ELÇİLERİN İŞLERİ 8:4-25

ELÇİLERİN İŞLERİ 8:4-25 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Bunun sonucu dağılan imanlılar, gittikleri her yerde Tanrı sözünü müjdeliyorlardı. Filipus, Samiriye Kenti'ne gidip oradakilere Mesih'i tanıtmaya başladı. Filipus'u dinleyen ve gerçekleştirdiği belirtileri gören kalabalıklar, hep birlikte onun söylediklerine kulak verdiler. Birçoklarının içinden kötü ruhlar yüksek sesle haykırarak çıktı; birçok felçli ve kötürüm iyileştirildi. Ve o kentte büyük sevinç oldu. Ne var ki, kentte bir süreden beri büyücülük yapan ve Samiriye halkını şaşkına çeviren Simun adlı biri vardı. Simun, büyük adam olduğunu iddia ediyordu. Küçük büyük, herkes onu dikkatle dinler, “Büyük Güç dedikleri Tanrı gücü işte budur” derlerdi. Uzun zamandan beri onları büyücülüğüyle şaşkına çevirdiği için onu dikkatle dinlerlerdi. Ama Tanrı'nın Egemenliği ve İsa Mesih adıyla ilgili Müjde'yi duyuran Filipus'un söylediklerine inandıkları zaman, erkekler de kadınlar da vaftiz oldular. Simun'un kendisi de inanıp vaftiz oldu. Ondan sonra sürekli olarak Filipus'un yanında kaldı. Doğaüstü belirtileri ve yapılan büyük mucizeleri görünce şaşkına döndü. Yeruşalim'deki elçiler, Samiriye halkının, Tanrı'nın sözünü benimsediğini duyunca Petrus'la Yuhanna'yı onlara gönderdiler. Petrus'la Yuhanna oraya varınca, Samiriyeli imanlıların Kutsal Ruh'u almaları için dua ettiler. Çünkü Ruh daha hiçbirinin üzerine inmemişti. Rab İsa'nın adıyla vaftiz olmuşlardı, o kadar. Petrus'la Yuhanna onların üzerine ellerini koyunca, onlar da Kutsal Ruh'u aldılar. Elçilerin bu el koyma hareketiyle Kutsal Ruh'un verildiğini gören Simun onlara para teklif ederek, “Bana da bu yetkiyi verin, kimin üzerine ellerimi koysam Kutsal Ruh'u alsın” dedi. Petrus, “Paran da yok olsun, sen de!” dedi, “Çünkü Tanrı'nın armağanını parayla elde edebileceğini sandın. Senin bu işte bir payın, bir hakkın yok. Yüreğin, Tanrı'nın gözünde doğru değildir. Bu kötülüğünden tövbe et ve Rab'be yalvar, yüreğindeki bu düşünce belki bağışlanır. Senin kin dolu, kötülüğe tutsak biri olduğunu görüyorum.” Simun, “Benim için Rab'be yalvarın da söylediklerinizden hiçbiri başıma gelmesin” diye karşılık verdi. Petrus'la Yuhanna tanıklık edip Rab'bin sözünü bildirdikten sonra, Samiriye'nin birçok köyünde de Müjde'yi duyura duyura Yeruşalim'e döndüler.

