ELÇİLERİN İŞLERİ 9:2-20

ELÇİLERİN İŞLERİ 9:1-20 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Saul ise Rab'bin öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Başkâhine gitti, Şam'daki havralara verilmek üzere mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa'nın yolunda yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Yeruşalim'e getirmek niyetindeydi. Yol alıp Şam'a yaklaştığı sırada, birdenbire gökten gelen bir ışık çevresini aydınlattı. Yere yıkılan Saul, bir sesin kendisine, “Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?” dediğini işitti. Saul, “Ey Efendim, sen kimsin?” dedi. “Ben senin zulmettiğin İsa'yım” diye yanıt geldi. “Haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek.” Saul'la birlikte yolculuk eden adamların dilleri tutuldu, oldukları yerde kalakaldılar. Sesi duydularsa da, kimseyi göremediler. Saul yerden kalktı, ama gözlerini açtığında hiçbir şey göremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup Şam'a götürdüler. Üç gün boyunca gözleri görmeyen Saul hiçbir şey yiyip içmedi. Şam'da Hananya adında bir İsa öğrencisi vardı. Bir görümde Rab ona, “Hananya!” diye seslendi. “Buradayım, ya Rab” dedi Hananya. Rab ona, “Kalk” dedi, “Doğru Sokak denilen sokağa git ve Yahuda'nın evinde Saul adında Tarsuslu birini sor. Şu anda orada dua ediyor. Görümünde yanına Hananya adlı birinin geldiğini ve gözlerini açmak için ellerini kendisinin üzerine koyduğunu görmüştür.” Hananya şöyle karşılık verdi: “Ya Rab, birçoklarının bu adam hakkında neler anlattıklarını duydum. Yeruşalim'de senin kutsallarına nice kötülük yapmış! Burada da senin adını anan herkesi tutuklamak için başkâhinlerden yetki almıştır.” Rab ona, “Git!” dedi. “Bu adam, benim adımı öteki uluslara, krallara ve İsrailoğulları'na duyurmak üzere seçilmiş bir aracımdır. Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi gerekeceğini ona göstereceğim.” Bunun üzerine Hananya gitti, eve girdi ve ellerini Saul'un üzerine koydu. “Saul kardeş” dedi, “Sen buraya gelirken yolda sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve Kutsal Ruh'la dolasın diye beni yolladı.” O anda Saul'un gözlerinden balık pulunu andıran şeyler düştü. Saul yeniden görmeye başladı. Kalkıp vaftiz oldu. Sonra yemek yiyip kuvvet buldu. Saul birkaç gün Şam'daki öğrencilerin yanında kaldı. Havralarda İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu hemen duyurmaya başladı.

ELÇİLERİN İŞLERİ 9:2-20 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

ve erkek olsun, kadın olsun, bu Yoldan olanları bulursa, bağlı olarak Yeruşalime getirebilsin diye başkâhinden Şama, havralara mektuplar istedi. Ve yolda giderken, Şama yaklaştığı zaman vaki oldu ki, gökten bir nur ansızın çevresinde parladı. Ve yere düşüp bir sesin kendisine: Saul, Saul, niçin bana eza ediyorsun? dediğini işitti. O da: Ya Rab, sen kimsin? dedi. Ve o dedi: Ben eza ettiğin İsayım; fakat kalk, ve şehre gir, ve ne etmen gerektir sana söylenecek. Onunla yolculuk eden adamların nutku tutulup durdular; sesi işitiyorlar, fakat kimseyi görmiyorlardı. Ve Saul yerden kalktı; gözlerini açınca bir şey görmiyordu. Onlar da kendisini yederek Şama götürdüler. Ve üç gün görmez olup, ne yedi ne de içti. Ve Şamda Hananya adlı bir şakirt vardı; ve Rab ona bir rüyette: Ey Hananya, dedi. O da: Ya Rab, işte ben, dedi. Ve Rab ona dedi: Kalk, Doğru denilen sokağa git, ve Yahudanın evinde adı Saul olan Tarsusluyu ara; çünkü işte, o dua ediyor; ve Hananya adlı bir adamın kendi yanına girdiğini, ve gözleri yine görsün diye ellerini üzerine koyduğunu görmüştür. Ve Hananya cevap verdi: Ya Rab, bu adam için Yeruşalimde mukaddeslerine ne kadar kötülük ettiğini çok kimselerden işittim; ve burada senin ismini çağıranların hepsini bağlamak için başkâhinlerden salâhiyeti var. Fakat Rab ona dedi: Git, çünkü ismimi Milletler, kırallar, ve İsrail oğulları önüne götürmek üzre o benim için seçilmiş bir âlettir. Çünkü benim ismim uğrunda onun ne kadar şeyler çekmesi gerek idiğini kendisine ben göstereceğim. Ve Hananya gidip o eve girdi; ve Saulun üzerine ellerini koyup dedi: Saul kardeş, geldiğin yolda sana görünen Rab, İsa, gözlerin yine görsün ve Ruhülkudüsle dolasın diye beni gönderdi. Hemen gözlerinden sanki pullar düştü, ve gördü. Ve kalkıp vaftiz olundu; ve yemek yiyip kuvvetlendi. Şamda olan şakirtlerle bir kaç gün kaldı. Hemen havralarda, İsa Allahın Oğludur, diye vâzetti.

