HEZEKİEL 7:1-27
HEZEKİEL 7:1-27 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
RAB bana şöyle seslendi: “Ey insanoğlu, Egemen RAB İsrail ülkesine şöyle diyor: Son yaklaştı! Ülkenin dört köşesinin sonu geldi. Senin de sonun geldi! Senin üzerine öfkemi yağdıracağım. Yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim. Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. “Egemen RAB şöyle diyor: Yıkım! İşte duyulmamış bir yıkım geliyor. Sonun geldi! Evet, sonun geldi! Sana karşı uyanıyor. İşte geliyor. Ey ülkede yaşayan halk, yıkıma uğrayacaksın. Yıkım zamanı yaklaştı! Gün yakın! Dağların üzerinden sevinç sesi yerine kargaşa sesi geliyor. Çok yakında kızgınlığımı üzerine boşaltacak, sana duyduğum öfkeyi üzerine dökeceğim. Yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim. Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman seni cezalandıranın ben RAB olduğumu anlayacaksın. “İşte o gün! Gün yaklaştı! Yıkım hazır. Değnek çiçeklendi, gurur tomurcuklandı. Zorbalık ayaklanıp kötülüğün sopası oldu. Halktan, o kalabalıktan kimse kalmayacak; mallarından, görkemlerinden bir şey kalmayacak. “Son yaklaştı! Gün geldi! Alıcı sevinmesin, satıcı üzülmesin. Çünkü öfkem bütün halkın üzerine yağacak. Satıcı yaşadığı sürece sattığını geri alamayacak. Çünkü herkesi ilgilendiren bu görüm değiştirilmeyecek. İşlediği günahlar yüzünden kimse canını koruyamayacak. Borazan çalındı, herkes hazır, ama kimse savaşa gitmeyecek. Çünkü öfkem bütün halkın üzerindedir. “İşte dışarda kılıç, içerde salgın hastalık ve kıtlık. Kentin dışındakiler kılıçla öldürülecek, kenttekilerse kıtlıktan, salgın hastalıktan yok olacak. Sağ kalanlar vadilerdeki güvercinler gibi dağlara kaçacak; her biri günahından ötürü inleyecek. Eller gevşeyecek, dizler titreyecek. Çul kuşanacak, dehşete düşecekler. Yüzleri utançtan kızaracak, başları tıraş edilecek. Gümüşlerini sokağa atacaklar. Altınları kirli sayılacak. RAB'bin öfkesini boşalttığı gün onları ne altınları, ne gümüşleri kurtarabilir. Bunlarla ne açlıklarını giderebilir, ne karınlarını doyurabilirler. Altın ve gümüş onları suça sürükledi. Mücevherlerinin güzelliğiyle gururlanırlardı. İğrenç, tiksindirici putlarını bunlardan yaptılar. Bu yüzden mücevherlerini kirli bir nesneye çevireceğim. Hepsini yağma mal olarak yabancı uluslara, ganimet olarak dünyadaki kötülere vereceğim; onları kirletecekler. Yüzümü onlardan çevireceğim. Değerli tapınağımı kirletecekler; zorbalar içeri girip orayı kirletecekler. “Kendinize zincirler hazırlayın! Ülkede kan akıtılıyor, kent zorbalık dolu. Ulusların en kötülerini buraya getireceğim; evlerinizi mülk edinecekler. Güçlülerin gururuna son vereceğim. Kutsal yerleri kirletilecek. Korku gelince esenlik arayacak, ama bulamayacaklar. Yıkım üstüne yıkım gelecek. Kötü haberler birbirini kovalayacak. Peygamberden görüm isteyecekler; kâhin Kutsal Yasa'yı öğretemeyecek, ileri gelenler öğüt veremeyecek. Kral yas tutacak, önder umutsuzluğa düşecek, ülkedeki halkın korkudan elleri titreyecek. Onları yaptıklarına göre cezalandıracak, yargıladıkları gibi yargılayacağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar.”
