MISIR'DAN ÇIKIŞ 33:7-19

MISIR'DAN ÇIKIŞ 33:7-19 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Musa bir çadır alır, ordugahın dışına, biraz öteye kurardı. Ona ‘Buluşma Çadırı’ derdi. Kim RAB'be danışmak istese, ordugahın dışındaki Buluşma Çadırı'na giderdi. Musa ne zaman çadıra gitse, bütün halk kalkar, herkes çadırının girişinde durarak Musa içeri girinceye kadar arkasından bakardı. Musa çadıra girince, bulut sütunu aşağı iner, RAB Musa'yla konuştuğu sürece girişi kapardı. Bulut sütununun çadırın girişinde durduğunu gören herkes kalkar, kendi çadırının girişinde tapınırdı. RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu. Sonra Musa ordugaha dönerdi. Ama genç yardımcısı Nun oğlu Yeşu çadırdan çıkmazdı. Musa RAB'be şöyle dedi: “Bana, ‘Bu halka öncülük et’ diyorsun, ama kimi benimle göndereceğini söylemedin. Bana, ‘Seni adınla tanıyorum, senden hoşnudum’ demiştin. Eğer benden hoşnutsan, lütfen şimdi bana yollarını göster ki, seni daha iyi tanıyıp hoşnut etmeye devam edeyim. Unutma, bu ulus senin halkındır.” RAB, “Varlığım sana eşlik edecek” diye yanıtladı, “Seni rahata kavuşturacağım.” Musa, “Eğer varlığın bize eşlik etmeyecekse, bizi buradan çıkarma” dedi, “Yoksa benden ve halkından hoşnut kaldığın nereden bilinecek? Bize eşlik etmenden, değil mi? Ancak o zaman benimle halkın yeryüzünün öteki halklarından ayırt edilebiliriz.” RAB, “Söylediğin gibi yapacağım” dedi, “Çünkü senden hoşnut kaldım, adınla tanıyorum seni.” Musa, “Lütfen görkemini bana göster” dedi. RAB, “Bütün iyiliğimi önünden geçireceğim” diye karşılık verdi, “Adımı, RAB adını senin önünde duyuracağım. Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.

MISIR'DAN ÇIKIŞ 33:7-19 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Ve Musa çadırı alırdı, ve onu ordugâhtan dışarı, ordugâhtan uzak kurardı; ve ona Toplanma çadırı derdi. Ve vaki oldu ki, RABBİ arıyan her adam, ordugâhtan dışarı olan toplanma çadırına çıkardı. Ve vaki oldurdu ki, Musa Çadıra çıktığı zaman, bütün kavm kalkar, ve herkes kendi çadırının kapısında dururdu, ve Musa Çadıra girinciye kadar arkasından bakarlardı. Ve vaki oldu ki, Musa Çadıra girdiği zaman bulut direği iner, ve Çadırın kapısında dururdu; ve RAB Musa ile söyleşirdi. Ve Çadırın kapısında duran bulut direğini bütün kavm görürdü; ve bütün kavm kalkar, ve herkes kendi çadırının kapısında secde kılardı. Ve RAB Musa ile, bir adam arkadaşı ile söyleşir gibi, yüz yüze söyleşirdi. Ve Musa ordugâha dönerdi; fakat hizmetçisi, genç adam, Nun oğlu Yeşu, Çadırın içinden ayrılmazdı. Ve Musa RABBE dedi: İşte sen bana: Bu kavmı çıkar, diyorsun; ve benimle beraber kimi göndereceğini bana bildirmedin. Fakat: Seni adınla tanıyorum, ve gözümde lûtuf da buldun, dedin. Ve şimdi niyaz ederim, eğer gözünde lûtuf buldumsa, bana yollarını şimdi bildir, ta ki, gözünde lûtuf bulayım diye seni bileyim; ve bu millet senin kavmın olduğunu düşün. Ve dedi: Didarım seninle beraber gidecek, ve sana rahat vereceğim. Ve ona dedi: Eğer didarın benimle gitmiyecekse, bizi buradan çıkarma. Çünkü şimdi ne ile bilinecek ki, ben ve kavmın senin gözünde lûtuf bulduk? senin bizimle gitmenle, böylece benim ve senin kavmının yeryüzünde olan bütün kavmlardan ayrılmış olmamızla değil mi? Ve RAB Musaya dedi: Söylediğin bu şeyi de yapacağım; çünkü gözümde lûtuf buldun, ve seni adınla tanıyorum. Ve dedi: Niyaz ederim, kendi izzetini bana göster. Ve dedi: Ben bütün iyiliğimi senin önünden geçireceğim, ve RABBİN ismini senin önünde ilân edeceğim; ve lûtfedeceğim adama lûtfedeceğim, ve acıyacağım adama acıyacağım.

MISIR'DAN ÇIKIŞ 33:7-19 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Musa bir çadır alır, ordugahın dışına, biraz öteye kurardı. Ona ‘Buluşma Çadırı’ derdi. Kim RAB'be danışmak istese, ordugahın dışındaki Buluşma Çadırı'na giderdi. Musa ne zaman çadıra gitse, bütün halk kalkar, herkes çadırının girişinde durarak Musa içeri girinceye kadar arkasından bakardı. Musa çadıra girince, bulut sütunu aşağı iner, RAB Musa'yla konuştuğu sürece girişi kapardı. Bulut sütununun çadırın girişinde durduğunu gören herkes kalkar, kendi çadırının girişinde tapınırdı. RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu. Sonra Musa ordugaha dönerdi. Ama genç yardımcısı Nun oğlu Yeşu çadırdan çıkmazdı. Musa RAB'be şöyle dedi: “Bana, ‘Bu halka öncülük et’ diyorsun, ama kimi benimle göndereceğini söylemedin. Bana, ‘Seni adınla tanıyorum, senden hoşnudum’ demiştin. Eğer benden hoşnutsan, lütfen şimdi bana yollarını göster ki, seni daha iyi tanıyıp hoşnut etmeye devam edeyim. Unutma, bu ulus senin halkındır.” RAB, “Varlığım sana eşlik edecek” diye yanıtladı, “Seni rahata kavuşturacağım.” Musa, “Eğer varlığın bize eşlik etmeyecekse, bizi buradan çıkarma” dedi, “Yoksa benden ve halkından hoşnut kaldığın nereden bilinecek? Bize eşlik etmenden, değil mi? Ancak o zaman benimle halkın yeryüzünün öteki halklarından ayırt edilebiliriz.” RAB, “Söylediğin gibi yapacağım” dedi, “Çünkü senden hoşnut kaldım, adınla tanıyorum seni.” Musa, “Lütfen görkemini bana göster” dedi. RAB, “Bütün iyiliğimi önünden geçireceğim” diye karşılık verdi, “Adımı, RAB adını senin önünde duyuracağım. Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.