DANİEL 5:1-31

DANİEL 5:1-31 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Kral Belşassar soylu adamlarından bin kişiye büyük bir şölen verdi, onlarla şarap içti. Şarabını keyifle içerken, atası Nebukadnessar'ın Yeruşalim'deki tapınaktan çıkarıp getirdiği altın ve gümüş kapların getirilmesini buyurdu. Öyle ki, kendisi, karıları, cariyeleri, soylu adamları onlarla içsinler. Böylece Tanrı'nın Yeruşalim'deki tapınağından alınan altın kaplar getirildi; kral, karıları, cariyeleri, soylu adamları onlarla içtiler. Şaraplarını içerken altından, gümüşten, tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan ilahları övdüler. Ansızın bir insan elinin parmakları belirdi, kandilliğin yanındaki saray duvarının sıvası üzerine yazmaya başladı. Kral yazan eli gördü, aklından geçenler onu ürküttü, benzi soldu; eli ayağı tutmaz oldu, dizlerinin bağı çözüldü. Yüksek sesle Babil'in bilgelerini –falcılarla yıldızbilimcileri– çağırttı. Onlara, “Bu yazıyı kim okuyup ne anlama geldiğini bana açıklarsa, kendisine mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takılacak ve ülkede üçüncü önder olacak” dedi. Kralın bütün bilgeleri geldiyse de yazıyı kimse okuyamadı, ne anlama geldiğini de açıklayamadı. Bu yüzden Kral Belşassar daha da korktu, benzi büsbütün soldu. Soylu adamlarıysa şaşkındı. Kralla soyluların seslerini duyan kraliçe şölen salonuna geldi. “Çok yaşa, ey kral!” dedi, “Aklından geçenler seni ürkütmesin, benzin solmasın! Ülkende kendisinde kutsal ilahların ruhu bulunan biri var. Atan Kral Nebukadnessar'ın döneminde kavrayışa, sağduyuya, ilahlara özgü bilgeliğe sahip olmakla tanınırdı. Atan Kral Nebukadnessar onu sihirbazların, yıldızbilimcilerin, falcıların başkanlığına atadı. Kralın Belteşassar diye çağırdığı Daniel olağanüstü bir ruha, bilgiye, sağduyuya sahiptir. Üstelik düşleri yorumlama, bilmeceleri çözme, gizemleri açıklama yeteneği de vardır. Daniel'i çağırt, yazının ne anlama geldiğini o sana söyleyecektir.” Böylece Daniel'i kralın önüne getirdiler. Kral, “Kral atamın Yahuda'dan getirdiği, Yahuda sürgünlerinden Daniel sen misin?” diye sordu, “Sende ilahların ruhu bulunduğunu, kavrayış, sağduyu ve olağanüstü bilgelikle donanmış olduğunu duydum. Bu yazıyı okuyup ne anlama geldiğini söylemeleri için bilgelerle falcıları çağırttım. Ama ne anlama geldiğini açıklayamadılar. Senin yorum yapabildiğini, gizemleri açıklayabildiğini duydum. Bu yazıyı okur, ne anlama geldiğini açıklayabilirsen, sana mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takılacak; ülkede üçüncü önder olacaksın.” Daniel, “Armağanların senin olsun, ödüllerini de bir başkasına ver” diye karşılık verdi, “Ama ben yine de yazıyı okuyup ne anlama geldiğini sana açıklayacağım. “Ey kral, Yüce Tanrı atan Nebukadnessar'a krallığı, büyüklüğü, yüceliği, görkemi verdi. Tanrı'nın sağladığı büyüklük yüzünden bütün halklar, uluslar, her dilden insan ondan korkup titredi. Dilediğini öldürür, dilediğini yaşatırdı; dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırdı. Ne var ki, gurura kapılıp saygısızlıkta direnince krallık tahtından indirildi, yüceliği kendisinden alındı. İnsanlar arasından kovuldu ve ona hayvan yüreği verildi. Yüce Tanrı'nın insanların krallığı üzerinde egemenlik sürdüğünü, onu dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yaban eşekleri arasında yaşadı, öküz gibi otla beslendi, bedeni göğün çiyiyle ıslandı. “Ama ey sen, onun torunu Belşassar, bunların hepsini bildiğin halde alçakgönüllülüğü benimsemedin. Bunun yerine göğün Rabbi'ne karşı kendini yükselttin. O'nun tapınağından aldıkları kapları sana getirdiler. Sen, karıların, cariyelerin, soylu adamların onlarla şarap içtiniz. Görmeyen, duymayan, anlamayan altından, gümüşten, tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan ilahları övdün. Soluğunu elinde tutan, bütün yollarını gözeten Tanrı'yı ise yüceltmedin. Bu yüzden Tanrı o yazıyı yazan eli gönderdi. “Yazılan yazı şudur: MENE, MENE, TEKEL ve PARSİN. “Bu sözcüklerin anlamı şudur: MENE: Tanrı senin krallığının günlerini saydı ve ona son verdi. TEKEL: Terazide tartıldın ve eksik bulundun. PERES: Krallığın ikiye bölünerek Medler'le Persler'e verildi.” Belşassar'ın buyruğu üzerine Daniel'e mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takıldı ve ülkede üçüncü önder ilan edildi. Kildan Kralı Belşassar o gece öldürüldü. Altmış iki yaşında olan Medli Darius krallığı eline geçirdi.