HEZEKİEL 7:1-27 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
V E bana RABBİN şu sözü geldi: Ve sen, âdem oğlu, İsrail diyarına Rab Yehova şöyle diyor: Son! memleketin dört köşesinin sonu geldi. Şimdi o son senin üzerindedir, ve senin üzerine öfkemi göndereceğim, ve kendi yollarına göre sana hükmedeceğim; ve bütün mekruh işlerini senin üzerine getireceğim. Ve gözüm seni esirgemiyecek, ve acımıyacağım, ancak senin üzerine kendi yollarını getireceğim, ve mekruh şeylerin senin içinde olacaklar; ve bileceksiniz ki, ben RAB'İM. Rab Yehova şöyle diyor: Kötülük, bir kötülük; işte geliyor. Bir son geldi, o son geldi; sana karşı uyanıyor; işte, geliyor. Sıra sana geldi, memlekette oturan; vakit geldi, gün yakın; dağlar üzerinde sevinçle bağırış günü değil, velvele günü. Senin üzerine kızgınlığımı şimdi, yakında dökeceğim, ve sana karşı öfkemi sonuna erdireceğim, ve kendi yollarına göre sana hükmedeceğim; ve bütün mekruh işlerini senin üzerine getireceğim. Ve gözüm esirgemiyecek, ve acımıyacağım, kendi yollarına göre senin üzerine getireceğim; ve mekruh şeylerin senin içinde olacaklar; ve bileceksiniz ki, ben, RAB, ben vuruyorum. İşte, o gün, işte, geliyor; senin sıran geldi; değnek çiçeklendi, gurur filizlendi. Zorbalık ayaklanıp kötülüğün sopası oldu; onlardan, ve onların cümhurundan kimse, ve mallarından bir şey kalmıyacak; ve onlarda yücelik kalmıyacak. Vakit geldi, gün yaklaşıyor; satın alan sevinmesin, ve satan yas tutmasın; çünkü bütün cümhuru üzerinde gazap var. Çünkü hayatta kalsalar bile, satan satılan şeye dönmiyecek; çünkü rüyet bütün cümhuru içindir, kimse dönmiyecek; ve kimse hayatının fesadı ile kuvvetlenmiyecek. Boru çaldılar, ve her şeyi hazırladılar; fakat kimse cenge gitmiyor; çünkü gazabım onun bütün cümhuru üzerindedir. Dışarda kılıç, ve içerde veba ve kıtlık; kırda olan kılıçla ölecek; ve şehirde olanı kıtlık ve veba yutacak. Fakat onlardan kaçıp kurtulanlar kurtulacak, ve dere güvercinleri gibi dağların üzerinde olacaklar, her biri kendi fesadından ötürü, hepsi inlemekte. Bütün eller gevşiyecek, ve bütün dizler su gibi zayıf olacak. Ve çul kuşanacaklar, ve onları yılgınlık kaplıyacak; ve bütün yüzlerde utanç, ve bütün başlarda saçlar yolunmuş olacak. Gümüşlerini sokaklara atacaklar, ve altınları murdar şey sayılacak, RABBİN gazap gününde gümüşleri ve altınları onları kurtaramıyacak; canlarını doyurmıyacak, ve karınlarını doldurmıyacak; çünkü onlara fesat tökezi oldu. Süsünün güzelliği de onu gurura soktu; ve mekruh ve menfur putlarını, ondan yaptılar; bundan ötürü onu kendilerine murdar şey gibi ettim. Ve onu yağma etsinler diye yabancılar eline, ve çapul etsinler diye dünyanın kötüleri eline vereceğim; ve onu bozacaklar. Ve yüzümü onlardan çevireceğim, ve gizli makamımı bozacaklar, ve ona hırsızlar girecekler, ve onu bozacaklar. Zinciri yap; çünkü memleket kanlı cürümlerle dolu, ve şehir zorbalıkla dolu. Ve milletlerin en kötülerini getireceğim, ve onların evlerini mülk edinecekler; ve kuvvetlilerin kibrini sona erdireceğim; ve mukaddes yerleri bozulacak. Yılgınlık geliyor; ve selâmet arıyacaklar, ve bulunmıyacak. Belâ üzerine belâ gelecek, ve kötü haber üzerine kötü haber çıkacak; ve peygamberden rüyet arıyacaklar; fakat kâhinde şeriat, ve ihtiyarlarda öğüt kalmıyacak. Kıral yas tutacak, ve bey şaşkınlığa bürünecek, ve memleket kavmının elleri gevşiyecek; onlara yollarına göre yapacağım, ve değerlerine göre onlara hükmedeceğim; ve bilecekler ki, ben RAB'İM.
