İshak'ın taptığı Tanrı'nın adıyla ant içti. Sonra dağda kurban kesip yakınlarını yemeğe çağırdı. Yemeği yiyip geceyi dağda geçirdiler. Lavan sabah erkenden kalktı; torunlarını, kızlarını öpüp kutsadıktan sonra evine gitti.

YARATILIŞ 31:1-55 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E: Yakub babamıza ait olan her şeyi aldı; ve bütün bu serveti babamıza ait olan şeylerden yaptı, diyen Laban oğullarının sözlerini Yakub işitti. Ve Yakub Labanın yüzünü gördü, ve işte kendisine karşı evelce olduğu gibi değildi. Ve RAB Yakuba dedi: Babalarının memleketine ve akrabanın yanına dön, ve ben seninle beraber olacağım. Ve Yakub gönderip Raheli ve Leayı kıra, sürüsünün yanına çağırdı, ve onlara dedi: Ben babanızın yüzünü görüyorum, o bana karşı evelce olduğu gibi değil, fakat babamın Allahı benimle beraber olmuştur. Ve siz bilirsiniz ki, babanıza bütün kuvvetimle hizmet ettim. Ve babanız beni aldattı, ve ücretimi on defa değiştirdi, fakat Allah bana kötülük etmeğe onu bırakmadı. Benekliler senin ücretin olacak dedikçe, bütün sürü benekli doğurdu: Senin ücretin çizgililer olacak dedikçe, bütün sürü çizgili doğurdu. Ve Allah babanızın davarlarını almış ve bana vermiştir. Ve vaki oldu ki, sürünün kızıştığı vakitte gözlerimi kaldırdım, ve ruyada gördüm, ve işte, sürüye aşan ergeçler çizgili, noktalı, ve kırçıl idiler. Ve Allahın meleği ruyada bana dedi: Yakub, ve: İşte ben, dedim. Ve dedi: Şimdi gözlerini kaldırıp gör, sürü üzerine aşan bütün ergeçler çizgili, noktalı, ve kırçıldırlar, çünkü Labanın sana yapmakta olduğu bütün şeyleri gördüm. Ben Beyt-elin Allahıyım; orada bir direk meshettin, orada bana bir adak adadın; şimdi kalk, bu diyardan çık, ve doğduğun diyara dön. Ve Rahelle Lea cevap verip ona dediler: Babamızın evinde artık hissemiz ve mirasımız var mı? Ona yabancı sayılmıyor muyuz? çünkü bizi sattı, ve bedelimizi de tamamile yedi. Çünkü Allahın babamızdan aldığı bütün o servet bizim ve çocuklarımızındır, ve şimdi Allahın sana söylediğinin hepsini yap. Ve Yakub kalktı, ve çocukları ile karılarını develere bindirdi; ve bütün davarlarını, topladığı bütün mallarını, Paddan-aramda toplamış olduğu kazanç davarlarını, Kenân diyarına, babası İshakın yanına gitmek üzre sürdü. Ve Laban koyunlarını kırkmağa gitmişti, ve Rahel babasına ait olan Terafimi çaldı. Ve Yakub kaçtığını bildirmemekle Aramî Labandan gizlice sıvıştı. Böylece bütün kendisine ait olan şeylerle kaçtı; ve kalkıp Irmağı geçti, ve Gilead dağına yüneldi. Ve Yakubun kaçmış olduğu, üçüncü gün Labana bildirildi. Ve kardeşlerini kendisile beraber alıp yedi gün yol onun arkasına düştü; ve Gilead dağında kendisine yetişti. Ve Allah gece ruyasında Aramî Labana gelip ona dedi: Kendini sakın, Yakuba ne iyi ne kötü bir şey söylemiyesin. Ve Laban Yakuba yetişti. Ve Yakub çadırını dağda kurmuştu; ve Laban kardeşlerile Gilead dağında çadır kurdu. Ve Laban Yakuba dedi: Yaptığın nedir? benden gizlice sıvıştın, ve kızlarımı harp esirleri gibi götürdün. Niçin gizlice kaçtın, ve benden gizlice sıvıştın, ve bana bildirmedin ki, seni sevinçle, ve terennümlerle, tefle ve çenkle göndereyim, ve beni çocuklarımla kızlarımı öpmeğe bırakmadın? şimdi akılsızca davrandın. Size kötülük etmek elimdedir, fakat babanızın Allahı dün gece bana söyliyip dedi: Kendini sakın, Yakuba ne iyi ne kötü bir şey