DANİEL 5:1-31 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

K IRAL Belşatsar, büyük adamlarından bin kişiye büyük bir ziyafet yaptı, ve o bin kişinin önünde şarap içti. Belşatsar şarapla zevklenirken, babası Nebukadnetsarın Yeruşalimdeki mabedden çıkarmış olduğu altın ve gümüş kapları getirsinler, ve kıral, büyük adamları, karıları ile cariyeleri onlarla içsinler diye, emretti. O zaman Yeruşalimde olan Allah evi mabedinden çıkarılmış altın kapları getirdiler; ve kıral, ve büyük adamları, karıları ile cariyeleri onlarla içtiler. Şarap içtiler, ve altın, ve gümüş, tunç, demir, ağaç, ve taş ilâhlara hamdettiler. Hemen o saat, bir insan elinin parmakları göründü, ve şamdanın karşısında kıral sarayının duvar sıvası üzerine yazdı; ve kıral yazan bu elin ayasını gördü. O zaman kıralın benzi değişti, ve düşünceleri kendisini üzdü; ve belinin oynak yerleri çözüldü, ve dizleri birbirine çarptı. Falcıları, Kildanîleri, ve büyücüleri getirsinler diye, kıral yüksek sesle bağırdı. Babilin hikmetli adamlarına kıral söyliyip dedi: Bu yazıyı kim okursa, ve manasını bana bildirirse, kendisine erguvanî giydirilecek, ve boynuna altın gerdanlık takılacak, ve ülke içinde üçüncü hükümdar olacaktır. O zaman kıralın bütün hikmetli adamları içeri girdiler; fakat yazıyı okuyamadılar, ve manasını kırala bildiremediler. O zaman kıral Belşatsar çok üzüldü, ve benzi değişti, ve büyük adamları şaşırdılar. Kıralın ve büyük adamlarının sözleri üzerine kıraliça ziyafet evine geldi; kıraliça söyliyip dedi: Ey kıral, ebediyen yaşa! düşüncelerin seni üzmesin, ve benzin değişmesin. Senin ülkende, mukaddes ilâhların ruhu kendisinde olan bir adam vardır; ve babanın günlerinde, kendisinde ışık ve anlayış, ve ilâhların hikmeti gibi hikmet bulunmuştur; ve baban, kıral Nebukadnetsar, sihirbazların, falcıların, Kildanîlerin, büyücülerin reisi olsun diye, ey kıral, senin baban onu koydu; çünkü kıralın, adını Belteşatsar koyduğu bu adamda, Danielde, âlâ bir ruh, ve bilgi, ve anlayış, düşleri yorma, ve bilmeceleri açma, ve düğümleri çözme ruhu bulunmuştur. Şimdi Daniel çağırılsın, ve manayı o gösterecektir. O zaman Danieli kıralın önüne getirdiler. Kıral söyliyip Daniele dedi: Babam kıralın Yahudadan getirmiş olduğu Yahuda sürgünlerinden olan o Daniel sen misin? Senin için işittim ki, sende ilahların ruhu varmış, ve ışık ve anlayış ve âlâ hikmet sende bulunuyormuş. Ve şimdi bu yazıyı okusunlar, ve manasını bana bildirsinler diye, önüme hikmetli adamları, falcıları, getirdiler; fakat bu şeyin manasını gösteremediler. Ve senin için işittim ki, manalar çıkarabilirmişsin, ve düğümler çözebilirmişsin; şimdi bu yazıyı okuyabilirsen, ve manasını bana bildirebilirsen, sana erguvanî giydirilecek, ve boynuna altın gerdanlık takılacak, ve ülke içinde üçüncü hükümdar olacaksın. O zaman Daniel cevap verip kıralın önünde dedi: Hediyelerin senin olsun, ve mükâfatlarını başkasına ver; ben yine yazıyı kırala okuyacağım, ve manasını ona bildireceğim. Ey kıral, Yüce Allah baban Nebukadnetsara kırallığı, ve büyüklüğü, ve izzetle haşmeti vermişti; ve ona verdiği büyüklük yüzünden bütün kavmlar, milletler ve diller ondan titrediler ve korktular; dilediği adamı öldürür, ve dilediği adamı sağ bırakırdı; ve dilediği adamı yükseltir, ve dilediği adamı alçaltırdı. Fakat yüreği yükselip, ruhu taşkınlığa kadar katılaşınca, kırallık tahtından indirildi, ve izzeti üzerinden alındı; ve adam oğulları arasından kovuldu, ve yüreği hayvanlarınki gibi edildi, ve yaban eşeklerile oturdu; ona öküzler gibi ot yedirdiler, ve insanların kırallığı üzerinde Yüce Allahın saltanat sürdüğünü, ve onu dilediği adama verdiğini bilinciye kadar, bedeni göklerin çiği ile ıslandı. Ve onun oğlu Belşatsar, sen, bunların hepsini bildiğin halde yüreğini alçaltmadın, ve gökler Rabbine karşı kendini yükselttin; ve onun evinin kaplarını senin önüne getirdiler, ve sen, ve büyük adamların, karılarınla cariyelerin, onlarla şarap içtiniz; ve gümüş, ve altın, tunç, demir, ağaç ve taş ilâhlara, görmiyen, ve işitmiyen, ve bilgisi olmıyan ilâhlara hamdettin; ve Allaha izzet vermedin, o Allah ki, soluğun onun elindedir, ve bütün yolların onundur. O zaman el ayası onun tarafından gönderildi, ve bu yazı çizildi. Ve çizilen yazı şudur: MENE, MENE, TEKEL, UFARSİN. Bu şeyin manası şudur: MENE; Allah senin kırallığını saydı, ve onu sona erdirdi. TEKEL; terazide tartıldın, ve eksik bulundun. FERES; ülken bölündü, ve Medlere ve Farslara verildi. O zaman Belşatsar emretti, ve Daniele erguvanî giydirdiler, ve boynuna altın gerdanlık taktılar, ve ülke içinde üçüncü hükümdar olacaktır, diye onun için ilân ettiler. Kildanî kıralı Belşatsar o gece öldürüldü. Ve Med Darius altmış iki yaşlarında olarak kırallığı aldı.

