ELÇİLERİN İŞLERİ 18:1-28

ELÇİLERİN İŞLERİ 18:1-28 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Bundan sonra Pavlus Atina'dan ayrılıp Korint'e gitti. Orada Pontus doğumlu, Akvila adında bir Yahudi ile karısı Priskilla'yı buldu. Bunlar, Klavdius'un bütün Yahudiler'in Roma'yı terk etmesi yolundaki buyruğu üzerine, kısa süre önce İtalya'dan gelmişlerdi. Akvila ile Priskilla'nın yanına giden Pavlus, aynı meslekten olduğundan onlarla kalıp çalıştı. Çünkü meslekleri çadırcılıktı. Pavlus, her Şabat Günü havrada tartışarak hem Yahudiler'i hem Grekler'i ikna etmeye çalışıyordu. Silas'la Timoteos Makedonya'dan gelince, Pavlus kendini tümüyle Tanrı sözünü yaymaya verdi. Yahudiler'e, İsa'nın Mesih olduğuna dair tanıklık ediyordu. Ama Yahudiler karşı gelip ona sövmeye başlayınca Pavlus, giysilerini silkerek, “Başınıza geleceklerin sorumlusu sizsiniz!” dedi. “Sorumluluk benden gitti. Bundan böyle öteki uluslara gideceğim.” Pavlus oradan çıktı, Tanrı'ya tapan Titius Yustus adlı birinin evine gitti. Yustus'un evi havranın bitişiğindeydi. Havranın yöneticisi Krispus bütün ev halkıyla birlikte Rab'be inandı. Pavlus'u dinleyen Korintliler'den birçoğu da inanıp vaftiz oldu. Bir gece Rab bir görümde Pavlus'a, “Korkma” dedi, “Konuş, susma! Ben seninle birlikteyim; hiç kimse sana dokunmayacak, kötülük yapmayacak. Çünkü bu kentte benim halkım çoktur.” Pavlus, orada bir buçuk yıl kaldı ve halka sürekli Tanrı'nın sözünü öğretti. Gallio'nun Ahaya Valisi olduğu sıralarda, hep birlikte Pavlus'a karşı gelen Yahudiler onu mahkemeye çıkardılar. “Bu adam Yasa'ya aykırı biçimde Tanrı'ya tapınmaları için insanları kandırıyor” dediler. Pavlus tam söze başlayacakken Gallio Yahudiler'e şöyle dedi: “Ey Yahudiler, davanız bir haksızlık ya da ciddi bir suçla ilgili olsaydı, sizleri sabırla dinlemem gerekirdi. Ama sorun bir öğreti, bazı adlar ve kendi yasanızla ilgili olduğuna göre, bu davaya kendiniz bakın. Ben böyle şeylere yargıçlık etmek istemem.” Sonra Gallio onları mahkemeden kovdu. Hep birlikte, havranın yöneticisi Sostenis'i yakalayıp mahkemenin önünde dövdüler. Gallio ise olup bitenlere hiç aldırmadı. Pavlus Korint'teki kardeşlerin yanında bir süre daha kaldı. Sonra onlarla vedalaştı, Priskilla ve Akvila ile birlikte Suriye'ye gitmek üzere gemiyle yola çıktı. Adakta bulunmuş olduğu için Kenhere'de saçlarını kestirmişti. Efes'e vardıkları zaman Priskilla ve Akvila'yı orada bıraktı. Kendisi havraya giderek Yahudiler'le tartışmaya başladı. Bunlar daha uzun bir süre kalmasını istedilerse de, Pavlus kabul etmedi. Ama onlara veda ederken, “Tanrı dilerse yanınıza yine döneceğim” dedi. Sonra Efes'ten denize açıldı. Sezariye'ye vardıktan sonra Yeruşalim'e gidip oradaki kiliseyi ziyaret etti, oradan da Antakya'ya geçti. Bir süre orada kaldıktan sonra yola çıktı; Galatya bölgesini ve Frikya'yı dolaşarak bütün öğrencileri ruhça pekiştirdi. Bu arada İskenderiye doğumlu Apollos adında bir Yahudi Efes'e geldi. Üstün bir konuşma yeteneği olan Apollos, Kutsal Yazılar'ı çok iyi biliyordu. Rab'bin yolunda eğitilmiş bir kişiydi. Ateşli bir ruhla konuşuyor ve sadece Yahya'nın vaftizini bildiği halde İsa'yla ilgili gerçekleri doğru öğretiyordu. Havrada cesaretle konuşmaya başladı. Kendisini dinleyen Priskilla ile Akvila, onu yanlarına alarak Tanrı yolunu ona daha doğru biçimde açıkladılar. Apollos Ahaya'ya gitmek isteyince kardeşler onu cesaretlendirdiler. Onu iyi karşılamaları için oradaki öğrencilere mektup yazdılar. Apollos Ahaya'ya varınca Tanrı'nın lütfuyla iman etmiş olanlara çok yardım etti. Şöyle ki Kutsal Yazılar'dan, İsa'nın Mesih olduğunu kanıtlayarak Yahudiler'in iddialarını açıkça ve güçlü bir şekilde çürüttü.