söylemiyesin. Ve şimdi, babanın evini şiddetle özlediğin için çıkıp gittin; niçin ilâhlarımı çaldın? Ve Yakub cevap verip Labana dedi: Çünkü korktum; çünkü, belki kızlarını zorla benden alırsın, dedim. İlâhlarını kimin yanında bulursan, o yaşamıyacaktır; yanımda nen varsa, kardeşlerimizin karşısında sen kendin muayene et ve al. Çünkü Yakub Rahelin onları çaldığını bilmiyordu. Ve Laban Yakubun çadırına, ve Leanın çadırına, ve iki cariyenin çadırına girdi, ve onları bulmadı. Ve Leanın çadırından çıkıp Rahelin çadırına girdi. Ve Rahel Terafimi almış ve onları devenin semeri içine koymuştu, ve üzerlerine oturmuştu. Ve Laban bütün çadırı yokladı fakat onları bulmadı. Ve babasına dedi: Huzurunda kalkamadığımdan dolayı efendim öfkelenmesin; çünkü kadınların âdeti üzerimdedir. Ve o araştırdı, fakat Terafimi bulmadı. Ve Yakub öfkelenip Labanla çekişti, ve Yakub cevap verip Labana dedi: Günahım nedir? suçum ne, ki, hararetle arkama düştün? Bütün eşyamı yokladın da, senin bütün ev eşyandan ne buldun? Onu kardeşlerimin ve kendi kardeşlerinin önüne koy, ve ikimizin arasında hüküm versinler. Yirmi yıldır senin yanında bulundum, koyunların ve keçilerin yavrularını düşürmediler, ve sürülerinin koçlarını yemedim. Vahşi hayvanların yırttığını sana getirmezdim; zararını ben çekerdim, gerek gündüzün çalınmış olanı, gerek geceleyin çalınmış olanı benim elimden talep ederdin. Böyle idim; gündüz kuraklık ve geceleyin kırağı beni yiyip bitirdi; ve uykum gözlerimden kaçardı. Yirmi yıldır senin evinde idim; iki kızın için on dört yıl, ve sürün için altı yıl sana hizmet ettim; ve on defa ücretimi değiştirdin. Babamın Allahı, İbrahimin Allahı ve İshakın Korktuğu benimle beraber olmasaydı, şimdi mutlaka beni boş gönderirdin. Allah düşkünlüğümü ve ellerimin emeğini gördü, ve dün gece seni azarladı. Ve Laban cevap verip Yakuba dedi: Kızlar benim kızlarım, ve çocuklar benim çocuklarım, ve sürüler benim sürülerim, ve senin gördüğün her şey benimdir, ve bugün kızlarıma yahut onların doğurdukları çocuklara ne yapabilirim? Ve şimdi gel, ben ve sen ahdedelim; ve seninle benim aramızda şahit olsun. Ve Yakub bir taş alıp onu direk olarak dikti. Ve Yakub kardeşlerine: Taş toplayın, dedi; ve taşlar alıp bir yığın yaptılar, ve orada, yığının yanında yemek yediler. Ve Laban onun adını Yegar-sahaduta koydu; ve Yakub onun adını Galed koydu. Ve Laban dedi: Bu yığın bugün seninle benim aramızda şahittir. Bunun için adı Galed, ve Mitspa konuldu, çünkü dedi: Birbirimizi gözden kaybettiğimiz zaman, RAB seninle benim aramızda gözcü olsun. Eğer kızlarımı incitirsen, ve eğer kızlarımın üzerine karı alırsan, seninle benim aramızda adam yok; bak, seninle benim aramızda Allah şahittir. Ve Laban Yakuba dedi: İşte, bu yığın, ve işte, seninle benim aramızda diktiğim direk! Bu yığın şahit olsun, ve direk şahit olsun ki, kötülük için senin tarafına ben bu yığını geçmiyeceğim, ve sen benim tarafıma bu yığını ve bu direği geçmiyeceksin. İbrahimin Allahı ve Nahorun Allahı, babalarının Allahı aramızda hükmetsin. Ve Yakub babası İshakın Korktuğunun hakkı için yemin etti. Ve Yakub dağda kurban kesti, ve kardeşlerini ekmek yemeğe çağırdı, ve ekmeği yediler ve dağda gecelediler. Ve Laban sabahlayın erken kalktı, ve oğullarını ve kızlarını öptü, ve onları mubarek kıldı, ve Laban gidip kendi yerine döndü.

