VAİZ 5:8-20

VAİZ 5:8-20 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Bir yerde yoksullara baskı yapıldığını, adaletin ve doğruluğun çiğnendiğini görürsen şaşma; çünkü üstü gözeten daha üst biri var, onların da üstleri var. Tarlaların sürülmesini isteyen bir kral ülke için her bakımdan yararlıdır. Parayı seven paraya doymaz, Zenginliği seven kazancıyla yetinmez. Bu da boştur. Mal çoğaldıkça yiyeni de çoğalır. Sahibine ne yararı var, seyretmekten başka? Az yesin, çok yesin işçi rahat uyur, Ama zenginin malı zengini uyutmaz. Güneşin altında acı bir kötülük gördüm: Sahibinin zararına biriktirilen Ve bir talihsizlikle yok olup giden servet. Böyle bir servet sahibi baba olsa bile, Oğluna bir şey bırakamaz. Annesinin rahminden çıplak çıkar insan. Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider, Emeğinden hiçbir şey götürmez elinde. Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider insan. Bu da acı bir kötülüktür. Ne kazancı var yel için zahmet çekmekten? Ömrü boyunca büyük üzüntü, hastalık, öfke içinde Karanlıkta yiyor. Gördüm ki, iyi ve güzel olan şu: Tanrı'nın insana verdiği birkaç günlük ömür boyunca yemek, içmek, güneşin altında harcadığı emekten zevk almak. Çünkü insanın payına düşen budur. Üstelik Tanrı bir insana mal mülk veriyor, onu yemesi, ödülünü alması, yaptığı işten mutluluk duyması için ona güç veriyorsa, bu bir Tanrı armağanıdır. Bu yüzden insan, geçen ömrünü pek düşünmez. Çünkü Tanrı onun yüreğini mutlulukla meşgul eder.

VAİZ 5:8-20 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Bir memlekette fakirlerin sıkıştırıldığını, ve adaletin ve doğruluğun zorlandığını görürsen, bu işe şaşma; çünkü yüksek olanın üzerinde daha yüksek olanı bakıyor; ve onların üzerinde daha yüksek olanlar var. Ve toprağın verdiği faide herkes içindir; kıralın kendisine de tarla ile hizmet olunur. Gümüşü seven gümüşe, ve bolluğu seven mahsule doymaz; bu da boş. Mal çoğalınca onu yiyenler de çoğalır; ve gözlerile onları görmekten başka sahibi için ne faide var? Az yesin yahut çok yesin, çalışan adamın uykusu tatlıdır; fakat zenginin tokluğu onu uyumağa bırakmaz. Güneş altında bir kötü belâ var ki, onu gördüm: sahibi tarafından kendi zararına saklanılan servet; ve bu servet işin ters dönmesile yok olur; ve eğer bir oğul babası oldu ise, onun elinde bir şey yoktur. Anasının rahminden nasıl çıktı ise, geldiği gibi yine çıplak gidecek, ve elinde götürsün diye emeği için bir şey almıyacak. Her halde nasıl geldi ise, öyle gidecek, bu da kötü bir belâdır; ve yel için emek çekmesinden ne kazancı oldu? Hem de bütün günlerinde karanlıkta yiyor, ve çok sıkılıyor, ve hastalığı ve öfkesi var. İşte, iyi ve güzel olduğunu gördüğüm şu ki, insan yesin ve içsin, ve kendisine Allahın verdiği ömrünün bütün günlerinde, güneş altında çektiği her emeğinden iyilik görsün; çünkü onun payı budur. Hem de Allahın kendisine zenginlik ve mal, ve ondan yemek, ve payını almak için, ve emeğile sevinmek için kendisine kuvvet verdiği her adam — bu Allahın vergisidir. Çünkü ömrünün günlerini çok anmıyacaktır; çünkü Allah ona yüreğinin sevincinde cevap verir.

VAİZ 5:8-20 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Bir yerde yoksullara baskı yapıldığını, adaletin ve doğruluğun çiğnendiğini görürsen şaşma; çünkü üstü gözeten daha üst biri var, onların da üstleri var. Tarlaların sürülmesini isteyen bir kral ülke için her bakımdan yararlıdır. Parayı seven paraya doymaz, Zenginliği seven kazancıyla yetinmez. Bu da boştur. Mal çoğaldıkça yiyeni de çoğalır. Sahibine ne yararı var, seyretmekten başka? Az yesin, çok yesin işçi rahat uyur, Ama zenginin malı zengini uyutmaz. Güneşin altında acı bir kötülük gördüm: Sahibinin zararına biriktirilen Ve bir talihsizlikle yok olup giden servet. Böyle bir servet sahibi baba olsa bile, Oğluna bir şey bırakamaz. Annesinin rahminden çıplak çıkar insan. Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider, Emeğinden hiçbir şey götürmez elinde. Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider insan. Bu da acı bir kötülüktür. Ne kazancı var yel için zahmet çekmekten? Ömrü boyunca büyük üzüntü, hastalık, öfke içinde Karanlıkta yiyor. Gördüm ki, iyi ve güzel olan şu: Tanrı'nın insana verdiği birkaç günlük ömür boyunca yemek, içmek, güneşin altında harcadığı emekten zevk almak. Çünkü insanın payına düşen budur. Üstelik Tanrı bir insana mal mülk veriyor, onu yemesi, ödülünü alması, yaptığı işten mutluluk duyması için ona güç veriyorsa, bu bir Tanrı armağanıdır. Bu yüzden insan, geçen ömrünü pek düşünmez. Çünkü Tanrı onun yüreğini mutlulukla meşgul eder.