ELÇİLERİN İŞLERİ 18:1-28 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Bu olaylardan sonra Pavlus Atina'dan ayrılıp Korintos'a gitti. Bu kentte Akila adında Pontoslu bir Yahudi'yi buldu. Akila Priskila adındaki eşiyle birlikte İtalya'dan yeni gelmişti. Çünkü Klavdius tüm Yahudiler'in Roma'dan gitmeleri için buyruk çıkarmıştı. Pavlus kendilerini görmeye gitti. Aynı meslekten olduğu için onlarla kaldı, birlikte çalıştılar. Meslekleri çadırcılıktı. Her Şabat sinagogta tartışıyor, Yahudiler'le Yunanlılar'ı inandırıyordu. Silas'la Timoteos Makedonya'dan geldiğinde, Pavlus kendini kutsal sözü yaymaya adamıştı. İsa'nın Mesih olduğuna ilişkin Yahudiler'e tanıklık ediyordu. Ama onlar direnip aşağılayıcı sözler söyleyince, yakasını silkti ve, “Artık tüm sorumluluk sizindir” dedi, “Sorumluluk benden gitti. Bundan böyle uluslara yöneliyorum.” Oradan ayrılıp Titius Yustus adında, Tanrı'ya tapınan birisinin evine gitti. Adamın evi sinagoga bitişikti. Sinagog başkanı Krispos'la tüm ev halkı Rab'be iman etti. Kutsal sözü işiten başka birçok Korintoslu da iman ederek vaftiz edildi. Bir gece Rab Pavlus'a görüm yoluyla, “Korkma” dedi, “Konuş ve susma. Çünkü ben seninle beraberim ve kimse sana saldırmayacak, kaba kuvvet kullanmayacak. Çünkü bu kentte bana ait büyük bir halk topluluğu var.” Pavlus bundan sonra bir buçuk yıl orada kalarak bu insanlara Tanrı'nın sözünü öğretti. Gallio Ahaya'da valilik ederken Yahudiler hep birlikte Pavlus'a karşı ayaklandılar. Onu yargı kürsüsünün önüne götürdüler. “Bu adam yasaya ters düşecek biçimde Tanrı'ya tapmaları için insanları kandırıyor” dediler. Pavlus konuşmaya hazırlanırken Gallio Yahudiler'e şöyle dedi: “Sorun bir yolsuzluk, bir kötülük ya da bir dalavere olsaydı, ey Yahudiler, sözlerinizi dinlerdim. Ama kendinize özgü deyimler, adlar ve yasalarla ilgili bir konu olduğuna göre, bununla kendiniz ilgilenin. Ben bu tür konularda yargıç kesilmek istemem.” Vali böylece onları yargı yerinden kovdu. Adamların hepsi sinagog başkanı Sostenis'i tutup yargı kürsüsünün önünde tartakladılar. Gallio ise onlar karşısında kılını bile kıpırdatmadı. Pavlus bir süre daha Korintos'ta kaldıktan sonra, kardeşlerle vedalaşıp Suriye'ye gitmek için gemiye bindi. Priskila ile Akila da kendisiyle beraberdi. Bir adağı olduğu için Kenhrea'da saçını kesmişti. Efesos'a ulaştıklarında Priskila ile Akila'dan ayrılıp sinagoga gitti, Yahudiler'le tartıştı. Onlar daha uzun süre kalmasını istedilerse de kendisi bunu uygun görmedi. Ama onlarla vedalaşırken, “Tanrı dilerse yeniden aranıza döneceğim” dedi ve gemiyle Efesos'tan açıldı. Sezariye'ye varınca çıkıp kiliseyi selamladı, sonra Antakya'ya indi. Pavlus bir süre Antakya'da kaldıktan sonra oradan ayrıldı. Galatya ve Frikya bölgesinde sırayla dolaşarak öğrencileri pekiştirdi. Apollos adında, söz söyleme yeteneği olan İskenderiyeli bir Yahudi Efesos'a geldi. Kutsal Yazılar'ı çok iyi biliyordu. Rab yolunda eğitilmişti ve ateşli bir ruhla İsa'ya ilişkin gerçekleri tüm ayrıntılarıyla öğretiyordu. Ancak, yalnız Yahya'nın vaftizini biliyordu. Bu adam hiç korkmadan sinagogta konuşmaya başladı. Priskila ile Akila konuşmalarını duyunca onu yanlarına aldılar, Tanrı'nın yolunu tüm ayrıntılarıyla ona açıkladılar. Apollos Ahaya'ya gitmek isteyince kardeşler onu yüreklendirdiler ve onu iyi karşılamaları için öğrencilere mektup yazdılar. Apollos oraya ulaşınca, kayra aracılığıyla iman edenlere büyük yardımlarda bulundu. Çünkü Kutsal Yazılar'dan İsa'nın Mesih olduğunu kanıtlayarak, etkili sözlerle herkesin gözü önünde Yahudiler'i susturdu.