HEZEKİEL 7:1-27 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
RAB bana şöyle seslendi: “Ey insanoğlu, Egemen RAB İsrail ülkesine şöyle diyor: Son yaklaştı! Ülkenin dört köşesinin sonu geldi. Senin de sonun geldi! Senin üzerine öfkemi yağdıracağım. Yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim. Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. “Egemen RAB şöyle diyor: Yıkım! İşte duyulmamış bir yıkım geliyor. Sonun geldi! Evet, sonun geldi! Sana karşı uyanıyor. İşte geliyor. Ey ülkede yaşayan halk, yıkıma uğrayacaksın. Yıkım zamanı yaklaştı! Gün yakın! Dağların üzerinden sevinç sesi yerine kargaşa sesi geliyor. Çok yakında kızgınlığımı üzerine boşaltacak, sana duyduğum öfkeyi üzerine dökeceğim. Yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim. Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman seni cezalandıranın ben RAB olduğumu anlayacaksın. “İşte o gün! Gün yaklaştı! Yıkım hazır. Değnek çiçeklendi, gurur tomurcuklandı. Zorbalık ayaklanıp kötülüğün sopası oldu. Halktan, o kalabalıktan kimse kalmayacak; mallarından, görkemlerinden bir şey kalmayacak. “Son yaklaştı! Gün geldi! Alıcı sevinmesin, satıcı üzülmesin. Çünkü öfkem bütün halkın üzerine yağacak. Satıcı yaşadığı sürece sattığını geri alamayacak. Çünkü herkesi ilgilendiren bu görüm değiştirilmeyecek. İşlediği günahlar yüzünden kimse canını koruyamayacak. Borazan çalındı, herkes hazır, ama kimse savaşa gitmeyecek. Çünkü öfkem bütün halkın üzerindedir. “İşte dışarda kılıç, içerde salgın hastalık ve kıtlık. Kentin dışındakiler kılıçla öldürülecek, kenttekilerse kıtlıktan, salgın hastalıktan yok olacak. Sağ kalanlar vadilerdeki güvercinler gibi dağlara kaçacak; her biri günahından ötürü inleyecek. Eller gevşeyecek, dizler titreyecek. Çul kuşanacak, dehşete düşecekler. Yüzleri utançtan kızaracak, başları tıraş edilecek. Gümüşlerini sokağa atacaklar. Altınları kirli sayılacak. RAB'bin öfkesini boşalttığı gün onları ne altınları, ne gümüşleri kurtarabilir. Bunlarla ne açlıklarını giderebilir, ne karınlarını doyurabilirler. Altın ve gümüş onları suça sürükledi. Mücevherlerinin güzelliğiyle gururlanırlardı. İğrenç, tiksindirici putlarını bunlardan yaptılar. Bu yüzden mücevherlerini kirli bir nesneye çevireceğim. Hepsini yağma mal olarak yabancı uluslara, ganimet olarak dünyadaki kötülere vereceğim; onları kirletecekler. Yüzümü onlardan çevireceğim. Değerli tapınağımı kirletecekler; zorbalar içeri girip orayı kirletecekler. “Kendinize zincirler hazırlayın! Ülkede kan akıtılıyor, kent zorbalık dolu. Ulusların en kötülerini buraya getireceğim; evlerinizi mülk edinecekler. Güçlülerin gururuna son vereceğim. Kutsal yerleri kirletilecek. Korku gelince esenlik arayacak, ama bulamayacaklar. Yıkım üstüne yıkım gelecek. Kötü haberler birbirini kovalayacak. Peygamberden görüm isteyecekler; kâhin Kutsal Yasa'yı öğretemeyecek, ileri gelenler öğüt veremeyecek. Kral yas tutacak, önder umutsuzluğa düşecek, ülkedeki halkın korkudan elleri titreyecek. Onları yaptıklarına göre cezalandıracak, yargıladıkları gibi yargılayacağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar.”