ELÇİLERİN İŞLERİ 9:2-20 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Mesih'in yolunda yürüyen kadın, erkek, kimi bulursa tutuklayıp Yeruşalim'e getirsin diye, başkâhinden Şam'daki sinagoglarda kendisini yetkili kılan mektuplar istedi. Ama yolculuğu sırasında Şam'a yaklaşırken, ansızın gökten parlayan bir ışık onun çevresini sardı. Saul yere düştü ve kendisiyle konuşan bir ses duydu: “Saul, Saul, neden bana eziyet veriyorsun?” Saul, “Sen kimsin, ya Rab?” diye sordu. O da, “Ben senin eziyet verdiğin İsa'yım” dedi, “Şimdi ayağa kalk ve kente gir. Ne yapman gerektiği sana bildirilecektir.” Saul ile birlikte giden adamlar şaşkınlıkla durakladılar. Sesi duyuyor, ama hiç kimseyi görmüyorlardı. Saul yerden kalktı. Gözlerini açtığında görmüyordu. Elinden tutup onu Şam'a getirdiler. Üç gün ne gördü, ne yedi, ne de içti. Şam'da Hananya adlı bir öğrenci vardı. Rab bir görüm aracılığıyla ona, “Ey Hananya” dedi. O da, “Buradayım, ya Rab” diye yanıtladı. Rab ona, “Kalk, ‘Doğru’ diye bilinen sokağa git” dedi, “Yahuda'nın evinde Tarsuslu Saul'u sor. Kendisi şu anda dua ediyor. Gözleri yine görsün diye, Hananya adlı bir adamın gelip üstüne ellerini koyduğunu gördü.” Hananya şöyle yanıt verdi: “Ya Rab, bu adamın Yeruşalim'de senin kutsallarına karşı yaptığı kötülükleri birçoklarından duydum. Üstelik şu anda senin adına bağlılığıyla bilinenlerin tümünü tutuklasın diye, başkâhinlerden yetki almıştır.” Rab ona, “Sen oraya git” dedi, “Çünkü o ulusların, kralların ve İsrailoğulları'nın önünde adıma tanıklık etmek için seçilmiş aracımdır. Adıma bağlılığı yüzünden çekeceği işkencelerin tümünü kendisine göstereceğim.” Bunun üzerine Hananya kalkıp o eve gitti. Saul'un üstüne ellerini koyarak, “Saul kardeş” dedi, “Yolda gelirken seninle karşılaşan Rab İsa gözlerin yeniden görsün ve Kutsal Ruh'la dolasın diye beni gönderdi.” O anda Saul'un gözlerinden balık puluna benzer kabuklar düştü. Yeniden gördü. Ayağa kalkıp vaftiz edildi ve yemek yedikten sonra güç kazandı. Saul birkaç gün Şam'daki öğrencilerle birlikte kaldı; hiç zaman geçirmeden İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu sinagoglarda yaydı.