ELÇİLERİN İŞLERİ 18:1-28 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

B U şeylerden sonra Pavlus Atinadan ayrılıp Korintosa geldi. İtalyadan henüz gelmiş olan, aslı Pontuslu, Akuila adlı bir Yahudi ile karısı Priskillayı buldu, çünkü Klavdius bütün Yahudilere Romadan çıkmalarını emretmişti; Pavlus onların yanına geldi; ve kendisi ayni sanattan olduğu için onların yanında oturdu, ve çalışıyorlardı; çünkü sanatça çadırcı idiler. Pavlus her Sebt günü havrada mubahase edip Yahudileri ve Yunanlıları ikna etmeğe çalışırdı. Silas ile Timoteos Makedonyadan indikleri zaman, kelâm Pavlusu içinden zorlamakta idi, ve Yahudilere, İsa Mesihtir, diye kuvvetle şehadet ediyordu. Ve onlar kendisine karşı koyup küfredince, esvabını silkerek onlara dedi: Kanınız kendi başınıza olsun; ben temizim; şimdiden sonra Milletlere gideceğim. Ve oradan çıkıp Allaha tapan Titius Yustus adlı birinin evine geldi; onun evi havraya bitişikti. Ve havra reisi Krispus bütün evile beraber Rabbe iman etti; ve Korintosluların bir çoğu işiterek iman edip vaftiz olunuyorlardı. Geceleyin bir rüyette Rab Pavlusa dedi: Korkma, ancak söyle, ve susma; çünkü ben seninle beraberim, ve seni incitmek için senin üzerine kimse el atmıyacaktır; çünkü bu şehirde çok kavmım vardır. Ve onlar arasında Allahın sözünü öğreterek bir yıl altı ay oturdu. Gallio Ahayada vali iken, Yahudiler ittifak ederek Pavlusa karşı kalktılar, ve onu hüküm kürsüsü önüne götürüp dediler: Bu adam şeriate aykırı olarak insanları Allaha tapmağa kandırıyor. Pavlus ağzını açmakta iken, Gallio Yahudilere dedi: Eğer bir haksızlık veya bayağı bir kabahat meselesi olsaydı, ey Yahudiler, size katlanmak gerekti. Fakat söz ve isimler ve kendi şeriatiniz meseleleri ise, kendiniz bakın; ben bu şeylerin hâkimi olmak istemem. Ve onları hüküm kürsüsünden kovdu. Ve hepsi havra reisi Sostenisi tutup hüküm kürsüsü önünde dövdüler. Gallio bu şeylerden hiç birine aldırmadı. Pavlus çok günler daha kaldıktan sonra, kardeşlere veda etti, ve bir adağı olduğundan Kenhreada saçlarını kestirip Priskilla ve Akuila beraberinde olarak Suriyeye yelken açtı. Ve Efesosa geldiler, onları orada bırakıp kendisi havraya girdi, ve Yahudilerle mubahase etti. Daha uzun zaman kalmasını kendisinden isteyince, razı olmadı; ve: Allah dilerse, yine size dönerim, diye onlara veda ederek Efesostan denize açıldı. Kayseriyeye varınca, Yeruşalime çıktı, ve kiliseyi selâmladıktan sonra, Antakyaya indi. Ve bir müddet durduktan sonra, yola çıktı, ve sırası ile Galatya ve Frikya diyarından bütün şakirtlere kuvvet vererek geçti. Aslı İskenderiyeli Apollos adlı, natıka sahibi bir Yahudi, Efesosa geldi; kitaplarda kuvvetli idi; bu adam Rab yolunda öğretilmişti; ve ancak Yahyanın vaftizini bilerek ruhta gayretli olup İsaya ait şeyleri doğruca söyliyor ve öğretiyordu. Ve havrada cesaretle söylemeğe başladı. Priskilla ve Akuila onu işitince, kendisini yanlarına alıp Rab yolunu ona daha doğrulukla anlattılar. Ve Ahayaya geçmek fikrinde olduğu zaman, kardeşler ona cesaret verip kendisini kabul etmelerini şakirtlere yazdılar; ve vardığı zaman, Allahın inayetile iman etmiş olanlara çok yardım etti; zira, İsa Mesihtir, diye açıkça kitaplarla göstererek Yahudileri kuvvetle ilzam ediyordu.