DANİEL 5:1-31 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Kral Belşassar soylu adamlarından bin kişiye büyük bir şölen verdi, onlarla şarap içti. Şarabını keyifle içerken, atası Nebukadnessar'ın Yeruşalim'deki tapınaktan çıkarıp getirdiği altın ve gümüş kapların getirilmesini buyurdu. Öyle ki, kendisi, karıları, cariyeleri, soylu adamları onlarla içsinler. Böylece Tanrı'nın Yeruşalim'deki tapınağından alınan altın kaplar getirildi; kral, karıları, cariyeleri, soylu adamları onlarla içtiler. Şaraplarını içerken altından, gümüşten, tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan ilahları övdüler. Ansızın bir insan elinin parmakları belirdi, kandilliğin yanındaki saray duvarının sıvası üzerine yazmaya başladı. Kral yazan eli gördü, aklından geçenler onu ürküttü, benzi soldu; eli ayağı tutmaz oldu, dizlerinin bağı çözüldü. Yüksek sesle Babil'in bilgelerini –falcılarla yıldızbilimcileri– çağırttı. Onlara, “Bu yazıyı kim okuyup ne anlama geldiğini bana açıklarsa, kendisine mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takılacak ve ülkede üçüncü önder olacak” dedi. Kralın bütün bilgeleri geldiyse de yazıyı kimse okuyamadı, ne anlama geldiğini de açıklayamadı. Bu yüzden Kral Belşassar daha da korktu, benzi büsbütün soldu. Soylu adamlarıysa şaşkındı. Kralla soyluların seslerini duyan kraliçe şölen salonuna geldi. “Çok yaşa, ey kral!” dedi, “Aklından geçenler seni ürkütmesin, benzin solmasın! Ülkende kendisinde kutsal ilahların ruhu bulunan biri var. Atan Kral Nebukadnessar'ın döneminde kavrayışa, sağduyuya, ilahlara özgü bilgeliğe sahip olmakla tanınırdı. Atan Kral Nebukadnessar onu sihirbazların, yıldızbilimcilerin, falcıların başkanlığına atadı. Kralın Belteşassar diye çağırdığı Daniel olağanüstü bir ruha, bilgiye, sağduyuya sahiptir. Üstelik düşleri yorumlama, bilmeceleri çözme, gizemleri açıklama yeteneği de vardır. Daniel'i çağırt, yazının ne anlama geldiğini o sana söyleyecektir.” Böylece Daniel'i kralın önüne getirdiler. Kral, “Kral atamın Yahuda'dan getirdiği, Yahuda sürgünlerinden Daniel sen misin?” diye sordu, “Sende ilahların ruhu bulunduğunu, kavrayış, sağduyu ve olağanüstü bilgelikle donanmış olduğunu duydum. Bu yazıyı okuyup ne anlama geldiğini söylemeleri için bilgelerle falcıları çağırttım. Ama ne anlama geldiğini açıklayamadılar. Senin yorum yapabildiğini, gizemleri açıklayabildiğini duydum. Bu yazıyı okur, ne anlama geldiğini açıklayabilirsen, sana mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takılacak; ülkede üçüncü önder olacaksın.” Daniel, “Armağanların senin olsun, ödüllerini de bir başkasına ver” diye karşılık verdi, “Ama ben yine de yazıyı okuyup ne anlama geldiğini sana açıklayacağım. “Ey kral, Yüce Tanrı atan Nebukadnessar'a krallığı, büyüklüğü, yüceliği, görkemi verdi. Tanrı'nın sağladığı büyüklük yüzünden bütün halklar, uluslar, her dilden insan ondan korkup titredi. Dilediğini öldürür, dilediğini yaşatırdı; dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırdı. Ne var ki, gurura kapılıp saygısızlıkta direnince krallık tahtından indirildi, yüceliği kendisinden alındı. İnsanlar arasından kovuldu ve ona hayvan yüreği verildi. Yüce Tanrı'nın insanların krallığı üzerinde egemenlik sürdüğünü, onu dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yaban eşekleri arasında yaşadı, öküz gibi otla beslendi, bedeni göğün çiyiyle ıslandı. “Ama ey sen, onun torunu Belşassar, bunların hepsini bildiğin halde alçakgönüllülüğü benimsemedin. Bunun yerine göğün Rabbi'ne karşı kendini yükselttin. O'nun tapınağından aldıkları kapları sana getirdiler. Sen, karıların, cariyelerin, soylu adamların onlarla şarap içtiniz. Görmeyen, duymayan, anlamayan altından, gümüşten, tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan ilahları övdün. Soluğunu elinde tutan, bütün yollarını gözeten Tanrı'yı ise yüceltmedin. Bu yüzden Tanrı o yazıyı yazan eli gönderdi. “Yazılan yazı şudur: MENE, MENE, TEKEL ve PARSİN. “Bu sözcüklerin anlamı şudur: MENE: Tanrı senin krallığının günlerini saydı ve ona son verdi. TEKEL: Terazide tartıldın ve eksik bulundun. PERES: Krallığın ikiye bölünerek Medler'le Persler'e verildi.” Belşassar'ın buyruğu üzerine Daniel'e mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takıldı ve ülkede üçüncü önder ilan edildi. Kildan Kralı Belşassar o gece öldürüldü. Altmış iki yaşında olan Medli Darius krallığı eline geçirdi.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz