ELÇİLERİN İŞLERİ 5:18-30

ELÇİLERİN İŞLERİ 5:17-30 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Bunun üzerine, kıskançlıkla dolan başkâhin ve yanındakilerin hepsi, yani Saduki mezhebinden olanlar, elçileri yakalatıp devlet tutukevine attırdılar. Ama geceleyin Rab'bin bir meleği zindanın kapılarını açıp onları dışarı çıkarttı. “Gidin! Tapınağa girip bu yeni yaşamla ilgili sözlerin hepsini halka duyurun” dedi. Elçiler bu buyruğa uyarak gün doğarken tapınağa girip öğretmeye başladılar. Başkâhin ve yanındakiler gelince Yüksek Kurul'u, İsrail halkının bütün ileri gelenlerini toplantıya çağırdılar. Sonra elçileri getirtmek için tutukevine adam yolladılar. Ne var ki, görevliler zindana vardıklarında elçileri bulamadılar. Geri dönerek şu haberi ilettiler: “Tutukevini kilitli ve tam bir güvenlik altında, nöbetçileri de kapılarda durur bulduk. Ama kapıları açtığımızda içerde kimseyi bulamadık!” Bu sözleri işiten tapınak koruyucularının komutanıyla başkâhinler şaşkına döndüler, bu işin sonunun nereye varacağını merak etmeye başladılar. O sırada yanlarına gelen biri, “Bakın, hapse attığınız adamlar tapınakta dikilmiş, halka öğretiyor” diye haber getirdi. Bunun üzerine komutanla görevliler gidip elçileri getirdiler. Halkın kendilerini taşlamasından korktukları için zor kullanmadılar. Elçileri getirip Yüksek Kurul'un önüne çıkardılar. Başkâhin onları sorguya çekti: “Bu adı kullanarak öğretmeyin diye size kesin buyruk vermiştik” dedi. “Ama siz öğretinizi Yeruşalim Kenti'nin her tarafına yaydınız. İlle de bizi bu adamın kanını dökmekten sorumlu göstermek istiyorsunuz.” Petrus ve öbür elçiler şöyle karşılık verdiler: “İnsanlardan çok, Tanrı'nın sözünü dinlemek gerek. Atalarımızın Tanrısı, sizin çarmıha gererek öldürdüğünüz İsa'yı diriltti.

ELÇİLERİN İŞLERİ 5:18-30 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

ve resuller üzerine el atıp onları umumî hapishaneye koydular. Fakat Rabbin bir meleği geceleyin zindan kapılarını açtı, ve onları dışarı çıkarıp dedi: Gidin, ve mabette durup bu Hayatın bütün sözlerini kavma söyleyin. Ve onlar bunu işitince, gün doğarken mabede girip öğrettiler. Ve başkâhin ve beraberinde olanlar gelip Millet meclisini ve İsrail oğullarının bütün ayanını bir araya çağırdılar, ve onları getirsinler diye hapishaneye adam gönderdiler. Fakat memurlar geldikleri zaman, zindanda onları bulmadılar, ve dönerek haber verip dediler: Hapishaneyi sıkıca kapalı, ve muhafızları kapıların önünde durmakta bulduk; fakat açınca içerde kimseyi bulmadık. Mabedin kumandanı ve başkâhinler bu sözleri işitince: Bu ne olabilir? diye onlar hakkında tereddüt ettiler. Ve bir adam gelerek onlara haber verdi: İşte, zindana koyduğunuz adamlar mabette durup halka öğretiyorlar. Bunun üzerine kumandan memurlarla beraber gitti, ve onları zorlamıyarak getirdi; çünkü taşlanırız diye kavmdan korkuyorlardı. Ve onları getirip Millet meclisinin önünde durdurdular. Ve başkâhin onlara sorup dedi: Bu isim ile öğretmeyin, diye size sıkı tenbih ettik; ve işte, öğretişiniz ile Yeruşalimi doldurdunuz, ve bu adamın kanını üzerimize getirmek niyetindesiniz. Fakat Petrus ve resuller cevap verip dediler: İnsanlardan ziyade Allaha itaat etmek gerektir. Sizin ağaca asarak öldürdüğünüz İsayı atalarımızın Allahı kıyam ettirdi.

ELÇİLERİN İŞLERİ 5:18-30 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Habercileri yakalayıp cezaevine kapattılar. Gece vakti Rab'bin meleği cezaevinin kapılarını açtı, onları dışarı çıkarıp, “Gidin, tapınakta durun, bu yaşam sözlerinin tümünü halka bildirin” dedi. Onlar bu buyruğu duyarak sabahın çok erken saatinde tapınağa girdiler, öğretmeye başladılar. Başkâhinle iş arkadaşları gidip Yüksek Kurul'u, İsrail halkının tüm temsilcilerini toplantıya çağırdılar. Ardından, tutukluları getirmek için cezaevine adamlar gönderdiler. Görevliler gittiklerinde onları cezaevinde bulamadılar. Geri dönüp şu haberi verdiler: “Cezaevini tam güvenlik içinde ve kilitlenmiş bulduk. Nöbetçiler de kapılarda bekliyorlardı. Ama açıp içeriye girdiğimizde orada hiç kimseyi bulamadık.” Tapınak komutanıyla kâhinler bu sözleri duyunca, habercilerle ilgili bu işin sonu nereye varacak diye şaşkınlığa düştüler. Yanlarına birisi geldi, kendilerine bilgi verdi: “İşte sizin cezaevine kapattığınız adamlar! Tapınakta durmuş halka öğretiyorlar.” Bunun ardından tapınak komutanı görevlilerle birlikte koşup onları getirdi. Ama zor kullanmadı. Çünkü halkın kendilerini taşa tutmasından korkuyorlardı. Onları getirip Kurul'un önüne çıkardılar. Başkâhin kendilerini sorguya çekti. “Bu adla ilgili bir şey öğretmeyeceksiniz diye size kesin buyruk vermiştik” dedi, “Yeruşalim'in her yerinde öğretinizi duyurdunuz. Üstelik bu adamın kanının sorumluluğunu bizim üzerimize yıkmak istiyorsunuz.” Petrus'la öbür haberciler, “İnsanları değil Tanrı'yı dinlememiz gerekir” dediler, “Sizlerin bir tahtaya asıp ölüm cezasına çarptırdığınız İsa'yı atalarımızın Tanrısı diriltti.