ELÇİLERİN İŞLERİ 8:4-25 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

İmdi dağılanlar sözü müjdeliyerek dolaştılar. Ve Filipus Samiriye şehrine inip onlara Mesihi ilân etti. Ve yapmakta olduğu alâmetleri halk işitip görünce Filipus tarafından söylenenlere hep birden kulak verdiler. Çünkü murdar ruhları olan çok kimselerden ruhlar yüksek sesle bağırıp çıkarlardı, ve çok kötürüm ve topallar iyi oldular. Ve o şehirde büyük sevinç oldu. Fakat şehirde sihirbazlık eden, kendisini büyük bir adam göstererek Samiriye ahalisini hayrete düşüren Simun adlı biri vardı; ve: Allahın Büyük denilen kudreti budur, diyerek küçükten büyüğe kadar hepsi ona dikkat ederlerdi. Ve ona dikkat ederlerdi, çünkü çok zamandan beri kendi sihirbazlıkları ile onları hayrete düşürmüştü. Fakat Allahın melekûtu ve İsa Mesihin ismi hakkında müjdeliyen Filipusa iman ettikleri zaman, erkekler ve kadınlar vaftiz olundular. Simun kendisi de iman etti; ve vaftiz olunarak daima Filipusun yanında durup yapılan alâmetleri ve büyük kudretleri görür, şaşardı. Ve Yeruşalimde olan resuller Allahın sözünü Samiriyenin kabul ettiğini işitince, Petrusu ve Yuhannayı onlara gönderdiler; bunlar da indikleri zaman, Ruhülkudüsü alsınlar diye onlar için dua ettiler; çünkü onlardan hiç biri üzerine henüz inmemişti; yalnız Rab İsanın ismine vaftiz olunmuşlardı. O zaman resuller, onların üzerine ellerini koydular, onlar da Ruhülkudüsü aldılar. Ve resullerin elleri konulmakla Ruhülkudüs verildiğini görünce Simun onlara para getirip dedi: Bana da bu kudreti verin de, kimin üzerine ellerimi korsam, Ruhülkudüsü alsın. Fakat Petrus ona dedi: Gümüşün seninle beraber helâk olsun, çünkü Allah vergisi para ile elde edilir sandın. Bu şeyde senin ne payın var ne de nasibin; çünkü Allaha karşı yüreğin doğru değil. İmdi bu kötülüğünden tövbe edip Allaha yalvar, belki yüreğinin düşüncesi sana bağışlanır. Çünkü seni öd acılığında ve sapıklık bağlarında görüyorum. Simun da cevap verip dedi: Benim için siz Rabbe yalvarın da, bu dediklerinizden hiç biri üzerime gelmesin. İmdi Rabbin sözüne şehadet edip söyledikten sonra, Samiriyelilerin bir çok yerlerine incili vâzederek Yeruşalime döndüler.

ELÇİLERİN İŞLERİ 8:4-25 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Böylece dağılan inanlılar her yere gidip Tanrı sözünün Sevindirici Haberi'ni yaydılar. Filipus da Samiriye Kenti'ne varıp onlara Mesih'i bildirdi. Filipus'u dinleyip yaptığı belirtileri gören kalabalıklar hep birlikte onun sözlerine dikkat kesildiler. Çünkü cine tutsak olanların birçoğundan kötü ruhlar haykırarak çıktı. Birçok inmeli ve kötürüm de iyileşti. Böylece kenti büyük sevinç kapladı. Bu kentte epey zamandan beri Simun adlı bir büyücü vardı. Bu adam yaptıklarıyla Samiriye halkını şaşırtıyor, kendisinin çok önemli biri olduğunu söylüyordu. Büyük küçük herkes, “Bu kişi Yüce Güç denen Tanrı'nın gücüdür” diyerek onu ilgiyle dinlemekteydi. Onu böylesine ilgiyle dinlemelerinin nedeni, uzun süredir büyücülükle onların gözlerini boyamasıydı. Ama Filipus'un Tanrı'nın Hükümranlığı'na ve İsa Mesih'in adına ilişkin Sevindirici Haber'i yayması üzerine iman ettiklerinde erkek kadın vaftiz edildiler. Simun bile iman etti ve vaftiz edildikten sonra Filipus'un yanından ayrılmadı. Belirtiler ve mucizelerin gerçekleştiğini görerek gözleri kamaştı. Yeruşalim'deki haberciler Samiriye'nin Tanrı'nın sözünü benimsediğini duyunca, Petrus'la Yuhanna'yı oraya gönderdiler. Bu ikisi gelip Kutsal Ruh'u alsınlar diye Samiriyeliler için dua ettiler. Çünkü Kutsal Ruh daha onların hiçbirine gelmemişti. Onlar yalnızca Rab İsa'nın adına vaftiz edilmişlerdi. Petrus'la Yuhanna ellerini onların üstüne koyunca onlar da Kutsal Ruh'u aldılar. Habercilerin elleri bir insanın üstüne konunca Ruh'un verildiğini gören Simun onlara para sundu. “Bu gücü bana da verin” dedi, “Öyle ki, ellerimi her kimin üstüne koysam o kişi Kutsal Ruh'u alsın!” Ama Petrus onu şu sözlerle azarladı: “Gümüşün de, sen de yok olun! Çünkü sen Tanrı'nın armağanını parayla satın alabileceğini sandın. Bu hizmette sana ne bir hisse, ne de pay vardır. Çünkü yüreğin Tanrı önünde doğru değildir. Bu kötülükten dön. Yüreğindeki bu düşünce bağışlansın diye Rab'be yalvar. Çünkü ben sende acı bir kök ve kötülüğe tutsaklık görüyorum.” Simun şöyle yanıtladı: “Ne olur, siz benim için dua edin de, söylediklerinizin hiçbiri başıma gelmesin!” Petrus'la Yuhanna Rab'bin sözüne tanıklık ederek onu yaydıktan sonra Yeruşalim'e döndüler. Giderken Samiriye'nin birçok kasabasına Sevindirici Haber'i müjdelediler.