VAİZ 2:18-26
VAİZ 2:18-26 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Güneşin altında harcadığım bütün emekten nefret ettim. Çünkü her şeyi benden sonra gelecek olana bırakmak zorundayım. Kim bilir, bilge mi olacak, akılsız mı? Güneşin altında bilgeliğimi kullanarak harcadığım bütün emek üzerinde saltanat sürecek. Bu da boş. Bu yüzden güneşin altında harcadığım onca emeğe üzülmeye başladım. Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonunda her şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır. Bu da boş ve büyük bir hüsrandır. Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığı bunca emekten, bunca kafa yormaktan? Günler boyunca çektiği zahmet acı ve dert doğurur. Gece bile içi rahat etmez. Bu da boş. İnsan için yemekten, içmekten ve yaptığı işten zevk almaktan daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Tanrı'dandır. O'nsuz kim yiyebilir, kim zevk alabilir? Çünkü Tanrı bilgiyi, bilgeliği, sevinci hoşnut kaldığı insana verir. Günahkâra ise, yığma, biriktirme zahmeti verir; biriktirdiklerini Tanrı'nın hoşnut kaldığı insanlara bıraksın diye. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
VAİZ 2:18-26 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Ve güneş altında çektiğim bütün emeğimden nefret ettim, çünkü onu benden sonra gelecek adama bırakacağım. Ve kim bilir, o hikmetli mi olacak, akılsız mı? ve güneş altında kendimi hikmetli gösterip çektiğim bütün emeğim üzerinde saltanat sürecek. Bu da boş. Ve güneş altında çekmiş olduğum bütün emekten ötürü yüreğim bir şey ummasın diye yüz çevirdim. Çünkü adam var ki, emeği hikmetle, ve bilgi ile ve muvaffakıyetle olur; fakat onda emek çekmemiş olan bir adama onu pay olarak bırakır. Bu da boş, ve büyük kötülük. Çünkü bütün emeğinden, ve güneş altında emek çeken yüreğinin çabalamasından adama ne var? Çünkü hep günleri ancak dert, ve emeği kederdir; geceleyin bile yüreği rahat etmez. Bu da boş. Adam için yemekten ve içmekten ve emeğile canını sevindirmekten daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Allah tarafındandır. Çünkü onsuz kim yiyebilir, ve zevk bulabilir? Çünkü Allah hikmeti, ve bilgiyi, ve sevinci, kendi önünde iyi olan adama verir; fakat Allahın önünde iyi olana versin diye, toplamak ve yığmak zahmetini suç işliyene verir. Bu da boş ve yeli kavramağa çalışmaktır.
VAİZ 2:18-26 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Güneşin altında harcadığım bütün emekten nefret ettim. Çünkü her şeyi benden sonra gelecek olana bırakmak zorundayım. Kim bilir, bilge mi olacak, akılsız mı? Güneşin altında bilgeliğimi kullanarak harcadığım bütün emek üzerinde saltanat sürecek. Bu da boş. Bu yüzden güneşin altında harcadığım onca emeğe üzülmeye başladım. Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonunda her şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır. Bu da boş ve büyük bir hüsrandır. Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığı bunca emekten, bunca kafa yormaktan? Günler boyunca çektiği zahmet acı ve dert doğurur. Gece bile içi rahat etmez. Bu da boş. İnsan için yemekten, içmekten ve yaptığı işten zevk almaktan daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Tanrı'dandır. O'nsuz kim yiyebilir, kim zevk alabilir? Çünkü Tanrı bilgiyi, bilgeliği, sevinci hoşnut kaldığı insana verir. Günahkâra ise, yığma, biriktirme zahmeti verir; biriktirdiklerini Tanrı'nın hoşnut kaldığı insanlara bıraksın diye. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.