MISIR'DAN ÇIKIŞ 32:1-22

MISIR'DAN ÇIKIŞ 32:1-22 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Halk Musa'nın dağdan inmediğini, geciktiğini görünce, Harun'un çevresine toplandı. Ona, “Kalk, bize öncülük edecek bir ilah yap” dediler, “Bizi Mısır'dan çıkaran adama, Musa'ya ne oldu bilmiyoruz!” Harun, “Karılarınızın, oğullarınızın, kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin” dedi. Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp Harun'a getirdi. Harun altınları topladı, oymacı aletiyle buzağı biçiminde dökme bir put yaptı. Halk, “Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!” dedi. Harun bunu görünce, buzağının önünde bir sunak yaptı ve, “Yarın RAB'bin onuruna bayram olacak” diye ilan etti. Ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi. RAB Musa'ya, “Aşağı in” dedi, “Mısır'dan çıkardığın halkın baştan çıktı. Buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapındılar, kurban kestiler. ‘Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran ilahınız budur!’ dediler.” RAB Musa'ya, “Bu halkın ne inatçı olduğunu biliyorum” dedi, “Şimdi bana engel olma, bırak öfkem alevlensin, onları yok edeyim. Sonra seni büyük bir ulus yapacağım.” Musa Tanrısı RAB'be yalvardı: “Ya RAB, niçin kendi halkına karşı öfken alevlensin? Onları Mısır'dan büyük kudretinle, güçlü elinle çıkardın. Neden Mısırlılar, ‘Tanrı kötü amaçla, dağlarda öldürmek, yeryüzünden silmek için onları Mısır'dan çıkardı’ desinler? Öfkelenme, vazgeç halkına yapacağın kötülükten. Kulların İbrahim'i, İshak'ı, İsrail'i anımsa. Onlara kendi üzerine ant içtin, ‘Soyunuzu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Söz verdiğim bu ülkenin tümünü soyunuza vereceğim. Sonsuza dek onlara miras olacak’ dedin.” Böylece RAB halkına yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti. Musa döndü, elinde antlaşma koşulları yazılı iki taş levhayla dağdan indi. Levhaların ön ve arka iki yüzü de yazılıydı. Onları Tanrı yapmıştı, üzerlerindeki oyma yazılar O'nun yazısıydı. Yeşu, bağrışan halkın sesini duyunca, Musa'ya, “Ordugahtan savaş sesi geliyor!” dedi. Musa şöyle yanıtladı: “Ne yenenlerin, Ne de yenilenlerin sesidir bu; Ezgiler duyuyorum ben.” Musa ordugaha yaklaşınca, buzağıyı ve oynayan insanları gördü; çok öfkelendi. Elindeki taş levhaları fırlatıp dağın eteğinde parçaladı. Yaptıkları buzağıyı alıp yaktı, toz haline gelinceye dek ezdi, sonra suya serperek İsrailliler'e içirdi. Harun'a, “Bu halk sana ne yaptı ki, onları bu korkunç günaha sürükledin?” dedi. Harun, “Öfkelenme, efendim!” diye karşılık verdi, “Bilirsin, halk kötülüğe eğilimlidir.

MISIR'DAN ÇIKIŞ 32:1-22 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E dağdan inmek için Musanın geciktiğini kavm görünce, kavm Harunun yanına toplandı, ve ona dediler: Kalk, bizim için ilâh yap, önümüzden gitsinler; çünkü Musaya, bizi Mısırdan çıkaran bu adama, ne oldu bilmiyoruz. Ve Harun onlara dedi: Karılarınızın, oğullarınızın, ve kızlarınızın kulaklarındaki altın küpeleri kırıp çıkarın, ve onları bana getirin. Ve bütün kavm kendi kulaklarındaki altın küpeleri kırıp çıkardılar, ve onları Haruna getirdiler. Ve onu ellerinden aldı, ve oymacı âletile ona biçim verdi, ve onu dökme bir buzağı yaptı; ve dediler: Ey İsrail, seni Mısır diyarından çıkaran ilâhların bunlardır. Ve Harun onu gördü, ve onun önüne bir mezbah yaptı; ve Harun ilân edip dedi: Yarın RABBE bayramdır. Ve ertesi gün erken kalktılar; ve yakılan takdimeleri arzettiler, ve selâmet takdimelerini getirdiler; ve kavm yemek ve içmek için oturdular, ve oynamak için kalktılar. Ve RAB Musaya dedi: Git, aşağı in; çünkü Mısır diyarından çıkardığın kavmın bozuldu; onlara emrettiğim yoldan çabuk saptılar; kendileri için dökme bir buzağı yaptılar, ve ona secde kıldılar, ve ona kurban kestiler, ve dediler: Ey İsrail, seni Mısır diyarından çıkaran ilâhların bunlardır. Ve RAB Musaya dedi: Bu kavmı gördüm, ve işte, sert enseli bir kavmdır; ve şimdi, beni bırak, onlara karşı öfkem alevlensin, ve onları telef edeyim; ve seni büyük millet edeceğim. Ve Musa Allahı RABBE yalvarıp dedi: Ya RAB, Mısır diyarından büyük kuvvetle, ve kudretli elle çıkardığın kavmına karşı, niçin öfken alevleniyor? Mısırlılar: Onları kötülük için, dağlarda öldürmek için, ve onları yeryüzünden yok etmek için çıkardı, diye niçin söylesinler? Kızgın öfkenden dön, ve kavmına karşı bu kötülüğe nadim ol. Kulların İbrahimi, İshakı, ve İsraili hatırla, onlara kendin üzerine and ettin, ve onlara dedin: Zürriyetinizi göklerin yıldızları gibi çoğaltacağım, ve hakkında söylediğim bütün bu diyarı sizin zürriyetinize vereceğim, ve onu ebediyen miras alacaklar. Ve RAB kavmına edeceğini söylediği kötülüğe nadim oldu. Ve Musa döndü, ve şehadetin iki levhası elinde olarak dağdan indi; levhaların iki tarafı yazılı idi; bir yüzü ve obir yüzü yazılı idi. Ve levhalar Allahın işi idiler, ve levhalar üzerine oyulmuş yazı Allah yazısı idi. Ve bağırıştıkları zaman, kavmın sesini Yeşu işitti, ve Musaya dedi: Ordugâhta cenk sesi var. Ve o dedi: Yenenlerin bağırış sesi de yenilenlerin bağırış sesi de değil; ancak terennüm edenlerin sesini işitiyorum. Ve vaki oldu ki, ordugâha yaklaşınca buzağıyı ve oyunlarını gördü; ve Musanın öfkesi alevlendi, ve elinden levhaları attı, ve dağın eteğinde onları kırdı. Ve yaptıkları buzağıyı aldı, ve ateşte yaktı, ve toz oluncıya kadar ezdi, ve suyun yüzüne saçıp İsrail oğullarına içirdi. Ve Musa Haruna dedi: Bu kavm sana ne yaptı ki, onun üzerine büyük suç getirdin? Ve Harun dedi: Efendimin öfkesi alevlenmesin; kavmı sen bilirsin, o kötülüğe âmadedir.

MISIR'DAN ÇIKIŞ 32:1-22 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Halk Musa'nın dağdan inmediğini, geciktiğini görünce, Harun'un çevresine toplandı. Ona, “Kalk, bize öncülük edecek bir ilah yap” dediler, “Bizi Mısır'dan çıkaran adama, Musa'ya ne oldu bilmiyoruz!” Harun, “Karılarınızın, oğullarınızın, kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin” dedi. Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp Harun'a getirdi. Harun altınları topladı, oymacı aletiyle buzağı biçiminde dökme bir put yaptı. Halk, “Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!” dedi. Harun bunu görünce, buzağının önünde bir sunak yaptı ve, “Yarın RAB'bin onuruna bayram olacak” diye ilan etti. Ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi. RAB Musa'ya, “Aşağı in” dedi, “Mısır'dan çıkardığın halkın baştan çıktı. Buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapındılar, kurban kestiler. ‘Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran ilahınız budur!’ dediler.” RAB Musa'ya, “Bu halkın ne inatçı olduğunu biliyorum” dedi, “Şimdi bana engel olma, bırak öfkem alevlensin, onları yok edeyim. Sonra seni büyük bir ulus yapacağım.” Musa Tanrısı RAB'be yalvardı: “Ya RAB, niçin kendi halkına karşı öfken alevlensin? Onları Mısır'dan büyük kudretinle, güçlü elinle çıkardın. Neden Mısırlılar, ‘Tanrı kötü amaçla, dağlarda öldürmek, yeryüzünden silmek için onları Mısır'dan çıkardı’ desinler? Öfkelenme, vazgeç halkına yapacağın kötülükten. Kulların İbrahim'i, İshak'ı, İsrail'i anımsa. Onlara kendi üzerine ant içtin, ‘Soyunuzu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Söz verdiğim bu ülkenin tümünü soyunuza vereceğim. Sonsuza dek onlara miras olacak’ dedin.” Böylece RAB halkına yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti. Musa döndü, elinde antlaşma koşulları yazılı iki taş levhayla dağdan indi. Levhaların ön ve arka iki yüzü de yazılıydı. Onları Tanrı yapmıştı, üzerlerindeki oyma yazılar O'nun yazısıydı. Yeşu, bağrışan halkın sesini duyunca, Musa'ya, “Ordugahtan savaş sesi geliyor!” dedi. Musa şöyle yanıtladı: “Ne yenenlerin, Ne de yenilenlerin sesidir bu; Ezgiler duyuyorum ben.” Musa ordugaha yaklaşınca, buzağıyı ve oynayan insanları gördü; çok öfkelendi. Elindeki taş levhaları fırlatıp dağın eteğinde parçaladı. Yaptıkları buzağıyı alıp yaktı, toz haline gelinceye dek ezdi, sonra suya serperek İsrailliler'e içirdi. Harun'a, “Bu halk sana ne yaptı ki, onları bu korkunç günaha sürükledin?” dedi. Harun, “Öfkelenme, efendim!” diye karşılık verdi, “Bilirsin, halk kötülüğe eğilimlidir.