YARATILIŞ 31:1-55 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Lavan'ın oğulları, “Yakup babamızın sahip olduğu her şeyi aldı” dediler, “Bütün varlığını babamıza ait şeylerden kazandı.” Yakup bu sözleri duyunca, Lavan'ın kendisine karşı tutumunun eskisi gibi olmadığını anladı. RAB Yakup'a, “Atalarının topraklarına, akrabalarının yanına dön” dedi, “Seninle olacağım.” Bunun üzerine Yakup Rahel'le Lea'yı sürüsünün bulunduğu kırlara çağırttı. Onlara, “Bakıyorum, babanız bana eskisi gibi davranmıyor” dedi, “Ama babamın Tanrısı benimle birlikte. Var gücümle babanıza hizmet ettiğimi bilirsiniz. Ne yazık ki, babanız beni aldattı, ondan alacağımı on kez değiştirdi. Ama Tanrı bana kötülük etmesine izin vermedi. Babanız, ‘Ücret olarak noktalı hayvanları al’ deyince, bütün sürü noktalı doğurdu. ‘Ücret olarak çizgili olanları al’ deyince de bütün sürü çizgili doğurdu. Tanrı babanızın hayvanlarını aldı, bana verdi. “Sürülerin çiftleştiği mevsimde bir düş gördüm. Çiftleşen tekeler çizgili, noktalı, kırçıldı. Düşümde Tanrı'nın meleği bana, ‘Yakup!’ diye seslendi. ‘Buyur’ dedim. Bana, ‘Bak, bütün çiftleşen tekeler çizgili, noktalı ve kırçıl’ dedi, ‘Çünkü Lavan'ın sana yaptıklarının hepsini gördüm. Ben Beytel'in Tanrısı'yım. Hani orada bana anıt dikip meshetmiş, adak adamıştın. Kalk, bu ülkeden git, doğduğun ülkeye dön.’ ” Rahel'le Lea, “Babamızın evinde hâlâ payımız, mirasımız var mı?” dediler, “Onun gözünde artık yabancı değil miyiz? Çünkü bizi sattı. Bizim için ödenen bedelin hepsini yedi. Tanrı'nın babamızdan aldığı varlığın tümü bize ve çocuklarımıza aittir. Tanrı sana ne dediyse öyle yap.” Böylece Yakup çocuklarını, karılarını develere bindirdi. Bütün hayvanları önüne kattı; topladığı mallarla, Paddan-Aram'da kazandığı hayvanlarla birlikte Kenan ülkesine, babası İshak'ın yanına gitmek üzere yola çıktı. Lavan koyunlarını kırkmaya gidince, Rahel babasının putlarını çaldı. Yakup da kaçacağını söylemeyerek Aramlı Lavan'ı kandırdı. Böylece kendisine ait her şeyi alıp kaçtı. Fırat Irmağı'nı geçip Gilat dağlık bölgesine doğru gitti. Üçüncü gün Yakup'un kaçtığını Lavan'a bildirdiler. Lavan yakınlarını yanına alıp Yakup'un peşine düştü. Yedi gün sonra Gilat dağlık bölgesinde ona yetişti. O gece Tanrı Aramlı Lavan'ın düşüne girerek ona, “Dikkatli ol!” dedi, “Yakup'a ne iyi, ne kötü bir şey söyle.” Lavan Yakup'a yetişti. Yakup çadırını Gilat dağlık bölgesine kurmuştu. Lavan da yakınlarıyla birlikte çadırını aynı yere kurdu. Yakup'a, “Nedir bu yaptığın?” dedi, “Beni aldattın. Kızlarımı alıp savaş tutsağı gibi götürdün. Neden gizlice kaçtın? Neden beni aldattın? Niçin bana söylemedin? Seni sevinçle, ezgilerle, tefle, lirle yolcu ederdim. Torunlarımla, kızlarımla öpüşüp vedalaşmama izin vermedin. Aptallık ettin. Size kötülük yapacak güçteyim, ama babanın Tanrısı dün gece bana, ‘Dikkatli ol!’ dedi, ‘Yakup'a ne iyi, ne kötü hiçbir şey söyleme.’ Babanın evini çok özlediğin için bizden ayrıldın. Ama ilahlarımı niçin çaldın?” Yakup, “Korktum” diye karşılık verdi, “Kızlarını zorla elimden alırsın diye düşündüm. İlahlarını kimde bulursan, o öldürülecektir. Yakınlarımızın önünde kendin ara, eşyalarımın arasında sana ait ne bulursan al.” Yakup ilahları Rahel'in çaldığını bilmiyordu. Lavan Yakup'un, Lea'nın ve iki cariyenin çadırına baktıysa da ilahları bulamadı. Lea'nın çadırından çıkıp Rahel'in çadırına girdi. Rahel çaldığı putları devesinin semerine koymuş, üzerine oturmuştu. Lavan çadırını didik didik aradıysa da putları bulamadı. Rahel babasına, “Efendim, huzurunda kalkamadığım için kızma, âdet görüyorum da” dedi. Lavan her yeri aradıysa da, putları bulamadı. Yakup kendini tutamadı. Lavan'a çıkışarak, “Suçum ne?” diye sordu, “Ne günah işledim ki böyle öfkeyle peşime takıldın? Bütün eşyalarımı aradın, kendine ait bir şey buldun mu? Varsa onu buraya, yakınlarımızın önüne koy. Onlar ikimiz hakkında karar versinler. Yirmi yıl yanında kaldım. Koyunların, keçilerin hiç düşük yapmadı. Sürülerinin içinden bir tek koç yemedim. Yabanıl hayvanların parçaladığını sana göstermedim, zararını ben çektim. Gece ya da gündüz çalınan her hayvanın karşılığını benden istedin. Öyle bir durumdaydım ki, gündüz sıcak, gece kırağı yedi bitirdi beni. Gözüme uyku girmedi. Yirmi yıl evinde böyle yaşadım. İki kızın için on dört yıl, sürün için altı yıl sana hizmet ettim. On kez alacağımı değiştirdin. Babamın ve İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın taptığı Tanrı benden yana olmasaydı, beni eli boş gönderecektin. Tanrı çektiğim zorluğu, verdiğim emeği gördü ve dün gece seni uyardı.” Lavan, “Kadınlar benim kızlarım, çocuklar benim çocuklarım, sürüler benim sürülerim” diye karşılık verdi, “Burada gördüğün her şey bana ait. Kızlarıma ya da doğurdukları çocuklara bugün ne yapabilirim ki? Gel anlaşalım. Aramıza tanık koyalım.” Yakup bir taş alıp onu anıt olarak dikti. Yakınlarına, “Taş toplayın” dedi. Adamlar topladıkları taşları bir yere yığdılar. Orada, yığının yanında yemek yediler. Lavan taş yığınına Yegar-Sahaduta, Yakup ise Galet adını verdi. Lavan, “Bu yığın bugün aramızda tanık olsun” dedi. Bu yüzden yığına Galet adı verildi. Mispa diye de anılır. Çünkü Lavan, “Birbirimizden uzak olduğumuz zaman RAB aramızda gözcülük etsin” dedi, “Eğer kızlarıma kötü davranır, başka kadınlarla evlenirsen, yanımızda kimse olmasa bile Tanrı tanık olacaktır.” Sonra, “İşte taş yığını, işte aramıza diktiğim anıt” dedi, “Bu yığın ve anıt birer tanık olsun. Bu yığının ötesine geçip sana kötülük etmeyeceğim. Sen de bu yığını ve anıtı geçip bana kötülük etmeyeceksin. İbrahim'in, Nahor'un ve babalarının Tanrısı aramızda yargıç olsun.” Yakup babası İshak'ın taptığı Tanrı'nın adıyla ant içti. Sonra dağda kurban kesip yakınlarını yemeğe çağırdı. Yemeği yiyip geceyi dağda geçirdiler. Lavan sabah erkenden kalktı; torunlarını, kızlarını öpüp kutsadıktan sonra evine gitti.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz